Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Neden kendimizi korkularımızın etkisi altında bir karara varmaya zorluyoruz? Elbette hayatımızda önemli etkiler yaratacağına inandığımız, başarılarla tanışacağımız bazı kararlar almakla yükümlüyüz. Bizi hayata hazırlayan, altına girmekte olduğumuz yükümlülüklerin önemini kavrayabilmek de bilmemiz gereken doğruların başında gelmektedir;fakat kararlarımızı, irademizi eline alan korkularımız etkisinde verirsek hayallerimizi gerçekleştirmek şöyle dursun, yerimizden kıpırdayabilmek için bir arpa boyu yol almamız, imkansız bir hal alacaktır. Bahsi geçen imkansızlıkları bertaraf etmek için mantıksız fikirlerin kafaları karıştırmasına müsaade edilmemelidir. Zihinlerin boş düşüncelerle bulandırılmamasını engelleyemediğimiz takdirde, korku insan hayatındaki etkisini kaybetmeyecektir. Unutulmaması gereken bir şey var: Cesareti olmayan bütün insanlar bir ömür kaybetmeye mahkumdur. Başarılı olmak istiyorsak her daim, cesur bir şekilde korkularımızla başa çıkmamız lazım gelmektedir. Kendimizi ilgilendiren kararlar alırken kafamızı ,mantığımıza yön vermek isteyen korkularımızın karıştırmasına müsaade etmemeliyiz. Cesareti elden bırakmamız halinde etrafımızda ateşe kendi ellerini sokmak yerine maşa ile tutmak isteyenlerin peydah olmasına izin vermiş oluruz. Bu da yaşamımıza çöreklenmek için ufak bir açık bekleyenlerin, cirit atacağı anlamına gelir. Bahsetmekte olduğum durumların meydana gelmemesi için tek yapmamız gereken, bizim için büyük önem arz eden kararlarımızı, cesaretimiz eşliğinde almaktır. Korku eşliğinde alınan hiçbir kararın, insanoğluna fayda sağlamayacağının da bilinmesi icap etmektedir. Kararlarımızı alırken emin olmamız gereken tek şeyin, yüreğimizde korkunun yerine kırmızı çizgimiz diyebildiğimiz cesaret olduğudur. Bahsetmekte olduğum çizginin dışında kalmamız, hayatımızı akbabaların teslim alacağını, her daim önüne katan bir fırtınada savrulmaktan kurtulamayacağımızı gösterir. Korkaklık, insanoğlunun hayatının bir deprem etkisi ile enkaz halini almasının, diri diri mezara girmesinin sebebi olacaktır. Cesaretin ise hayatı boyunca kollarına kendisini bırakabileceği toprak gölgesinde, hayatı ile alakalı kararlar almak için dinlenebileceği koca bir çınar olduğu, akıllardan çıkarılmamalıdır. Neden bu örneği verdim?Ttoprağa bastığımız anda üzerimizde olumsuz etkiler yaratan elektriği dışarı attığımız bir ağacın gölgesinde dinlenerek hafiflediğimiz, herkes tarafından bilinmektedir. Korkaklık üzerinde yaşamakta olduğumuz hayatın her zerresinde yer alan olumsuzluklar yaratan fazla elektriktir. İnsan yaşamında bu kadar büyük etkisi olan cesaretin hiçe sayılması, önüne çizilen rotanın dışına çıkması anlamı taşımaktadır. Bir şahıs korkuların esareti altında aldığı kararların hayrını göremeyeceğini, her daim aklının bir köşesinde bulundurmalıdır. Yüreklerin kapanmayan yaralar almasına yol açacağının önemli bir göstergesidir, insanları yalanların içine sürükleyen korkaklığın pençesinde alınan mantıksız kararlar. Mantığımızı korkuların ellerine teslim etmemenin tek bir yolu olduğunun, elbette bütün insanlık farkındadır. Kollarına kendimizi bırakacağımız, şevkatli toprağın; gölgesinde dinleneceğimiz koca çınarın yani cesaretin güdümünde olmak bizim için en doğru olandır. Aldığımız hiçbir kararı gözden geçirmeden uygulamaya koymamalı, yapacağımız bir tek hatanın dünyamızı al aşağı edeceğini düşünerek adımlarımızı hesaplı atmalıyız. Bilinmelidir ki kendimizi korkuların etkisi altında bir karar almaya zorlamak, hayatımızın çorak bir tarla haline dönüşmesinde en büyük rolü oynadığımız anlamına gelmektedir. Yaşamakta olduğumuz hayatı düzene sokabilmek için yapmamız icap eden korku ile değil, cesaretle hareket etmektir. Cesaretle zulmün insanlar tarafından birbirine karıştırıldığı bilinen bir gerçektir. Bu iki gerçeği ayırt edemeyen insan müsvetdelerinin cesaret adı altında çevresinde yaşayanlara zulüm etmesine göz yumulmamalıdır. Bahsetmekte olduğum zulme göz yummak, kırmızı çizgimiz diye dilimizden düşürmediğimiz rotamızın dışına çıkmak demektir. Cesur olmanın hayatımızdaki yarattığı olumlu etkileşimleri görmezden gelmekse kararlarımızı uygulamaya koyma yolunu kesen etkendir. Onun için diyorum ki; aldığımız hiçbir karar ,korkaklığın esareti altında verilmemelidir. Büyük hayal kırıklıkları yaşamak istemiyorsak; kendimizi, korkularımızın etkisi altında karar almaya zorlamamamız gerekmektedir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |