..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Polisiye > Baha Oktav




22 Kasým 2004
(34) 1. Bölüm  
Baha Oktav
Bir gün her þey deðiþecek...O günün ne zaman olacaðýný bilemezsiniz...


:BCIF:

( 34 )

-1-

Elindeki silahý masanýn üzerine býraktý.Alnýndan sýzan terler gözüne girmiyor olsa,neredeyse gözlerini bir saate yakýndýr kapamayacak haldeydi.Kapýnýn kilitlerine son bir kez uzaktan göz attý.Kilitler saðlam bir þekilde yerine oturmuþtu ve yapýlacak iþler listesi o an için halen kabarýktý.
Abbate marka gömleðinin cebinden çýkarttýðý kaðýt parçasýnýn kýrýþýk kýsmýný düzeltti.Elinde ki kaðýt belki de hayatýnýn en önemli 11 numarasýný içeriyordu.Vakit kaybetmeden hýzlý bir þekilde odada ki telefonun yanýna doðru yönelmek istedi.Ancak bu odada hiçbir zaman telefon olmamýþtý.Ki buraya oda bile denmezdi doðrusu.Koca bir hangarýn içine gizlenmiþ gibi duran dört duvardý sadece.
Pantolonunun arka cebinden cep telefonunu çýkarýrken konturunun kalmasý için dua ediyordu.’Hele bir þu adamý arayayým,isterse bir daha hiç konturum olmasýn’ diye söylendi.Numarayý girdikten sonra YES butonuna bastý.Bir müddet bekliyor olmak onun gergin haline daha bir içtenlik katýyordu.Ýyice yorulmuþtu ve karþýsýndaki telefonun çalýyor sesi pek hayýrlý gelmiyordu.
“-Geç kaldýn.Ýþin bu kadar uzun sürmesini beklememiþtim.Halledebildin mi bari?”
“-Ýþler biraz ters gitti.Ýçeri girdiðimde kimsenin olmayacaðý söylenmiþti ancak hem bina giriþinde hem de kat aralarýnda bir sürü görevliyle karþýlaþtým.”
“-Sonuç ne oldu?Sana verilen emiri gerçekleþtirebildin mi?”
Karþýsýnda ki sesin kendinden emin tavrý,dürüst davranýldýðýna dair izler taþýyordu.Evet demenin kolaylýðý yanýnda geliþen diðer olaylarý anlatmalý mýyým diye bir kez daha kafasýnda tartmak istedi.
“-Evet mal elimde.Yalnýz binadan çýkarken polisle karþýlaþtým.Kimliðimi sordular.Bende aceleyle sizin verdiðiniz sahte kimliði göstermek yerine kendi kimliðimi gösterdim.Sabýka kaydýmý telsizle merkezden kontrol ettirdiler.Endiþelenecek bir þey yok.Takas ne zaman gerçekleþecek?”
“-Sen þimdilik orada sabit dur.B     en yeri ve zamaný sana yarým saat içinde bildireceðim.Bu arada elinde ki emaneti,koyduðun çantadan çýkart.Üzerinde yazan seri numarasýný ve barkotunu kontrol etmen gerekiyor.”
“-Ancak bende seri numarasýndan baþka bir þey yok.Onu da malý teslim alýrken kontrol etmiþtim.Barkotun doðru olup olmadýðý nasýl bileceðim?”
“-Mesaj olarak telefonuna geçerim.T9 sözlüðünü aç.Þifreler harfe göre gönderilecek.Sadece Ýngilizce karakterlere dikkat et.Arada ki Türkçe karakterler boþluk için kullanýlmýþtýr.Yarým saat sonra seni ararýz.”
Tamam demesine fýrsatý kalmadan karþýdaki telefon kapatmýþtý bile.Kolunu alnýna götürüp,biriken terlerini sildi.Üzerindeki kýyafetler hem Eylül sýcaðýna hem de gerginliðine yenik düþmüþtü.Kendini öðle sýcaðýnda takým elbiseyle dolaþan güvenlik görevlileri gibi hissetti birden.Aslýnda hissetmemesini gerektiren herhangi bir þeyde yoktu.Elinde ki emanet korunmayý bekliyordu.Ayný kardeþi gibi.

Tam 24 saat önce kurtarmaya çalýþtýðý kardeþiyle birlikte sýk sýk gitmeyi alýþkanlýk haline getirdikleri mekanlardan birinde-Alara Gazinosu- keyif yapýyorlardý.Son zamanlarda yaþadýðý stres ve gerginliðe en iyi ilaç alkol ile karýþýk muhabbet gibi geliyordu kendisine.Ve kardeþi onbeþ günden beri fýrsatý oldukça hep yanýndaydý.Kardeþ zor zamanlarda lazýmdýr derlerdi ve artýk o buna inanýyordu.

Terlemiþ gömleðini kurumasý için üzerinden çýkarttý.Asacak bir yerler bulmasý pek muhtemel olmasýna raðmen kýyafeti dizlerinin üzerine arttý.Bu gecenin fazla vukuat olmadan geçilmesi için, dualar okumak istiyordu ancak bilmediði bir dilde dua okumayý unutalý uzun bir zaman olmuþtu.Sadece ellerini baþýnýn arasýna alarak tüm dikkatini karþýsýnda ki Hz.Ali posterine çevirdi.Devasa büyüklükte ki poster Hz.Ali’nin oniki imamýný temsil ediyordu.Ýçlerinden birinin kafasýnýn yaldýzla kapatýldýðý görünce farkýnda olmadan bunun hangi büyük zata ait olduðu hakkýnda içinden birkaç isim mýrýldandý.Ancak söylediði adlar yakýndan uzaktan Þiilikle alakalý deðildi.Sadece aný kurtarmak için söylenen sahýþlardan baþka bir þey deðildi aðzýndan çýkanlar.
Telefonunun mesaj bildirim tonu, önceden ayarlanmadýðý için Standard modda çaldý.Önünde ki sandýðýn üzerinde duran alete uzanarak tuþ kilidini açtý.Etrafa yayýlan neon mavi renkli ýþýk, gelen mesaj logosunun yanýp söndüðünü gösteriyordu.Gelen mesajý okumadan önce mesaj metin ayarlarýndan T9 seçeneðini tuþladý.
“Yollar uzadýkça galip ben olacam”...
Gönderen:Nemrut….
Gönderildi:22:42:22 25.08.2003…
Aldýðý mesajý numaretik olarak okumak için harfleri tekrardan girdi.Karþýna çýkan numara 965527892345 2425 723665222 46 gibi saçma bir þeydi.Bu kadar fazla numaranýn barkot kodu olmasý pek muhtemel gözükmüyordu ancak yine de ilgilenmesi gerekliydi.
Telefonun ekranýnda Times New Roman karakterlerinin simgelediði 27 numaraya bakarken aslýnda dikkat vermesi gerektiði konunun gelen orijinal mesaj olup olmadýðýný düþündü.Pek olasý gözükmüyordu.Ancak yine de cüzdanýndan bir kartvizit çýkarýp cebindeki kalemle gelen mesajý kaðýda yazdý.Gönderen Nemruttu.Daha doðrusu gönderen kiþi kendisine böyle denmesini istemiþti.Mitosun varlýðýný taþýyan bu ad,þu anda bulunduðu yerden epey bir uzakta olmalýydý.Kendisi Ýzmir sýcaðýný yaþarken, Nemrutta büyük bir olasýlýkla sobalar kurulmaya baþlanmýþtý.
‘Yollar uzadýkça galip ben olacam.’Gayet isyankar bir cümleydi.Sanki 68 kuþaðýnýn bitmek tükenmek bilmeyen öfkesini taþýyan bir kurgusu vardý cümlenin.Okuduðu onca siyasal eser,bildiri,miting afiþleri bunun gibi onlarca cümleyle doluydu.Ancak siyasi hareketler Türkiye’yle birlikte dünyada da neredeyse kaybolmak üzereydi.Sadece kitleler için önem taþýyan özel günler geçmiþ isyanlarý ortaya koymak için zemin hazýrlýyordu.Ve o hiçbir zaman bu þekilde bir dýþavurumun parçasý olmamýþtý.O sadece gözlemlerdi.
Pantolonun cebinden çýkardýðý sigara paketinin yamuk olan kýsýmlarýný düzeltmeye çalýþýyordu.Soft Packet sigaralar onun kendisine olan güvenini arttýrýyor gibiydi.Aslýnda bu çeþit sigaralar içmesinin mazisi okul yýllarýna kadar uzanýyordu.Lise yýllarýnda,mavi aba kumaþtan dikilmiþ okul pantolonun cebinden hiç kimse görmeden sigarasýný çýkartabiliyordu.Ve geçen yýllarda elinde yada gömleðinin iç cebinde sigara taþýma alýþkanlýðýna yenik düþmemiþti.
Winston Softtan bir tane çýkartýrken,beklemenin insanlarý sigara tiryakiliðine daha da müptela ettiðini düþündü.Ýçine çektiði ilk nefes,saatlerdir sigara içmemiþ olmanýn ve üzerinde ki gerginliðinin etkisiyle beyninde hafif bir uyuþma hissi yarattý.Esrar içmek böyle bir þey olmalý diye geçirdi içinden.Ve doðru düþünüyordu.Esrar insaný gerçekten uyuþturuyordu.
Hangarýn dört buçuk metre uzunluðunda,altý metre geniþliðinde, içeriden iki büyük kilitle kapatýlan kapýsý ani bir gürültüyle sallandý.Birileri dýþarýdan kapýyý saða sola oynatmak istiyorlarmýþ gibi bir ses geliyordu.Elinde ki sigarayý yere atarak,alelacele kurumayý bekleyen gömleðini üzerine geçirdi.Güvenlik ve korku onu ilk olarak silahýný býraktýðý masasýna doðru yöneltti.7.62 mmlik Polonya yapýmý Gregoron marka silahýn emniyetini açarak ,gözünü bulunduðu odanýn kapý deliðini dayadý.Gerçekten kapý þiddetli bir þekilde sallanýyordu.Ýçinde bulunduðu ortamdan kaçmasý muhtemel deðildi ancak böylesine bir kapýnýn da dýþarýdan açýlabilecek kadar zayýf olduðuna inanmýyordu.Ancak devasa bir damperli kamyon bir nebze olsun bu kapýya hasar verebilirdi.Öyleyse endiþelenmesini gerektirecek bir þey olmadýðý düþündü.
Birden þiddetli sarsýntý yerini hafif bir kilit sallantýsýna býraktý.Anlaþýlan dýþarýdaki meçhul adamlar kapýyý zorlamaktan vazgeçmiþlerdi.Gözünü kapý deliðinden çekerek,ancak iki düðmesini ilikleyebildiði gömleðini tekrar üzerinden çýkardý.Gerilmiþti.Silahýn tetiði,iþaret parmaðýnda iz býrakmýþtý.Hani adrenalini biraz daha yükselmiþ olsa,elinde ki silahý farkýnda olmadan ateþleyecekti.Gümüþ kaplý Gregoronu beline sokarak odadaki sandalyeye býraktý kendini.
Kafasýný arkasýna doðru yasladýðýnda,kapýnýn üzerinde ki pencereden hayal meyal bir görüntü gözüne iliþti.Sanki adamýn biri hangarýn büyük pencerelerinden birine týrmanýyor gibiydi.Gördüklerinin doðru olup olmadýðýna kanaat getirmek istedi.Göz kapaklarýný bir iki kez açýp kapadýktan sonra gözlerini hangarýn penceresine dikti.Buzlu cam görüntünün tam olarak seçilmesini engellese de kesinlikle bir þeyler oluyordu.
Buzlu camýn ardýnda ki adam,devasa büyüklükteki pencerenin içindeydi o an.Elindeki muhtemel 14lü bu kadar uzak mesafeden bile rahatça þekillenebiliyordu.Bu canavar makine insanýn canýný epey bir yakýyor olmalýydý.Tam o sýrada cep telefonu çalmaya baþladý.Titreþimin melodiden kaynaklanan deðiþik ritmi,gerginliðin yarattýðý stresle birden ayaða fýrlamasýna sebep oldu.
“-Alo.Buyurun ben Murat.”
“-Sana kim olduðunu soran yok.Nemrutun peþine düþmeni istediði harddiskin elinde olduðunu biliyorum.Büyük bir olasýlýkla seni Tenekecide ki depoda saklýyorlardýr.Þimdi kulaðýný aç beni iyice dinle.”
Telefonu sað kulaðýndan ani bir hareketle sol kulaðýna geçirdi.Telefonda ki ses hayatýnýn sýrrýný biliyor gibiydi.
“-Eðer elindeki harddiski bize getirirsen hem kardeþini kurtarmýþ olursun hem de kendi canýný.Ancak tersini tercih edip verdiðin sözleri tutmak gibi bir alýþkanlýðýn varsa,teslimattan sonra Nemrut seni öldürecektir.Ve biz bunun olmasýný istemiyoruz.Aslýnda sana bir tercih hakký tanýyoruz.Ýstesek þu anda gelip rahatlýkla seni bulunduðun noktadan kaldýrýrýz.Ancak harddiskin içinde ki bilgiler sizi anahtar konumuna sokuyor.Þimdi pazarlýða yanaþýyor musun?”
“-Ne dediðinizi anlamýyorum.Siz beni yada içinde bulunduðum durumu nereden biliyorsunuz?Kimsiniz siz?”
“-Bir saat önce çaldýðýn harddiskin gerçek sahibiyiz.”
“-Bunun doðru olduðunu nereden bilebilirim?Ben ne dediðinizi anlamýyorum!”
Karþýsýndaki ses bir anlýðýna duraksadý.Bu arada pencere de pusuya yatmýþ adam aþaðýda bulunanlara eliyle garip iþaretler yapýyordu.Sanki içeriyi gösteriyor gibiydi.
“-Kardeþinin kaçýrýlmasý yada senin bu elektronik mucizeyi çalmaný istemeleri arasýnda bir baðlantý olduðunu hiç mi düþünmedin sen?Þimdi kim olduðum önemli deðil senin için.Sadece aklýný kullan.O diskin içinde bulunanlar bu ülkenin en önemli ailelerinden birinin tüm finansal varlýðýnýn ve faaliyet alanlarýnýn raporlarýný içeriyor.Eðer onu Nemruta verecek olursan bu bir faciaya sebep olur.Ve inan böyle bir þeyin olma ihtimali senin yaþama þansýndan daha az.”
“-Ne yani kýçý kýrýk birkaç parasal bilgi için mi kaçýrýldý benim kardeþim?Nemrut’un bana söylediði þeyler çok farklý.Hem þu anda kardeþim onun elinde ve ben verdiðim sözü tutmak zorundayým.”
“-Tekrar ediyorum,eðer o disk Nemrutun eline geçerse kardeþinden önce sen ölürsün.Bu iþin bizim için gerçek olan bir kýsmý var o da seni ve kardeþini yanýmýza getirmek.Eðer iþbirliðine yanaþýrsan hem seni hem de kardeþi sað salim normal hayatlarýnýza döndürürüz.”
Karþýsýnda ki ses nefes almak için bir anlýðýna duraksadýðýnda hangarýn sað köþesindeki ikinci cam bir çýðlýk gibi tuz buz oldu.Her ikisi de duyduklarý sesin ne olduðunu kavramak için fazla düþünmediler.Murat telefonu kulaðýna tekrar yanaþtýrýrken
Gözlerini artýk camý olmayan pencerenin içinde ki adama kilitlemiþti.
“-Neler oluyor orada?”
“-Birileri saklandýðým hangarýn içine girmeye çalýþýyor.Kapýdaki kilitleri kýramayýnca içlerinden birisi camýn birini indirdi.”
“-Sakýn olduðun yerden ayrýlma.Tenekecide mi saklanýyorsun yoksa Çay Mahallede mi?”
“-Elimde bir silahým var.Ve senin bana anlattýklarýna inanmýyorum.Kendimi koruyabilirim?”
“-7.62lik bir silahla mý?Hem de Polonya yapýmý bir Gregorla.Adamlarýn elinde büyük olasýlýkla 14lü yada yarý otomatik Buziler vardýr.Kulaðýný aç ve beni dinle.Bu bir oyun deðil.Bana çabuk nerde olduðunu söyle!”
Penceredeki adam aþaðý atlamak için ayaklarýný v þekline getirerek,elindeki silahý beline soktu.Yavaþ hareket ediyordu.Aþaðýya son bir kez baktýktan sonra yaklaþýk 5 metre mesafeden kendini aþaðý saldý.Küçük bir adam olmanýn bir avantajý vardý.O da dengeyi daha çabuk saðlayabilmek.Bu adam da bu özelliðini çok iyi bir þekilde kullanmýþtý.Sanki bir kediyle yetiþmiþ gibi hiçbir þey olmamýþçasýna ceketini düzeltti ve silahýný geri çýkardý.
* * *

Günhan ellerinin serbest kalmasýna sevinmiþti.Hiç olmasa vücudundaki kan dolaþýmý biraz daha rahatlamýþa benziyordu.Karþýsýnda ki adamlarýn sessiz tutumlarý kendisini iyiden iyiye korkuya itiyordu.
Kaçýrýlmýþ olmak nasýl bir þeymiþ diye merak etmesine gerek kalmamýþtý artýk.Henüz 1 gün önce keyifli keyifli kahvesini yudumlarken o anda nerede olduðunu bilmediði bir yerde bürosit marka döner bir koltuðun üzerindeydi.Ve ne hikmetse koltuðun mekanik kýsýmlarýnýn ayarlarý kendisine pek uymuyordu.1.90 santimetre bir adam için bir ilkokul çocuðu ayarý yapýlmýþ bir koltuk.
Saatine bakmak için kolunu havaya kaldýrdýðýnda çevresini sarmýþ olan üç adamda bir anda bakýþlarýný kendisine çevirdiler.Ýçlerinden biri bir þeyler mýrýldandý.Diðer ikisi bu mýrýldanmanýn ardýndan az önce yapmakta olduklarý iþlerine geri döndüler.Uyuklamak onlarýn iþiydi.
23.11…
Elektronik saat zamaný çabuk geçirmiþ gibiydi.Birden Meliha’yý düþündü.Sevdiði kadýnla randevusuna geç kalmýþtý.Daha doðrusu tanýmadýðý ve adamlar onu,güzel sevgilisiyle buluþmaktan mahrum etmiþlerdi.Ve anlaþýlan bu gidiþle daha uzun bir süre birçok þeyden daha mahrum edecekleri kesindi.
Bulunduðu odanýn kapýsý beraberinde hafif bir serinlik getirerek açýldý.Makosenlerinin göz kamaþtýran boyasýyla,takým elbisesi epey bir pahalýya benzeyen bir adam içeri girdi ardýndan.Elindeki cep telefonu kendini temsil eden diðer aksesuarlarýndan daha eski görünüyordu.Nokia 7110nun rolerý içeride bulunan sessizlikten istifade çýkardýðý çýtýrtýyý etrafa duyuruyordu.
“-Siz dýþarý çýkýn.Bana orta Türk kahvesi,arkadaþa da yiyecek bir þeyler getirin.Haluk getirsin istediklerimi.Sizde bu arada biraz kestirin.”
Verilen emirleri can kulaðýyla dinleyen üç azýlý adam,siyah takýmlarýnýn ceketlerini ilikleyerek odadan ayrýldýlar.Þimdi Günhan ile meçhul zat baþ baþa kalmýþ gibi gözüküyorlardý.Tabi loþ odada baþka kimse kalmadýysa.
“-Evet Günhan Bey.Sonunda sizinle karþýlaþma fýrsatýmýz oldu.Anlatýn bakalým bildiklerinizi.Doðrusunu söylemek gerekirse sizi bulmak çok güç oldu.Tam bir aydýr peþindeyiz.Ýzmir’e gelme ihtimalini düþünmemiþtik”
Bu ani giriþ konuþmasý Günhan üzeride pek tesir yapmamýþ gibiydi.Ne de olsa tam 24 saattir gerilimin aðýndaydý ve konuþmak onu rahatlatacaða benziyordu.
“-Hangi konuda ne biliyormuþum ben?Hem siz nasýl oluyor da beni buraya hapsediyorsunuz?”
“-Konu….Hangilerini demek istiyorsun galiba.Günhan bizi istediðin kadar uðraþtýrabilirsin.Ýnan bana geçecek süre seni bulmamýz için harcadýðýmýz zamandan uzun olmayacaktýr. “
“-Sen bana ilk önce kim olduðunu söyle.Beni buraya getirme sebebini de ekleyerek.!”
“-Sakin ol!Daha kahvemi sigara mý içmeden beni boþu boþuna geripte canýný yaktýrma bana.”

* * *
Murat telefonda ki sesin kendisine neler söylediðiyle ilgilenmiyordu artýk.
“-Þimdi kapatýyorum.Yaþadýðým macera bana yeter.Elimdeki lanet olasý harddiski Nemrut’a verip bu iþi bitirecem.Bir de senin uðraþmak istemiyorum.”
Telefonu kapattý.Yavaþ adýmlarla, elindeki silahý kaldýrarak,oda kapýsýna doðru yürümeye baþladý.Gözlerini iyice kýsýp kapý aralýðýndan hangarýn içinde büyük kapýya doðru ilerleyen adamý izlemeye baþladý.Adam,kapýya vardýðýnda kilitleri eliyle yokladý.RRc marka çelik gövde,çift kývrým hatlý kilitlerin açýlmayacaðýný anlayýnca kapýdan uzaklaþmaya baþladý.Ancak on metre gider gitmez birden kapýya doðru tekrar döndü.Silahýný kaldýrdý ve hedefi tam olarak gözünde belirlemeden ateþ etti.
Metalin metalde çýkardýðý ses ortalýkta bir süre yankýlandý.Yanký zamaný bitinceye kadar tekrar kapýya varan kýsa boylu adam kilidi,elindeki tabancanýn kabzasýyla ikiye bölmüþtü bile.Fakat halledilmesi gereken bir kilit daha vardý.Ayný model bir RRcdi bu da.Ancak küflenmiþ olmasý açýlmasý daha da kolaylaþtýracaktý.
Ýkinci atýþ ve ikinci isabet.Adam bu sefer silahýnýn kabzasýný kullanmak zorunda kalmamýþtý.Kilidi yerinden çýkararak,kapýyý sað tarafa doðru sürmeye baþladý.Dýþarýnýn karanlýðý birden içeriye girmeye çalýþtý ancak hangarýn 40’a yakýn floresan lambasý bunu çabuk engelledi.Bir sürü adam gecenin karanlýðýnda içeri girdiler.

* * *

Haluk elinde bir tepsiyle içeri girdiðinde Günhan ilk kez acýktýðýný hissetti.24 saat boyunca bir þeyler yiyip içmemiþ olmasý ancak beyinde tepki vermiþti.Nede olsa þaþkýnlýðý ve korkusu bu zamana kadar sürmüþtü ve beynin bu iþler arasýnda acýkmayla uðraþacak vakti kalmamýþtý.
“-Bak iþte bu yemeði seveceksin Günhan.Çoban kavurma,tereyaðlý pilav ve mevsim salata.Belki bir þeyler yemem hafýzaný canlandýrýr da harddiskte ne kadar bilgi olduðunu hatýrlarsýn!”
Günhan kafasýný kaldýrýp karþýsýnda ki adamýn alaycý tutumuna anlam vermeye çalýþtý.Kendisi o an için her ne kadar esaret durumunda olsa bile,aklýnda sakladýðý bilgiler onu bu ülkede ki her üst düzey makama getirebilirdi.Ve o bunu anlamak için çok çaba harcamýyordu.
Önüne konulan yemek tepsisine bir an için göz dikti.Gerçekten bir hayli acýkmýþtý ve herhangi bir mönüden herhangi bir yemek seçebilirdi.Kendisine sunulan ise içinde bulunduðu ortam itibariyle en iyisi gibi görünüyordu.Tepsinin üzerinde ki tuzu alýp,yemeklerin üzerine bolca serpti.Tansiyon hastasýydý ama bu gün hastalýk düþünecek kadar kendisinde deðildi.
“-Evet Günhan Bey….Saat gece yarýsýna yaklaþtý.Kim bilir belki yeni güne eski özgürlüðüne kavuþarak girersin yada ne bileyim belki de öðleye cenazeni yetiþtiririz.Eðer tercihini ikinciden yana kullanacak olursan,bil ki kendi ellerimle organize edicem töreni.Ne de olsa patron için çok kýymetlisin!”
Günhan,aðzýnýn dolu olmasýndan dolayý aðzýndan çýkanlarýn anlaþýlmayacaðýndan emindi.Ancak yine de yapacaðý tercihi çok iyi biliyordu.
“-Kim bilir!Belki de gaflet beni bu iþe bulaþtýrdýðý gibi sýyrýlmama da yardýmcý olur.Her þey tersine dönmesin?”
“-Bu saatten sonra bunun olmayacaðýný en az sende benim kadar biliyorsun.Lakin olaylar benim istediðim gibi gerçekleþseydi þimdi senin yerin inan ki burasý olmazdý!”
“-Senin düþündüðün þekil neydi?Beni bulduðun yerde vurmak mý?”
Adam bir an için susmanýn daha faydalý olacaðýný düþündü.Günhan çok zeki bir adamdý ve lafla onu yormak hiç de kolaya benzemiyordu.Belki harddisk ellerine ulaþýnca yapmak istediði düþünceleri için zamaný olurdu.Ancak o an orada bulunmalarýnýn bir sebebi vardý.Nemrut emretmiþti ve Günhan’ý orada tutacaklardý.Ta ki harddiskte ki bilgiler öðrenilinceye kadar.
Haluk,odanýn kapýsýný bir kez çalarak acele bir þekilde kendini içeri attý.Adamýn yüz ifadesinde cidden bir þaþkýnlýk gizliydi.Halbuki siyah takýmýnýn içinde olabildiðince sert bir duruþa sahip olmasý beklenirdi.
“-Efendim,müsaitseniz bir saniye dýþarý gelebilir misiniz?”
“-Ne oldu?”
“-Anlatacaðým efendim,fazla uzun sürmez.Yalnýzca bir iki dakika.”
Adam Haluk’la birlikte dýþarý çýktýðýnda Günhan tabaðýný sýyýrmakla meþguldü.gelen yemek az gelmiþti doðrusu.Hani ayný tepsiden bir iki tane daha olsa hiç de fena olmayacaktý ama þimdilik bu fasýl bu kadarla kapanmýþtý.

* * *

Eli silahýnda 11 adam çember halinde etraflarýna dikkatlice bakarak içeri girdiler.Hangarýn içinde ki berrak aydýnlatma her þeyin net bir þekilde gün yüzüne çýkmasýný saðlýyordu.Yan yana duran 4 yazýhane hariç tüm hangar yüzlerce kutuyla doluydu.Kutularýn içinde olanlardan Murat’ýn henüz haberi yoktu.Ancak anlaþýlan bu adamlar kendisine zarar vermeyeceklerdi.Tabi çok zorda kalmazlarsa.
Çemrerin ortasýnda ki adamý sonradan fark etti Murat.1.65 boylarýnda ki bu týfýl herif,aðzýndan ki sigarasýyla aðýr aðýr etrafý süzüyordu.Çevresindeki adamlarýndan daha kýsa oluþu hem onu kamufle ediyor hem de herkese birden emir vermesini kolaylaþtýrýyordu.
Birden camdan içeri atlayan adam eliyle Murat’ýn bulunduðu yazýhaneyi iþaret etti.Bütün kafalar birden bu küçük odaya döndü.Murat yavaþça gözünü kapýnýn merceðinden çekmeye çalýþtý ancak anlaþýlan adamlar içeride birinin olmasýndan þüphelenmiþlerdi.Aslýnda þüphelenmemeleri için engel teþkil edecek hiçbir unsur yoktu.Diðer yazýhanelerin ýþýklarý sönükken Murat’ýn bulunduðu yerin ýþýklarý açýlmýþtý.
Adamlar üçerli gruplar halinde etrafa daðýldýlar.Patron olduðunu düþündüðü 1.65lik adam ise yanýnda bir kiþiyle birlikte hangarý terk etti.Adýný daha sonralarý öðreneceði bu adam,galiba Murat’ýn ölümünü görmek istemiyordu.
Ýlk üçlü grup sað taraftan yaklaþarak mesafeyi ortaladýlar.Ellerindeki silahlarýn tabancaya benzer bir yaný yoktu.Genellikle karakol önünde nöbet bekleyen polislerde gördüðü tip bir yarý otomatik taþýyorlardý.Galiba M3 diye düþündü.Tam bu sýrada arkada bekleyen üçlü sol tarafa geçerek ayný pozisyonu aldý.Sanki içeride bir ordu bekliyorlarmýþ gibi halleri vardý.
Ortada kalan son üçlüden bir adam ilk hareket emrini veren oldu.Sað ve solda bulunana gruplar birden kapýnýn yanýnda bitiverdiler.Bu sýrada Murat refleks haliyle gözünü kapýdan ayýrdý.Elinde ki silahýn emniyetini açarak odanýn sað köþesine doðru saklanmaya çalýþtý.Odanýn bu kýsmý içeri girildiði zaman kýsmen diðer yerlere göre daha kör bir noktaydý.
Nabzýnýn hýzla attýðýný hissedebiliyordu.Sanki kalbi vücudunun atýl kalan diðer kýsýmlarýna göre delice atýyordu.Gözlerini kapamadan kapýya kilitlendi.Yapacak bir þey yoktu.Nemruta güvenmek zorundaydý.Bir an için telefonda konuþtuðu adama bulunduðu yeri söylemesi gerekip gerekmediðini düþündü.Ancak vakit geçti.Kapýnýn ardýnda içeri girmeyi bekleyen 9 adam artýk silahlarýný kullanmak istiyorlardý.
Zaman durmuþtu.Göz ucuyla sandalyenin üzerinde duran emanete baktý.Hayatýný mahvetmeyi göze aldýðý bu küçük elektronik cihaz biraz sonra yerine ulaþmadan baþkalarýna geçecekti.
“-Salih,Cevat kýrýn kapýyý!”

* * *


“-Efendim az önce patron aradý.Adamýn kýz arkadaþýnýn yerini tespit etmiþler.Az önce arkadaþlardan bir kaçý kýzý kaldýrmak için yola çýkmýþlar.Bulduklarýnda buraya getirecekler.Bilginiz olsun istedim.”
“-Anladým.Belki de bu iþleri daha da kolaylaþtýrýr.Bir iþe kadýn bulaþtý mý bil ki o iþin ömrü pek uzamayacaktýr.Kýzý getirdiklerinde bana tekrar haber ver.”
“-Peki efendim.”
Haluk,cebinden telefonunu çýkartarak son arama listesinden ilk numarayý seçerken diðeri Günhan’ýn bulunduðu odaya geçti.
“-Doðrusu þanslý bir adamsýn.”
“-Bende öyle düþünüyorum.”
“-Ama bu senin ölmeyeceðin anlamýna gelmiyor.”
Haluk söylediði cümlenin ardýndan böyle bir cevap alacaðýný tahmin etmemiþti.Ne de olsa gençti ve yoðun hayatý ,onun ölüm için fazla düþünmesine izin vermiyordu.Belki de bu gece ölüm bulunduðu odada nefesini hissettirmeye baþlamýþtý.Ýlk defa oturduðu yerde terlemeye baþladýðýný fark etti.
“-Hangimiz ölmeyeceðiz ki?Benimkisi de böyle bir son olur.Ve belki de yollar uzadýkça galip ben olurum!”
“-Hangi yol uzadýkça?Fark ettiysen þu anda sabitsin!”
Haluk son söylediðinin buraya düþmesine sebep teþkil ettiðini bile bile karþýsýnda ki adamýn aklýný bulandýrdýðý içindi memnundu.Nede olsa þifrenin çözümünü hiçbir zaman öðrenemeyeceklerdi.
“-Ben senin gibi düþünmüyorum!”
“-Oðlum dedikleri kadar varmýþ.Sen erken bir vakitte sýyýrmýþsýn.”
Günhan karþýsýndaki adamýn gözlerinin içine baktý ve bir çift ela gözün ne kadar saçmalayabileceðine þahit oldu.









Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalnýzlýk... [Þiir]
Gülkurusu Akþamlar [Þiir]
Dedik Ya... [Þiir]
Sýðýnýrým Canýmýn Ýçine [Þiir]
Hayalin Senin Yerine Vazifeyi Yapýyor... [Þiir]
Zil Çalýyor! [Þiir]
Olaylar ve Suçlar! [Þiir]
Aklým Uykuda [Þiir]
Tövbe... [Þiir]
Gel Deðinceye Kadar Gelme! [Þiir]


Baha Oktav kimdir?

Uzun bir yola çýkýyor gibi hissediyorum kendimi. . . .

Etkilendiði Yazarlar:
Jean Cristopher Grance,Amin Maalouf ve Bekir Yýldýz en çok okuduðum yazarlar.Onlarý okudukça bu iþin gerçekten çok çetin olduðuna daha çok inanýyorum.Þiir konusunda ise etkilenmemeye çalýþmakla birlikte Küçük Ýskender'e büyük ilgim var.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Baha Oktav, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.