..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kendi görüşlerim var -sağlam görüşler-, yine de her zaman onlara katılmıyorum. -G. Bush
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ahmet Çaylar




27 Nisan 2005
Atmayın! Örnek Verin...  
Ahmet Çaylar
Niye atıyoruz? Attığımız ne?


:DGFA:
Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimai bir müessesedir(Ergin, 2000:3).

Dil, varlığını sürdürüp bir toplumun geleceğinde söz sahibi olabilmek için olumlu yönde gelişim göstermelidir. Dilde son zamanlarda artan yozlaşma, dilimizin geleceğini olduğu kadar milli varlığımızın devamı için de çok büyük bir tehlikedir.

Prof. Dr. Sadık Tural'ın güzel bir tanımlamasıyla " Türkçe Cumhuriyeti" başta olmak üzere emperyalist güçler tarafından, ulus devletlerin yok edilebilmesi için başta dile yapılan saldırılar olmak üzere toplum mühendislerinin faaliyetleri doruk noktaya ulaşmıştır.

Dilimizde çok güzel karşılıkları bulunan kelimeler yerine yabancı kelimeleri imlalarıyla beraber kullanmak "entellik" olarak algılanarak "sözde aydınlarımızın" sayısındaki artış oldukça endişe vericidir.

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun bir kitabına verdiği ad gibi "Büyük Uyanış" başladı. Ancak hızlanmasına engel olunmaya çalışılmaktadır.Dilimize sahip çıkması gereken bizler, toplumun birer ferdi olarak dilimize yapacağımız çok küçük bir katkı bile toplumun genelinde gittikçe büyüyen bir dalga gibi bilincimizi güçlendirecektir. Buna sözlü ifadelerimizde başta olmak üzere daha sonra yazılı anlatımlarımızda" atıyorum" ile başlayan kelimelerle cümleler kurmayarak başlayabiliriz.

Niye atıyoruz? Attığımız nedir? Türkçe “örnek vermek” varken , dilimize Arapça’dan girmiş ancak Türkçeleşmiş “misal” kelimesi varken niye atıyoruz?

Misal kelimesinin Türkçe Sözlük’te iki anlamı verilmiştir. 1. Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek. 2. Benzer, eş gibi.

Örnek kelimesinin ise Türkçe Sözlük’te altı anlamı verilmiştir. Ayrıca devamında “örnek almak”, “örnek olmak”, “örneğini çıkarmak” gibi türevlerinin anlamları açıklanmaktadır.

“Örnek vermek” kullanımının yerine kullanabileceğimiz şekli olarak, Türkçe Sözlük’te “örneğin” kelimesinin de; söz gelişi, söz gelimi, söz misali, örnek olarak, mesela şeklinde açıklamaları verilmiştir.

Hal böyleyken niye atıyoruz? Niye söz gelişi , söz misali, örneğin…. Kelimelerini kullanmıyoruz?

Ahmet ÇAYLAR

Kaynakça:
1.Türkçe Sözlük (1998), TDK
2.Ergin, Muharrem (2000), Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Atmak da neyse!
Gönderen: BELKIS ÖZDOĞAN / Denizli/Türkiye
14 Mart 2006
Son zamanlarda kullanımı bir hayli yaygınlaşan bu kelimeye gerçekten çok sinir oluyorum.Bir de gözlemlediğim kadarıyla insanlar bu kelimeyi kulanırken havalara girmiyorlar mı,içimden onlara sadece gülüyorum.Bilmiyorum belki de ben biraz abartıyorumdur ama ilk çıktığı andan itibaren sevemedim gitti bu kelimeyi.Aramızda kalsın ama okulumuzdaki çok sevdiğim bir profesör bile sık sık ATIYOR.

:: sadece atsak, çok iyi....
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
22 Temmuz 2005
Sevgili Ahmet Çaylar; Keşke sadece atsak!........Daha neler yapıyoruz, neler!İşte bazı örnekler: “Bu şarkı acayip güzel.”........ “İşte deprem bölgesinden insan manzaraları.”......... “Vatandaşlarımızın geçirdiği deprem felâketine fevkalade üzüldüm.”....... “Dinlenme tatili, öğrencileri sevince boğdu.” ( İnsan üzüntüye, tasaya boğulur, sevince boğulmaz.)......... “Var mı böyle şey?”........ “Abuk muhabbet yaptılar.” ........ “Bir Marmaris yaptık .”....... “Herkes beni görünce Aaaaaa...oluyor.”........ “Ay! N’oluyoruz falan oldum.” ..... “Hakem maçı, anormal güzel yönetti.”....... “Saat sekiz gibi evden çıkarım.”........ “Olayımız nedir?” ...... “Herıld yani.” ( “ “Acayip eğlendik.”......... “Bir festivalsin ya!” ........gibi..... Oysa ki ben şu cümleleri beynime kazıdım: “Başka dile uymaz annemin sesi Her sözün –ararsan- vardır Türkçe’si.” (Ziya Gökalp)....... “Türkçe! Gece, gündüz şakıdığım dil! Sevinçlerimin, üzüntülerimin türküsü Türkçem! Seni seslendiremediğim gün, gün değil, Çiçeksiz, kuşsuz kalmış gibidir bahçem.” (Coşkun Ertepınar)......... “Türkçe, anadilimiz, diller güzeli! Yerine göre kılıçtan keskin, çelikten sert; yerine göre boradan hızlı, bürümcükten ince, kelebekten uçucu,kokudan tatlı, altından parlak, çiçekten renkli, sudan duru Türkçe!” (R.Eşref Ünaydın)......... “Dil bir insanın parçasıdır. Nasıl bir insanın göz, kulak, burun gibi bir uzvu koparılıp alınamazsa, insanın anadilinden de alınamaz. Dilimizden bazı kelimeleri alıp, yerine casus kelimeler konulmasına itiraz ediyoruz.” (Tekin Erer)......... “Dilimizin her kelimesi üzerinde , asırların emeği var. Bu güzel dili yıkmak, bir mabedi yıkmakla birdir. Mazimizle bağımızı koparmak isteyenler, dilimizi bozarak işe başlamak istiyorlar.” (Nihat Sami Banarlı)........ “Her Türk dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır. Türk Dili ,Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Milleti; tarih boyunca geçirdiği sayısız felaketler içinde, ahlâkının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini oluşturan herşeyin dil sayesinde korunduğunu görüyor.” (M.Kemal Atatürk).............. Bizim ,dilimizi bozanlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Bu mücadeleye, dilimizi doğru kullanarak , çocuklarımıza Türkçe’mizi doğru öğreterek başlayabiliriz. Atalarımızdan bize kalan kültür mirasımızın bir parçası olan anadilimiz Türkçe’yi bozmaya, hiç kimsenin hakkı yok. Haydi ! Bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye hemen başlayalım. Hepimize kolay gelsin.......Sevgiyle kalın....Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hitabet Sanatı (Güzel Konuşma Sanatı)
Yazı ve Yazmak Adına Kısa Bir Deneme
Türkçe Cumhuriyeti
Dünyayı Kim Yönetiyor? Tanrı mı Para mı?
Gece
Hayat
Yalnızız!..
Yalnızlık ve Gece
Rutin - Şiirsel

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şiir ve Aşk Üzerine Kısa Bir Deneme
Zaman Üzerine Kısa Yazılar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gecenin Islak Rüzgarları [Şiir]
Aşk'ın Kısa Tanımı [Şiir]
Tütsü Kokan Büyülü Sevdalar Yaşamak [Şiir]
Gitmek Geliyor İçimden [Şiir]
Ölümün Ardından [Şiir]
Hasret Coşkun'nun Anısına [Şiir]
Kanadı Kırık Martının Gözyaşı [Şiir]
Ceset [Şiir]
Tutsak Hayatlar Yaşamak [Şiir]
Zamana Asılı Ölüm [Şiir]


Ahmet Çaylar kimdir?

Amacım yazar olmak değil. Gerçek anlamda "okur-yazar"olabilmektir. Bu anlamda SADEce deniyorum. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Farkına varsak da varmasak da sürekli etkileşim içindeyiz. Önemli olan, etkilendiklerimizi özümüze uygun hale getirip bütünleşmektir.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Çaylar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.