"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Nerede okumuþtum ve kim söylemiþti acaba..kaç senedir defterimin arasýnda ve hala nasýl da doðruluk payýný koruyor. Hem acý, hala katýþýksýz bir gün yaþadýðýma inanmadýðým için..hem de güzel, yaþayabileceðim ihtimali olduðu için..Ama sonra duruyorum: “bekleme, doðru zaman gelmeyecektir” diyor Napolea Hill, “bulunduðun yerden baþla ve senin emrinde olabilecek her türlü araçla çalýþ. Gideceðin yol üzerinde daha iyi aletler bulunacaktýr..” Bekleyecek miyim, beklemeyecek miyim..? Kafamý karýþtýrýyor bu sözler..Herkes kendi doðrularýný yazmýþ..Sonra R.Williams düþüyor aklýma; “ geçmiþi bir kitap gibi kullanýn, eviniz gibi deðil..” diyor. Ne güzel söylüyor aslýnda, anlayana tabiki..Geçmiþi okuyarak geleceðime doðru yol alacaðým..Bunu yapabilirim sanýrým..Ah be kýzým, yapýyorsun ya iþte..geçmiþi evin gibi kullandýðýn zamanlarda, o ev yanýp kül olmadý mý..?..Ondan sonrada bir daha hiç evin olmadý.. “ Karþýlaþtýðým her hayal kýrýklýðýnýn beni üzmesine izin verseydim, þu an yerimde sayýyor olurdum..” Uff, hangi filmin içinden fýrlamýþtý bu alýntý belleðime, ismini çýkatamýyorum. Ama bir kadýn bir erkeðe söylüyordu bunu, hatýrlýyorum sahneyi. Bir tartýþma vardý aralarýnda, kadýn baþý dik, gözleri keskin bir þekilde bu cevabý vermiþti..Ýzlediðim yerde sarsýlmýþtým, sanki konuþan bendim..Bu lafý sahiplenip yýllar sonra kendi dudaklarýmdan çýkardýðýmda belki de bu yüzden hiç þaþýrmadým.. Peyki ya Mariel Strade ne olacak, “ patikanýn sizi götürdüðü yere gitmeyin. Patika olmayan bir yerde yürüyün ve iz býrakýn..” demiþ...Kalacak mýyým, gidecek miyim, bekleyecek miyim, yüreðimi mi dinleyeceðim..? Elbette geçtiðim her yolda iz býrakýyorum ama ya hayat..? “ Sen, ben ölüm dediðimde ne kadar ürküyorsan, ben de hayat dediðinde öylesine korkuyorum ondan.” Mehmet Bayar’ýn güzel bir sözü..Evet diye haykýrýyorum içimden..ben de ölümden deðil, hayattan korkuyorum..býraktýðým izlerin silinme ihtimalinden, hayal kýrýklýklarýmýn beni üzme olasýlýðýndan, katýþýksýz bir gün yaþayamadan çekip gitme düþüncesinden..hayat daha korku dolu deðil mi..? -Efendim..? Ah tabiki, seni dinliyorum Funda, sadece düþünüyordum ama bak Adnan Satýcý bir þiirinde þöyle diyor; “bir þair, tavþan dýþýnda þeyler de çýkartýr þapkasýndan../..ölü ya da diri ayrýlýk bunlardan sadece biri..” -..düþünsene sözün güzelliðini, biz de bu akþam bir sürü özlem çýkartýyoruz þapkamýzdan. Belki ben henüz bir þair deðilim ama bir þapkam var, hem de içi çok kalabalýk bir þapkam.. -peyki ya þarkýlar pelin..?..þarkýlar da bir sürü özlemi getirip önümüze sunmuyor mu..? ...düþünüyorum..doðru söylüyor. “erkekler aðlamaz” diyor Nilüfer, ama aðlýyorlar.../ “ acýlar paylaþýlmýyor” diyor Düþ Sokaðý ama paylaþýlýyor../ “Biliyorsun” diyor Sezen ama bilmiyorum..Hiçbir þey bilmiyorum..Þarkýlar neden hep bizleri kandýrýyordu..? -Nereye gidiyorsun..? -......... Bütün müþteriler kalkmýþtý, bar boþalmýþtý birden, nereye gittiðimi bende bilmiyordum ama ayaklarým beni barýn en güzel yerinde duran piyanoya doðru sürüklüyordu. Piyanonun kapaðýný açtým, biramý üstüne koydum ve “biliyorsun”u çalmaya baþladým..Sezen’den “biliyorsun”u..Çorbada benim de tuzum olsun der gibi, yanaklarýmdan süzülüyordu göz yaþlarým..Ah benim asil olan göz yaþlarým..! Piyanoyu kapattým, biramdan bir yudum aldým ve masama döndüm..Belli ki Funda’nýn göz yaþlarý da çorbada tuz olma olayýna girmiþti. Birden Platon geldi aklýma: “gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar” demiþ.. Ýzlediðimiz diziler hayatýmýza da müdahele ediyor olmalý ki, “babaaa, büyüksün..” dedim içimden...Yani ilerde, yani gün geçtikçe felsefede daha iyi olacaðým, öyle mi.? -pardon caným, tabiki seni dinliyorum, ne diyordun..?..Hakan abi bir bira daha alabilir miyim..? -..diyorum ki, biz böyleyiz, deðiþemeyiz Pelin..Sorgulamak gereksiz..biz susmayý beceremeyiz, sevdiðimiz insana kýrýlamayýz bile, affetmek için hemen bir sebep buluruz..Þimdi sana bir telefon gelse, sana ihtiyacým var dese, onca kýrgýnlýðýna raðmen, ailene yalan söylemek pahasýna, iþ yerine yalan söylemek pahasýna, atlayýp otobüse yanýna gitmez misin..?..gidersin..ben de giderim..çünkü biz sevgiyi böyle yaþýyoruz.. Neden gerçekler bazen bir tokat gibi çarpar yüzümüze..? Kendimize ait gerçekleri kabul etmek../..anlamak neden zaman alýyor..? Oysa ki ne demiþ Spinoz; “ anlamak, beðenmenin baþlangýcýdýr”..Kendimi yeni yeni mi beðenmeye baþlýyorum acaba..? Giderek kafam karýþmaya baþladý..Karþýmdaki insaný anlýyorum, yani beðeniyorum da, peyki ben anlaþýlýyor muyum..?..Bu arada beðenilip beðenilmediðimi de öðreneceðim ya..Yoksa iþimiz özlü sözlere mi kaldý..?..Yok artýk..Ama Funda doðru söylüyor...deðiþemem..deðiþemeyiz.. Bir yandan Funda’nýn söylediklerini düþünüyorum, bir yandan da konuþmanýn konusundan olsa gerek, aklýma arkadaþým Kadir geliyor. Onunla yaptýðýmýz böylesi bir sohbetin içinde, söyledikleri bir tokat gibi patlamýþtý yüreðimde. -Sen ayak týrnaklarýndan saç köklerine kadar duygusal bir insansýn. Ama yapma, bir verene sen on verme..ne alýyorsan onu ver, fazlasýný deðil. Biz erkekler çok fazla alýnca uzaklaþýyoruz, biraz fonda kal, sahnenin ortasýnda deðil. Belki de bir erkeðin bu þekilde konuþmasý þaþýrtmýþtý beni ama hemen cevapýmý da vermiþtim. -Ben gökten yýldýzlarý istemiyorum ki, beni hediyelere boðmasýný da..sadece küçük bir haber, bir telefon bekliyorum. Sence bu çok þey mi Kadir? Ben çok þey mi istiyorum..? -Hayýr, hiç de çok deðil. Sen aslýnda bir erkeðin beraber olmak isteyebileceði bir kadýnsýn. Ama bizler, bu kadar yürekten verenleri daha çok üzüyoruz galiba. Üst üste gelen itiraflar, o gece konuþulan onca konu, þu an içnde bulunduðum girdap..Bir erkek bile kabul edebiliyor bunlarý ama neden olduðunu açýklayamýyor. Sadece, fazla verme, diyor..çok fazla özveride bulunma..Bir yandan Funda, deðiþemeyeceðimizi söylüyor, bir yandan da Kadir üzülmemek için deðiþmelisin, diyor..Kadýnca duygular ve bir dostun açýk sözlü konuþmasý. Herkesin doðrularý ve gerçekleri çakýþýyor. Peyki, olmasý gereken ne..? Üzerime uymayan, bedeni dar bir elbiseyi giyemem ki..Yani deðiþemem..Evet demek istediðim yerde hayýr diyemem, konuþmak istiyorsam susamam, görmek istiyorsam kaçamam, sevgimi erteleyemem..Maalesef oyunu kuralýna göre oynayamam. Dönüp dönüp Funda’nýn sözlerine takýlýyorum, “biz böyleyiz, deðiþemeyiz”.. - Ne düþünüyorsun..? - Deðiþemeyeceðimizi - Kendini zorlama..Bir gün elbet doðru mevsimde çiçek açacaðýz. Elbette herkes gülleri sevmiyor, papatyalarýda saven vardýr. -Yapraklarýný kopardýklarý halde mi..? -Evet, kopardýklarý halde papatyalarýda seven insanlar da vardýr. -Hayýr yaaa!!!! Bu bol ünlemli son cevap, ikimizinde ayný anda aðzýndan çýkývermiþti ve konuþmanýn gidiþhatýndan deðil, radyoda birdenbire çalmaya baþlayan þarký yüzünden. Þarkýlar bazen olmadýk yerlerimizden vurur bizleri, damarýmýza basar ya da alýp götürür hiç olmadýk yerlere. Þarkýlar, ahh þarkýlar!..Kim söylemiþti, þu dakika hatýrlamýyorum; ah bu þarkýlarýn gözü kör olsun..! -Basalým mý..? -Nereyi..? -Bu þarkýlarý çalan radyoyu. Gidelim ve biz geldik diyelim -Nasýl yani..? -Nasýl yanisi var mý..?..Kimin hakký var damarýmýza basmaya..? Hem anýlarýmýzýn arasýnda bir de radyo basmak olsun.. Düþünmedik deðil, ciddi ciddi düþündük. Hemde elimizde biralarla..Ama yapmadýk..sadece sustuk..Uzun bir süre þarkýlara sustuk..Bir ara elime telefonu alýp, aklýma bir býçak gibi saplanan numaralarý tuþladým. “Aradýðýnýz aþk’a þu an ulaþýlamýyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz” Nefret ediyordum bu kadýndan..Nasýl oluyor da sürekli sevdiðim insanla benim arama girip, konuþup konuþamayacaðýma karar veriyordu. Üstüne üstlük, lütfen sonra deneyin, diyor. Ona ne..?..Kim bu kadýn..? Bu durum onu ne ilgilendiriyor..?..!!! -Pelincim, artýk kapatýyoruz. -Tamam Hakan abi, sen hesabý getir. Bir de, biralarýmýz henüz bitmedi, þiþeleri de alabilir miyiz..? -Ne demek, tabiki... Funda’yla beraber elimizde bira þiþeleri sahile indik. Dibimizde deniz, karþýmýzda Ýzmir..Þarkýlar söyledik, aðladýk, konuþtuk. Ýtiraf.com sitesinin sahibi yanýmýzda olsaydý, hangi birini not edeceðini þaþýrýrdý..Bir sürü itirafýn ortasýnda yüreðimizle kaldýk.. -Çok kýzgýným ona Pelin. -Þair Kahraman Tazeoðlu bir þiirinde þöyle demiþ, “ aðlamayacak kadar vazgeçeceðim senden../..öfkeme bile deðmezmiþsin diyeceðim..”..Gün gelecek, seni onca kýran insana ait bu kýzgýnlýðýnýda, sen kendine yakýþtýramayacaksýn belki..deðmezmiþ diyeceksin.. -Ne zaman diyeceðim bunu..? -Belki çok uzun bir zaman sonra, belki de yarýn.. Gecelerden bir geceydi..iki kadýn yüreklerini döktü bütün çýplaklýðýyla..Ýkisi de kasmadý kendini. Güçlü görünmekten sýkýlmýþlardý, yumruklarýný sýkmaktan..Utanmadan, doya doya aðladýlar ve konuþtular..Dün akþam iki kadýn, her þeye raðmen deðiþemeyeceklerine inandýlar, Ýzmir körfezinden gökyüzüne sevdalarýný uçurdular..Dün akþam iki kadýn, ne olursa olsun, sevdaya kýrýlamadýðýný, kýrýlamayacaðýný itiraf etti. Dün akþam iki kadýn, yüreklerini sessizce maviye bulayýp, gökyüzüne gönderdiler.. Acaba görmesi gerekenler, o yürekleri gökyüzünde gördü mü..?..Ýkisi de hala bilmiyor..
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © pelin onay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |