"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Tükürdüğünü yalamak, insanların bir daha bu işi bana kimse yaptıramaz deyip de aynı mevzuyu tekrardan ele alması ve sözünü çiğnediği fark edilen şahıslar yahut tek bir şahıs için kullanılan deyimdir. Bir nevi büyüklerimizin bizlere öğütlemekten beri durmadığı büyük lokma yut, büyük söz konuşma sözünün farklı bir versiyonudur. Konu olarak ele almış olduğum bu manalı deyim, insanlara hayatta güzelliklerin yanında kalplerde boşlukların yer etmesine sebep olacağını gösteren değersizliklerin de olduğunu anlatmaktadır. Evet değerli okurlarım, sizler için bu yazımı satırlara dökmekte bir an olsun tereddüt etmedim; çünkü sizleri yaşamın iki yüzü hakkında bilgilendirmem gerektiğine kanaat getirdim. Kaleme aldığım makalemin belli bir kitleye değil, bütün insanlara hitap ettiğinin de bilinmesini isterim. Ben geçirdiğim zaman içerisinde insanların birçoğunun büyük konuşmaları altında ezildiğini gözlemledim ve sizleri konu olarak ele aldığım deyimin önemini anlatmakla kendimi yükümlü hissettim. Tabiri caizse tükürdüğünü yalayan birçok insan tanıdım ben, bunu yapmam deyip de sözünün altında ezildiğine şahit oldum. Demem o ki hayatımız boyunca büyük konuşmaların ağzımızdan dökülmesine müsaade etmek, yapmakta olduğumuz en büyük hatta dönüşü olmayan hatalarımızdan bir tanesi olabilir. Bilinmelidir ki insanoğlu hiç düşünmeden yersiz kararlara imza atmakta ve kaldıramayacağı ağır bir yük altına girdiğinin farkına varmamaktadır. Bahsetmekte olduğum ağır yüklerin başında ise tükürdüğünü yalamak yani sözünün altında ezilerek yok olup gitmek gelmektedir. Eğer altına imza attığımız kararların bizleri büyük kayıplara uğratacağının farkında olsak, mantıksız fikirlerin beyinlerimizi yönlendirmesine müsaade etmeyiz. Yani altında ezilmekten kurtulamayacağımız ağırlıklarla mücadele eder, bizi küçük düşürecek en küçük bir harekete bile kendimizi maruz bırakmayız. Biz bu deyimin hayatın en önemli gerçeklerinden bir tanesi olduğunu vatandaşlarımıza anlatmak için büyük gayretlere giriyoruz; fakat bir arpa boyu yol alamadığımız aşikar. Hayatlarında olumsuzlukların yer edeceğine sebep olan büyük konuşmalarının altında ezildiklerini fark ettikleri anda çoktan iş işten geçmiş oluyor. Yazık ki insanlar aynı yolda yürümekte ısrar ediyor, nelerden olduklarını idrak edemiyorlar. Sözünü etmiş olduğum idraksizlikleri de birçok kimseye büyük konuştukları için pahalıya patlıyor. Ben her zaman dostlarımla muhabbet ederken diyorum ki; üzerine bastırarak şunu yapmam, bunu etmem cümlesini kurmaktan geri durun, yoksa gün gelir sözünüzü yemek zorunda kalır çok üzülürsünüz. Neden bu uyarıyı yapma gereği duyduğuma gelince dostum diye bağrıma bastığım kimselerin üzüldüğüne şahit olmak en az bana da onlar kadar sıkıntı verir. Bilinmelidir ki hiçbir dostumun boşluğa düşmesine gönlüm razı gelmez, uyarılarımı herkese ona göre yaparım, biliyorum ki yanlış bir kelimem dostlarıma kendi hatalarından daha fazla zarara uğratacaktır. İstediğim tek şey; bana kucak açtığını bildiğim şahısların ağzımdan çıkan tek bir söz yüzünden üzülmeleri, hayatları boyunca umuttan yoksun kalmalarıdır. Her daim düşüncem insanlara bil hassa dostum dediğim kimselere faydalı bilgiler vererek onların telafisi mümkün olmayan kayıplara uğramalarına engel olmaktır. Bunun da makalelerimde ele almakta olduğum konularla olacağı akıllarda bulundurulmalı, insan yaşamında cehalete götüren yolların kesilmesi gerektiği bilincinde olunmalıdır. Son tavsiyem insanların kafalarının sığmadığı yere gövdelerini sokmamaları gerektiği yani altında ezileceklerine inandıkları büyük konuşmalardan uzak durmaları yönündedir. Yoksa ömürleri yettiği müddetçe tükürdüklerini yalamaktan kurtulmaları mümkün görünmemektedir. Faydasız görülen her ne varsa hayatınızdan uzak tutun, bir ömür ağzınızdan çıkacak olan yahut çıkan bir tek kelimenin hayatınızda nelere mal olacağını aklınızın bir köşesinde bulundurmaktan vazgeçmeyin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |