Ýnsan yeryüzüne Tanrý tarafýndan sýnanmak için gönderilmiþ. Öylesine bu sýnanmayý özümsemiþ ki, kendi sýnanmasýný unutup önüne geleni sýnamaya kalkmýþ. Baþarmýþ mý, evet. Pekâlâ adil olabilmiþ mi, hayýr.

Ýnsan doðduðundan bir süre sonra yürümede sýnanmýþ, sonra konuþmada... Derken okullarda sýnanmaya baþlamýþ. Ardý arkasý kesilmeyen sýnavlar...

Ýnsan denen yaratýðýn nefsiyle, kudretinin birleþtiði yerde kibir doðmuþ. Her þey kendi istediði gibi olsunla insana ayar vermeye baþlamýþ.

Gelelim günümüze ve ülkemize. Çocuklar dördüncü sýnýftan sonra sýnavlarla yüzleþmeye baþlýyorlar. Her yýl dört yazýlý sýnav. Sonra lise geçiþ sýnavý. Test ya da çoktan seçmeli sorulardan oluþan sýnavlar. Her dönem bir sýnav çoktan seçmeli. Sonra lise... Bir dört yýl da bu süreç. Ýki aþamalý üniversite geçiþ sýnavý... Ve üniversite... Kimisi için iki, kimisi için dört, kimisi için beþ, kimisi için altý, kimisi için yedi yýl. Bir ömür okumakla geçiyor. Elde edilen tek þey hiçbir iþe yaramayan "Diploma" adýný verdikleri bir kâðýt parçasý. Oysa diplomaya gerek kalmadan kimler hangi makamlara gelebiliyor bu ülkede.

Kendi üniversitesinin bilgisine, kendi öðretim üyesinin bilgisine, kendi devlet ve özel okullarýnýn eðitimine güvenmeyen bir devlet olduðundan iþ alanýnda yeniden sýnav yapma gereði duyuyor. Üstelik hem yazýlý, hem sözlü...

Aslýnda devlet yöneticilerinde bilgi güvensizliði yok. Kendilerine biat edip, her yaptýklarýný onaylayan, kendilerine baðlý, kendilerinin baðlý olduklarý dinsel kuruluþlar ve bunlarýn referanslarýna karþý çýkmayýp onay verecek kiþileri seçmek.

Düþünüyorum da, resmi kurum niteliði olmayan yani kamu kurumu olmayan kuruluþlarýn kurumlar üzerinde nasýl bir etkisi var ve bu gücü nereden alýyorlar ki, referans olduklarý kiþiler iþ sahibi oluyor. Bu da gösteriyor ki, hiçbir sýnavýn gerçek anlamda hükmü yok. Dolayýsýyla adalet yok.

Þu an her taraftan destek bekleyip sövdüðünüz ve terör örgütü ilan ettiðiniz Fetullah Gülen denen namussuzun hazýrladýðý Türkçe olimpiyatlarý adýna "Hatýra Para"yý siz bastýrmadýnýz mý? Bugün birlikteliðinizi sürdürdüðünüz kuruluþlarýn da yarýn ayný ihaneti yapmayacaklarýný nereden biliyorsunuz? Bu defa kimler tarafýndan kandýrýlmayý düþünüyorsunuz?

Bir kiþi ki, kamu personeli için açýlmýþ sýnavda Türkiye birincisi olmuþ, gel gör ki, nasýl bir zihniyet bu mülakatý yapýyorsa, Türkiye birincisi eleniyor. Acaba bu mülakatý yapanlarýn birlikte olduðu kimlerle düþünce uyuþmazlýðý vardý da elendi. Sýnavýn komisyonunda görev alan ahlaksýzlar eledikleri kiþiler kadar bilgi ve beceriye sahipler mi?

Bir baþka sýnav öðretmen kariyer sýnavý... Bu ikiliði çýkarýp gelecekte insanlarý birbirine düþürerek kendi ahlaksýzlýklarýný sümen altý edenlerin tek kazancý bir gün bu alçaklýk fark edildiðinde kendilerinin birbirine düþürdükleri kiþiler tarafýndan nasýl ve hangi sözlerle anýlacaklarý olmalý. Bittabii kendilerinde biraz olsun karakter kýrýntýlarý varsa eðer...

Niçin sýnav yapýyorsunuz sahi? Nasýl olsa yaptýðýnýz ve yaptýrdýðýnýz sýnavlara kendiniz itibar etmiyorsunuz. Adalet desen hak getire. Adalet sadece sizin için var. Sizin gibi düþünmeyenler hain, terörist, münafýk... Doðrudan atamalarý yapýn, insanlarý az da olsa bir umut kýrýntýsýyla uðraþtýrmayýn. Yoksa umutlarý kýrýlan insanlarý görmek size ayrýca zevk mi veriyor? Narsistliðinizi bu þekilde mi tatmin ediyorsunuz? Yoksa sizi çukur görenlerden öðrendiklerinizi uygulayarak mý tatmin oluyorsunuz?

Yeri gelmiþken bir konuya daha deðinmek istiyorum. Diðer kurumlarda hizmetiçi eðitim var mý ve uygulanýþý ne þekilde bilmiyorum, ama milli eðitimde, ne kadar köhne, bilgi ve karakter yoksunu varsa üstdüzey yönetici olduklarýndan, kendi bilgisizliklerini ve sýðlýklarýný öðretmenlerde görmeye çalýþýp, hiç kimseye hangi konuda eksiði olup olmadýðýný sormadan, öðretmenleri hizmetiçi eðitime zorlamalarý...

Akþam beþ ile yedi arasýnda hangi kurumlarda hiçbir karþýlýðý olmadan bu tür bir uygulama var? Acaba hangi sýð ve ahlak yoksunu kendi harisliðini tatmin için bu uygulamayý baþlattý?

Ýþte size bir Türkiye gerçeði... Yýllarca öðretmeni öðrenci düþmaný gibi gösteren hainlerin bakanlýk yaptý bu ülkede. Bu hainler þikâyet hattý kurarak küstahtýðý cesaret ve hak aramak olarak gösterip var olan bütün deðerleri yok ettiler. Öðretmenler, öðretmen düþmanlarý tarafýndan yönetilirken, kendilerini mi yetiþtirsinler, bu sosyal asalaklarla mý uðraþsýnlar? Ne yapsýnlar?

Deðerlerden haberi olmayan bilgi yoksunlarý ya da her þeyden haberi olan hainler, þimdi deðerler eðitimi verdirmeye kalkýyorlar. Acaba aldýðýnýz bunca yanlýþ karar yüzünden. "Sýnýfýnda öðrenciler tarafýndan darp edilen öðretmenlerin, okul bahçesinde silahla vurulan, býçaklanan öðretmenlerin vebali hakkýnda ne düþünüyorsunuz?" Sorusunu soracaðým, ama maket bir beyin ve maket bir karakter taþýdýðýnýz için cevap alamayacaðýmý biliyorum.

Adamlar akran zorbalýðýyla ilgili hizmetiçi eðitimini öðretmene veriyor. Akran zorbalýðý eðitimini, önce bakanlýk personeli almalý ki, öðrenciyi kýþkýrtýp her tür pisliði yapacak öðrencilerin önünü açacak kararlar almasýnlar. Sonra da bu semineri, dizilerlerle, filmlerle, piyasaya sürülen oyunlarla akran zorbalýðýna teþvik ettikleri öðrencilere aldýrmalýlar... Eskiler bu zihniyeti bozuklar için "Hem kel, hem fodol" tabirini kullanmýþlar. Bu nasýl bir aymazlýk, ben anlamadým. Anlayan beri gelsin.

Diyeceksiniz ki, "Maket bir beyin taþýyan yaratýklarýn bürokrat olduklarý yerde kimden, ne bekliyorsun?" Haklýsýnýz. Bir þey beklemiyorum. Sadece karabasan gören biri gibi sesimi duyurmaya çalýþýyorum. Hak duysun, yeter.

Ayaklarýn baþ, baþlarýn ayak olduðu yerde ne tür insan yetiþtireceksiniz?fikri olaný dinlemeye hazýrým.

27 Aralýk 22
Gölcük