Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü |
|
||||||||||
|
Nisan ayýnýn ortalarý. Bir Ramazan günü. Eþim: “Akþama, iftara, lahmacun yaptýr. Yemek hazýrlamayayým” dedi. “Olur” dedim. Dörtyol’da “Çiçek Lahmacun” var. Genelde hep oraya yaptýrýyoruz hamur iþlerimizi. Sahibi Gani Çiçek, çok sevdiðim bir arkadaþým. Hanýma: “Çiçek Lahmacun’un numarasýný ver” dedim. “Bende yok. Ýnternetten bakýver” dedi. “Olur” diyerek çýktým evden. Ýkindiye doðru telefonumu elime aldým. Ýnternete girdim. “Çiçek Lahmacun” yazdým. Birkaç tane seçenek geldi. Biri Dörtyol Çiçek Lahmacun yazýyor. “Tamam. Bu bizimki” deyip numarayý aldým. Bir iki dakika içinde aradým. Karþýdaki ses: “Çiçek Lahmacun buyurun” dedi. “Ýyi günler kardeþ. Ben, Hakan Hoca.” dedim. Ses: “Buyurun hocam” dedi, samimi bir dille. “Kardeþ, iftar için 15 tane lahmacun lazým. Yetiþir mi?” “Yetiþir hocam. Siz hiç merak etmeyin.” “Tamam. Ben, 6.30 gibi gelip alýrým.” dedim. “Tamam” abi diye cevap verdi. Ýftara daha vakit vardý. Ben de arabayý köye sürdüm. Kýz kardeþimi ve annemi ziyarete gittim. Bir iki saat, kýz kardeþimle sohbet ettik. Ýftara kalmamý istedi ise de ben, durumu izah ederek bu daveti, nazikçe geri çevirdim. Kýz kardeþim: “Paça yapacaktým. Kaçýrdýn” dedi. “Saðlýk olsun. Kýsmet deðilmiþ. Baþka zamana inþallah” dedim. Saat 6.15’e kadar sohbet ettik. Sonra izin isteyip ayrýldým. Arabaya binip doðruca Dörtyol’a sürdüm. Tam vaktinde Dörtyol’a vardým. “Çiçek Lahmacun”un önündeyim. Fakat bir hayat belirtisi görünmüyor. Kapý ve pencereler kapalý: “Erken mi geldim acaba?” diye düþündüm. Saate baktým tam 6.30. Ýftara 45 dakika var. Cama yaklaþýp içeriye göz attým. Kimse görünmüyor. Yan tarafa doðru yürüyüp birileri var mý diye bakmaya baþladým. Gerçekten kimse yok. Tekrar ön tarafa gelip kapýya yaklaþtým. Cama hýzlý hýzlý birkaç defa vurdum. Yok. Allah’ýn bir kulu görünmüyor. Bu defa biraz daha hýzlý vurdum. Tam umudu kesmiþtim ki içeriden genç bir bayan çýktý: “Buyurun, Bir þey mi istemiþtiniz?” “Özür dilerim. Rahatsýz ediyorum. “Estaðfurullah. Buyurun. Ne istemiþtiniz?” “Sipariþlerim vardý. Onlarý almaya geldim.” Genç bayan biraz da þaþkýn bakarak: “Simit mi söylediniz?” Ben: “Hayýr, 15 tane lahmacun söylemiþtim.” “Lahmacun mu?” “Evet.” Genç bayan: “Emin misiniz?” “Evet.” “Kime söylemiþtiniz?” Ben: “Ýkindiye doðru telefon açmýþtým.” “Telefon mu açtýnýz?” “Evet. Bir erkek ses çýktý. 15 tane lahmacun söyleyip 6.30’da gelip alacaðýmý söyledim.” “Gerçekten emin misiniz?” “Tabii. Üstelik iftara yetiþir mi diye sordum? Yetiþir dedi.” Genç Bayan: “Allah Allah. Tuhaf” “Neresi tuhaf?” dedim. Genç bayan: “Beyefendi. Biz 6 aydýr lahmacun yapmýyoruz. O bölümü kaldýrdýk. Sadece simit yapýyoruz. Simit istemiþ olmayasýnýz?” Ben: “Yo hayýr. Ne istediðimi çok iyi biliyorum. 15 tane lahmacun dedim.” “Baþka bir yeri aramýþ olmayasýnýz yanlýþlýkla” “Bilmem. Telefonda kayýtlý. Son aranana bir daha bakayým.” “Lütfen bir bakýn” dedi. Telefonumu çýkarýp son aranan numaraya baktým Numarayý genç bayana da gösterdim. Genç bayan: “Efendim, bu bizim numara deðil, yanlýþ aramýþsýnýz” dedi. “Nasýl olur? Durun bir daha arayayým” Numarayý tekrar çeviriyorum. Karþýdan yine ayný erkek sesi geliyor. Hem de hiçbir þey demeden: “Abi, sizin lahmacunlar hazýr. Gelmediniz.” diyor. Ben: “Geldim, ama siz yoksunuz” diyorum. Ses: “Nasýl yokuz abi. Dükkândayým. Lahmacunlarýnýz pakette hazýr.” “Valla kapýnýn önündeyim. Sadece genç bir bayan var. Tüm kapýlar, pencereler kapalý. Bayan da ýsrarla lahmacun yapmadýklarýný söylüyor.” Ses: “Sen nerdesin abi? Yanlýþ dükkâna gitmeyesin?” Ben: “Çiçek Lahmacun yazýyor” Ses: “Evet. Doðru o zaman. Dýþardaysanýz gelip bakayým” diyor. “Dýþardayým da her yer kapalý” “Abi sen tam olarak neredesin? Bana yer adý söyle” “Dörtyol’dayým.” “Tamam biz de Dörtyol’dayýz. “Tamam. Ama ben, sizi göremiyorum.” “Abi, biz, Dörtyol Kavþaðýndayýz.” “Kavþak mý? Burada kavþak yok. “Olur mu abi. Osmaniye-Adana Yolu üzerindeki kavþaktayýz.” “Osmaniye mi? Adana mý? Ne Osmaniye’si, ne Adana’sý ya?” “Abi, biz Osmaniyede’yiz. Dörtyol kavþaðýndayýz.” “Kardeþ, ben Maðusa Dörtyol’dan arýyorum.” “Orasý neresi ya?” “Kýbrýs. Kýbrýs’tan arýyorum ben.” Ses: “Senin ananý s…..m” diyor ve telefonu kapatýyor. Oysa ben, özür dileyip: “Gerekirse banka hesap numaraný ver. 15 lahmacunun parasýný yatýrayým. Sen de onlarý hayýr olsun diye bir iki garibana daðýt” diyecektim. Ama adam hiç konuþmadan anama sövüp kapattý telefonu. Ne diyeyim? Üzülsem mi, kýzsam mý bilemedim… 19.04.2021 Gazimaðusa KKTC
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |