Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides |
|
||||||||||
|
Hırs, insanın iradesini elinden alarak kendisine mahkum eden, kurtulma imkanı olmayan bir güçtür. Bahsetmekte olduğum mahkumiyetin içerisine düşmek de o gücü, elimizde esir etmek de kendi elimizde olan bir durumdur. Bu gücün elinde oyuncak olup rüzgarında savrulduğumuz, görülen bir gerçektir. Farkında olduğum bir yanlışı da sizlere anlatmak istiyorum. İnsanoğlunun yapmakta olduğu en büyük hatalardan bir tanesi de hırsla azmi birbirinden ayırt edememesidir. Azim, insanı kendisine esir etmez ve içerisinde büyük tehlikeler barındırmaz. Hırsta bahsettiğim olayların hepsini barındırmaktadır. Onun için okurlarıma tavsiyem azimle hırsı birbirine karıştırmamaları yönündedir. İkisini birbirine karıştırmanız halinde,aydınlatılması beklenen olaylar, çözümü imkansız bir duruma gelir, tam bir kör düğüme dönüşür. Çözümü zor olan olayların hayatınızı alt üst etmemesi için sözünü ettiğim önemli olan iki hususun gözden kaçırılmaması lazım gelmektedir. Sizlere izlemiş olduğum ve çok beğendiğim bir tv dizisinden aldığım ve öneminin büyük olduğunu düşündüğüm, faydalı olduğu kanaatine vardığım bir bilgiden mahrum bırakılmamanız gerektiği fikri ile paylaşmayı uygun buldum. Çöl dikeni yani develerin aşık olduğu söylenilen diken hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum. Develerin çölde susuz kaldığı anda bu dikenden bir ısırık alarak dillerini kanatarak kendi kanlarını içip susuzluğunu gidermesi sonra tekrar bir ısırık daha, bir daha, bir daha derken dillerini paramparça ettikleri ve en sonunda kan kaybından öldükleri anlatılır. Yani hırslarının canlarına mal olduğu görülmektedir. Bahsetmekte olduğumuz bu dikene hicaz bölgesinde harese dikeni de denmektedir. Hırsın hareseden geldiği bilgisini sizlerle paylaşmak bu önemli bilgiye sahip olmanız gerektiği düşüncesine kapılarak aktarma ihtiyacı hissettim. Kaleme almakta olduğum yazımda yaptığım örneklendirmede, insanların hayatlarındaki olumsuzlukları, yenildikleri hırslarının meydana getirdiğini gördüm. İnsanların her daim hırslarının götürdüğü yere gitmekten vazgeçemedikleri aşikar. Ne kaybettiklerini idrak edemedikleri için de hırslarının kurbanı olma yoluna koşar adım yürümenin tercihinde bulunuyorlar. Bu yüzden de genellikle ihtiraslarının çektiği ıssız karanlığa doğru yol aldıklarına da şahit olmuşuzdur. Hırslarımızın başında ne yazık ki bizleri kendisine esir eden para gelmektedir. Maddi hırsların hayatlara nasıl zararlar verdiğinden de şüphe edilmemelidir. Bu gereksiz hırslarımız yüzünden başımıza olmadık işlerin açılacağı, hayatımızda olumsuz değişiklikler olacağı düşüncesine kafamızda yer vermiyoruz. Fakat bir analiz yapabilsek ,nerelerde neler kaybettiğimizi bir kavrayabilsek, o anda hayatı şimdiki baktığımızdan daha farklı görmemiz mümkün olacaktır. İhtiraslarımızın dünyamızı karartmaktan başka hiçbir işe yaramayacağına inanmak istemiyoruz. Çünkü bu inancı kalbimizde taşırsak olmadık kayıplar vereceğimizin fikri ile yaşamayı doğru buluyoruz. Fakat bizi karanlıklara götüren gerçek tehlikenin hırslarımız olduğunu bir kavrayabilsek, önümüzde parlayan ışığın söndürülmesine hiçbir zaman müsaade etmeyiz. Üzerimizde olumsuz etkiler bırakacağını düşündüğümüz tehlikelerin hayatımızda yer almasına müsamaha gösterirsek bilmeliyiz ki hem kendimizin hem de sevdiklerimizin felaketi olacağımız unutulmamalıdır. Bunları aklımızdan çıkarmamız halinde hırslarımız yüzünden hayatımızda yer bulmasına imkan olmayan güzellikler tarafından terk edileceğimiz gerçeği de bir ömür göz ardı edilmemelidir. O yüzden siz değerli okurlarıma şu fikrimi idrak ediyorum: İçinizi yakan sizleri kavurup küle çeviren hırslarınızın götürdüğü yere gitmeyin ,sevdiklerinizin ve kendi felaketiniz olma yolunu terk edin. Tercihinizi ıssız karanlıklara çeken hırslarınızın kurbanı olma yolunda değil de hayatınızda sizi siz yapan, dünyanızı güneş misali aydınlatacağına inandığınız fikirlerinizi paylaşma yolunda geliştirin. Yapacağınız bu önemli tercihin hayatınız için bir dönüm noktası olacağı unutulmamalıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |