Bu yazýyý yazmaya baþladýðýmda aklýma Ömer Seyfettin'in "Pembe Ýncili Kaftan" hikâyesi, Efkatun Cem Güney'in "Ýnci Diþli kýz Altýn Perçemli Oðlan" masalý geldi. Bakanla kaftan arasýndaki tek iliþki inci. Biri onur kurtarýyor, biri onur batýrýyor. Eflatun Cem Güney masalýndan ise Yusuf Tekin'in sözleri arasýnda kötü bir bað kurdum.

Türk Milli Eðitim Bakanlýðý "Ýnci Diþli Kýz Altýn Perçemli Oðlan" masalýna döndü. Kýz gülünce inciler dökülüyor, oðlanýn perçemi taranýnca altýnlar. Verimli tarým arazisi gibi ne saçmalasan birkaç katýný alýyorsun. Acaba topluma yararlý bir þeyler yapýlsaydý da ayný verim alýnýr mýydý?

Sayýn bakanýn kaftanýnýn eteklerinden dökülen inciler beni mest ediyor. Dökülmeyen inciler daha enteresan olmalý. Altýnsa kasalarýnda olmalý, ayakkabý kutularýný geçtik, artýk uzay çaðýndayýz.

Bu arada sayýn bakanýn bir açýklama haberini gördüm. Bakan, "Sayýn velilerimizden ricamýz öðretmenlere öðretmenliði öðretmesinler. Kendilerine ebeveynliði öðretsinler." diye bir açýklama yaptýðý yönünde. Hayret ettim. Doðru bir tespit. Vallahi beni þaþýrttý beni Sayýn Bakan. "Bozuk saat bile günde iki kere doðru zamaný gösterir" derlerdi. Ben bunlardan açýkçasý doðru olan hiçbir þey beklemiyordum. Doðru zaman atlanarak yanlýþa devam edilir sanýyordum, yanýldým. Helal olsun, bozuk saat doðru zamaný gösterdi.

Sayýn bakan velilere nasihatte bulunurken, öðretmenlere öðretmenliði siz öðretmeyin, biz gereðini yapýyoruz mu demeðe getiriyor, diye aklýma çýlgýn sorular geliyor. Çünkü bakan, öðretmenin kendisi kadar hakka niyetli olmadýðýný düþünüyor olmalý ki, artýk sýnavlarý kendisi yapmaya karar veriyor ya da öðretmenlik hevesini sýnav yaparak alma giriþimi içinde. Öðretmen denen garip yaratýklar sýnav yapmayý da beceremedikleri için bakanlýk konuya müdahalede bulunuyor. Türkiye genelinde yapýlacak bir sýnav...

Ben bir adým daha ileri giderek, örgün eðitim ve öðretimin kaldýrýlmasýný, okullarýn akademik danýþmanlýklara dönüþtürülmesini, proje, performanlarýn kaldýrýlmasýný, sýnavlarýn tamamýný "Açýk Öðretim" sýnavlarý biçiminde yapýlmasýný istiyorum. Hem bu þekilde, öðretmen ihtiyacý da azalmýþ olur. Veli öðretmen sürtüþmesi asgari düzeye çekilmiþ olur.

Bu sistemi uygularsanýz þayet, bakanlýðýn yapmýþ olduðu yanlýþlarý, eksikleri ve edepsizlikleri öðretmen ve okul yönetimlerine yýkamazsýnýz, deðil mi? Bu da sizin rahatýnýzý kaçýrýr. Demek ki, her güzeli bir bozar çýkýyor. Kendinizi kurtarmak için baþka bir suçlu bulmak ve ona bu suçu yamamak için de iyi plan yapmak gerekiyor. Etrafýnýza bu iþi iyi yapacak kurnaz insanlar bulursanýz sizin ayaðýnýzý kaydýrýrlar, aptal insanlar bulursanýz, onlar da plan yapamazlar. Zor iþiniz.

Bence siz de, diðer bakanlar gibi hiçbir þey yapmayýn, yapýlacak olanlarý cumhurbaþkanýna býrakýn. Hatta siz de þu CHP yok mu, þu CHP eðitim programý yapmamýzý sabote ediyor da diyebilirsiniz.

Mesela yani...

25 Eylül 23
Gölcük