..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Mehmet Aydın




21 Mart 2004
Schatzi...  
Senin için değil belki bizim için ÜZÜLÜYORUM...

Mehmet Aydın


Aysız bir gecede bırakıp kaçtığın düşlerimizi, Marsailles Lejyoneri bir adamın, kanlı parmaklarına ve kirli geçmişine sırtlarken,her ilmiği askla örülmüş sevdalarımızı kızlık kanınla buladın sen..


:FHAA:
994 ekim..Günlerden pazartesi... Saat gece yarısı...
yürüdüm yağmurda uzun, soluksuz…
Saatler, hatta geceler boyunca ıslandım, hiç yakınmadım.
Yağmurdan hızlı yağdım
Ağladım...

Kokuşmuş iliskiler ve kan kaybeden aşkların cezasıydı yaşanan,
Dedim ya yalnızdım, matemimde bile tek başınaydım artık.
Tercihim değildi bu kuytu yalnızlık...

Gözyaşı şişem tasiyordu,
ah.. nefes almak n’mümkün.
Yalandan aşk ayinlerine kurban edilmistim
Sevgilim bile fazlalıktı yaşantımda... Ne acı değil mi?

Özlem duymuyordum hiçbir hasrete..
Ve hasret bir kez daha besliyordu içimdeki kan emici yarasayı.
Durmuştu nabzım, günde iki kez bir doğru etmiyordu yelkovanım.
Böyle bir mevsimdi, takvimde yaşanan...

Ve yokluğun varlığını anlattı bana Shatzi...
Gözyaşların gözyaşlarımdır aklında olsun.
Ölsen leşin sayılırım Unutma.

Ve… Shatzi... Onu tanımalıydım, öyle diyordu gözleri...
kızıl ve çaresiz...
Sevgiye davet çıkarıyordu,
Yokluktan geliyordu sesi, yokluğu da bilirdim en az aldatılışları bildiğim kadar...

Shatzi’yi sevmeyi ne çabuk öğrenmiştim, Ah Shatzi...
Sevdikçe seni daha da küçüldüm, sonra büyüdü sorunlar, etrafına dolardı insanlar.
Ağlamışsam bu ilk, bu senin için!
Ve o gözyaşları bil ki anlam kazandı son gidişinle.
Ah Shatzi, ben ki kumarbaz sevdalı, bıraktım sende tüm empaslarımı.
Gittin ve gittin...

Ah Shatzi, seni tanıdığım gün ikimiz de anlamıştık birimizin kaybedeceğini...

Cafe du Marche’de oynaşırken kadınlar,
senin için kavgaya tutuşurdu Korsikalı çocuklar.
Sen gülümser, ben susardım
Bir şeyleri anlatamadığım için değil, yaşanmamış aşk devrimlerinin isyanıydı suskunluğum.

Geçmişi yaralı sevgilinden utanırsın. Utanmak Sevgidir...
Bir gün yüzündeki yanık saman izlerini sordum Shatzi’ye ”onlar Tanrının imzası” dedi.
hiçbirşey anlamadım...
Anladım dedim… anladım...
Anlamaktı çünkü bana düşen...

Shatzi’ye inanıyordum. Çünkü inanmak akla yatmak, kanmak; kabullenmekti

Bir dönüp aynada yansimasini görebilseydi, ah görebilseydi bir kerecik... Gözyaslari ona ne çok yakışırdı..

994 ekim... Günlerden Salı... Saat gece yarısını devirmişti.
Ayrılığın ilk gecesiydi daha..
Gittin…
Aysız bir gecede bırakıp kaçtığın düşlerimizi, Marsailles Lejyoneri bir adamın, kanlı parmaklarına ve kirli geçmişine sırtlarken,her ilmiği askla örülmüş sevdalarımızı kızlık kanınla buladın sen..!

İlk o gece anladım umutların yalnız ve apansız çöktüğünü…
Kıyıya vuran deniz yıldızlarını okyanusa atmadan mı gidecektin?
Düşümde keşfettiğin adanın resmini yapmadan mı?
Hani tarih kitapları imrenecekti bu kızıl sevdaya!
Hani geceleri uyansınlar diye yıldızlara ıslık çalacaktık!
Demek ki gökyüzü benim düşündüğümden daha karaymış Shatzi...
Yokluğunla geldi Ölüm, öyle aceleci öyle ayaküstü.

994 ekim... Günlerden Salı... Saat 05.45...
İçiyorum..
Kendimi uykusuz bırakıyorum...
düşünmemek , hatırlamamak için...
Gözlerim kapalı...
İğrençlikleri, basitlikleri,ihanetleri görmemek için…
Seni görmemek için Shatzi...

Gökyüzünün de maviye çalarken ağladığını gördüm, demek ki yalnız ihanete uğrayan ben değilmişim,

Çiçekleri dün sabah bıraktım mezarına,
Her İHANET,intahar süsü verilmiş bir cinayet değil midir aslında !
Ve ben Juan de Nova adasında senden kalan yalnızlığı büyütüyorum artık



Senin için değil,
belki bizim için üzülüyorum
     All for Shatzi


Shatzi Y. LEVESQUE
Yaş: 23
Ölüm Tarihi: 994 Ekim
Ölüm nedeni: Aşırı doz





.Eleştiriler & Yorumlar

:: İHANET
Gönderen: ahu dayıoğlu / Ankara/Türkiye
19 Aralık 2006
"Her İHANET,intahar süsü verilmiş bir cinayet değil midir aslında !" Canım acıdı bu cümleyi okuyunca... Yazmaktan asla vazgeçme. Hiç bir okur sana ihanet edemez çünkü...

:: Ayrılıklara..
Gönderen: meltem tamoğlu / Antalya/Türkiye
23 Haziran 2005
Bir ayrılış ancak bu kadar yoğun yaşanır,bu kadar etkileyici yazıya aktarılabilir,dağıldım...Yazıların bağımlılık yapıyor sanırım.Devamını bekliyorum...

:: Yağmurda… Yakınmadım, sahte hasret(ler)in isyanıyl
Gönderen: Burcu Yıldızer / Ankara/Türkiye
18 Şubat 2005
Ay kuşatıyor bu şehri ve elbet seni… Kaçıp giden bir düş(!) olsun… on yedi milyon yirmi iki bin beş..Zaman sabitlendi. Bundan tam bin on bir yıl önceydi ve belki biraz da birkaç ay öncesi.. İhanet kurşuna diziliyordu o vakitler ve saat çoktan gece yarısını geçmişti.. Hızla yağıyordu(m), içime doğru.. Kızıl bir derinliğe gömülüyordu(m); tercihi olmasa da yalnızlık…Gerçekten yakın(ma)dın mı? Kaç hasret besleyebilir ki; duyulmayan özlemlerin tende açtığı yaradan süzülen (k)anı? s(AH)te AŞK!, acı bir fazlalıksa; asıl kurban kimdi(r) ? sen, O, Diğerleri… ve isyan ve suskunluk… 01:03.. Gece mi (d)evriliyor, yoksa zaman mı? Ruhum paslanmış şarjörlerini boşaltıyor. Yerli yersiz kutsanmış duygular(ın), bir beni bir de Shatzi’nin kaçarken unuttuğu(!) kızıl düşleri yokluyor. Hiçbir denizyıldızının hayatı değiş(e)medi. Gitti(k)!!! Artık kahkaha atsan neye yarar ki; böylesine eriyen bir tarizin gölgesinde… Her şey ayan beyan günde iki kez bir doğru etmeyen yelkovan gibi ortada. Ve mevsim silinir; iklim ölüme döner. Ama aşk Ankakuşu gibidir; küllerinden yeniden ve yeniden doğar….ALL FOR LOVE…

:: Ah Shatzi...
Gönderen: Gokcehan / Ankara/Türkiye
9 Şubat 2005
Ölümlü yüzlerde gelir bazen hayat ve metalik bir terk bırakıp geriye, öylece çeker gider koynundan. Oysa ölen kimdir bilinmez. Nabız durur, yelkovan susar, akrep kendini sokar. Sen kalbura dönersin, acın bir türlü dinmez, eskimez. Aksini söyleyenler de ya acısını uyutur ya da kendini... Marsailles Lejyonerlerini de suçlama dost. Gidenlerin ardından onlar da ağlar. Hepimiz biraz bulut biraz rüzgarız - bugün av, yarın avcıyız, öyle değil mi... Güzel yazmışsın Kuzen, güzel yazmışsın dost.

:: ahh shatsi
Gönderen: mine / Ankara/Türkiye
8 Şubat 2005
aşk bencilliklerle yaşanır mı hiç, sen Shatsi'ye aşkı tattırmıssın oysa sana ölümün soğuk yüzünü,o hayatını tek kişik yaşıyormus be federico yüksek dozdaki sevgine yüksek dozdaki acıyla karşılık bulmana üzüldüm... aşklarının sonunda ayrılıklar olmasın,yalnızlıklar nöbet beklemesin kapında büyük yürüğinle büyük sevdaların yüksek dozdaki ateşi kavursun tenini ama mutsuzluk ve hüzün olmasın neticesi

:: anladım dedim anladım..anlamaktı bana düşün
Gönderen: Aslıhan / İstanbul
7 Şubat 2005
Shatzi ye inanmak,ne büyük hata...Ölüm nedeni aşırı doz yüklenmiş sevgi olmasın sakın...Ah Federico ah..Bir görebilseydin kendini...

:: ah ...ah..bir görebilseydi keşke..
Gönderen: sevinç / İsviçre
7 Şubat 2005
Federico kaldığı yerden devam ediyor...3 yazının birbiriyle tamamlanması çok etkileyici...gelecek yazılarını merakla bekliyorum..Juan de Nova adasında senden kalan yalnızlığımı büyütüyorum...

:: ...
Gönderen: Kaan Ozer / Ankara/Türkiye
3 Şubat 2005
Cam kırıklarından geçilmez çalsam iki can giren bedenin kapısını... Yüzünde aşırı dozdan kalma darp izlerinle, pansumansız yaralarınla, yırtılmaya hazır turuncu gerginliklerinle, aşkının sonralığına düşmüş gülümseyişisin… Gecenin seferleri de bitti.. aşka açılacak bir kaşık avuç da yok.. Shatzi’de.. Yanımda sözlük bulundurma gereksinimi doğuran bu uzun eserine söylenecek her söz kifayetsiz kalır. Zira yazmamak gerekir zirvesinde edebiyatın.. Shatzi ölür, geriye photoshop mağduru mezar taşı kalır.. bize de gözyaşları ile alkışlamak.. Kalemine sağlık usta…

:: ..
Gönderen: huseyin cakmak / /
3 Şubat 2005
o evde belki de yalnızca üç kişiydiniz ; Shatzi'yle O ,yada senle O,ya da Shatzi'le sen.Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz..

:: yaralı bir aşk
Gönderen: kaan guler / Ankara/
3 Şubat 2005
ah küçücük yaralı yüreğinle nasıl bir cinayete kurban gitmişsin öyle...nasıl ?

:: ....
Gönderen: zehra yaycı / İstanbul/Türkiye
1 Şubat 2005
''Sevmek insanın kendine çekilmesidir... Sevmek insanın çekildiği yerde sevdiğine baş eğmesidir...''Bunu hatırlattı bana bu yazın.Ölümle yaşanan çok aşklar oluyor insanın yüreğinde.Ölüme baş eğmek gibi..

:: hüzbaz aşık
Gönderen: berk demir / /
28 Ocak 2005
ne kadar yürekten ve ne kadar samimi...kendini buluyor insan..dalıp gidiyor öylesine

:: inanılmaz güzel
Gönderen: levent kibarer / ankara/
28 Ocak 2005
bu yazıya iyi bir yorum yapmak bile elimi titretiyor...olağan üstü...gençlik yıllarımda yaşadığım Alman aşkımı hatırlarttı bana... Ah Shatzi..ah..

:: üzülmek...!
Gönderen: aylin fenerci / Ankara/Türkiye
25 Ocak 2005
Kelebekler öldü,sen öldürdün...Sen ağlamazsın ki...

:: Hayat bana bir tek ölümü ispatladı...
Gönderen: Özgecan#55 / Bodrum
23 Mart 2004
Yüreğinin ucu yanık tüm yalnızlar adına... verecek kurban kalmadı artık. Kalemini kılıç gibi çekenler de olmasa hayata, meydan da okuyamayacağız düşmanlarımıza! Yüreğinle kal...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın beklenmedik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gözlerine Dalmak Calypso'nun…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adım Fernandes Federico [Şiir]


Mehmet Aydın kimdir?

Düşüm gecelerden de kara.

Etkilendiği Yazarlar:
Atlantis


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Aydın, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.