Bir önyargýyý yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein |
|
||||||||||
|
'Nevet biliyorum yavrum! Babana layýk bir eþ ve sana uygun bir anne olabilmek için deðiþeceðim. Göreceksin bak beni baban bile tanýyamayacak!' ‘Anneciðim' 'Yavrum benim!' Bu replikler, o masumca titreyen dudaklardan çýkýp, sanki yaðmurla yüklü bir fýrtýnanýn bulutlarý geçer gibi nemli ve buðulu gözlerle bakan bir kadýnýn umudunu, özlemini en acýklý þekilde yüreðimizin ta içine, ruhumuzun karanlýk dehlizlerine gönderir! Evet deðiþmek zorundadýr masum, güzel, fakat aþaðýlanýp hor görülmüþ genç kadýn. Aslýnda rengarenk ve dizine kadar uzanan fistaný, örgülü saçlarý ve görgüsüz köylü tavrýyla aþaðýlanmayý da haketmiþtir. Ruhu güzeldir! Kibardýr, dürüsttür,fedekardýr, sadýktýr, paylaþýr ama gel gör ki saçlarý örgülüdür veya baþýnda ya yazmasý ya da bir yemeni vardýr. Ýçi güzeldir ki o halde bunu dýþýna da yansýtmalýdýr. Önce örgüler açýlýr saçýndan al yazmasý atýlýp. Sonra o garip þeyin içine sokulup kafasý, saçlarý þekle sokulurken, parmaklarýný törpüleyip 21 numara oje süren kýza, küçük bir çocuðun bir bayram sabahý yeni potinlerini giyerken duyduðu gibi içi içine sýðmayan bir heyecan ve mutlulukla gülücükler gönderir. Sýrada yeni bir elbise vardýr, omuzlarý ve degajesini gösteren. Elbet eteði de dizinin yukarsýndadýr. Kocaman inci küpeler ve kolyesi de cabasý! Ve bir þapka koyar son noktayý. Sonra sofraya oturur masum köylü kadýn. Masadaki muhtelif alet ve edavatýn isimlerini ve vazifelerini öðrenir. Tabi biraz saftýr, öðrenmesi ise yavaþ. Görgü hocasýndan balýk çatalýný karýþtýrýnca azar iþitir. Ama mutludur güler geçer buna. Ýçki içmenin adabýný da öðrenir aðzýna ayrandan baþka birþey girmeyen kýzýmýz. Yaþlý dans hocamýzdan tango, vals, twist hakkýnda feyz alýr. Kýzýmýz þirin yavrusu tarafýndan bu büyük hesaplaþmaya hazýrlanýrken, sarýþýn kötü kadýn bütün bu olup bitenlerden ve baþýna geleceklerden habersiz filmimizin jönüyle ev davetlerinde, kokteyllerde çýlgýnca eðlenmektedir. Ve birgün bu davetlerden birine masum kýzýmýz, eðitim sürecini tamamlayýp diplomasýný aldýktan sonra teþrif ederler. Her ne hikmetse kimse tanýmaz onu. Muhtemelen jönümüzde sarhoþ olup kendini kaybettiði bir günde tanýmýþtýr onu! Laf uzadý kaybolan sakýzlara döndü. Mutlu sonda; masum kýzýmýz içinin güzelliðini dýþýna da yansýtmayý baþarýp, zengin kibar beyimize eþ ve yavrusuna ana olma hakkýný, sarýþýn kötü kadýný berteraf ederek söke söke almýþtýr. Filmin mesajý acýklý, masum, þefkatli bir þekilde sevgili yönetmenimiz tarafýndan bize gönderilmiþtir. Kýl olmam itibariyle aklýma takýlan meseleleri bir türlü algýlayamadýðým mesajlarý içime sindiremedim. Ýlk defa gördüðü sarhoþ bir adamýn koynuna girip de hamilelik sürecini uzaktaki teyzesinde geçiren bir kýzýn masumumiyetine 1950 lerde insanlarýmýz nasýl inandýrýlmýþtýr? Ýçtiðinde önüne gelenle yatabilecek potansiyele sahip, yahutta genç bir kýzýn hisiyatýyla oynarak, istediðini elde ettikten sonra sýrra kadem basan bir adam nasýl sevimli, iyi ve harika bir koca adayý olarak gösterildi? Al yazmanýn, o Allah vergisi kýrmýzýlýða sahip dudaklarýn aþaðýlanmasýna nasýl gönlümüz razý oldu? Ýçki içmenin ve dans etmenin gereklilik ve faziletine nasýl inandýrýldýk? Bir kadýnýn aþaðýlanmasýna nasýl seyirci kalýp fütürsuzca izledik? Ýðneyle kuyu kazar gibi 50 yýl boyunca erdemleri aþaðýlanma vesilesi, erdemsizliði ise modernitenin onuru olarak beynimize, yüreðimize nakþettiler. Kim bunlar? Bizi bu hale getiren kim? Uzun ince bir yolda yürüyen tarkan deðil de Aþýk Veysel olsa o yola baþ koyar mýyýz artýk? Ayýn þavký vuran sazýmý sadece biz krolar mý seviyoruz? Yazýk ki pokemonlar Karagözü dövdü ve Hacivat ise aðlýyor. Nasrettin Hocanýn eþeðini sucuk yapýp kazanýný çöpe attýk. Sýrtýnda gitarýn var saçýn uzun hele bir de kotun yýrtýksa birinci sýnýf vatandaþsýn. Elimde saz taþýyorum diye utanýp saklamak duygusunu kim yerleþtirdi yüreðime? Ýþte sana gaflet, iþte sana delalet, iþte sana hiyanet! Türk olarak doðdum, Türk olarak öleceðim! Atam Osman Gazi, Alparslan Atatürk gibi! Aydýnlýk günlerin türküsünü söyleyeceðim gururla. Atamdan aldýðým bayraðý brüksele götürmeyeceðim. Ankaraya dikeceðim anýtkabirde dalgalansýn diye. Ve kendimizden utanmayý öðretenlere: Bir Türk dünyaya bedeldir. O türk ki! Vurulup tertemiz alnýndan uzanmýþ yatýyor, Bir hilal uðruna yarab ne güneþler batýyor!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Sinan Uzman, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |