İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Fikir ayrılıkları, insan yaşamında belli bölünmelerin başında gelen sebeplerden bir tanesi olarak gösterilmektedir. Hayatımızda karışıklıklara yol açan, mana veremediğimiz ayrılıklar yüzünden farkına varmadığımız kayıpların insanlık açısından yükte hafif pahada ağır olacağı, herkes tarafından bilinmektedir. İnsanoğlunun yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesi, her şeyi ben bilirim havasına bürünerek kaldıramayacağı en ağır yüklerin altına girmektir. Düşünmediği bir şey daha var:O da içerisine düştüğü fikir ayrılıklarının dünyasına doğan güneşin önüne bir sis perdesi halinde inerek hayatını aydınlatan ışığı elinden almasıdır. Kafasında yer bulmasına izin vermiş olduğu fikir ayrılıklarının yaşamında karışıklıklar yarattğını ve ayağına vurmaktan geri kalmadığı pranga olduğunu da bir türlü görmek işine gelmemektedir. Eğer girdiği yolun yanlışlıklardan ibaret olduğunun farkına varsa insanoğlu, kendi karanlığını sonlandırmakta bir an olsun gecikmeyecektir;fakat etrafına yanlış açılardan bakmakta ısrarcı olmaya devam etmekte, kendisini sürüklemekte olduğu karanlıktan kurtuluş yoluna çıkmak isteğini içinde barındırmamaktadır. Bahsetmekte olduğum fikir ayrılıklarının yaşamımızda karamsarlıklar yaratmaması için kafa karışıklıklarının meydan bulmasına müsaade etmememiz icap etmektedir. İnsanlar sözü geçen zihin bulanmalarına izin verdiği takdirde, hesapsız yola çıkmanın bedelini ağır ödemekten geri kalmayacaktır. Ödeyecekleri bedellerin hesaplarının kendilerinde bırakacağı olumsuz etkilerin mal olacağı kayıplar da hayatlarını alabora olmuş bir tekne haline getirecektir. Mantıksız fikirlerin beyinleri ele geçirmesi demek, hayatların kuşkusuz yanması, beklenen ışığı hasretle arayacağı anlamı taşımaktadır. Eğer gereksiz fikir ayrılıklarının hayatımıza yön vermesine izin verirsek; yaşadığımız bu güne kadar geçen her anımızı boşa harcadığımız, akıllarda bulundurulmalıdır. Zihinlerimizde bir deprem etkisi yaratan mantıksız düşüncelerden sıyrılma yolunda yürümeyi denemememiz halinde, inançlarımızı bir enkaz altında bırakacağımız, göz önünde bir gerçektir. Bahsetmekte olduğum gerçeği göz ardı etmek de insanoğlunun içerisinde sürüklendiği fikir ayrılıklarının oluşturduğu dehlizlerde, kendisinden bihaber yaşamaya devam edeceğidir. Beyinlerimize çağlama yoluna giren boş, mantıksız fikirler selinin önüne düşüncelerimize yön veren inançlarımızın bent olması çabasını göstermekten vazgeçmememiz lazım gelmektedir. Eğer sözünü etmekte olduğum gayret gösterilmezse; yaşamımızda olumsuzluklara sebep olan fikir ayrılıkları, zihinlerimizi işgal altına alacaktır. Bu da üzerinde yaşamakta olduğumuz hayatın güzelliklerini kaybederek çorak bir tarlaya dönüşeceğini gösterir. Bu işgalin meydana gelmemesi için yapılması icap eden her ne varsa hiç düşünmeden yapmamız icap etmektedir. Sözünü ettiğim durumların yaşanmaması için başta saygıdan ödün verilmemesi gerekmektedir. İnsanlar birbirlerine karşı saygılarını kaybettiği anda, beyinleri işgal altına alan fikir ayrılıkları, telafisi mümkün olmayan hatalar yapmamızda tek etken olacaktır. İçimizdeki boşlukları bizi yanlış yollara sürükleyeceğini bildiğimiz manasız düşüncelerle doldurma inancı ile hareket etmemiz, hayatımızı alakadar eden yanlış kararların başında gelir. İnançlarımıza ters düşen fikirlerin de kafamızı meşgul etmesine engel olmak, yine bizim elimizde olan bir şeydir. İnsanoğluna hayatında yine en büyük zararı kendisinin verdiğine, bizzat şahit oluyoruz. Yapmamızı gerektiren en önemli şeylerden bir tanesi, insanlar arasına nifak tohumları eken fikir ayrılıklarını hayatımızın baş köşesinde bulundurmamaktır. Büyük bedeller ödememek için de bir ömür kaldıramayacağımız ağır yüklerin altına girmekten uzak kalmamız icap etmektedir. Küçük dağları ben yarattım havası ile hareket etmeye devam etmemiz, hayatımızda telafisi mümkün olmayan kayıplara uğramamıza sebep olacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |