Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Can sıkıntısı dayanılmaz bir şey oluyor bazen.Olmayacak şeyler insanın aklında,lunaparkın sevimsiz balerini gibi dönüp duruyor.Her şeyi kafanda tasarlıyorsun ama kolunu kaldırmak,göz kapaklarını kıpırdatmak bile içinden gelmiyor insanın.Bazen ikileme düşüyorsun;can sıkıntısı mı yoksa üşengeçlik mi diye.Ama daha düne kadar en takdire şayan işleri yapan ben değil miydim? Can sıkıntısına en iyi ilaç çalışmakmış.Çalışmak ama ne için,kimin için?İnsan kendisi için ne zaman çalışmıştır ki veya da ne zaman kendi için yaşamıştır ki?Hep birilerini mutlu etmek için nasırlaşmıyor mu bu eller,yorulmuyor mu bu zihinler?İşte can sıkıntısının ilacı çalışmak değildir diyor cami avlusundaki ihtiyar.Seyretmek ve özlemek en güzel tedavi imiş.Seyre dalıyorum caminin minarelerini.Adam,gözlerimde ki buğuyu görmüş olacak herhalde: -Ne o evlat?Sen de mi meraktasın? -Ne için merakta olayım ki babalık?! -Fırtınalardan önceki sessizliğin merakıdır bu sendeki.İşte insana verilmiş en büyük maharet budur oğlum.Nedendir bilinmez insan bir şeyler olacağını hisseder ve bekler.Eli kolu bağlı beklemekte canını sıkar.Sende,şu iki minarede, can sıkıntının cevabını arıyor musun? Nasıl bir adam bu diye düşündüm.Acaba bir evliya mıydı yoksa felaketini senelerdir bir çift minarenin karşısında bekleyen bir fukara mı?Kalkmak istedim ama sıkıntılarımın her yerde benimle birlikte olduğunu bilerek oturdum.Ve ilk defa düşündüm yaşamayı.Neydi yaşamak?Neydi hayat?Şairin dediği gibi iki ezan arasında geçen bir bahar havası mı yoksa sonu büyük mutluluklar yada büyük hüzünlerle dolu bir yarış mı?Her ne olursa olsun o gün nefes almak bile borca girmek gibi rahatsız ediyordu beni.Sanki her aldığım nefes için ölüm benden alacaklı oluyormuş gibi hissediyordum.Ve aklıma dayım geldi.Yaşam ile ölümü kardeş yapan adamdı dayım.Yaşarken gülmek için mesai harcayan,ölürken bile milleti güldüren bir adamdı.Hal hatır sorar,yardıma koşar,ara sıra cumaları ,bu çift minareli caminin avlusunda namaz kılardı.Küçükken beni de getirirdi bazen.Hiç unutmam her geldiğimizde abdestim bozulmasın diye su içermezdi bana.”Neme lazım derdi ,camiyi helaya çevirir bu kerata..” O zamanlardan beri cumaları namaza gitmeyi alışkanlık haline getirdim.Her Cuma,bu çift minareleri caminin avlusunda,dayımın namaz kıldığı o eski halının üzerinde iki rekat namaz kılıp,duayı bile beklemeden çıkıp gidiyorum.Ama dayımın hatırası için namaz kılmıyorum.Allah’a sığınmak ve dayım gibi olabilmek için geliyorum.Cuma akşamları Sezai Dayının meyhanesinde bir küçük şişe rakıyı içiyor ve hocanın vaazını kafamda yorumluyorum. Nedendir bilinmez hep Cuma vaazını dinleyen insanlar uyumak isterler.Halbuki Cuma günlerinin önemi vaazdan dolayı değil midir?İnsanlar camileri bunun için doldurmazlar mı?Fakat ne işse tam hoca vaaza başlayacakken milletin göz kapakları caminin has demirden büyük kapısı gibi ağır ağır kapanır.Şeytanın işi işte.Ve iki rekatın sonunda,öğlen namazına caminin müdavimi olan yaşlılar kalırdı. İşte böyle bir cumanın iki rekatından sonra öğlen namazını da kılmak istedim.Ve oturup hocayla beraber dua edip,tespih çektim.Namaz bitti,yaşlılara selam verdim,Allah kabul etsin dedim.Herkes gitti.Bir ben,bir de şu fukara yaşlı kaldık.Ben çift minarelere bakarken,o abdestini tazelemiş bana nasihatler veriyor.Ve dayım…Yarın onun mezarına gitsem iyi olacak galiba… Baha Oktav
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Baha Oktav, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |