Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Bir bakış yıllardır hiç görülmemişti böylesi… Birkaç söz sıcak içten ve sevecen… Sonra anlatılan hayatlar… Garip bir aynılık tuhaf bir benzerlik… Ayrı yerlerde aynı yaşamların can bulduğu bedenler… Buluştular yıllar sonra tesadüfen… Bir noktada buluşmuşlardı bin noktada birleştiler… Sanki hasret vardı aralarında, yılların yaşanmamışlığının hasreti… Birkaç saatte yaşanamazdı ki hasretleri.. O öyle bir hasretti ki onlarda şaştılar aslında Sanki kardeştiler diğer hayatlarında… Günler yetmezdi geride kalan hayatlarını birlikte yaşamaya Hiçbir güç yetmezdi bakışlarını ayırmaya… Sonra eller kenetlendi… Hiç bu kadar sıcak değildi önceden tutular eski eller Sanki yemin etmişti elleri ayrılmamaya… Bakışlara aldırmadılar, Öylece oracıkta seviştiler gözleriyle Hiç yorulmadan saatlerce derin kalabalıkta Sessizce… Yetmiyordu saatler vuslata.. Susmak istemeden de konuşulurmuş meğer, İnsan hasretten ölüyorsa sessiz kalmak yaralarmış… Bazen gözler girdi konuşmaya sessizce şefkatle, Birkaç yudum bir şeyler içmek istediler, Düğümlendi yudumlar boğazlarında… Dünyevi değildi buluşmaları ve eğretiydi tüm insani duyuları… Farklı bir dünyada varmış yaşanılanın ötesinde O zaman anladılar asıl yaşanması gerekeni… Nice bedenler tanımışlardı ayrı ayrı, Nice yaşanmışlık vardı tanıdık ama bir o kadar da uzak Yaşanmamıştı bu ama sanki o kadar tanıdıktı ki Unutulan eski bir duygu gibiydi… Şarkılarda aradılar yaşanmamışlıklarını, Hüzünlerini bileylediler, Sarılarak buğulandırdılar bakışlarını, Eller uzandı karşılıklı almak için gözlerdeki nemi, Bu kadar mı tanıdık olurdu dokunan eller, Hasreti, şefkati, yumuşaklığı ve sıcaklığı yabancı değildi sanki… Ayrılamamıştı eller gözlerden, ve birden sarıldı bedenler, İzinsiz … Tanıdıktı sanki tenler dokunurken… Hasret kalmıştı eller dokunduğu tene, Onca tene dokunulmuştu önceden ama, Bu kadar bildik bu kadar kendinin gibi değildi hiçbiri… Huzur da verirmiş dokunulan diye düşündüler, Neydi bu kadar güzel yapan vuslatı, Neydi yaşanılana bu kadar haz yükleyen, Neydi … Ne bunun cevabı vardı nede bu vuslatın sonrası, Ne olacaktı şimdi… Hasretlerini bileyleyerek devam mı etmeliydiler kaldıkları yerden Yoksa, Yoksa yıllardır bekledikleri sele bırakıp gitmeli miydiler… Yoktu hiçbir sorunun cevabı ve hiç bu kadar zor olmamıştı Düşünmek… Zaman her şeyin ilacımıydı… Artık kırık hayaller olmamalıydı, dayanmazdı yürekler Bir bıçak hiç bu kadar derine saplanmamıştı kalplere… Güneş ışığında aradılar cevabı, Yeni umutlar yeşerten güneş bile, Çare değildi… Ne sevgiler aranmıştı başka tenlerde, Acı çekmek pahasına ne dostluklar yaşanmıştı, Sessizdi sabah… Düşünceler konuşuyordu alabildiğine hırçın, Fark ettirilmemeye çalışılan fırtınalar vardı sonrası için, Fonda şarkılar çalıyordu ve her şarkı bir o kadar anlamlı geliyordu… Bir ömür müydü yaşanan yoksa bir geceye sığdırılmış hasret mi… Yeni bir güneş doğmuştu sıcacık, Yeni bir yaşamamı doğmuştu bilinmez ama hasret buzlarını erittiği belliydi, Hiç bırakılmamıştı ruhlar veda ederken, Hiç bu kadar eğik olmamıştı gururlu başlar, Ve gözlerdeki hüzün hiç bu kadar dağlamamıştı yürekleri, Önce gözler veda etmeliydi; bakıştılar uzun uzun, Zamanın durmasını istemişti sanki biri… Ve eller buluştu… Bu kadar kenetlenmemişti vücutlar, Bir yol olsa içlerine sokacaklardı kucakladıkları bedeni Sanki öyle de olmuştu… Önce giden bıraktı kalanı; güçlü olmalıydı gidecek olan oydu Kalan boynunu büktü, uzun uzun baktı arkasından gidenin. Ne düşünceler vardı arkasından bakarken, Ama ne düşünmesi gerektiğini bile anlayabilecek durumda değildi… İkisi bir hasretin sessiz tanıklarıydı, Giden arabaya bindi uzaklaştı, Kalan kapıyı kapatıp hasretini çoğaltmaya başladı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Harun Kilci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |