..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Öyküsel > Samile yener




19 Mart 2024
Teslimiyet  
Samile yener
Teslimiyet duygusu ölümdür bazen...


:ADD:
TESLÝMÝYET


Ýnsanlarýn bir noktaya doðru baktýklarýný fark ediyorum, duraða yürürken. Bir önceki otobüse yetiþmem gerekirdi aslýnda diye hayýflanýyorum. Eve çok geç kalacaðým diye düþünüyorum, bir yandan adýmlarýmý hýzla atarken. Gittiðim arkadaþýmdan tam ayrýlýrken yapýlan þu ayaküstü muhabbeti yüzünden, bir önceki otobüsü kaçýrdýðýmý anlýyorum saatime baktýðýmda. Gelmek üzere olan otobüse yetiþmek için çabalýyorum artýk. Caddenin kalabalýklýðý ve arabalarýn klakson sesleri dayanýlacak gibi deðil. Büyük þehirde yaþamanýn sýkýntýsý içimi daraltýyor.
Gitmeli diyorum bu büyük þehirden, þöyle küçük þirin bir köyde taþ bir ev almalý. Minik bir bahçesi olmalý arkada, bahçesinde maydanoz, nane, roka yetiþtirmeli, saksýlarda kýrmýzý karanfiller bir de. Karanfillerin yavaþ yavaþ boy verdiðini seyretmeli her gün. Taþ bir basamaðý olmalý sokak kapýsýnýn önünde ve boyasýz eski tahta kapýsý üzerinde demirden tokmaðý. Ýki minik penceresi olmalý, perdeleri patiskadan ve çivitle boyanmýþ, uçlarý dantelli. Beyaz badanalý duvarlarý, is tutmuþ þöminesi, yerde yýrtýk pýrtýk bir kilimi olmalý. Bir oda bir mutfak olmalý. Odanýn bir köþesinde karyolasý olmalý demirden, üzerinde kanaviçe iþli karanfil desenli süslü bir yastýk, eskilerden kalma. Uzun yastýk… Ýki kiþinin baþýný koyduðu, ortadan ayrýlýp birbirine ayrý düþmemiþ, iki kiþilik uzun tek bir yastýk… Kýrk yama bir yorgan. Güneþin üzerine süzüldüðü, gökkuþaðýnýn tüm renklerini taþýyan yumuþacýk bir yorgan olmalý. Ayþe teyze, Gülsüm nine, Ahmet amca, Recep emmi komþularýmýz olmalý. Mýsýr patlatýp çay demlemeli kýþ gecelerinde. Yazýn yaylalarda serinlemeli, çayýrlarda yürümeli, buðday tarlalarýnda savrulmalý günlerimiz… Yorulunca uzanmalý çimenlere ve ben baþýmý göðsüne koyup, gözlerimi kapatýp, seni ne çok sevdiðimi düþünmeliyim korkusuzca. Gitmeli bu büyük þehirden þöyle küçücük bir köye, bu terörden kaçmalý diyorum kendi kendime, bir yandan hýzla yürürken.
Nedense birden kendimi çok bitkin hissediyorum. Vücudumun her noktasýný kesintisiz bir sýzý sarmýþ durumda. Ayaklarým beni sanki taþýyamýyor fakat kendiliðinden ileri doðru adýmlar atýyor. Sanki vücudum olduðu yerde kalmak istiyor, ayaklarýmsa iradem dýþýnda beni duraða götürmeye çalýþýyor. Garip bir his, içim boþalýyor gibi geliyor. Geçmiþ yýllarda da kendimi böyle bitkin hissettiðim çok olmuþtu. Epeydir ara vermiþti bu bitkinlikler ve rahatlamýþtým uzun zamandýr. Alýþýldýk bir þey yani bu bitkinlik halleri benim için. Çok fazla da þaþýrmýyorum bu duruma. Hep kansýzlýk problemim olmuþtu genç kýzlýðýmdan bu yana. Bu yüzden kan yapýcý ilaçlar almýþtým geçmiþ yýllarda durmadan.
Duraða gitmek için caddenin karþýsýna geçerken trafiðin durduðunu fark ediyorum. Otobüsler, arabalar, taksiler arka arkaya dizilmiþ trafiðin açýlmasýný bekliyorlar. Duran arabalarýn arasýndan dikkatlice geçerek yavaþça ilerliyorum. Büyük þehirlerin o alýþýldýk trafik kilitlenmesi diye düþünüyorum.
Baþýmý çevirip arkaya doðru bakýyorum. Trafiðin neden durduðunu anlýyorum sonunda. Trafik kazasý. Bir kamyon ortada duruyor, hemen arkasýnda bir araba arkadan kamyona çarpmýþ vaziyette duruyor yolun ortasýnda. Etrafa daðýlan cam kýrýklarý güneþin altýnda parlýyorlar. Gözlerim kamaþýyor, gözlerimin aðrýdýðýný hissediyorum. Baþýmý çevirip karþý kaldýrýma adýmýmý atýyorum zorla. Birkaç adýmda durakta buluyorum kendimi. Durak boþ bekleyen kimse yok. Yavaþça duraktaki boþ banka oturuyorum güçlükle. Arabalarýn klakson sesleri kulaklarýmý delip geçiyor. Bu sese dayanamýyorum.
Kamyonun tam karþýsýnda duran otobüsten yolcular iniyor telaþla. Ýnen yolcular merakla kamyonun yanýna koþturuyor. Ne meraklý bir milletiz diye düþünüyorum. Yoldan geçenler dükkânlardan fýrlayanlar kamyonun önüne koþuyorlar. Kamyonun önü ana baba gününe dönüyor birkaç dakikada. Garip biraz önce tam orada karþýya geçmek için beklediðim geliyor aklýma. Bu çarpýþma anýnda oradaydým ve kopan gürültüyü duyduðumu anýmsamýyorum. Bu çarpýþma sesini neden duymadýðýma bir anlam veremiyorum. Birden karþýya geçerken yolun sol tarafýný kontrol ettiðimi ve gelen kamyonu gördüðümü anýmsýyorum. Kýrmýzý kamyon hýzla geliyordu… “Peki, ama çarpýþma sesini neden duymadým.” diyorum kendi kendime. Her zamanki dalgýnlýðým. Tabii yolda yürürken hep bir þeyler düþünürüm ve dalarým. Kýrmýzý karanfilleri hatýrlýyorum, çivite boyalý dantelli perdeleri hatýrlýyorum. Ýçimden kendi kendimle konuþurken dalgýn dalgýn yürüyordum. Öyle dalgýndým ki çarpýþma sesini duymamýþým. O ayaküstü vedalaþmasýný uzatmasaydýk, bu kazanýn sebep olduðu týkanýklýða yakalanmayacaktým ve çoktan evde olacaktým diye düþünüp kýzýyorum kendime.
Ýnsanlarýn koþuþturmalarýný seyrediyorum oturduðum yerden. Kamyonun þoförü olduðunu düþündüðüm uzun boylu esmer adamýn, baþýný ellerinin arasýna almýþ aðladýðýný görüyorum. Adam yere doðru bakýp dövünüyor çaresizce. Ýnsanlarý daðýtmaya çalýþan trafik polisi ne kadar da çabuk gelmiþ hayret. Her kafadan bir ses çýkýyor. Ýnsanlarýn her olaya müdahale etme tutkusu, her sorunu çözme gayretleri diye düþünüyorum. Tipik müdahalecilik tutkusu. Çorbada benim de bir katkým olsun iþgüzarlýðý, alýþýldýk insan davranýþlarý.
Þiþman bir kadýn yere doðru çöküyor, bir þeyler yapýyor. Telaþla kýpýrdayan kalabalýk dalgalanýyor. Oturduðum yerde ara sýra baþýmý çevirip otobüsün gelip gelmediðini kontrol ediyorum. Görünürde yok henüz. Tekrar kaza yerini seyre dalýyorum. Trafik polisi kalabalýðý kaldýrýma çekmeyi baþarýyor nihayet. Ýnsanlar kaldýrýma çýkýp geriden izlemeye devam ediyorlar. Kimsenin yoluna gitmeye niyeti yok. Hayat durdu sanki, hayat sadece bu kazadan ibaret artýk onlar için. Kalabalýk gittikçe artýyor bir yandan. Herkes birbirine bir þey soruyor ve anlatýyor. Trafik akmaya baþladýðý an her þey unutulup gidecek ve kaza yerini seyredenler akþam iki cümle ile evde anlatýp geçecekler bu olayý.
Kalabalýðýn caddeyi boþaltýp kaldýrýma çekilmesiyle yolun ortasýnda duran kamyon ve otobüsü, arkadaki arabayý açýkça görmeye baþlýyorum. Caddenin iki tarafýnda uzayýp giden araç konvoylarý hala yolun açýlmasýný bekliyorlar. Þiþman kadýn yere diz çökmüþ bir þeyler yapýyor hala, kamyon þoförü hala aðlýyor. Caddenin ortasýnda kamyonun önünde oturmuþ aðlýyor. Kadýnýn yanýnda genç bir erkek var, kadýna yardým ediyor. Bir yandan konuþuyorlar bir yandan bir þeyler yapýyorlar. Polis elindeki telsizle durmadan konuþuyor.
Birden yerde yatan bir insan olduðunu fark ediyorum. Caddeye akan kan güneþin ýþýnlarý ile parlýyor, kýrmýzý karanfilleri düþünüyorum. Cam kýrýklarý arasýnda yerde yatanýn kadýn olduðunu anlýyorum. Baþý kaldýrýmda seyreden kalabalýða doðru dönük vaziyette yatýyor. Hiç hareket etmiyor, yüzünü göremiyorum. Ýyi ki yüzü bana doðru dönük deðil diyorum içimden. Doðrusu yüzünü görmek istemem, uzun zaman unutamam sonra, buna dayanamam.
Þiþman kadýnýn beyaz bluzuna kan bulaþmýþ, göðsüne iþlenmiþ kýrmýzý bir karanfil gibi görünüyor. Yerde yatan kadýnýn karanfilleri etrafta saçýlý parlýyorlar. Yanýndaki gençle konuþurken kafasýný hazin bir þekilde sallýyor þiþman kadýn. Þoför “Ölmüþ mü?” diye bir çýðlýk atýyor. Kadýn ve genç birbirlerine bakýp ayný karara varmýþ olmalýlar ki kafa sallýyorlar. Þoför kendini yere atýp kadýnýn üstüne kapanýyor. Polis hemen þoförü geri çekiyor. Kalabalýktan bir uðultu yükseliyor, sonra ölüm sessizliði. Öleni son yolculuðuna uðurlamanýn dayanýlmaz sessizliðini duyuyorum. Kadýný son yolculuðuna uðurlamanýn aðýtý yükseliyor gökyüzüne. Kulaklarýmda ölüm senfonisini duyuyorum. Vücudumdaki bütün hücreler daðýlýyor, içim akýyor topraða, eriyorum, dayanamýyorum. Artýk otobüs gelsin diyorum… Gelsin ve ben gideyim… Dayanamýyorum… Korkuyorum.
Ýçimi hüzün kaplýyor, derinden sarsýlýyorum… “Ailesi…” diyorum, “Ya çocuklarý…” Yerde hiç kýpýrdamadan yatan kadýnýn bluzu gittikçe kýrmýzýya dönüþüyor, karanfiller gittikçe örtüyor bluzunu. Vücudumdaki kanýn çekildiðini hissediyorum, ne bu görüntüye ne de bu senfoniye dayanacak gücüm kalýyor. Aðlamak istiyorum. Ýçimden bir hýçkýrýk yükseliyor, boðazýmda düðümleniyor, aðlayamýyorum. Parmaðýmý bile kýpýrdatmaya gücüm kalmadý artýk.
Üzerindeki mavi kot pantolonu, pembe bluzu ile kendisini caddeye teslim etmiþ. Ýki yanýna uzanan kollarý, caddeye daðýlmýþ saçlarý ile tam bir teslimiyet içinde uzanmýþ yatýyor. Ýçim acýyor. O teslimiyet anýnda acaba neler geçti aklýndan diye düþünüyorum içim burkularak. Acaba farkýnda mýydý ölümün onu teslim aldýðýný?
Az sonra cadde üzerindeki dükkânlardan bulunup getirilen paket kâðýtlarýyla üstünü örtüyorlar kadýnýn. Kâðýtlarýn köþelerine uçmasýn diye taþlar koyuyorlar. Kolunun biri dýþarýda kalmýþ öylece yatýyor. Bu görüntü dayanýlacak gibi deðil. Nefesim kesiliyor, nefes alamýyorum artýk… Korkuyorum.
Beklediðim otobüsün geleceði yönü kontrol ediyorum. Uzakta bir otobüs görünüyor fakat trafiðin durumu nedeniyle ilerleyemiyor. Benim otobüsüm olmasýný diliyorum içimden, bir an önce gitmeliyim buradan. “Bir önceki arabaya yetiþmeliydim ben, o zaman þu an burada olmaz ve bu olayý görmezdim.” diyorum kendi kendime. Birden arabalarýn hareketlendiðini görüyorum, caddenin kenarlarýna doðru iyice yanaþmaya, yolu açmaya çalýþýyorlar. Gelen ambulansýn sesini duyuyorum. Kadýna bakýyorum tekrar, caddeye teslim etmiþ kendini, göðsünün üstüne örtülen kâðýtlar da artýk karanfiller içinde kaybolmuþ. Yan tarafýnda çantasý duruyor, savrulmuþ.
Polis çantayý alýp açýyor ve cep telefonunu çýkarýyor. Düðmelerine basýp telefon numaralarýný inceliyor gibi. Sonunda birisinde karar kýlýyor ve açýlmasý için bekliyor. Az sonra konuþmaya baþlýyor, karþýdan gelen konuþmanýn hýçkýrýklarýný okuyorum polisin yüzünden. Polis üzgün… Karþý taraf yýkýk… Kadýn teslim… Korkuyorum.
Güneþ yer deðiþtiriyor, kadýnýn parmaðýndaki yüzükten bir yansýma vuruyor gözlerime. Yüzük benimle konuþur gibi. “Ben.” diyor. “Ben severdim bu kadýný, o da severdi benim iri taþlarýmý ve hiç çýkarmazdý parmaðýndan.” diyor sanki. Sonra “Teslim olanlardandý.” diyor hüzünle. “Ama yine de çok severdi yaþamý, böyle olsun istemezdi.” diyor çaresizce. Artýk içimdeki isyan dalgasýný bastýramýyorum. “Kahretsin.” diyorum, “Neden teslim oldun ki… bak hayat bitti.” diyorum. Neden teslim oldun diye haykýrmak istiyorum yerdeki kadýna ama sesim çýkmýyor. Sesim terk etmiþ beni sadece bakýyorum. Karanfillere bakýyorum… Kýrmýzý karanfiller uðurluyor kadýný göðsünde açmýþ… Korkuyorum.
Kadýný ambulansa taþýyor görevliler. Ölüm çoktan alýp götürdü oysa onu, kadýnýn vücudunu son yolculuðuna yüklüyorlar. Aðlamak istiyorum… Otobüs önümde duruyor. Ayaða kalkýyorum aceleyle, bitkinim… Otobüs þoförü “Acele et.” diyor nazikçe. Güçlükle biniyorum otobüse. “Bilet.” diyorum, “Bilet…” çantamý arýyorum, çantam yok, aman Tanrým çantam yok…
Þoförle göz göze geliyoruz. Güler yüzlü bir adam. Gülümsüyor ve kibar bir sesle “Bu otobüste bilete gerek yok.” diyor. “En arkadaki boþ koltuða oturun lütfen, orasý size ayrýldý.” diyor koltuðu göstererek. “Siz son yolcusunuz, arada baþka durak yok, yolumuz uzun.” diyor. Gözüm dýþarý kayýyor, ambulansa son olarak kadýnýn çantasýný koyuyorlar. Çantamý tanýyorum, benim çantam… “Benim çantam.” diyorum, “Orada ona ihtiyacýnýz olmayacak.” diyor þoför. Ben koltuða otururken, ambulansýn kapýlarýný kapatýyor görevli, güneþin son ýþýðý yüzükten gözlerime yansýyor. Yüzüðün son sözleri kulaklarýmda çýnlýyor “Merak etme beni kýzýn alacak, güle güle…” Anlýyorum…
Araba hareket ediyor yavaþça, koltuða teslim ediyorum kendimi sessizce… Yorgunum…
Artýk gidiyorum bu þehirden, þimdi çimenlere uzanabilir, gözlerimi kapatýp baþýmý göðsüne koyabilirim. Artýk gözlerinin içine bakabilirim korkusuzca ve seni ne çok sevdiðimi düþünebilirim özgürce.
Kýrmýzý bir karanfille uðurlamaya gel beni. Artýk korkmuyorum…


Samile Ýlter. Ýstanbul.13.04.2007



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn öyküsel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mor Yüklü Bulutlar...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Mýzýkçýlýk... [Þiir]
Yalnýzlýk... [Þiir]
Ayrýlýk... [Þiir]
Son Diyerek... [Þiir]
Duvarlarým... [Þiir]
Araftayým... [Þiir]
Yollarda... [Þiir]
Gidiyorum... [Þiir]
Bekleyeceðim... [Þiir]
Anladým... [Þiir]


Samile yener kimdir?

Samile Ýlter Küçük yaþlardan bu yana okumayý çok sevdi. Bulunduklarý semtteki ilkokulun bir kütüphanesi olduðu için, kendini hep çok þanslý görüyordu, bu bir lükstü o semtte okuyan çocuklar için. . . öyle ya 1960'lý yýllarda kaç mahallenin ilkokulunda bir kütüphane vardý?. Kütüphaneye neredeyse her gün gider, raflardan kitaplarý büyük bir zevkle alýr okur okurdu. Dede Korkut, Ömer Seyfettin, Halide Edip sonra yabancý yazarlar, daha biraz büyüyünce de klasiklere baþlamýþtý. En çok sevdiði þeydi okumak, her þeyi unutur, kendinden geçerdi. Her kitapta baþka bir dünya vardý çünkü, her kitap baþka bir insan tanýmaktý ve her kitapta baþka bir yüzüyle tanýþýrdý insan yaþamýn. Kýsacasý hayatýn ta kendisiydi her öykü, ve o da bu öykünün bir parçasýydý. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Cronin,Tolstoy,Dostoyevski,Fakir Baykurt, Yaþar Kemal, Bekir Coþkun,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Samile yener, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.