YALANLARDAN MEDET UMMAYIN
Yalan; bir çok şahsiyetin bir bina misali yaşamını üzerine kurmaktan
kaçınmadığı, sağlam olmadığı tescillenen temeldir.
Hayalleri bir enkaz haline getirip insanların bin bir zorlukla kurduğu
dünyalarını, yeri gelir güneş ışığına hasret bırakmaktadır.
İnsanoğlu ne çekerse büyük küçük demeden bir liman olarak görüp
sığındığı yalanlardan çekmektedir.
Gözlerde çağlayan sele sebep olduğunu söylemekten hiçbir zaman
çekinmem, her daim hayatlarda yer bulmasını engellemek istediğim bir
gerçektir.
İnsanlar küçük büyük demeden hiç düşünmeden yalanların arkasına
sığınıyor; ama hesaba katmadıkları en önemli şey, kendilerini uçsuz
bucaksız boş bir karanlığa sürüklüyor.
Bunların yaşanmaması için de insan hayatını hesapsız kayıplara
uğrattığını bildiğimiz yalanlara sığınılmaması icap ettiği bütün dünya
ile paylaşılmalıdır.
Üzerine inşa etmekten çekinmedikleri temelin, insan hayatında önüne
geçilmesi imkansız bir felakete zemin hazırladığına bire bir şahit
oluyoruz.
Yazık ki bu felaketlerin önüne geçmek için bir gayret gösterilmediği,
yalanların fikirlerimizde olumsuz etkiler yarattığı gözle
görülmektedir.
Göz ardı etmekle telafisi mümkün olmayan en büyük zarara uğradığımız aşikar.
Değerli okurlarım, bu yazımı yalanlar konusunda yapmakta olduğum
gözlemlerime dayanarak kaleme almak istedim ve sizlerle düşüncelerimi
paylaşmakla kendimi yükümlü hissettim.
Bilinmelidir ki yalanın büyüğü, küçüğü hepsi insan hayatında yer bulan
güzelliklerin yok olmasında önemli bir yere sahiptir.
Onun için diyorum ki hiçbir şekilde yalanların bize kazandıracağı bir
şey olmadığı inancı, kalplerimizde taşınmalıdır.
Zihinlerimizi beyaz yalan, pembe yalan denilen bu kirliliklerin
bulandırmasına izin verdiğimiz anda, hayatımızda bir daha elde
edemeyeceğimiz kayıplar olacaktır.
Bahsetmekte olduğum yoksunlukların yaşanmaması için hayatımızın sağlam
olmadığını bildiğimiz bu temel üzerine inşa edilmesine müsaade
edilmemelidir.
Eğer ısrarla yalanların hayatınızda yer almasını isterseniz, yeri
gelecek etrafınızda dost namına hiç kimsenin kalmayacağını bilmeniz
lazım gelmektedir.
Yaşadığınız dünyayı kirliliklerden arındırmak için dilinizden
düşürmekten bir an olsun vazgeçmediğiniz yalanlardan kendinizi
kurtarmakla işe başlamalısınız.
Tercihlerinizi doğrulardan yana kullanmadığınız müddetçe, kalplerde
yeşermesi beklenen umutların yerinde yeller eser.
Umutsuzluğa yer olmaması için de yapılması gereken en önemli şeyin,
yalancılığın zihinlerde bitirilmesi uğraşı verilmelidir.
Aslında herkesin bilincinde olduğu; fakat değilmiş gibi görünerek
hayatına devam ettiği en önemli şey: yalanlar üzerine bir hayat
kurmanın imkansız olduğudur.
Akıllarda bulundurulması gereken bir şey daha var; imkansız diye bir
şey yoktur, imkansızlık insanoğlunun arkasına kendisini gizlemek için
gayrete girdiği bir perdeden ibarettir.
Ateşin nasıl bir kıvılcımla insanların dünyasını yakıp kavurduğu
bilinmekte, yalanlar da aynı şekilde hayatların ters düz olmasında büyük
paya sahip olmaktadır.
Bize küçükken her daim şu öğretilirdi :Büyüklerimiz tarafından sakın
yalan söylemeyin, yalanın büyüğü küçüğü olmaz.
Etrafıma baktığım zaman büyüklerimizin bize hayatın gerçeklerini
gösterdiğini ve hayatımıza ışık tutan o güzelliklerden kaçmamamız icap
ettiğini anlıyorum.
Şu güzel sözün de hayatımız açısından ne kadar büyük bir öneme sahip
olduğunu söyleyebilirim, doğru söze hacet gerekmezmiş.
Dilleri nasıl alıştırırsanız bir ömür yaşamınızda etkisi aynen devam eder.
Yuvaların yıkılıp dağılmasında da rolünün büyük olduğuna bütün dünya şahittir.
Siz değerli okurlarıma son sözlerim; hiçbir zaman ne olursa olsun
yalanların sığınılacak bir kapı olmadığı bilinmeli, onlardan medet
umulmamalıdır.