Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
İlk cümlesiydi gözlerime bile bakamayıp ağzından dökülen.İçindeki sessizlik gözlerinin buğusuna karışmıştı.Gizli bir yılan gibiydi içini kemiren keder.Kıvılcımlara dönüşmüş dağınık hüzünleri çıkmak için an bekliyordu kalbinin köşesinden. Tozuna sığındığı bir enkaz gibiydi.Yutkunuyordu, bir söz yıkacak , içindeki buhranı dökecekti.Biriken katranı , boğacaktı sözcüklere..Hala bakıyor dumanlı dumanlı.Cesareti, karanlıklara sürülmüş yıldızlar kadar uzaktı ,yenik düşmüş anlatamıyordu.Tek sözcüğüydü, tek yoldaşıydı , günlerce gecelerce karanlığa gömüp tekrar tekrar dirilttiği ,diline doladığı,üstüne yüreğinin ağırlığını koyup vurgulayıp , anlam kazandırdığı,tek yenilgisi ; Kaybettim! Uçup gitmişti uzaklara, gözlerin görmediği uçsuz bucaksız diyarlara...Gerçekler soğuktu , buz gibiydi sözcüklerde.Üşüyordu söyleyemediklerine esen rüzgarla.Bir buhar arıyordu içine sızacak, bir sıcaklıkla çözülecekti cesareti.Dize gelecekti,eriyecekti, anlatamadığı duygular. Bir dost eli serçenin narinliğinde dokundu kalbine ve döküldü ıslak sözcükler birer birer. “Artık gittiği yerden uzak bakışları “dedi...Devam etti. Yanlışların ardındaki sığındığım tek doğruydu. Karanlık bir odadaki tek bir ışık hasretiydi. Kuvvetle içime çekip vermeye kıyamadığım, nefesimdi. Aynalara karşı gülümseyişimdeki mahcup hallerimdi. Geceleri günlere taşıyan sabah ışığında gizlenen, umudumdu. Denizimde atmaya kıyamadığım son çakıl taşımdı. Gönlümün sofrasından bölüştük ekmeğimizi ,kırıntılarını bile paylaştık. Hayatı görürdüm gözlerinin denizinde, martılar konardı kimi zaman dudağının ucuna. Güzümün son yaprağıydı, rüzgarda savrulup ellerime alıp kokladığım,içime çektiğim. Sonsuz yolculuğumda giderken, son durağımdı. Yaşarken sütliman ,gönül fitilini ateşleyendi. Labirent hayatımdaki tek yol gösterici, pusulamdı. Ruhuna yaslanıp uykulara dalıp, Gönlünde sabahladığımdı. Karanlığa inat soğuk gecelerde,içimi ısıtandı. Yağmurumdu, süzülen gökyüzünden. Yorgunluğumdu, gözlerinin gölgesinde durduğum. Noktalarımın arasına sıkışmış bir virgüldü,hiç bitmeyen. Parçalanan düşlerimi toparlayıp, avucunda sunandı. Yalnızlık durağımdaki tek yolcumdu , ömür yolunda. Emanet ettiğimdi ,yüreğine yüreğimi... yalnızlığımı... Bir peri edasıyla dokundu son defa yanağıma... Yüreğime akan şelale durdu.Zaman durdu “O” durdu. Ayrılık rüzgarıyla uçurtmaya takıldı,sürüklendi,Umutlarımı taktı kuyruğuna, düşlerimi aldı. Uçtu gökyüzüne pembelerimi , kırmızılarımı da aldı. Geriye siyah ve gri kaldı.Renklerim gitti.”O” gitti. Artık terkedilmiş bir viraneyim.Kapısı çalınmayan. Yıldızlarım çalınmış.Geceyim , sönük. Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibiyim, gözlerim ağlamaklı. Yapraklarım dökülmüş, boyun bükmüş bir ağacım, dirilemeyen. En güzel şeyler bile yaban , sıradan. Kurduğum cümlelerin öznesiydi, şimdi yüklemi. Kalemimdeki anlamdı, kelimelerde öksüz kaldı düşlerde... “O”tek yenilgim, sonucuna itiraz ettiğim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yeliz Aras, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |