|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
4 Kasým 2003
Günlük - 6
günlük-6
Arzu Menteþeoðlu
Beyin karmaþama çözüm bulmak umuduyla yazmaya karar verdiðimde günlük tutabileceðimi düþündüm. |
|
Beyin karmaþama çözüm bulmak umuduyla yazmaya karar verdiðimde günlük tutabileceðimi düþündüm. Deðiþen düþüncelerimi, depoladýðým deneyimlerimi ve yabancýlýðýmýn haritasýný çýkartmayý planlýyordum. Çözüm beklemiyordum -aslýnda neden olmasýndý- Sadece; eðer yazarsam beynimde uçuþup duran ve ruhumu aðýrlaþtýran düþüncelerin bilincinde olacaktým. Günlüðümde günü gününe olmasa da belirli aralarla deðiþen iç dünyam özetleniyordu. Kendim için yazdýðým yazýlar bile, çalakalem yazýlmazlardý, içimden çýkartmaya çalýþtýðým gözlem ya da düþünce -herneyse- en yerinde kelimelerle, en iyi ifadesini bulmalýdýr ki, somutlaþtýrmak için giriþilen çabaya deðsin. Ýyi bir ifade en az anlatýlan þey kadar önemlidir. Çünkü duygu ne kadar derin olursa olsun, kötü bir ifadeyle bayaðýlaþmasý iþten bile olmaz. Ýzinsiz okuyucular fikri ürkütücü olduðu için, özgürce yazabildiðimi söyleyemem. O zamanlar, hissettiklerimden ve düþündüklerinden utanmamam gerektiðini henüz bilmiyordum. Ýþe yarýyordu, yazdýklarýma bakarak yýllar içindeki geliþimimi gözleyebiliyor ve yol katettiðimi söyleyebiliyorum. Yazmak tutku haline geldiðinde ise daha çok, deneme ve hikayeler yazmayý denedim. Bahsettiðim; beni okuma ve yazma zorunda býrakan, kafamda ve ruhumda herþeyin allak bullak olduðu dönemin ardýndan, kasýrga sonrasý dinginlikle birlikte, belki biraz þaþýrtýcý ama; 'okumak ve yazmak istemediðim' bir dönem geldi. Önceleri benim için yazmak ve okumak, yemek yemek kadar ihtiyaç olduðundan, kendimde gözlemlediðim yeni durumu çözümlendirmem zaman aldý. Yýllardýr ulaþmak istediðim noktaya nihayet vardýðýmý düþündüm. Öyle ya, yýllardýr, neyin ne olduðunu anlayabilmek için okuyordum. Okumadýðým zamanlarda uðraþým, okuduklarýmý yaþamaya çalýþmaktý. Demek ki artýk, neyin ne olduðunu nihayet öðrenmiþtim de, okumaya gerek kalmamýþtý, kendini beðenmeye pek hevesli benliðim belki de o 'soru sormaya gerek kalmayan dinginliðe' ulaþmýþ olabileceðimi düþündü, peki ama böyle birþey olabilir miydi? Böyle bir anlamlandýrmadan sonra, neden gençliklerinde onca okuyan insanlarýn yaþlarý ilerledikçe okumaz hale geldiklerini anlayývermiþtim. Bundan kolay ne vardý, 'ihtiyaçlarý kalmýyordu' iþte o kadar. Vardýðým çözümleme bana büyük bir çýkmaz da sundu; Nasýl oluyordu da yaþlarý kaç olursa olsun ve fikri yapýlarý ne olursa olsun, aydýn kesim hala okuma açlýðý hisseden kesim olabiliyordu. Yaptýðým hata, okumanýn belirli bir amacý olduðunu sanmaktý, okumanýn yaþam tarzý olduðunu henüz anlayamamýþtým. Edebiyattan gerçek manada anlayanlar gibi dilin kullaným güzelliði, kullandýðý kelimeler ve ne kadar sýklýkta kullanýldýklarý, yapýlan kelime oyunlarý, yazarýn hangi yazarlardan etkilendiði gibi yapýtýn edebi kýsmý deðildir beni ilgilendiren. Evet, bunlar, benim de ister istemez dikkatimi çekiyor. Ancak hangi fikrin savunucusu olursa olsun 'Okumak yazarla yapýlan bir sohbettir.' Okurken yazarý okumaya çalýþýrým. Yazarýn hangi kelimeleri daha çok kullandýðýný tesbit ederken ilgilendiðim, neden o kelimelerin özellikle seçildiðidir. Yazarýn hangi baþka yazardan etkilendiðini öðrenirken, yazarýmýn etkilendiði yazarda ne bulduðu ilgilendirir beni. Yazmayý seçen hiçkimsenin, sadece para kazanmak için yazdýðýna inandýramazsýnýz beni. Yazan insanýn, kendini ifade etmeye ihtiyacý vardýr. Kitaplar benim için yazarýn oluþturduðu dünyaya tanýk olmak deðildir sadece. Eskiden beri tutkum olan görünenin ardýný görmek isteði, kitaplarla, insanlarla olduðundan daha kolaylaþýyor. Çünkü karþýnýzda kendini sergilemekten kaçýnmayan birini buluyorsunuz. Yazmayý seçen biri buna istekli-dir. Kimi kitaplarda, belli belirsiz ama her kitapta mutlaka, yazaný görürsünüz. Onun iç dünyasýný, açýkça söylemek isteyip de söyleyemediklerini, takýntýlarýný, özlemlerini, mutluluklarýný, mutsuzluklarýný, fantazilerini, hayata bakýþýný görürsünüz. Bir polisiye romanda katilin kafasýnýn çalýþma biçiminde yazar saklýdýr. Benim gibi okurlur için kitap konusunu yitirir çoðu zaman, artýk karþýnýzdaki sayfalarda sadece yazýlar deðil, kimi zaman gülen, kimi zaman anýlara dalmýþ, kimi zaman aðlayan, kimi zaman hüzünlü, kimi zaman da idealleri yüzüne aydýnlýk olarak yansýmýþ bir yüz vardýr. Ýþte okuma tutkum buradan kaynaklanýr asýl. Kitap bittikten sonra ilk iþim yazarýn hayatýný öðrenmek olur. Mutlu bir çocukluk mu geçirmiþtir, gençliðinde idealleri nelerdir, ne kadarýna ulaþabilmiþtir, tüm eserlerinde insanlýða vermek istediði mesaj nedir ve hayatýnda bu mesajý önemsemesini gerektirin neler yaþamýþtýr? Bunlarý öðrendikten sonra artýk herbir cümlede yatan gerçek manalara daha da yaklaþtýðýmý hissederim ve onun ruhunu daha iyi okuyabilmek için tüm diðer eserlerini bir bir okumaya giriþirim. Bunu yaparken genellikle yazýlma sýralarýný takip etmeye çalýþýrým ki onun geliþimini takip edebileyim. Þunu belirtmekte fayda görüyorum, bu tür bir ilgi her yazara bol keseden daðýtýlacak türden deðildir. Önce yazar, benim ilgimi hak etmeli. Çocukluðumda hoþuma giden bir film seyrettiðimde babama mutlaka karakter oyuncusunun hayatta olup olmadýðýný sorardým. Babam bunu neden bilmek istediðimi asla öðrenemez, buna raðmen her seferinde doðru olarak cevap vermeye çalýþýrdý. Etkilendiðim karakteri oynayan artistle tanýþabilirsem - artýk çok yaþlanmýþ, Amerikalý bir artist de olsa- hayali kahramana yakýnlaþabileceðimi düþündüðümü babama nasýl anlatabilirdim. Artistin sadece rol yaptýðýný anlayamaz, hayatýnýn bir döneminde o karakter olduðunu zannederdim sanýrým. O aktörle tanýþabilirsem kahramanýn beyaz perdeye aksetmemiþ derinliklerini görebilecektim. Elbette ki hiç birisiyle tanýþmak için çabam olmadý, ancak her zaman hayali kahramaný kanlý canlý olarak tanýyabilme þansýmýn þöyle bir kenarda durmasýndan huzur duyardým. Sadece bu nedenledir ki babam yýllarca, "Baba; bu aktör hayatta mý? Kaç yaþýnda -bu soru da ölüme yakýn olup olmadýðýný öðrenmek için soruluyordu-?" sorularýma hedef oldu. Ýnsanlarýn yaptýklarý þeylere gerçekten inandýklarýný sanmanýn çocukça saflýðýný çok sonralarý anlamama raðmen, on kiþi içinde bir kiþi bile ideallerine baþ koymuþ olsa, onu atlamamak için büyüdükten sonra bile titizlikle, insanlarýn yaptýklarý ya da söyledikleri þeylere gerçekten inandýklarýna aksi isbatlanana kadar inanmayý seçtim. Çocuk eðitimi üzerine ilk kitabýný yazan Rousseu'nun kendi dört çocuðuna hiç ilgi göstermediðini, harikulade eserlerin yapýmcýsý Mozart'ýn terbiyesiz kiþiliðini öðrendiðimde, yaðmurlu günlerde ýslanmasýn diye baðrýma basarak yanýmda taþýdýðým, derslerde kaçamak okuduðum Andrei Gide'nin homoseksüel eðilimlerini öðrendiðimde, bir çok kiþi gibi "Bana ne bunlardan, ben ortaya çýkardýklarý eserlerine bakarým" diyemedim. Samimiyet-lerinden kuþku duyuyordum; 'Nasýl olup da kazandýklarý derinlik kendilerindeki büyük kusurlarý tedavi etmeye yetmiyordu?' Durum böyleyken kendi adýma faydalanmayý nasýl beklerdim? Hele hele nasýl olup da böyle ruhlarýn ideallerine bu kadar ters olabildiklerini ve birçoklarýnýn da bunu normal kabul edebildiðini anlayamý-yordum. Çocuk saflýðýmýn sonlarýna doðru fark etmeye baþladýðým hayatýn gerçekleri beni Rousseu'dan da, Mozart ve Andrei Gide'den de uzaklaþtýrmýþtý. Onlar her ne olursa olsun, hangi harikulade eserlerine tanýk olursam olayým hiçbir zaman yapýtlarýnda sergilediði ruh yoðunluðunu hayatýna taþýyan gerçek entellektüeller kadar etkileyemezler beni. Ama onlarý tanýmam iyi oldu aslýnda, göründüðüm gibi olmam veya olduðum gibi görünmem gerektiðini öðrettiler bana.
:: slm abla |
Gönderen: ersin / bursa
|
8 Kasým 2003 |
|
| slm abla gercekten bazý hisler varki anlatýlmaz sadece yaþanýrken hissedilir ama sen öyle bir yaþamý gözler önüne gördüklerini ve yaþadýklarýný sermiþsinki okuken büyük keyif alýyor insan aslýnda sorgulayabilmek neyin ne oldugunu görebilmek gercekten güzel ve keyif alýcý bence eline yüregine saglýk abla güzel yazaýlarýnýn devamýný beklerim. |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
YAÞADIKLARIMDAN ÖÐRENDÝÐÝM BÝR ÞEY VAR
Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var:
Yaþadýn mý, yoðunluðuna yaþayacaksýn bir þeyi
Sevgilin býtkýn kalmalý öpülmekten
Sen bitkin düþmelisin koklamaktan bir çiçeði
Ýnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuþa, bir çocuða
Yaþamak yeryüzünde, onunla karýþmaktýr
Kopmaz kökler salmaktýr oraya
Kucakladýn mý sýmsýký kucaklayacaksýn arkadaþýný
Kavgaya tüm kaslarýnla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandýn mý bir kez sýmsýcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taþ gibi dinleneceksin
Ýnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiðine
Hem de tüm benliði seslerle, ezgilerle dolarcasýna
Ýnsan balýklama dalmalý içine hayatýn
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasýna
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanýmadýðýn insanlar
Bütün kitaplarý okumak, bütün hayatlarý tanýmak arzusuyla yanmalýsýn
Deðiþmemelisin hiç bir þeyle bir bardak su içmenin mutluluðunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaþamak özlemiyle dolmalýsýn
Ve kederi de yaþamalýsýn, namusluca, bütün benliðinle
Çünkü acýlar da, sevincler gibi olgunlaþtýrýr insaný
Kanýn karýþmalý hayatýn büyük dolaþýmýna
Dolaþmalý damarlarýnda hayatýn sonsuz taze kaný
Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var:
Yaþadýn mý büyük yaþayacaksýn, ýrmaklara, göðe, bütün evrene
karýþýrcasýna
Çünkü ömür dediðimiz þey, hayata sunulmuþ bir armaðandýr
Ve hayat, sunulmuþ bir armaðandýr insana
ATAOL BEHRAMOGLU
Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk
|
|
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler |
|
|
|