"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
Deprem, insanoğlunu hem maddi hem de manevi kayıplara uğratan sebeplerden bir tanesi olarak bilinmektedir. Unutulmaması lazım gelen bir şey daha var ki; depremler, bizler yaşadığımız süre boyunca hayatımızda hep var olacaktır. Onun için afetten etkilenen kardeşlerimizden elimizden gelen her türlü destek esirgenmemelidir. Maddi kayıplar bir şekilde telafi edilebilir; fakat manevi kayıpların telafisinin mümkünatı olmadığı bir gerçektir. Günlerdir başımıza gelen bir felaketin açtığı yaraları sarmak için uğraşlar veren insanların yeri geliyor, sevinçlerine tanık oluyor, yeri geliyor hüzünlü anlarında kendimizi buluyoruz. Şüphesiz bizler de bu felaketin depremzedelerimizin üzerinde yarattığı psikolojik etkinin oluşturduğu manevi yıkımları gözlemlemekteyiz. İçimizi burkan görüntülerin hayatlarındaki olumsuz etkilerinden kurtulmaları için elimizden gelenin fazlasını yapmak istiyoruz; fakat dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Afetlerin başında gelen deprem olduğu zaman insanların suistimale uğradığı göz önünde bir gerçektir. Bahsetmekte olduğum suistimallerin yaşanmaması için insanların kendilerini nelerin beklediğini düşünerek hareket etmeleri gerekmektedir. İnsanların acılarından beslenme bilincinde olmak, hiçbir zaman kimseye bir şey kazandırmayacaktır. İşin psikolojik boyutu her daim gerçeklere kapalı olan gözlere hiçbir şekilde görülmez. Etrafımızda yaşananlara bizzat medya aracılığı ile şahit olduğumuz aşikar. Bizler hayatları mahveden yıkımların yarattığı psikolojik etkileşimleri görmezden gelmemiz halinde, hayatın etrafımızda yer alanlara neler getireceğine göz kapamış oluruz. Onun için diyorum ki her zaman ilk önce bize ihtiyaç duyanların yardımına koşmamız, onların elinden tutmamız icap etmektedir. Yardımımıza ihtiyacı olanların yaralarını sarmaz, sadece hayatta biz varız düşüncesine kapılırsak; gün gelir bizim yanımızda hiç kimse kalmaz. Hayat boyu ilk önce bizden yardım bekleyenlerin elinden tutma yoluna girmemiz gerektiği unutulmamalıdır. Yardıma ihtiyaç duyanları değil de her zaman kendimizi düşünerek hareket etmeye devam ettiğimiz takdirde, gün gelir aynı ihtiyacı bizim duyacağımız zihinlerimize kazınmalıdır. Böyle önemli konularda keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner sözünün önemini insanlara hatırlatmayı kendime bir görev bilmişimdir. Nedenine gelince insanların her zaman rabbena hep bana fikrini kafalarında taşıyarak hareket ettiklerini gözlemlemişimdir. Bilinmelidir ki hiçbir şekilde bu hayat kendilerinden başka kimseyi düşünmeyenlerin istediği gibi devam etmeyecektir. Bencilliğin rüzgarında savrulmak yerine hayata tutunmak için uğraş verenlerin yanında olmanız gerektiğini düşünerek hayatı kararan depremzedelerle omuz omuza bulunun. Ülkemizde şu anda bir depremin yaralarını sarmak için gayret gösteren insanlar göz önünde, hayatlarını bir can kurtarabilmek için hiçe sayarak deprem bölgesinde bulunmaktadır. El ele verip bu insanların yaralarına merhem olma düşüncesinin ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu burada görülmektedir. Bizlerin yapması icap eden, tek yürek tek bilek olarak depremzede kardeşlerimizin yaralarına tuz basmak isteyenlere inat, merhem olup sarmamız lazım gelmektedir. Yine gönül gözünün açık olması gerektiğinin ne kadar önemli olduğu burada görülmektedir. Her daim düşünülmelidir ki bugün bu kardeşlerimizin başına gelen bu acı felaket,belli bir süre sonra bizim de başımıza gelebilir. Afetzede kardeşlerimizin acılarını acımız olarak görmek, üzerimize düşen en önemli vazifelerden bir tanesi olmalıdır. Ne oldum değil, ne olacağım düşüncesi zihinlerin baş köşesinde bulundurularak hiçbir yardım çağrısının geri çevrilmesine izin verilmemelidir. Depremden olumsuz etkilenen kardeşlerimize maddi manevi yalnız kalmayacakları hissettirilmelidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |