..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Osman Altýnbaþ




2 Aralýk 2023
Taþlarýn Gölgesinde: 5. Bölüm  
Osman Altýnbaþ
Nimali sözlerine baþlarken ve devam ederken, Gri mavi gözlü arkadaþýna doðru ataða geçen elinde kalýnca zincir olan biri, onu zarar verici nitelikte salladý. Rakibi hiç tereddüt etmeden kýlýcý ile bir kaç hareket eþliðinde sanki bir müzik aletinin tellerine uyumlu bir þekilde dokunur gibi metal ve görünüþe göre paslý halkalarý keserek parçalara ayýrdý. Nimali ise buna tempo tutarak cücenin kaldýrýp ta kendisine doðru yönlendirdiði baltayý kýlýcýyla karþýladý ve ayný oranda saldýrganý hýzlý hýzlý kýlýç hareketleriyle sendeleterek geriye düþmesine sebep oldu. Soriol da notalarýn akýþýna uyum saðlayarak oklarýný diðer ikisine gönderdi. Öte yandan þaþkýnlýða uðrayan zincirli saldýrýnýn sahibi karþýsýndakinin bir yumruk darbesi davetini geri çevirme lüksü olmaksýzýn kabul etmek zorunda kalýp örtülü yüzüne yedi.


:DAI:
5.BÖLÜM

Yol arkadaþlarý kendilerini takip eden soðuk ve yandaþý ayazdan kurtulmaya çabalarken;
“Siz de duydunuz mu beyler? Sanki uzaklardan çýðlýk sesi geliyor.”
“Biz soðuðun þiddetinden gayrý bir þey duymuyoruz Nimali. Öyle deðil mi Marju?” dedi Soriol sonuna doðru sesi çatallaþmýþtý.
“Eðer Nimali duymuþsa doðrudur. Onu dinlesek iyi olur zira o çýðlýk sesi bana da gelmeye baþladý ve gittikçe de artýyor.”
Yeþil gözlü, oval yüzlü arkadaþlarý haklýydý çünkü çýðlýðýn sahibi görüþ alanlarýna girmiþti. Hýzlý hýzlý gelen adýmlarla beraber, yere bastýkça çatýrdayan dal parçalarý eþliðinde sesin þiddeti daha da yoðunlaþýrken buna ek olarak ta daha aðýr tonlarý kulaklarýna hücum ediyordu. Asap bozucu soðukla mücadele eden yol arkadaþlarýnýn görüþ mesafesine giren, feryat eden onlara doðru yaklaþýrken arkasýndakiler de yavaþ yavaþ belirmeye baþlýyordu. Aðaçlarýn arasýndan soluk soluða gelen ve baðýrmaya devam eden diþi bir insandý. Onu takip edenler ise biri cüce olmak üzere dört kiþiydi.
Onlardan kaçan hýzla koþarken önündeki kütüðü fark etmedi ve savaþçýlarýn ayaklarýnýn dibine düþtü. Soriol, güçlükle yerden düþeni kaldýrdý. Üç insan, tüm heybetleriyle havada uçuþan yapraklarýn arasýnda, soðuða da aldýrmayýp diþi insaný da yanlarýnda tutup gelenlerin karþýsýna yardým sever duygularýn getirisi ile dikildiler.
Yanlarýndakini kovalayanlar onlara göre daha zayýf görünüyordu ancak soðuða dayanýklý kalýn ve aðýr kýyafetler giyiyorlardý ve içlerine rahatlýkla kesici aletleri saklayabilirler neticesinde yol arkadaþlarýna sürpriz yapabilirlerdi. Cüce dýþýnda diðerlerinin yüzü siyah bir bezle örtülüydü. Kendisinin, üçlüye bakýþý: ‘Onu verin ve defolun gidin’ diyordu, ‘Tersini yaparsanýz sonuçlarýna katlanýrsýnýz’ diye de yüz ifadesini sertleþtirerek onlara sunuyordu. Savaþçýlar ise duruþlarýný hiç bozmamýþ ve bakýþlarý, konuþan ve diðer üçü dahil ‘Biz sizin gibi çapulcu takýmýna olanak verecek kadar niteliksiz deðiliz.’ diye cevabý yapýþtýrýyordu. Diþi insanýn -kafasýnda kapüþonu olduðu için yaþýný pek seçemiyorlardý- belli ki baþý derteydi. Üçü de insanlýk adýna ve zor durumda kalanlarý kurtarmak adýna davranýþ sergileyerek;
“Neden bu insaný kovalýyorsunuz? Derdinizi bir an önce anlatýn ki siz yolunuza biz de yolumuza gidelim.” dedi Soriol sanki kelimeler aðzýndan çýkarken birbirine çarpýyordu. Bu arada diþi insan yol arkadaþlarýnýn arkasýna doðru ilerlemiþti.
“Siz kimsiniz ki. Üç tane uzun saçlý çapulcu. Uzatmayýn! Biz dört kiþiyiz… dedikten sonra duraksadý. Kalýn sesinin aðýr tonlu vurgusuyla; “O ellerinizi de sabit tutun.” diye de hýrladý cüce, tehditkar bir biçimde diðerlerine de iþaret ederek baltasýný karþýsýndakilere doðru kaldýrdý.
“Çapulcu mu. Kalýn sesin ve uðursuz bakýþýn ancak sizin gibi moronlarý etkiler yerden bitme. Neyse… Konuþmayý denedik, yapacak bir þey yok!”
Nimali sözlerine baþlarken ve devam ederken, Gri mavi gözlü arkadaþýna doðru ataða geçen elinde kalýnca zincir olan biri, onu zarar verici nitelikte salladý. Rakibi hiç tereddüt etmeden kýlýcý ile bir kaç hareket eþliðinde sanki bir müzik aletinin tellerine uyumlu bir þekilde dokunur gibi metal ve görünüþe göre paslý halkalarý keserek parçalara ayýrdý. Nimali ise buna tempo tutarak cücenin kaldýrýp ta kendisine doðru yönlendirdiði baltayý kýlýcýyla karþýladý ve ayný oranda saldýrganý hýzlý hýzlý kýlýç hareketleriyle sendeleterek geriye düþmesine sebep oldu. Soriol da notalarýn akýþýna uyum saðlayarak oklarýný diðer ikisine gönderdi. Öte yandan þaþkýnlýða uðrayan zincirli saldýrýnýn sahibi karþýsýndakinin bir yumruk darbesi davetini geri çevirme lüksü olmaksýzýn kabul etmek zorunda kalýp örtülü yüzüne yedi. Gelenler baktýlar bunlar bizden güçlü ikisi topallayarak kalanlarý da onlarýn önünde yol arkadaþlarýnýn ve kovaladýklarýnýn karþý istikametine doðru bir nevi kuyruklarýný kýstýrýp gittiler.
“Hah! Daha yeni ýsýnýyordum. Neyse bunlarýn sayesinde biraz sýcakladým.”” diye alaycý bir þekilde sýrýttý Nimali. Diðer ikisine nazaran Marjuarane; ‘sanki bu kadar kolay olmamalýydý,’ diye þüphe içine düþmüþtü. Arkadaþlarý ise onun bu düþünceli halini görse de umursamadý.
Kovalanan kurtulmuþtu -onun peþinde olanlarýn bu kadar ödlek olduðuna dair herhangi bir düþünce geçmezken kafasýnda- önceki korkmuþ hali yavaþ yavaþ kurtarýcýlarýnýn yanýndayken sevdiðinden ayrýlan aþýk misali onu terk ediyordu. Diþi insanýn üstünde de kalýn giysileri gören Marjuarane’ nin kafasýndaki þüphe koridorunda ‘Bizim üstümüzde daha inceleri varken neden bunlarda kalýnlarý bulunuyor,’ diye ikinci yolcu da yürümeye baþlamýþtý. Yine de yanýndakinin giydikleri onun peþindekiler kadar kalýn olmasýna raðmen narin bir insanýn taþýyabileceði kadar daha hafif ve daha iyi görünüyordu.
Kurtarýlan, kendini güvende hissedip rahatladýktan sonra, kafasýndaki kapüþonu indirdi ve onun kýzýl saçlý, genç bir kýz olduðunu gördüler.
“Beni o canilerden kurtardýðýnýz için size çok minnettarým,” dedi yuvarlak yüz hattýnda çekiciliðiyle boyanmýþ zarafet tablosu gülümsemesiyle. Sesi, tatlý ve leziz yemek sonrasý gibi, haz veriyordu. Sanki onun sedasý dinleyenlerini etki altýnda býrakýyor ve onlara büyüleyici naðmeler sunuyordu ki kýz konuþmaya devam ettikçe ve üç arkadaþ buna kapýldýkça beyinlerindeki bir düþünce ‘etki altýndasýnýz’ diye onlarý uyarýyordu ancak bu resitalden kopamýyorlardý. Marjuarane nasýl anladýðýný kavrayamýyordu ama kýzýn kendilerini büyülediðinin farkýndaydý fakat bunu ona yansýtmýyordu. Koridora bir yolcu daha adým attý. ‘onu kurtardýðýmýz halde neden bizi büyülüyor?’
Kýz, konuþmaya devam ederken gülümsemesi daha da geniþledi. Tuzaðýn büyüsüne kapýlan savaþçýlar onun peþi sýra ilerliyordu. Sanki ses bir kýzak gibi yol arkadaþlarýnýn adýmlarýný çekiyor ve kurtardýklarý da onlarý belirli bir yöne götürüyordu. Hiç susmadan üç arkadaþýn ulaþmak istedikleri nehre hepsini getirdi.
Hava kararma noktasýna biraz daha yaklaþmýþken kýz ve üçlü aþýrý soðukla katýlaþýp buza dönmüþ nehrin üzerindeydi. Onlarý büyüleyen, hem konuþuyor hem de tamamýnýn silahlarýný topluyordu ancak Marjuarane nin kýlýcýný ve giysisinin altýndaki kolyeyi almaya kalktýðýnda þaþkýnlýða uðradý zira savaþçý ona karþý koymuþtu. Kendisi büyünün etkisinde yeterince deðildi ve de þuuru açýktý ama kýz bunun farkýnda deðildi. Onun ellerini sertçe tuttu ve büyülü sedanýn sahibini buzun ilerisine itti. Diðer ikisi de diþi insanýn sesi kesildiði için hemen silahlarýný alýp üstüne yürürken karþýlarýndaki bir anda anlamadýklarý dilde bir þeyler söyleyerek ortadan kayboldu.
Onlar tam þaþkýnlýklarýný dillerine yansýtacakken aniden kulaklarýnýn kapýsýný kanat sesleri vurup kaçanlar misali çaldý. Pür dikkatle yukarýya baktýklarýnda tam üstlerinde dört kuzgunun uçtuðunu ve bir çember çizdiklerini gördüler. Kuþlar bir tur döndükten sonra onlar katýlaþmýþ nehirden kaçamadan bulunduklarý kýsmýn haricindeki buz çatladý. Bir tur daha döndüler ve tabandaki, su çemberi oluþturacak þekilde sütunlar halinde yükseldi, akabinde savaþçýlar orada kaldý. Soriol onun içinden geçmek için hareketlendi ancak duvar niteliðine bürünen su ona geçit vermedi. Kuþlar bir tur daha dönerken su, ateþe meylediyor ve kanatlýlar üçüncüyü de tamamlayýnca kolonlar tamamen alevlendi .Daha yakma derecesine gelmeyen ateþten aniden çýkan uzantýlar bir nevi kývýlcýmlý eller onlarýn silahlarýný almaya çalýþýrken o esnada Marjuarane bilinçsizce kýlýcýný yaklaþan alevlere kaldýrdý ve elindeki parýldamaya baþladý. Ne yaptýðýnýn farkýnda deðildi sanki her þey durmuþ büyünün sahnesinde sadece kýlýç hareket ediyordu ki ateþten eller onun giysisinin altýna uzanmaya yeltenirken umarsýzca silahýn darbesiyle kesildi. Marjuaranenin kýzýn sesinin etkisi altýnda kalmamasýný saðlayan kolyenin kýlýca bahþettiði güçle ondan çýkan ýþýltýlar alevlere temas etti zira çember yakýcý nitelikte daralmaya baþlamýþtý. Bu dokunuþlar ateþ çemberini tekrar suya çevirip sütunlarý ortadan kaldýrdý ve büyüyü tersine döndürdü. Sonrasýnda da kuzgunlar da kaybolmuþtu.
Yol arkadaþlarý artýk buzla kaplý olmayan nehrin kýyýsýnda buldular kendilerini.
“En son hatýrladýðým þey duyduðum enfes sesti,”
“Benim de,”
“Aynen,” dedi Marjuarane monotonca
“Anlamýyorum ne için bizi büyülesin ki… Biz onu kurtardýk, böyle mi teþekkür edilir. Hem ne ara biz bir büyücünün sahnesinde figüran olduk,"
“Hiçbir fikrim yok,”
“Bence bunu yapan her kimse ya da neyse amacý bizim silahlarýmýzý almaktý. Üçümüzün de saðlam ve cesur olduðumuzu fark etti ve onlarý büyü yoluyla alamaya kalktý artýk niye istiyorsa,”
“Öyle mi Soriol. Sence bizim kýlýçlarýmýzýn ne özelliði var ki diðerlerinden,”
Üçü de bu konuda herhangi bir sonuca varamadý.
“Bu arada biz büyüden nasýl kurtulduk?” ikisinin bakýþý da Marjuarane ’nin üzerindeydi.
“Bana ne bakýyorsunuz. Nasýl kurtulduðumuz hakkýnda hiçbir fikrim yok. ”Onun hatýrladýðý en son þey kýzýn kolyeyi almaya çalýþýrken… Daha ötesini anýmsamýyordu. Ve kýyýda bulmuþlardý kendilerini.
Onlar tam olarak ne olduðunu anlayamadan ve soluklanamadan üstlerine geniþ bir gölge daha çöktü ve bu savaþçýlara ‘kaçýn’ diyordu adeta.
Bu karaltýnýn sahibi yol arkadaþlarýný insan formunda takip eden, suyun ateþe büyüsünde azýmsanamayacak yardýmý olan kýrmýzý ejderhaydý. Yaratýk, yol arkadaþlarýnýn maruz kaldýðý kendine has üslubuyla bir takým deðiþiklerde bulunduðu büyünün oluþumunu ve sona eriþini izlemiþ ve ardýndan homurdanmýþtý. Ve þimdi de gerçek þeklinde onlarýn üstünde fink atýyordu. Yine de içinde þüphe kýrýntýsý kaldý: bu büyüyü nasýl tersine çevirdiler?
Kurbanlarý onu fark eder etmez hýzla karanlýða doðru kaçýyorlardý. Nehrin karþýsýna geçmeleri gerekiyordu ancak ejderhanýn aniden ortaya çýkmasý durumu deðiþtirmiþ ve onlarý maðaralara doðru gitmek zorunda býrakmýþtý. Kendine göre acýnacak haldeki insanlarýn oraya giriþini gören ejderha söylendi ve homurtuyla inin aðzýný kapatarak bu rahatsýzlýðýný da onlara ifade etmiþ oldu. Ýnsan formuna dönerek bir aðaca dayandý ve beklemeye baþladý.
Yol arkadaþlarý, kendilerini soðuk ve ürpertici, kapkaranlýk bir maðarada buldular.
“Ýnsan pislikleri buraya giriþ yaptý. Sakin ve kendinize hakim olun yoksa onlarýn etini tadamazsýnýz. Uzaktan bu çöplerin kokusunu aldýðýmýz anda burayý biraz aydýnlatacaðýz… Homurdanmayý da kesin! Ormanda ejderhanýn yaptýðý gibi sustururum sizi.” dedi inin içlerinde bir yerde orklardan birisi.
Maðaranýn içi, çýkýþýnýn kayalarla kapanmasýndan dolayý zifiri karanlýktý. Yol arkadaþlarý birkaç deneme yapmýþtý onlarý kaldýrmak adýna ama yerlerinden oynatamamýþlardý.
“Ben size söyledim beyler bu kayalarý oynatamayacaðýmýzý,” dedi Marjuarane býkkýnlýkla
“Ýlk aklýmýza gelen buydu ama olmadý,”
“Daha fazla vakit kaybetmeden bu delikten baþka bir çýkýþ bulmalýyýz. Belki hava bacasý falan vardýr. Korkarým ki burada yalnýz deðiliz,”
“Aman ne güzel!”
“Bizler savaþçýyýz, karanlýk engel olamaz, yolumuzu bulacaðýz ve buradan kurtulacaðýz.” dedi Marjuarane umutla ve ileriye doðru ilk adýmý atan da o oldu. Diðer ikisi arkadaþlarýndan bu tarz bir konuþmaya alýþkýn olmadýklarýndan þaþkýndýlar.
Üç insan maðaranýn duvarlarýna tutuna tutuna yavaþ ve emin olmaya düþündükleri adýmlarla yürümeye baþladý. Yol, aþaðýya doðru çok az meyil veriyordu. Ayaklarýna birkaç tane kuru kafa takýlsa da günlük yaþadýklarý bir durummuþ gibi pek de umursamadýlar. Onlar sonrasýnda aþaðýya daha fazlaca eðim vermeye baþlayan inin içlerine doðru ilerledikçe karanlýk yavaþ yavaþ açýlmaya karar verdi. Üçünün de kýlýcý ellerinde, tamamen saldýrýya hazýr bir þekilde ilerliyorlardý.
“Siz de benim aldýðým kokuyu alabildiniz mi?”
“Evet Soriol aldýk bu yüzden tetikte olun,”
“Yine mi orklar! Þu an yedi tane sayabildim,”
“Biz onlarý görüyorsak onlar da bizi görüyor. Bunlar bizim etimizi çok sever,her daim menülerinde isterler… Neden saldýrmýyorlar?”
“Hiçbir fikrim yok Nimali. Bize sataþmamalarý ve öylece takip etmeleri beni daha çok tedirgin ediyor. Daha hýzlý yürüyün!” dedi Marjuarane telaþ içinde.
Orklar, savaþçýlarýn bulunduðu yerde toplanmaya devam ediyor ancak onlardan beklenmedik bir þekilde, herhangi bir atakta bulunmuyorlardý. Yaratýklar, savaþçýlarýn arkasýnda yavaþ yavaþ birikmeye devam ederken insanlar çok daha hýzlý koþmaya baþlamýþtý. Arkasýndakiler ayrýca sað ve sol taraflarýnda çoðalmaya baþlayanlar sadece onlarý kovalýyordu.
“Sanki koyun gibi bizi sürüyorlar,” dedi nefes nefese Nimali
“Haklýsýn dostum da yapacak bir þey yok. Sayýlarý çok fazla koþmaya devam edin!”
Orklar, insanlarýn ön taraflarý hariç diðer kýsýmlarda onlarý izlemeye devam ediyordu. Kýsa yüksekliklerle alçalýp deðiþen ve birkaç dönemeçle devam eden bu kaçýþ yol arkadaþlarýný geniþ bir alana çýkardý. Bir anda takip edenlerin tamamý maðaranýn kenarlarýndaki iç kýsýmlara kaydý. Marjuarane ve Nimali önde Soriol hemen arkalarýnda kaçýyorlardý. Aniden öndeki ikili durdu ve diðeri onlara çarptý. Savaþçýlarý durduran üç morlonktu; ikisi önde biri arkadaydý.
“Þimdi yandýk iþte! Aðýzlarýnýzý hemen bir bezle kapatýn! Hiç vakit kaybetmeden saldýrmamýz ve bir an önce de bunlardan kurtulmamýz gerek yoksa salgýladýklarý zehirli kokuya maruz kalacaðýz çünkü kapalý alandayýz, çok fazla zamanýmýz yok!” dedikten sonra Marjuarane biraz soluklanmak zorunda kaldý.
“Nefesini uzun cümlelerle harcamasan mý diyorum,” dedi Nimali kaçýþýn nefesine maruz býraktýðý hýrýltýyla beraber arkadaþýna iþaret ederek bir anda öndeki ikisinden soldakine ataða geçti, Marjuarane de ayný hýzla saðdakine.
Soriol da dostlarýnýnkine nazaran daha hýzlý hareket ederek oklarýný arkadakine gönderdi. Bunu gören Marjuarane arkadaþýný ‘daha yavaþ, nefesini boþa harcama’ diye uyardý. Kendisinin ve Nimalinin ayný anda saldýrýsýnda, onun kýlýcý rakibinin kýllý ve açýða çýkmýþ pençeli elindeki topuzunu, kaldýrdýðý vakit, kaðýt gibi kesti ve morlonk arkasýna doðru sendeledi ancak dostunun kýlýcý diðerinin sivri çýkýntýlý topuzu ile engellendi ve kendisinden daha güçlü görünen bu yaratýk tarafýndan geriye gitmek zorunda býrakýldý. Soriolun oklarýný dikenli topuzuyla karþýlayýp bertaraf eden daha diþli çýkmýþ ve karþýsýndakine doðru yaklaþýp yayýna ok süremeden pençeli eliyle onun bacaklarýndan birine vurup, yaralayýp yere düþürmüþtü. Rakibi ani bir hareketle ve dolayýsýyla ard arda nefesle toparlanýp acýya aldýrmayarak, tam düþmanýn topuzunu suratýna yiyeceði sýrada kýlýcýný kaldýrdý ve ileri hamle yaparak yaratýðý zor da olsa geriye doðru itti. Bu insanlar ve morlonklar arasýndaki kendilerine göre gösteriyi izleyen orklarýn kaypak gözleri daha da ýþýldamaya baþladý. Önlerinde mücadele edenler yapýsal güç anlamýnda insanlar tarafýnda neredeyse birbirine denkti ancak savaþçýlar nefes konusunda ölümcül derecede dezavantajlýydý.
Yol arkadaþlarý bu kapalý alanda korkusuz ve acýmasýz yaratýklar arasýnda sýkýþmýþtý. Mücadele ilerledikçe soluduklarý havadaki zehrin etkisi artýyordu. Aðýzlarýndaki bez bunu bir nebze olsun engellese de daha fazla koruyamýyordu. Morlonklardan Marjuarane nin rakibi onun kýlýç darbeleriyle yaralansa da diðer ikisi de dahil savunma pozisyondalardý ve onlarý oyalýyorlardý. Bunlarýn taktiði belliydi kapalý alanda; çoðunlukla müdafaa durumunda kal zamaný gelince saldýrý konumuna geç. Nimali ve Soriol’ un hareketleri iyice yavaþlamýþ harcadýklarý yoðun enerjiden dolayý ki bu nefeslerine sirayet ediyordu gittikçe ayakta kalmakta zorlanýyorlardý. Diðer taraftan Marjuaranenin durumu onlara göre daha iyiydi. Karþýsýndakinin iþini hemen hemen bitirmiþti öte yandan aniden saldýrýya geçen iki morlonkun, darbelerine arkadaþlarý zehrin iyice iþlemesiyle yeterince engel olamamýþlar ve yaralanmýþlardý. Kendisi, tam leþ kokuluyu býrakýp diðerlerine yardým edeceði sýrada onlara doðru bakarken, bu esnada fýrsattan yararlanan mücadele ettiði, zorda olsa onu ayaklarýndan yakalamýþ ve kendine çekmeye baþlamýþtý. Son bir gayretle, yere düþerken kalýn elbisesinin içindeki býçaklardan birisini alarak ilk önce morlonkun onu tutuan çarpýk eline sapladý ardýndan da diðerini rakibinin gözüne fýrlatýp kayan kýlýcýna uzandý ve can çekiþen varlýðý kafasýný keserek karanlýða gömdü. Kendisini kurtarmaya çalýþýrken diðer iki düþmaný onlarý seyredenlerin bir nevi tezahüratlarý eþliðinde arkadaþlarýný sivri topuzlarýyla ve pençeleriyle nefes almakta ve dolayýsýyla hareket etmekte oldukça zorlanan, aðýzlarýndan ortamdaki maruz kaldýklarý zehrin son derece yoðun etkisiyle kan kusanlarý önce durdurup. yakalayýp hiçbir karþý koymaya uðramadan kesici diþleriyle parçalamýþ ve ikisini çoktan yemeye baþlamýþtý bile. Onlarý ne ölen kendi türü ne de nefes almakta iyice zorlanan Marjuarane ilgilendiriyordu. Plana uymuþ ve kolyeye sahip olaný býrakmýþlardý. Ödülleri olan insan etini tatmýþlardý ki onlar için önemli olan buydu.
Marjuarane, þu an arkadaþlarýný midelerine indiren yaratýklara müdahale etmeyi düþünürken ki çok zor nefes almaya baþlamýþtý ve öksürdüðünde de eline kan gelmiþ olmasýna raðmen tam hareket edecekken kafasýnda bazý sesler bunu yapmamasýný ve hýzla oradan kaçmasý hususunda kendisini bir þekilde ikna etti. Diðer iki morlonk hayatta kalanýn türünün ikisini yerken ona aç gözle baksalar da müdahalede bulunmadýlar ve yemeklerini tatmaya devam ettiler. Kenarlardan orklar, yavaþ yavaþ geliyordu çünkü onlar morlonklarýn kendileri için býraktýklarýný tadacaklardý. Yaratýklarýn penceresinden alan memnun satan memnundu. Ýnsan için ise durum hiç iç açýcý deðildi.
Marjuarane, ne pahasýna olursa olsun savaþmak için, arkadaþlarýnýn intikamýný almak için sonu ölüm bile olsa orda kalmak istemiþ ancak kolyenin beynine fýsýldadýklarýnýn ‘karþý koyamadýðý’ etkisinde kalarak bundan nihayetinde vaz geçmiþti. Bu acýyla karýþýk kabullenmeyle nereye kaçtýðýnýn farkýnda olmadan maðaranýn kapanan çýkýþýna doðru koþtukça, arkadaþlarýný öldürenlerden uzaklaþtýkça soluklarý normalleþerek oraya ulaþtý ve þaþkýnlýkla kayalarýn atýlmýþ olduðunu gördü.
Aðaca dayanýp insan formunda bekleyen ejderhanýn yanýna orklardan birisi gelip planýn baþarýlý olduðunu söylemiþti. O da hemen gerçek þekline dönüp insaný karþýlamak için kayalarý maðaranýn çýkýþýnda tabiri caizse toplamýþtý.
Ýnden çýkar çýkmaz Marjuarane birebir ejderhayla muhattap olmak zorunda kaldý. Yaratýðýn istediði þey kolyeydi; büyücü almayý baþaramayýnca kendisi olaya müdahil oldu ve morlonklarla bu planý gerçekleþtirdi. Kötü kokulu yaratýklar istediklerini aldý sýra -kendisine oldukça güçlü ve tanrýlara ait bir büyülü nesne olduðu söylenen- kolyeyi almaya gelmiþti. Onun amacý bu güçle doðunun sahibi Kýrmýzý Ejderha Dacassyre ye meydan okumaktý.
Kolyeyi almak için pençelerinden birini insana doðru savurdu ancak boþluðu buldu çünkü öldürmek istediði ortadan kaybolmuþtu.
Nesne devreye girmiþ, savaþçýyý kurtarmýþ ve bu yol sayesinde onun en çok istediði olmuþtu.
Marjuarane, yeniden ortaya çýktý ancak bulunduðu yer ejderhayla karþý karþýya olduðu maðaranýn çýkýþý deðildi. Bir aðaca dayanmýþ þekilde duruyordu ve önünde onun kýlýcýnda kanlarý bulunan iki kiandor cesedi vardý. Ayaða kalktý ve silkindi. Þaþkýndý zira en son hatýrladýðý þey; bir elf kýzýnýn onu aðaca asýp dallarýnýn da boðmasýydý.
‘Buraya nasýl geldim’ diye düþünürken bir çýtýrtý duydu ve hemen teyakkuza geçti. Sesi çýkaran karþýsýna geldi ve;
“Kýsa bir süreliðine yanýndan ayrýldým ama sen hiç rahat durmuyorsun ayrýca bu üzerindeki elbiseleri de ne zaman giyindin ve neden bana doðru kýlýç tutuyorsun?”
“Sen de kimsin? Seni daha önce hiç görmedim ama sen beni tanýyor gibisin,” dedi tedbiri elden býrakmadan.
“Beni nasýl tanýmazsýn! Bana yardým ettin ben de sana yardým edeceðim. Adým Waclonne ve sana bir casus olduðumu söylemiþtim sen de batýdan geldiðini ve Dacassyrenin inini aradýðýný anlatmýþtýn. Beni iki kanada ayrýlmýþ elf diyarýndan kovan batý kýsmýnýn hakimi Wairacasýn görevlendirdiði Ecnarte’nin peþimden gönderdiði iki adamýndan kurtarmýþtýn. Nasýl hatýrlamazsýn kaçýk büyücünün- "
“Yeter!” diye baðýrdý Marjuarane. Tam anlamýyla kafasý allak bullaktý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Taþlarýn Gölgesinde: Giriþ/ 1. Bölüm
Taþlarýn Gölgesinde: 6. Bölüm
Taþlarýn Gölgesinde: 2. Bölüm
Taþlarýn Gölgesinde: 4. Bölüm
Taþlarýn Gölgesinde: 8. Bölüm
Taþlarýn Gölgesinde: 3. Bölüm
Taþlarýn Gölgesinde: 7. Bölüm

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sökük: 3 [Þiir]
Bütün Dillerime Aykýrýsýn Sen [Þiir]
Bana Bir Sen Ismarlarsýn [Þiir]
Üç Yamalý Bohça [Þiir]
Sensin Yar [Þiir]
Gözyaþý Kýrýklarý [Þiir]
Kaygan Yol [Þiir]
Perde [Þiir]
Bað Bozumu [Þiir]
Gül (S) Açýmý Bahar Bir Buket Hüzün [Þiir]


Osman Altýnbaþ kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman Altýnbaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.