..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Özcan Nevres




24 Temmuz 2004
Gerçekler  
Özcan Nevres
Ülke adım adım din kıskacına girerken, laiklikten ödün vermemesi gereken Atatürkçüler siz ne yapıyorsunuz? Laiklik kökünden kazınılıp yok edildikten sonra mı? harekete geçeceksiniz.


:BJGG:
Gerçekler
Ülke adım adım din kıskacına girerken, laiklikten ödün vermemesi gereken Atatürkçüler siz ne yapıyorsunuz? Laiklik kökünden kazınılıp yok edildikten sonra mı? harekete geçeceksiniz. Bu uyuşukluk ve aymazlıktan ne zaman kurtulacağız? Tüm siyasi partilerden halen ümidimiz kesilmedi mi? Üç yıl göz açıp kapayıncaya kadar gelir geçer. Önümüze seçim sandığı konulduğunda ne yapacağız? En ehveni şer gördüğümüz bir partiye oylarımızı vererek yine mi oylarımızı heder edeceğiz.
Nasıl bir toplum olduk. Kadınlarımız Biri Bizi gözetliyor, İkinci Bahar, Tele Vole gibi ahlaki değerlerimizi erozyona uğratan programlara esir olmuşlar. Erkeklerimiz tüm benlikleri ile futbol maçlarına, at yarışlarına bağlanmışlar. Adeta esirleri olmuşlar. Ey Atatürkçüler ve bu gariplikler ülkesinin aydın insanları… Sabahları bir gazete bayisi önünde biraz beklemeye katlanın. Gazetelerini alan sözde okurlar, aldıkları gazetenin önce hangi sayfasına bakıyorlar? Eğer parasız kumar oynamaya düşkünseniz hemen spor sayfasına banko oynayabilirsiniz.
Deprem felaketini yaşadığımız gecenin sabahında yüreklerimiz yangın yerine dönmüş. Foça’daki yazlığımın yakınındaki bakkala gazetelerin okuyucuya daha çabuk ulaşması için yardım ediyorum. Genç biri Le Manyak dergisi geldi mi? diye soruyor. İnsanlarımızın içi yanarken bu beyin özürlü genç gülmek için mizah dergisi arıyor. Var diyorum. Gazete stantına bakıyor. Göremeyince hani nerede diye soruyor. Sen ve senin gibiler var ya, yetmez mi deyince söylenerek uzaklaşıyor. Gün gelecek bu denli büyük bir deprem faciasından bile yüreklerinde en küçük bir sızı duymayanlar ülkenin kaderine yön vermek için oy kullanacaklar. Bir ülkenin insanları acıları ve mutlulukları paylaşmayı unutmuşsa, o ülkeden umudu kesmekten başka elden hiçbir şey gelmez.
Hangi konuda duyarlılığımız kaldı ki. 1950 li yıllarda Kıbrıs konusunda nasıl tek yumruk olmuştuk. Kıbrıs mitinglerinde kalabalıklar meydanlara sığmıyorlardı. Ulaşımın çok büyük sorun olduğu o yıllarda onca insan meydanları o denli nasıl dolduruyorlardı. Kanımızla, şehitlerimizle kurtardığımız Kuzey Kıbrıs, ver kurtulcuların insafına bırakılmış. Üç beş gerçek Atatürkçü yazarımızın dışında Kıbrıs’ın elden çıkarılması kimsenin umurunda değil. Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk dergisinde Girit’in nasıl elden gittiğini anlatan satırları dikkatle okuyorum. Aynı oyunları Kıbrıs için de adım adım uygulanmayı sürdürüyorlar. Bu gidişle Kıbrıs’ta Girit gibi Yunan adası olacakmış kimin umurunda. Ey Atatürkçüler, bu derginin üç aylık abonelik ücreti on milyon beş yüz bin lira. Her sayı bir paket sigara fiyatına. Bu Atatürkçü dergiyi çocuklarımıza ve yakınlarımıza okutmanın yararlarını sizlere anlatmaya gerek var mı? Yeri geldiğinde boyalı basının hiçbir sorunumuza eğilmediklerinden yakınırız. O halde bu derginin tüm gazete bayilerinde bulunması ve en ücra yerlere kadar girip okunmasını sağlamak görevimiz olması gerekmez mi? Bu aşamaya gelebilmesi için tek çıkar yol tüm yakınlarımızın bu dergiye abone olmalarını sağlamaktır.
Girit’in elden gitme konusunu işleyen yazarımız “ey romancılarımız neden Girit faciasının romanı yok” diye yakınıyor. Anne ve baba tarafı Giritli bir ailenin torunuyum. Ne yazık ki Girit’te Türk’lerin yaşadıkları vahşetleri, dedemden dinlediklerim kadarını bile öyküleştirmeyi düşünmemiştim. Akrabalarım olan Fodulaki Mustafa efe ve Halazari Cafer Efelerin bile yaşadıkları hakkında yeterli bilgilere sahip değilim. Kısmen bilgi alacağım bir tek amcam var. Doksan yaşında olmasına rağmen o bile Menemen’de doğma büyüme. En iyi bilgiler mübadil olarak Türkiye’ye göç eden Giritlilerden sağlanabilir. Onlardan bile hayatta olanların sayısı çok az.
Yunan’ca da nevroz sinirli demektir. Dedemin sülalesi Rum’larla geçinemedikleri ve sürekli kavgalı olmaları nedeniyle Nevrozakiler olarak tanınırlardı. Bu nedenle dedemin ağabeyi Menemen’in Vakıf Çayırı mevkiinde pusuya düşürülerek öldürülmüştü. Dedem ben askerde olduğum için kurtulmuştum diyordu. Türkiye’ye geldiklerinde bu kelime yumuşayarak Nevres’e dönüşmüştür. Ağustos ayında Menemen’e gidip on beş gün kadar kalacağım. Başta amcam olmak üzere bilgi toplamak için bir çok yaşlı Girit kökenli ile görüşüp onların anılarını derledikten sonra roman olmasa da bir hikaye büyüklüğünde kitaba dönüştüreceğim.
Ey Atatürkçüler davranın artık. Ataletle hiçbir yere ulaşılamaz. Hepimizin bir Kasım Gülek olma zamanı geldi. Hatta geçiyor. Köylerde, mezralarda ve kahvehanelerde devletimizin ve ulusumuzun nasıl yok edilmek istendiğini halkımıza anlatmanın zamanıdır. Yok edildikten sonra bir kez yeniden var olmayı Ulu Önder Atatürk sayesinde başardık. Yeni bir Atatürk beklemek hayalini bir kenara bırakıp hepimiz Atatürk ve arkadaşları gibi çalışmalıyız.
Özcan Nevres



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baykuş ve Serçeler
ADD nin Uyarıları
Bozuk Orman Arazisi Arıyorum
Bir İstek Üzerine
Uyan Ey Türkiye Uyan
Televizyonda İçine Eder Hanım
Küçükçekmece Gölü
Yeni Yıla Bakarken
Dürüst Olabilmek
İşkence Suç Mu

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilim Nereye Gidiyor?
Siyasetin İçinden
Pazar Günkü Gezimiz
Çok Sevmiştim Bu Kenti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acılarla Yaşamak [Şiir]
Özleyiş [Şiir]
[Şiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Şiir]
Sevgiliye [Şiir]
Seni Düşündüm Yine [Şiir]
Alın Götürün Beni Dalgalar [Şiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Şiir]
Bir Rüzgardır Yaşamak [Şiir]
Uyan Be Memet [Şiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.