Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil |
|
||||||||||
|
Küçükçekmece gölü son günlerde aþýrý kirliliði yüzünden gündemden düþmez oldu. Balçýða dönüþmüþ olan suda deniz kuþlarý boðuluyor. Þanslý olanlarsa balýkçýlar tarafýndan kurtarýlýyor. Denizin yüzüne vuran yeþil renk dipteki çürüyen yosunlarýn yüzeye vurmasý þeklinde yorumlanýyor. Bence bu yorum yanlýþ. Doðrusu ise planktonlarýn ölümü olmasý gerekir. Nedenine gelince; geçmiþte gölde oldukça yoðun balýk olmasý nedeniyle balýklar için planktonlar çok iyi bir besin kaynaðýydý. Göllerimizde ve denizlerimizde plansýz, kuralsýz ve düzensiz yapýlan avlar yüzünden balýk nesli kurutulmuþ oldu. Gölde planktonlarý yiyip tüketecek balýk kalmayýnca planktonlar aþýrý derecede çoðalmaya baþladýlar. Bu çoðalma sonucunda yeterli oksijen alamayan planktonlar kitle halinde öldüler. Planktonlar öldüklerinde su yüzeyinde yeþil bir renk almaktadýrlar. Bu geliþmeler bazý çevrelerin deprem paniðine kapýlmalarýna neden oluyor. Geçmiþte büyük depremin hemen ardýndan Foça körfezinin yeþil bir renge bürünmesi deprem korkusuyla büyük paniðe neden olmuþtu. Foça’da yaþanan dükkan sorunu yüzünden zeytin yaðý fabrikasýný kapatýp dükkanlara dönüþtüren Reha midilli bu sayede denizi kirleten tesisini de kapatmýþ oldu. Ýlçenin tek fabrikasýydý. Denizi kirletecek hiçbir neden kalmamýþtý. Fosseptik çukurlarý ise vidanjörlerle sürekli boþaltýlmakta ve Gediz deltasýna giden bir hendeðe boþaltýlmaktadýr. Tüm verilere karþýn bu renk neyin belirtisiydi. Depremle ilgisi olmadýðý kesindi. Hemen eski balýkçýlardan bilgi toplamaya baþladým. Yaþlý bir balýkçý “sen plankton nedir bilir misin?” diye sordu. Bildiðimi söyleyince, “beyim, biz bu körfezi elimizle kuruttuk. Karadeniz’den bölgemize gelen ve trollerle denizin dibini tarayýp balýk neslini tüketen yasa tanýmazlara karþý sessiz kalarak kendimize en büyük kötülüðü yaptýk. Artýk körfezde planktonlarla beslenen balýk kalmadýðýndan planktonlar çok ürediler. Denizin yüzeyini bir yorgan gibi örttüler. Bu kendilerinin neden olduðu örtü de ölümlerine neden oldu. Lodosun iþaretleri baþladý. Hele bir esmeye baþlasýn. Birkaç saat içinde deniz yine eski rengine kavuþur.” Konuyu Ege’nin bölge gazetesi Yeni Asýr gazetesine haber yaptým. Foça halký da rahat bir nefes almýþ oldu. Küçükçekmece gölü Foça körfezi kadar þanslý deðil. Onu ancak bilimsel çalýþmalar ve önlemlerle kurtarmak mümkün olur. Televizyonlarda izlediðim kadarýyla gürül gürül akan siyah bir akýntý hiç de evsel atýklara benzemiyordu. O akýntý düpedüz bir sanayi akýntýsýydý. Daha çok oto sanayi bölgesinden göle karýþan atýklardý. Gölde sorun yalnýzca atýk sular mý? Ya o gölün çevresindeki pet þiþelerine naylon poþetlere ve daha nice kirliliklere ne demek gerekir. Doðada ortalama iki yüz elli yýl varlýðýný sürdüren bu atýklar için gereken önlemler ne zaman alýnacak? Gittikçe inanýlmaz boyutlarda büyüyen bu kirliliðe kim ve ne zaman dur diyecek? Yýlda bir kere çevre günü ilan edip göstermelik çöp toplamalarla hiçbir sorun çözülmez. Öncelikle insanlarýn eðitilmesi gerekir. Çöpler evlerde ve iþ yerlerinde cinslerine göre ayýrtýlýp çöp toplayan görevlilere teslim edilmedikçe bu kirliliðin önüne hiçbir güç geçemez.Böyle bir uygulamada çevreyi kirletmekte en etkin olan naylon, pet ve kaðýt atýklarýnýn geri dönüþümü saðlanarak ekonomiye de kazandýrýlmýþ olurlar. Bir hesap yapmak gerekir. Sokaklarda savrulan kaðýtlarýn geri dönüþümü saðlanmýþ olsa kaç aðacý kesilmekten kurtarmýþ oluruz. Bir ülke ki, pansiyon iþleten ve geçimini yerli ve yabancý turistlerden kazanan ne yaptýðýný bilmezler, çevreyi kirletmek için adeta birbirleriyle yarýþýyorlar. Çevre bakanlýðýnýn cam, naylon, pet ve kaðýt atýklarýný toplamak için koydurduðu kontanyerlere bir pansiyoncu üç adým ötedeki çöp kontanyerine gitmektense, elindeki kavun kabuklarýný bakanlýðýn koydurttuðu kontanyere atýyor. Her þeye raðmen Foça’nýn o günlerdeki belediye baþkaný “biz insanlarý ceza yazarak deðil, uyararak eðiteceðiz” diyebiliyor. Cezasýz eðitebilecek olaný caný gönülden alkýþlarýz. Peki ya eðitemezlerse? Özcan Nevres
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |