..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Kültür Çatýþmalarý > Hakan Yozcu




4 Mayýs 2021
Yozcularýn Kökeni ve Çangaza Köyü  
Hakan Yozcu
Çangaza Köyü o kadar çok ilgimi çekiyor ki araþtýrmadan, soruþturmadan yapamayacaðým. Bu konuda da You Tube imdadýma yetiþiyor. Kadirli, gerçekten okuma oraný olarak belki de Türkiye’nin en yüksek orana sahip bir ilçe. O kadar çok okuyan insan var ki neredeyse bütün þehir çocuklarýný okutmuþ, üniversite mezunu etmiþ. Yani buradan o kadar çok okumuþ insan çýkmýþ ki bunlar önemli makam ve mevkilere gelerek Türkiye’nin her yerine yayýlmýþ.


:ADEG:

1976 yýlýnda daha 10 yaþýnda iken ailemin bir sabah erkenden kalkýp, aðýrlýkta hafif, deðerde önemli olan tüm eþyalarýný kamyona yükleyerek Kýbrýs’a göçmesi ile birlikte doðduðum yerden, ailemin köyünden uzak kaldým. 50 yýlý aþkýn bir süredir Kýbrýs’ta yaþýyorum.
Doðduðum yer olan Kadirli, hep çocukluk anýlarým olarak belleðimde kaldý. Bura ile ilgili anýlarým 9-10 yaþýna kadar yaþayabildiklerim oldu. Akrabalarýmdan, arkadaþlarýmdan ve sevdiklerimden çok uzak kaldým. Yýllarca görmediðim için kimlerdi bilemedim. Gidip ne onlarý; ne de köyü göremedim. Ýçimde hep hasret olarak kaldý.
Babamýn yýllarca anlattýklarý ile tanýdým köyü ve Kadirli’yi. Babam anlatýrdý: “Çangaza Köyü, Kadirli’nin Güney tarafýna düþen, þehirden yaklaþýk 10 km uzaklýkta, yeþillikler içinde, aðaçlý, tarýma elveriþli çok güzel bir köydü. Evler, o yýllara ait huð denilen çitlerle ve saman dolu çamurlarla sývanmýþ, üzeri, bölgeye has bataklýklara ait bitki otlarýyla kaplanmýþ tek odalýk evlerdi. Çok az ev, iki odalý olurdu. Banyo, tuvalet, mutfak gibi özellikler pek yoktu. Etrafý kare biçimde tuðlalarla çevrilmiþ, caðlak denilen küçük bir bölümde yýkanýlýrdý. Öyle günümüz banyolarý gibi kapalý bir bölüm deðildi. Etrafý açýktý. Ama banyo yapýlacaðýnda diðerleri oraya gelmez, ya dýþarý çýkar; ya da arkasýný dönüp bakmazdý. Yemekler üçayaklý sacayaðý denilen bir demir üzerinde piþirilirdi. Bu sacayaðý odunlarla yakýlan ateþin üzerine konur, kazanlarýn üzerine konulmasýyla yemekler piþirilirdi. Her kapýda bir iki inek olur, onlarýn sütü ile peynir, yoðurt yapýlýrdý. Tavuklar beslenir onlarýn yumurtalarý ile öðün giderilirdi. Yöreye göre çeþitli meyve aðaçlarý bulunurdu. Ýncir, hemen hemen her evin vazgeçilmeziydi. Nar, dut aðacý vs vs… Köyde genelde buðday, karpuz, kavun gibi ürünler ekilerek tarým yapýlýrdý. Tarým ve hayvancýlýk köyün baþlýca geçim kaynaðý idi. Ama tarýmý herkes yapamýyordu. Çünkü köylülerin ekip biçecek tarlasý yoktu. Aðalarýn tarlasý olduðundan genelde aðalarýn yanýnda amelelik yapýlýrdý. Yevmiye usülü ile aðalarýn tarlalarýnda çalýþýlýrdý. Hayat böyle sürüp giderdi.”
Ancak yýllar sonra üniversiteyi bitirince gidebildim doðduðum þehre. Tabii çocukluðumdaki þehirden bambaþka bir þehir olmuþtu. Büyümüþ, geliþmiþ ve modern bir þehir kimliðine kavuþmuþtu.
Çocukluk yýllarýmda hatýrladýðým tek þey yoksulluktu. Bu yoksulluk, sadece bizim için deðil, orada yaþayan tüm insanlar için geçerliydi. O zamanlar kalkýnmýþ bir þehir deðildi Kadirli. Tarým, revaçtaydý. Ama tarýmla da uðraþan belli baþlý kiþiler vardý. Genelde bunlara aða deniliyordu. Hani, Yaþar Kemal’in meþhur Ýnce Memed romanýndaki, halka zulüm eden, onlarý sömüren, emeklerini gasp eden, onlarý adeta boðaz tokluðuna çalýþtýrarak zenginliklerine zenginlik katan aðalardý bunlar…
Her þey aðalarýn elindeydi. Her þeye onlar yön veriyordu. Çünkü para onlardaydý. Ýstedikleri gibi hareket edebiliyorlardý…
Son gittiðimde þunu öðrendim bir öðretmen arkadaþýmdan. Anlatýyor: “Ya hocam, günümüzde aða kalmadý. O, 50 sene önce binlerce dönüm araziye sahip olup da halký sömüren aðalar, bu gün acýndan ölüyor. Birçoðu elindeki mal varlýðýný kaybetti. Kimi iflas etti, kimi hep böyle kalacaðýz düþüncesiyle planlý ve programlý hareket etmedi. Birçoðunu lüks hayat, israf, eðlence ve kumar batýrdý. Zannettiler ki hayatýmýz hep böyle devam edecek. Zannettiler ki bu þatafat sürüp gidecek. Allah, insaný hep deniyor, imtihan ediyor. Akýllý olan bu sýnavý geçiyor. Olmayan da kaybolup gidiyor. Bu gün tablacýlýk yapan aðalar var. Ondan bundan para isteyip geçinmeye çalýþan aðalar var. Tabii artýk aða denmiyor bunlara…”
Bir gün babamýn sürekli anlattýðý, hep hayallerimde çok farklý olarak yarattýðým Çangaza köyüne gittim. Gerçekten de þehre çok yakýn bir köydü. 5, bilemedin en fazla 10 dakika sonra köydeydik.
Çangaza Köyü, Osmaniye Yolu üzerinden sola dönerek Kadirli Devlet Hastanesi Ýstikametine doðru kurulmuþ bir köy. Zaten Hastanenin hemen bitiminden sonra köy sýnýrý baþlýyor diyebiliriz. Hastaneden bakýldýðýnda köyün evlerini ve aðaçlarýný görmeniz mümkün.
Çangaza, Kanali, Cýðcýk, Aþaðý Bozkuyu ve Yukarý Bozkuyu var bu istikamette. Ýlk köy de halk arasýnda “Çankaza” olarak bilinen Topraktepe köyü.
Köy, toprak yoldan ilerlerken aniden sola ayrýlýyor. Ayrýlmadan önce büyük bir aðaç sizi gölgelemek için selamlýyor. Sýcak yaz aylarýnda yaya olan köylüler için bu aðaç yýllardýr bu görevi yerine getiriyor: Bir solukluk dinlenme ve çeþmeden su içme.
Hemen arkada Kabasakýz Mezarlýðý bulunuyor. Çangazalýlarýn mezarý burasý. Bana verilen bilgiye göre Çanagazalýlar ölülerini buraya gömüyor. Az ileride de Kabasakal’dan 3 km uzaklýkta Ýncirlik denilen bir mezarlýk var. Öðrendiðime göre akrabalarýmýn büyük çoðunluðu burada yatýyor.
Çangaza nereden geliyor? Neden buraya Çangaza denmiþ? Ýlgimi çekiyor. Bunu merak ettiðim için bana mihmandarlýk yapan amcaoðlu Mehmet Yozcu’ya soruyorum. Anlatýyor: “Çangaza Köyü antik bir köymüþ. Önceden burada Hristiyanlar yaþarmýþ. Onlar da buraya bir kilise yapmýþ. Bu kilisenin de “Altýn”dan yapýlmýþ büyük bir çaný varmýþ. Sonradan bu çaný çalmýþlar ve burada bir tarlaya gömmüþler. Yýllardýr defineciler bu altýn çaný arayýp durmuþlar. Kendi aralarýnda “Çaný kazalým, altýný alalým” derlermiþ. Ýþte bu çaný kazalým sözü zamanla halk arasýnda söylene söylene Çangaza’ya dönüþmüþ. Köyün adý buradan geliyor.”
Çangaza Köyü o kadar çok ilgimi çekiyor ki araþtýrmadan, soruþturmadan yapamayacaðým. Bu konuda da You Tube imdadýma yetiþiyor.
Kadirli, gerçekten okuma oraný olarak belki de Türkiye’nin en yüksek orana sahip bir ilçe. O kadar çok okuyan insan var ki neredeyse bütün þehir çocuklarýný okutmuþ, üniversite mezunu etmiþ. Yani buradan o kadar çok okumuþ insan çýkmýþ ki bunlar önemli makam ve mevkilere gelerek Türkiye’nin her yerine yayýlmýþ.
You Tube’da Çangaza ile ilgili haber ararken karþýma bir video çýkýyor. Kadirli’den çýkmýþ, bir bilim adamý Akademisyen Aytaç Bozkuyu çýkýyor.
Aytaç Bozkuyu Niðde Üniversitesi’nde tarih, Dokuz Eylül Üniversitesi'de Atatürk Ýlkeleri ve Ýnkýlap Tarihi Enstitüsü okumuþ bir etnolog. Türk Tarihçiler Birliði Kurucusu. Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Vakfý’nda çalýþmýþ. TRT’de Belgesel Danýþmaný olarak da görev yapýyor. Kýsaca alanýnda çok bilgili, donanýmlý ve profesyonel bir bilim adamý.
Sayýn Aytaç Bozkuyu Çangaza hakkýnda þu bilgileri aktarýyor videoda:
“Çangazalýlar, 24 Oðuz Boyu olan Eymür Boyuna mensuptur. Eymür Boyu, Oðuz Kaðan Destanýna göre Oðuzlarýn 24 Boyundan biri, Kaþkarlý Mahmut’un Divan-ý Lügat-it Türk’e göre 22 Oðuz Bölüðünden 11.si
Edinilen bilgilere göre Eymür köyleri Alevi veya Sünni inanýþlara sahip. Bir kýsmý da Alevi. Bu boylarýn Üçoklarýn boylarýndan Daðhan’ýn oðullarýndan geldikleri biliniyor. Eymür ismi de Oðuz Kaðan oðullarýndan Üçoklardan Daðhan’ýn oðlu Eymür’den geliyor.
1571’den 500 yýl önce Anadolu’ya ilk gelenlerin Oðuzlar Boyundan gelen Eymürlerin olduðu mezar taþlarýndan biliniyor. Buna göre Türklerin Anadolu’ya geliþi 1071 öncesine dayanýyor.
Eymür kelimesi, “iyi durumunda olan”, “Varlýklý olan” anlamýnda kullanýlmýþ bir sözcüktür. Anadolu’da birçok yerleþim birimi adýný bu boydan alýyor. Ankara’da bir de Eymür Gölü var. Adýný buradan alýyor.
Çangaza’daki Eymürler, 1563 – 64 yýlýnda 13 kola ayrýlmýþ. Bunlar, kýþlýk ve yaylak olarak 2 kýsma bölünmüþ. Kýþlýklarda çiftçilik, yaylaklarda hayvancýlýkla uðraþýyorlar.
Çangaza antik bir köy olmakla beraber, bölgede bulunan Ermeni Hrýstiyanlardan kalma bir kilise bulunmaktadýr. Rivayete göre kilisenin altýndan bir çaný olduðu ve bunun köyde bir tarlada gömülü olduðu söylenilmektedir.”
Bu rivayetin gerçeði yansýtmadýðýný belirten Aytaç Bozkuyu Çangaza sözcüðünün bölge aðzýnda “kavgacý” ve “döðüþçü” anlamýna geldiðini belirtiyor.
Köyde asýrlýk bir mezarýn olduðunu Kabasakýz adýyla anýlan bu mezarlýðýn köy tarihi bakýmýndan çok önemli bir kaynak olduðunu söylüyor.
Bu topluluðun yani Çangazalýlarýn, Yaylak olarak kullandýklarý yerin Çokak’ýn üzerinde bulunan Aðcadað eteklerinde bulunan Henk mevki olduðu, çangazalýlarýn buraya yaylaya gittikleri anlatýlýyor.
“1563 kayýtlarýna göre kýþlak merkezi Mal Deresi, Yaylak ise Çokak yaylasýdýr. Cumhuriyet döneminde ise 1525 yýlýnda köyün adý Toprkatepe adýný alýr ve bu gün de hala bu ad kullanýlmaktadýr.
Köydekiler aslýnda Bozdoðan aþiretine baðlýdýr. Oðuz Boylarýndan gelen Avþarlardýr. Bir Kýsmý Iðdýr, bir kýsmý da Eymür’dür.
Çangazalýlar Aþaðý ve Yukarý Bozkuyu köylüleriyle akrabadýr. Kýz alýp kýz vermiþler ve bu akrabalýðý güçlendirmiþlerdir. Yaþanan bir su kýtlýðýndan dolayý da bazý aileler Çangaza Köyüne yerleþmiþtir.
Sonuçta bunlar birbirleriyle akrabadýr. Bozdoðan Aþiretindendirler. Bozdoðanlar Iðdýr ya da Avþar, Çangazalýlar ise Eymür ve Avþardýr.” diye belirtiyor.
Tabii bu bilgilere ulaþtýktan sonra ister istemez kendi soyadýmý taþýyan Yozcularý merak ettim. Çangaza Köyü’nün büyük bir çoðunluðu Yozcu idi. Geniþ, büyük ve köklü bir aile idi. Peki kimdi bu Yozcular. Kökenleri ne idi? Nereden gelmiþlerdi?
Rahmetli babam, Kýbrýs’a geldiðimiz ilk günden itibaren bizlere “Sakýn, kim olduðunuzu unutmayýn. Nereden geldiðini unutmayýn. Aslýnýzý, kökünüzü bilin. Bunlarý kendi çocuklarýnýza da öðretin. Geçmiþinizle asla baðýnýzý koparmayýn. Akrabalarýnýzla sürekli irtibat halinde olun. Çocuklarýnýzý birbirlerine kaynaþtýrýn. Birbirlerini sevsinler, bilsinler” derdi. Ve durmadan anlatýrdý:
“Yozcular köklü bir ailedir. Türkiye’nin birçok yerine yayýlmýþlardýr. Bu gün izini kaybettiðimiz fakat kökü bizden olan birçok Yozcu ailesi var. Soyadlarýný deðiþtirip baþka isim alan Yozcular var. Doðuda, Batý’da, Ýç Anadolu’da, Karadeniz’de bile Yozculara rastlarsýnýz” derdi.
Burada ünlü bir öykü yazarýmýzýn bir öyküsünde Tekirdað’da bir eþkýya Yozcu’dan söz edildiðini söylediðimde düþünüp “Bu bizim falancanýn oðlundan baþkasý deðil. Bir ara köyden kaçýp gitmiþti. Trakya’ya gitti demiþlerdi. Olsa olsa o olur” demiþti.
“Yozcu nedir?” sorumuza þöyle cevap verirdi. “Yoz, kýsýr, doðurmayan koyunlara denirdi. Dedemin yüzlerce, binlerce yoz koyunu varmýþ. Bunlarý satarmýþ. Bir þey olduðu zaman Yosçuya gidin, onda koyun bulunur, yoz koyunlarý var, derlermiþ.” diye anlatýrdý.
Kökenimizi sorduðumuzda ise “Bize Karacalar da derler. Ama aslýnda Þamoðullarý derler. Aslýmýz Þam’dan gelme. Biz Avþar imiþiz. Önceden soyadý kanunu yokken Þamoðullarý derlermiþ. Bir gün soyadý kanunu çýkmýþ. Demiþler ki herkes kendine bir soyadý alacak. Herkesin bir soyadý olacak. Dedem de gitmiþ. Soyadý almak istemiþ. Memur demiþ hangi soyadýný almak istiyorsun? Dedem Þamoðullarý olsun demiþ. Memur demiþ ki “O ismi veremeyiz. Alýnmýþ. Alýnan isimlerin verilmesi yasak. Baþka bir isim söyle demiþ. Dedem bu sefer Karaca olsun demiþ. Memur bakmýþ o da verilmiþ. Olmaz demiþ. Bu da yasak. Peki, köyde seni nasýl çaðýrýrlar, bir lakabýn, bir ünvanýn var mý demiþ. Dedem de bana Yozcu derler. Yoz koyun alýp satarým demiþ. Bu benim mesleðim demiþ. Memur da o zaman sana Yozcu soyadýný verelim demiþ. Ve bu adý vermiþler.”
Babamýn anlattýklarý bu hikâyeler yýllarca belleðime dolduðu için bunlarýn gerçek mi yoksa uydurma mý olduðunu hep merak etmiþimdir. Ýþte bu merakýmý yenebilmek için Sayýn Aytaç Bozkuyu’ya ulaþtým. Kendisiyle tanýþýp konuþtum. Sað olsunlar büyük bir anlayýþla karþýlayýp Yozcular hakkýnda araþtýrma yapýp beni bilgilendirdiler.
Olaya önce yukarýda anlattýðým Yozcu isminin verilmesi ile baþladým. Bu olayýn doðru olup olmadýðýný, Yozcularýn kökeninin ne olduðunu, önceden Þamoðullarý denmesinin sebebini, bizim Avþar mý, yoksa Arap kökenli mi olduðumuzu öðrenmek istedim. Aytaç Bey, “Merak etmeyin, Devlet arþivlerine girerek istediðiniz bütün bilgelere en saðlýklý þekilde ulaþabilirim” dedi. Benden biraz müsaade istedi.
Bir ay kadar sonra bana yazarak bulduðu tüm bilgileri benimle paylaþtý. Öncelikle “Babamýn anlattýðý olaylarýn doðru olduðunu, dedemin soyadý alma ile ilgili anlatýlanýn belgelerle birebir uyuþtuðunu, bunlarýn kesin ve net doðru bilgiler olduðunu” söyledi.
Aytaç Bozkuyu Hoca aþaðýdaki bilgileri aktardý. Ben de kendi ifadeleriyle olduðu gibi size aktarýyorum:
“Þamlý Afþarý (Eski Yörük) adýndan da anlaþýldýðý gibi Kuzey Suriye, ya da diðer adýyla Halep Afþarlarýndan gelmektedirler. Ýran’da, özellikle Safeviler devrinde etkinliðini gördüðümüz Þamlýlar ise Halep Türkmenlerinden olup baþka boylara mensuptur. Ancak, günümüzde Ýran’daki Afþarlarýn obalarýndan biri Þamlý adýný taþýyor. Anlaþýlan bu Þamlýlar, zamanla Afþarlar arasýna girip onun bir obasýný oluþturmuþtur. 16. yüzyýlda Karaman Vilayetinde bulunan Atçeken oymaklarý arasýnda Eski Ýl kazasýnda sakin bir Þamlular (diðer adý Baþagiren) cemaati bulunmaktadýr. Kutlu Hanlý kavmine baðlý olan bu cemaat, 1543’de ortaya çýkmýþtýr.
Þamlýlar (diðer adý Eski Yörük), asýl vatanlarý olan Anamurun Çukurþamlý köyüne iskân edildi. Boz-Ulusun Aydýn bölgesinde bulunan cemaatleri arasýnda yeni oluþan bir Þamlý obasý var. Þamlu yazda Sivas’ýn güney tarafýnda ve Uzun Yaylada yaþayan, kýþý Halep bölgesinde geçiren Türkmenlerin Beðdili, Harbendeli, Ýnallu gibi oymaklarýnýn kollarýndan meydana gelmiþtir…”. Yazar Þamlý (Þamlu) boyu üzerine adý geçen eserinde daha sonra bunlarý kaydediyor: “Kýzýlbaþ ulusunu oluþturan birinci dereceli oymaklar þunlardýr: Ustacalý-Ustahacýlu (Safevi devrinde Ustaclu), Rumlu, Tekelü, Zülkadar, Þamlu, Kaçar…”. F. Sümer ayný eserinde daha sonra yazýyor: “Safevi devletinin dayandýðý en baþta gelen Türkmen boylarýndan biri olan Þamlu boyu baþlýca Beðdili, Ýnallu (daha sonralarý Ýnanlu) ve Hudabendelu (Harbendelu) obalarýndan meydana gelmiþti. Daha sonra bu boya Avcý, Balabanlu, Biçerlu, Arabgirlu ve Kerametlu gibi obalar da katýlmýþtýr”.
Yazar Þamlu boyu hakkýnda daha sonra þöyle yazýyor: “Ýskender Beð-i Türkmen’in “Târih-i Âlem Ârâ-yi Abbasi” adlý eserinin Bâyezid Umumi Kütüphanesi’ndeki nüshasýna göre (nr. 4976, 9b) Hanlar Haný Ali Kulu Han’ýn maiyetindeki emirlerden biri de Gazi Sultan-ý Balabanlu-yi Þamlu idi. Buna göre, Þamlu’nun bir de Balabanlu obasý olduðu anlaþýlýyor”“...Moðol birlikleri, o sýrada Sivas ve Kayseri yörelerinde olan Türkmenler ile Aðaçerleri üzerine, katliam amacý ile saldýrýya geçerler. Türkmenler, bu saldýrýyý göðüsleyemeyeceklerini anlayýnca, çareyi güneye inerek, Memlûk topraðýna sýðýnmakta bulurlar. Bu amaçla 40 bin çadýrdan oluþmuþ bir topluluk, 1277’de Suriye’ye geçerek, kýþlarý Gazze’den Amik Ovasý’na kadar olan bölgede, yazlarý ise Sivas’ýn güneyindeki Uzun Yayla’da geçirmeye baþlarlar. Oðuzlar’ýn Bayat, Beðdili, Avþar ve Döðer boylarýndan oluþmuþ bu yeni oymaða, o tarihten itibaren, artýk ÞAMLU TÜRKMEN’Ý denil¬meye baþlanýr...”. Þam lý (Niim-ý diðer Ahadlý)
Diðer ismi Ahadlý olan Þamlý cemaati perakendesinin yekunu 5 bennak nefer, 102 koyun ve 5 devedir. KAYNAK TK.KKA.TD /30,vrk41 a.”
Kýsaca Aytaç Bozkuyu Hocamýz, Yozcularýn Osmanlý döneminde Halep iline baðlý Þam’dan geldiklerini ve bunlarýn birçok yere daðýldýðýný, büyük bir kýsmýnýn da Kadirli Çangaza Köyü bugünkü adýyla Topraktepe Köyüne yerleþtiklerini ve burada hayatlarýný devam ettirdiklerini söylüyor. Þam’ýn uzun yýllar Türk hakimiyetinde olduðunu Anadolu’dan farklý bir yer olmadýðýný ve buralarýn bir Türk yurdu olduðunu dolayýsýyla bizim Arap kökenli deðil Bozdoðan Obasýna baðlý Þamlý Cemaatinden olduðumuzu genelde Avþar Türkmenlerimizden olduðumuzu kesin ve net bir ifade ile belirtti. Hatta Savfavi Türk Devletini kuranlarýn da Þamlý Cemaatinden olduðunu belirterek bu kaynaklara Faruk sümer Hocamýzýn da ulaþtýðýnýn altýný çizmiþtir. Kendisi de bu bilgilere Cumhurbaþkanlýðý Devlet Arþivinden kaynak olarak aldýðýný belirtmiþtir.
Ben de beni kýrmayýp, usanmadan, yorulmadan böyle bir araþtýrmayý yaptýðý için kendilerine sonsuz teþekkürlerimi sundum. Böyle deðerli araþtýrmacýlarýmýzýn sayesinde soyumuzu, sopumuzu ve kökenimizi çok rahat bir þekilde öðrenebiliyorduk. Ne mutlu bize ki kendi bölgemizden böyle çalýþkan, üretken ve halký için çalýþan bilim adamlarý yetiþiyor.
Çok teþekkürler hocam. Size minnettarým…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kültür çatýþmalarý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluðu
Arapahmet Kültür Evi

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Gün Olur Asra Bedel" Üzerine Bir Ýnceleme
Bir Þiir Emekçisi: Ýhsan Tevfik Kýrca
yaþar Kemal’in Ölüm Yýldönümü Münasebetiyle
Çeþitli Yönleriyle Prof. Dr. Erhan Arýklý
Öykü Tiyatro ve Sanat Üzerine
"48 Saat" Üzerine
Çakýrcalý Efe Üzerine
Âþýk Osman Akçay Ýle Tanýþtýk
Benim Gözümden "Tutunamayanlar"
Kayacý Vadisi (Doktorun Yeri)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðimde Ýhtilal Var [Þiir]
Hayat Seni Çözemedim [Þiir]
Helallik Ýstiyorum [Þiir]
Yörük Kýzý [Þiir]
Nasihat 2 [Þiir]
Seninle Olayým [Þiir]
Geliyoruz [Þiir]
Nasihat [Þiir]
Aþk Var mý? [Þiir]
Minik Bir Þaire Rastladým [Þiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doðumluyum. Kuzey Kýbrýs'ta yaþýyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümünden mezun oldum. 20 yýl çeþitli okullarda edebiyat öðretmenliði yaptým. Uzun yýllar Yenivolkan ve Güneþ Gazetelerinde köþe yazarlýðý yaptým. Þu an Habearkýbrýslý ve Güncelmersin Gazetelerinde yazýyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazýlarým yayýnlanýyor. Þiir, öykü ve tiyatro oyunlarý yazýyorum. Bu alanlarda çeþitli ödüllerim var. Kendime ait basýlmýþ "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Baþka" isimli iki adet öykü kitabým var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yýl Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Genel Müdürlüðü görevinde bulundum. Halen Baþbakan Yardýmcýlýðý Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlýðý'na baðlý Müþavirim.

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.