Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
Bu ülkede CHP düzelmeden hiçbir şey düzelmezi boşuna söylemiyoruz. Çünkü seçmen AKP seçmeninden farklı değil. Bu ülkede gerçek seçmen kararsızlar. Onların oy oranı ne kadarsa o kadar seçmen var. Geri kalan seçmen, yem peşinde koşan tavuklara benziyorlar. Yemi versen de, vermesen de koşacaklar. Hayırlı cuma mesajı yayınlandı, arkasından muhalefet, Erdoğan karşışında mutlak seçilemeyecek bir isimle iktidara destek olacak girişimini ortaya koydu. Diyelim ki, Kılıçdaroğlu kendisine ve artık beşli masa olan diğerlerine rağmen seçilmeyi başardı. İktidar olmak istemeyen biri ne kadar ülke yönetebilir? Haydi yönetmeye başladı diyelim. Bu isteksizlik ve hatta beceriksizlik bugün yakınılan iktidarı en çok bir yıl içinde yeniden ve kalıcı olarak iktidara taşımaz mı? AKP ve seçmeninin Kılıçdaroğlu adaylığına sevinmeleri gerçek vehameti ortaya koymuyor mu? İki hiçten kaç her çıkarabilirsiniz? Altılı masaya bakın bakalım; Babacan ekonomiyi düzelttiğini söylerken ülkenin bütün kaynakları onun ve onun başkanlığındaki Unakıtan ve Şimşek döneminde ya yabancılara, ya AKP sermayecilerine peşkeş çekildi. Davutoğlu döneminde Süleyman Şah Türbesi bir içeri bir dışarı adeta saklambaç oynar gibi oynanıldı. IŞİD ya da kendi değişleriyle DEAŞ'ın reklamı ve tedavileri Türkiye'de yapıldı. Suriyelilerin ülkeyi sesli istilalarına başlaması bu dönemde başladı. Karamollaoğlu malum, Madımak Oteli faciasının töhmeti altında kurtulabilmek değil. Bir tek Meral Akşener kalıyor, o da bu pislikleri bilerek bu masada kalmaya devam etti. Parti içindeki alçaklıklarda cabası. Biri müslüman olmayan Türk'ü, Türk kabul etmez, biri şehit yakınına ana avrat söver, biri kadından Cumhurbaşkanı olmayacağı fetvasını verir. Buyurun cenaze namazına. Eleştirdiğimiz iktidardan hangisi daha iyi. CHP'ye bir bakın, Atatürk ilkeleriyle bağdaşan neyi kaldı? Parti başkanlığı seçimlerimde bile delegelerin baskı ve tehditle oy kullanamadıkları iki parti var şu anda; bunlardan biri CHP, diğeri MHP. Erdoğan'ın yerinde ben de olsam Kılıçdaroğlu'nu CHP başında tutmaya ve tutturmaya devam ederdim. Şaibeli bir şekilde parti başkanı olan Kılıçdaroğlu, iktidar ne zaman halkın gözünde itibar kaybetse; ya doğrudan destekle, ya saçmalayarak iktidara yeniden itibar kazandırıyor. Muhalefetteki tutarsızlıklara bakıldığında, iktidarın bir şey yapması gerekmiyor; hem koltuk değnekleri sağlam, hem muhalefet iktidarın yürüdüğü yolu doğruluk ve dürüstlük engellerinden temizliyor. İktidara da "Birlikte yürüdük biz bu yollarda" türküsünü söylemek kalıyor. Ey Türkiye Cumhuriyeti halkı, bu bir semazen dönüşü. 1950'den beri "hep aynı nakarat". Allah cumanızı değil, yarınlarınızı hayretsin ve gönül gözlerinizi açsın, zira biyolojik gözlerin açık olması bir boka yaramıyor. 5 Mart 23 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |