..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Volkan Çelebi




4 Temmuz 2003
Görelilik Üzerine Bir Eleþtiri  
Volkan Çelebi
Einstein' in Görelilik Teorisinin bir eleþtirisini bulacaksýnýz bu yazýda...Daha tam olarak anlaþýlmadan, irrasyonalizmin hüküm sürdüðü topraklarda popülerliðini kabul ettirmiþ bir teorinin gerçekte ne demek istediðinin açýlýmý...


:CIBC:
GÖRELÝLÝK ÜZERÝNE BÝR ELEÞTÝRÝ

Görelilik usa güvenin yitirildiði felsefe tarihinde defalarca gözlemlenmiþtir.Sofistler insan herþeyin ölçüsüdür diyerek, mutlak gerçekliðin olabilirliðini reddettiler ve uç bir öznelciliðe yöneldiler.Aristoteles diðer birçok alanda olduðu gibi; uzay, zaman ve hareketle de büyük bir derinlikle ilgilenmiþtir.Yalnýzca iki þeyin yokedilemez olduðunu yazmýþtý; zaman ve deðiþim:
“Ne var ki; hareketin yaratýlabilmesi ya da yokedilebilmesi imkansýzdýr; her zaman varolmuþ olmasý gerekir.Zaman da, zamanýn olmadýðý bir yerde “önce” ya da “sonra” olamayacaðýna göre, ne var edilebilirdir ne de sona erdirilebilirdir.O halde hareket de zaman gibi süreklidir; çünkü zaman hem hareketle ayný þeydir hem de onun niteliðidir; böylece hareket de zaman gibi sürekli olmalýdýr ve eðer böyleyse döngüsel olmalýdýr.”
Kant ise uzay ve zamanýn gerçek dünyanýn gözlemlenmesinden oluþan kavramlar deðil, bir þekilde apriori kavramlar olduðunu iddia etmiþtir. Kant Saf Aklýn Eleþtirisi’ nde Çatýþkýlar adlý bölümde kendi iddialarýný doðrulamaya giriþmiþtir.Doðal dünyanýn zaman da dahil çeliþik olgularýný ele alýr fakat bunlarý çözümlemede yetersiz kalýr...Bu çeliþkileri çözümleme iþi büyük diyalektikçi Hegel’ e kalmýþtýr; Hegel çeliþki aracýlýðýya gerçekleþen deðiþime ve süreçlere dayalý mutlak idealist bir felsefe geliþtirdi, bu felsefe Herakleitos’ un öngörülerinin Hegel tarafýndan inceden inceye iþlenerek büyük bir dizgeye dönüþtürülmesiydi...Hegel daha ciddi biçimde ele alýnmýþ olsaydý hiç þüphe yok ki bilim bugün olduðundan çok daha hýzlý ilerlerdi... Bu büyük dizge, bilimde de büyük ölçüde etkisini hissettirdi, Hegel Newton’ un klasik doða anlayýþýna ve Tanrý müdahaleciliðine karþý çýkmýþtý; Hegel’ in ardýndan bilim tarihinde Einstein ve Newton’ dan sonra gelmiþ geçmiþ en büyük fizikçi sayýlan Maxwell, insanlýðýn bilimsel bilgisine katkýlarýyla bilimin bir gerçeklik, süreklilik ve birikim süreci olduðunu ve bir yarý gerçeklikler, bir paradigmalar süreksizliði olmadýðýný daha pozitivizm serpilmeden hatta Thomas Kuhn daha doðmadan göstermiþti, pozitivizm doðmadan önce yalanlanmýþtý...Birçoklarýnca gelmiþ geçmiþ en büyük fizikçi kabul edilen Einstein' ýn göreliliði, Maxwell’ in savunduðu felsefenin yýkýmýdýr, onun için süreklilik ya da gerçeklik görecelidir; bir referans sistemi olmaksýzýn bunlarýn hiçbirinden bahsedilemez...
Görelilik kuramý uzayýn bükülebilirliði ve kýsalabilirliði üzerine dayanýr, her bir özel uzay noktasý için özel bir zaman momenti vardýr!Einstein bu kuramla, mutlak hareketin ayýrt edilebileceði sabit bir uzay bulunmadýðýný ileri sürdü.(“hareketli cisimlerin elektrodinamiði” adlý makalesinde)Einstein için uzayda hiçbir noktanýn göreli olarak hareketsiz olduðundan bahsedilemez...Demokritos atomlar ve boþ uzay var demiþti, Zenon hareketi yadýsýmýþtý; Einstein ise uzay ve zaman için:
“Uzay bir ölçü çubuðuyla ölçtüðümüz þey, zaman ise saatle ölçtüðümüz þeydir” demiþti.Uzay ve zaman felsefe tarihinin çok tartýþýlan konularýnýn baþýnda gelir.Ömer Hayyam zaman için:

“ey zaman bilmez misin ettiðin kötülükleri
sana düþer azaplarýn, tövbelerin beteri
alçaklarý besler, yoksullarý ezer durursun
ya bunak bir ihtiyarsýn, ya da eþeðin biri...”

Bizler için zaman akýp giden bir süreçtir, Einstein içinse zaman olaylarýn ardýllýðýdýr.Maddenin dýþýnda varolmaz ve zamanýn geçiþi maddelerdeki deðiþmelerle ölçülür.Onun için geçmiþ, þimdi ve gelecek bir yanýlgýdýr ama vazgeçilmez ve zorunludur.Kuram zamanýn her yerde ayný biçimde akýp gitmediðini savunur, eþ zamanlýlýk yanýlsamadýr, mutlak hareket yoktur ýþýk hýzý dýþýnda herþey görelidir... Görelilik kuramýnýn olaðanüstü popülerliði zamansal olarak Stephen Hawking' in bir usdýþýlýk örneði sergileyerek ortaya attýðý yarý-mitolojik Big-Bang teorisini izleyen bir olaydýr...Doðal bilinç için modern mitolojinin geçerliliði ussal hale getirilir, bu teori uzay ve zamanýn da diðer herþey için de geçerli olduðu gibi yokluktan yaratýldýðýný ileri sürer, bu teorinin temeli ussal olmayanýn doðasýna uygundur, teori ne deneyime, ne gözleme ne de mantýða dayanýr, teori tam bir imgelemdir, bu imgelem sonralarý Hawking’ in kendisi tarafýndan da kabul edildi...


Einstein bu kuramý ortaya atana kadar, bilimde ve felsefede iki olayýn ayný anda gerçekleþtiði ya da farklý anlarda gerçekleþtiði kabul ediliyordu.Olaylarýn eþ zamanlýlýðý gözlem yapýlan kiþilere baðýmlý deðildi; Einstein’ in ise buna karþý çýkarak savunduðu þey zamanýn gözlem yapýlan sistemden baðýmsýz olmadýðýdýr.Zaman ölçümü için referans noktasý zorunludur; burdan hareketle farklý referans sistemlerinde zamanýn göreceliliði ortaya konmuþtur.
Einstein’ in kendisi sürekli bilimsel nesnelliði savunarak, pozitivist yaklaþýmlarýna raðmen, usu savunduðunu ileri sürdü...Bir defasýnda arkadaþlarýyla konuþurken uzun zamandýr labarotuvara girmediðinden bahsetti, arkadaþlarý bunun nasýl mümkün olduðunu sorduðunda gözlem ve deneyimin bir saðlamadan baþka bir þey veremeyeceðini, kuramýn zihinde yaratýlmasý gerektiðini savunmuþtu...Aslýnda Einstein’ in kendine ve felsefesine dair derin þüpheleri olduðu bu konuþmalardan ortaya çýkýyor.Bu kuramda us yanýbaþýmýzda ya da ötemizde deðildir, tam anlamýyla us yokolmuþtur, usdýþýnýn olduðu yerde ussal olandan bahsetmek olanaksýzdýr...Usun dýþýnda olma durumu ile yanýlgý arasýnda büyük bir ayrým vardýr, gerçekliðin doðasý gibi eksik olanýn yanýlgýsý da usa aittir, us kendini açýndýrdýkça gizilliðini ortaya serdikçe yanýlgýlar yokolacaktýr ama usdýþý olan için ayný þey söz konusu olamaz, saçma ya da mantýksýz, insanýn düþünceden arýndýrýlmasý ile ortaya çýkar...Saçma olana inanabilmek, bir bataklýkta hayat boyu kalabilmeyi istemektir; bataklýkta kalabilmeyi isteyenin insan olduðunu düþünmek ussal deðildir.Yanýlgý tasarýmsal iliþkilerin, kavram mantýðýnýn diyalektik iliþkileri ile uyuþmamasýndan ortaya çýkar ve bu durum bir us çürümesi olarak nitelenemez.Doðal bilinç doðrunun eðri çizgiden kýsa olduðunu, geometrik kavramlarýn görgül resim ile bir ve ayný þey olmadýðýný, parçalarýn bütünden büyük olmadýðýný bilir...Buna karþý saçma olaný doðrulamak usu çürütmektir.Görelilik kuramýnýn usu nasýl çürüttüðünü görmek güç deðildir.Bu kuramý kabul ettiðine inanan bilinç kendini, sezgilerine bile aykýrý olan, saçmalýklara indirgemek zorundadýr...Bütün bir görelilik kuramý kavramlarý algýdan türeten bir öznelcilikle iliþkilidir; Locke, Berkeley ve Hume’ da görülen görgücülük Einstein tarafýndan devralýnýr.Kuramýn ne olduðunu anlamanýn yolu görgücülük ve felsefeyi birbirinden ayýrarak mümkün olabilir.Doðal bilinç bunu tasarýmlarýyla çözümleyemez, ve bu bilinç düzleminde ussal olmayanýn nerde baþladýðý görülemeyebilir.Görelilik kuramýnýn baþarýsý fizikçilerin ve halkýn felsefedeki eðitimsizlikleriyle ilgilidir...Einstein her görgücü gibi aprioriye karþý tahammülsüzdü, apriorinin çürütülmesi gerektiðini düþünüyordu, bunun için hayatý boyunca doðuþtan hiçbir mutlak düþüncenin olamayacaðýný, hiçbir nesnel ideanýn bulunamayacaðýný savundu ve bunlarý ussalcýlýk adýna yaptýðýný düþündü.Onun için tüm kavramlar algýdan türetiliyor ve “tabula rasa” üzerine basýlýyordu, bu düþüncesini uzay ve zaman kavramlarý için de tekrarladý...
“Uzay ve zaman algýnýn türevleridir, salt özneden oluþtuklarýndan, nesnel dünya ile hiçbir iliþkileri yoktur...Özdek düþündüðüm sürece varolur, uzay ve zamanýn saltýk olmamalarý ve göreli olmalarý duyumlarýn göreli olmasýna baðlýdýr...”
Bu bakýþ açýsýndan varlýklarýn kendindeliklerinden, evrenselliklerinden ve nesnelliklerinden bahsedilemez.Duyular saltýk deðil ama göreli, nesnel deðil ama öznel, kendinde deðil ama birinin bakýþ açýsýndandýr...Ayný þekilde eþ zamanlýlýk, evrensel bir þimdinin olanaksýzlýðý, zamaný ancak duyusal ölçümlere indirgeyen bakýþ açýsýndan ileri sürülebilir...Maxwell’ in de dediði gibi kuram evrensel, uyumlu ve sürekli olmalýdýr...Bir kuram ussal olmadýkça o ancak gerçekliðin deðil ama olasýlýðýn, düzenin deðil ama kaosun, nesnelliðin deðil ama öznelliðin kuramý olur...O ancak olasýlýk düzleminde kalýr, mutlak bilim görgücü bakýþ açýsýna evrenseliðin ya da gerçekliðin deðerini vermez...Görgücü nesnelliði yadsýdýðý ve öznelliði vurguladýðý için yalnýzca uzay ve zamanýn deðil düþünen öznenin “Ben’ in” bile varlýðýný doðrulayamaz.Doðal bilinç için görelilik ussal hale getirilebilir ama diyalektik düþünce göreceliliðin hiçbir nesnel varoluþunun olmadýðýnda diretir ve onun bilgiyi inanca, ve mutlaklýðý olasýlýða indiren bir irrasyonalizm olduðunda ýsrar eder.Görgücü bakýþ açýsýndan nedensellik nesnel bir iliþki deðil ama bir alýþkanlýklar zinciridir, yani iki olay arasýndaki ardýþýklýktan kaynaklanýr; bu bakýþ açýsý insaný gerçeklikten alýr koparýr...Ýnsan bir hayal ve tasarým dünyasýn içine hapsedilir ve herþey algýdan türetilir... Görelik kavramlarý deðil ama duyusal algýlarý ele alýr ama iþin bilinmeye deðer yaný duyu algýlarýnýn kavramlarýn kendi doðalarý olduðunun unutulmasýdýr,pozitivistin yaptýðý gibi olgu kuramdan yalýtýlýr ama yalýtýlmanýn kendisinin bir belirlenim ve karþýtlýk iliþkisi olduðu her nasýlsa göz ardý edilir...Yalýtmak ya da belirlenimsiz kýlmaya çalýþmak boþ bir çabadýr, hiçbir kavram iliþkisiz ya da belirsiz kýlýnamaz, her kavram karþýtýyla bir ve özdeþtir, kuram ve olgu da olduðu gibi!Einstein tüm yazýlarýnda algýlardan deðil ama kavramlarýn kendilerinden bahseder; kavramlara hiçbir zaman gerçek deðerini vermez; kurgul düþünce mantýðýn kurulamadýðý yerde, soyut düþüncenin tüm hileleri usdýþý olaný ussallaþtýrmak adýna gözler önündedir, kuramýn kendisi kendisini çürütürcesine bir kuram haline getirilir.Einstein’ in yorumu görüldüðü gibi görgücünün bakýþ açýsýyla özdeþtir.Üzerine kurulan sözde matematiksel yapýyý eleþtirmenin hiçbir anlamý olmayacaktýr, çünkü temel ilke dediði þeyin kendisi ilkesizliktir yani usdýþýlýktýr...Bir ilke ussal deðilse, o ilke karþýtýný dýþlamaya çalýþan bir saçmadýr, karþýtýndan yoksunluðu onun evrenselliðinin yýkýmýdýr, kavram artýk kendinde olmadýðýndan mantýkdýþý olduðundan keyfi yönelimlere açýktýr.Mantýkdýþý olanýn kendisi tüm kavramlarýn algýdan türetildiðinde ýsrarlýyken kendisini kavramýn doðasýyla aklamaya çalýþýr, bu kendi kendini çürütüþünün bir dinamiðidir, usdýþý olanýn ussal olana boyun eðmek zorunda olduðunun bir göstergesidir, usun gücü kuramýn kendisini kendinde çürütmesiyle belirlenir...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Volkan Çelebi kimdir?

ben yokum

Etkilendiði Yazarlar:
f


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Volkan Çelebi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.