Geç kalmak, insan yaşamında başına gelen iyi yahut kötü her türlü olayın zaman aşımına uğradıktan sonra farkına varmasını anlatan deyimdir.
Bazı insanlar der ki; üzerinde nefes aldığımız şu dünya hep bir geç kalmışlıklar ülkesidir.
Düşünmez ki; hayatını ters düz eden bu manasızlıkların sebebi yine kendisinin uğraşmaktan vazgeçmediği boş ,yersiz işler.
Her daim suçlamak istediği birisi yahut bir şarkı misali dilinden düşürmediği hayatını karanlığa sürüklediğine inandığı kaderi vardır.
Fakat sözünü ettiğimiz geç kalmışlıkların suçlusu ne karşımıza çıkması beklenen bir şahıs ne de suçlamayı en kolay gördüğümüz kaderimizdir.
Suçu ilk önce hayatımız boyunca etrafımıza sadece bakmak için baktığımız için kendimizde aramamız icap etmektedir.
Genellikle başımıza gelen kötü olayları fark ettikten sonra biz bu durumun hayatımızda kötü sonuçlar doğuracağını neden idrak edemedik sözleri ağzımızdan dökülür.
İş işten geçti söylevini kullanarak geç kaldığımızı bir şarkı misali dilimizden düşürmeyiz.
Aslında hiçbir şey için geç kalınmaz ;sadece insanoğlu işi tembelliğe vurur, bunun sonucunda da önemli bir zaman kaybına uğramış olur.
Yukarıda bahsetmekte olduğum geç kalmışlıklar, genellikle sağlığımız konusunda meydana gelmekte ve hayatımızda olmaması icap eden büyük kayıplara sebep olmaktadır.
Sözünü ettiğimiz kayıplar da hayatımızda yer etmesine müsaade ettiğimiz geç kalmışlıklar yüzünden gözlerimizden dökülen yaşlar olarak kalacaktır.
Bu durumların yaşanmaması için her daim, her gün meydana gelen önemli olayların takipçisi olmaktan vazgeçilmemeli, bilimin insan yaşamındaki önemi fark ettirilmelidir.
Benim anlatmak istediğim hayatımızı alt üst eden gecikmelerin önüne geçmediğimiz müddetçe hayatımızda çözümsüz sorunların yer bulacağı aşikar.
Onun için diyorum ki; her daim bir adım önde olalım, etrafımıza faydalı açılardan bakalım ki içerisinde yer aldığımız dünya uçsuz bucaksız bir boşluk haline gelmesin.
İnsanların bilinçlendirilmesinde öncelik bilhassa okuma kültürüne verilmelidir.
Çünkü cehalet, yaşamımız boyunca ilmin en büyük düşmanı olarak insanlığı çözümü nerede ise imkansız sorunlarla boğuşmak zorunda bırakacaktır.
Bilinmelidir ki geç kalmışlıklar konusunda insanoğlu bilinçlendirilmediği müddetçe önünde kapatılması imkansız hendekler açık kalacaktır.
Ufkumuzu genişletmek için hiçbir zaman yavaş adımlarla yürümemeli, plansız programsız yola çıkılmamalıdır.
Ben bu yazıyı neden kaleme aldım diye soracak olursanız değerli okurlarım, hayatımda bir çok geç kalmışlık yüzünden bir daha elde edemeyeceğim kayıplara uğradım ve insanları hep bir adım daha ileride olmaları için bilgilendirmek istedim.
Özellikle insanoğlu başına gelen bir hastalığı araştırırken boş işlerle uğraşma konusunda ustalaşmış ve uğraştığı gereksizlikler yüzünden önünde duran gerçeği görememektedir.
İnsan hayatımdaki gözlemlerimi tekrarı yaşanmasın, dünyalarımız geç kalmışlıklar yüzünden karanlıklarda kalmasın diye fikirlerimi satırlara dökme ihtiyacı hissettim.
Ben, siz değerli okurlarımı bu yazımı kaleme alarak bilgilendirmeyi kendime bir borç bildim.
İstiyorum ki hayatımız boyunca bilgisizliği yok edip bitirmek için el ele verip gayret gösterelim, geç kalmışlıkların göz yaşlarımızı sel olup akıtmasının önüne geçelim.
Bildiğim tek bir şey var: Hayatımızda yer verdiğimiz geç kalmışlıklar, çözümü imkansız görülen sorunlara gebedir.
Lakin sözünü ettiğim etrafımıza karamsar bir şekilde bakmamıza sebep olan sorunlar hiçbir zaman çözümsüz değildir.
Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeyerek küçücük sorunları büyüterek çözüme kavuşmasına engel olanın yine biz insanlar olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır.
Siz değerli okurlarıma en önemli tavsiyem; hayatınızı boş işler üzerine bina etmeyin, hayatınızı bir deprem etkisi ile yıkıp sonlandıracak geç kalmışlıklara meydan vermeyin.