..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Özcan Nevres




12 Kasım 2004
Küçükçekmece Gölü  
Özcan Nevres
Küçükçekmece gölü son günlerde aşırı kirliliği yüzünden gündemden düşmez oldu. Balçığa dönüşmüş olan suda deniz kuşları boğuluyor. Şanslı olanlarsa balıkçılar tarafından kurtarılıyor.


:CACJ:
Küçükçekmece Gölü
Küçükçekmece gölü son günlerde aşırı kirliliği yüzünden gündemden düşmez oldu. Balçığa dönüşmüş olan suda deniz kuşları boğuluyor. Şanslı olanlarsa balıkçılar tarafından kurtarılıyor. Denizin yüzüne vuran yeşil renk dipteki çürüyen yosunların yüzeye vurması şeklinde yorumlanıyor. Bence bu yorum yanlış. Doğrusu ise planktonların ölümü olması gerekir. Nedenine gelince; geçmişte gölde oldukça yoğun balık olması nedeniyle balıklar için planktonlar çok iyi bir besin kaynağıydı. Göllerimizde ve denizlerimizde plansız, kuralsız ve düzensiz yapılan avlar yüzünden balık nesli kurutulmuş oldu. Gölde planktonları yiyip tüketecek balık kalmayınca planktonlar aşırı derecede çoğalmaya başladılar. Bu çoğalma sonucunda yeterli oksijen alamayan planktonlar kitle halinde öldüler. Planktonlar öldüklerinde su yüzeyinde yeşil bir renk almaktadırlar.
Bu gelişmeler bazı çevrelerin deprem paniğine kapılmalarına neden oluyor. Geçmişte büyük depremin hemen ardından Foça körfezinin yeşil bir renge bürünmesi deprem korkusuyla büyük paniğe neden olmuştu. Foça’da yaşanan dükkan sorunu yüzünden zeytin yağı fabrikasını kapatıp dükkanlara dönüştüren Reha midilli bu sayede denizi kirleten tesisini de kapatmış oldu. İlçenin tek fabrikasıydı. Denizi kirletecek hiçbir neden kalmamıştı. Fosseptik çukurları ise vidanjörlerle sürekli boşaltılmakta ve Gediz deltasına giden bir hendeğe boşaltılmaktadır. Tüm verilere karşın bu renk neyin belirtisiydi. Depremle ilgisi olmadığı kesindi. Hemen eski balıkçılardan bilgi toplamaya başladım. Yaşlı bir balıkçı “sen plankton nedir bilir misin?” diye sordu. Bildiğimi söyleyince, “beyim, biz bu körfezi elimizle kuruttuk. Karadeniz’den bölgemize gelen ve trollerle denizin dibini tarayıp balık neslini tüketen yasa tanımazlara karşı sessiz kalarak kendimize en büyük kötülüğü yaptık. Artık körfezde planktonlarla beslenen balık kalmadığından planktonlar çok ürediler. Denizin yüzeyini bir yorgan gibi örttüler. Bu kendilerinin neden olduğu örtü de ölümlerine neden oldu. Lodosun işaretleri başladı. Hele bir esmeye başlasın. Birkaç saat içinde deniz yine eski rengine kavuşur.” Konuyu Ege’nin bölge gazetesi Yeni Asır gazetesine haber yaptım. Foça halkı da rahat bir nefes almış oldu.
Küçükçekmece gölü Foça körfezi kadar şanslı değil. Onu ancak bilimsel çalışmalar ve önlemlerle kurtarmak mümkün olur. Televizyonlarda izlediğim kadarıyla gürül gürül akan siyah bir akıntı hiç de evsel atıklara benzemiyordu. O akıntı düpedüz bir sanayi akıntısıydı. Daha çok oto sanayi bölgesinden göle karışan atıklardı.
Gölde sorun yalnızca atık sular mı? Ya o gölün çevresindeki pet şişelerine naylon poşetlere ve daha nice kirliliklere ne demek gerekir. Doğada ortalama iki yüz elli yıl varlığını sürdüren bu atıklar için gereken önlemler ne zaman alınacak? Gittikçe inanılmaz boyutlarda büyüyen bu kirliliğe kim ve ne zaman dur diyecek? Yılda bir kere çevre günü ilan edip göstermelik çöp toplamalarla hiçbir sorun çözülmez. Öncelikle insanların eğitilmesi gerekir. Çöpler evlerde ve iş yerlerinde cinslerine göre ayırtılıp çöp toplayan görevlilere teslim edilmedikçe bu kirliliğin önüne hiçbir güç geçemez.Böyle bir uygulamada çevreyi kirletmekte en etkin olan naylon, pet ve kağıt atıklarının geri dönüşümü sağlanarak ekonomiye de kazandırılmış olurlar. Bir hesap yapmak gerekir. Sokaklarda savrulan kağıtların geri dönüşümü sağlanmış olsa kaç ağacı kesilmekten kurtarmış oluruz.
Bir ülke ki, pansiyon işleten ve geçimini yerli ve yabancı turistlerden kazanan ne yaptığını bilmezler, çevreyi kirletmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Çevre bakanlığının cam, naylon, pet ve kağıt atıklarını toplamak için koydurduğu kontanyerlere bir pansiyoncu üç adım ötedeki çöp kontanyerine gitmektense, elindeki kavun kabuklarını bakanlığın koydurttuğu kontanyere atıyor. Her şeye rağmen Foça’nın o günlerdeki belediye başkanı “biz insanları ceza yazarak değil, uyararak eğiteceğiz” diyebiliyor. Cezasız eğitebilecek olanı canı gönülden alkışlarız. Peki ya eğitemezlerse?
Özcan Nevres




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baykuş ve Serçeler
ADD nin Uyarıları
Bozuk Orman Arazisi Arıyorum
Bir İstek Üzerine
Uyan Ey Türkiye Uyan
Televizyonda İçine Eder Hanım
Yeni Yıla Bakarken
Dürüst Olabilmek
İşkence Suç Mu
Geçmiş Zaman Olur ki

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilim Nereye Gidiyor?
Siyasetin İçinden
Pazar Günkü Gezimiz
Çok Sevmiştim Bu Kenti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acılarla Yaşamak [Şiir]
Özleyiş [Şiir]
[Şiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Şiir]
Sevgiliye [Şiir]
Seni Düşündüm Yine [Şiir]
Alın Götürün Beni Dalgalar [Şiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Şiir]
Bir Rüzgardır Yaşamak [Şiir]
Uyan Be Memet [Şiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.