Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Ve son cümle,son ipucu aşkına... Gökyüzü, bulutları üstüne çekip uykulara daldığı vakitte,aklı başında adamların düşünmeyeceği her ne varsa gelir aklına bazılarının.Göze uyku denen sıradanlığı sokmaz düşünceler.Her anı beraber yaşadığın insanın yanında olduğunu bile bile onu derinden sorgulamak istersin.Ne yaptığından haberi olmadan, zamanın akreple yelkovan kovalamacası saatleri bir bir attırır. Gökyüzü tekrar güneşi koynuna aldığında ya sarılmışsındır yanındakine yada yandaki kanepe senin ağırlığını taşımak zorunda kalır.Uyandığında, çoğu zaman olanlardan habersiz yaşamak denen-çoğu zaman senin katılmadığın-olağan hadiselerin içine bırakmıştır bile kendini.Umursamaz senin çatık kaşlarını.Sadece, yine senin saçmaladığına emindir.Sen hep saçmalarsın çünkü.Onun dünyasında,mantık sadece yazılı kurallardan ibarettir.O, yüzyıllık gelenekleri alır ardına, koşmak ister gibi gider yanı başından.Oysa ortalama 8 saat önce nefesini ensende hissetmişsindir.8 saat önce sorgulamışsındır her şeyi.Çoğu zaman,her şeyden öylesine güzellikler çıkartmışsındır ki,sabah olduğunda her şeyi unutmaya hazırsındır.Sadece bir tek masum gülümseme beklersin.Gelmez,çünkü ,onun canı hep bir şeylere sıkkındır. Canın acıyordur.Onu seviyorsundur, bundan kimsenin şüphesi yoktur.Bilhassa onun.Ama sen sabahlar olduğunda başka şeyler beklersin.Bazen ilk günler gelir aklına.Ne kadar değişti diye hayıflanmak yegane alışkanlığın olduğundan,ilk günlerini olduğu yerde bırakmak daha anlamlıdır.Ne yapacaksın eski,güzel günleri anıp?Geri mi getirebileceksin?Denemedin mi sanki defalarca?Ne oldu ki sonunda?Her defasında daha fazla kapris,daha fazla inatçılık.Hep kaybettin dimi? Açtığın her yeni sayfayı biraz daha siyaha boyadı.Unuttum kırgınlıkları dediğin her akşamda daha fazla kırdı seni.O,sana daha az düşünmeni,daha az kafanı yormanı söyledikçe sen daha fazla sorguladın ondaki seni.Hiç olmazsa beş dakikasını ayırmıyor mu sizi düşünmek için?Çok mu garanti beraber yaşlanıp, beraber toprak altına gireceğiniz? Aşk... Tek kelime...Eş anlamlıları öylesine çok ki...Bazen ölüm,bazen aldığın ilk nefes.Nerden bakıp anlayacaksın neyi görmek istediğini?Seni mahvedip yüz üstü bıraktığı sabaha karşılara mı?Arkanı döndüğünde onu bulamadığın ortamlara mı?Dokunmak istediğinde cinsellik bu kadar mı önemli dediği yatak kavgalarında mı?Yoksa seni sevdiğini söylediğinde mi? Bilemeyeceksin.Tam buldum tüm soruların cevabını dediğin vakitte “Ben mi ilgileneceğim tüm evin işiyle?” gibi anlamsız bir cümleyle sarsılacaksın.Oysa mutfaktaki üç tane tabakla,toplanmayı bekleyen yatak onun için daha önemli konular olacak.Sen daha fazla yıkılacaksın.Daha fazla sorgulayacaksın:Niçin halen devam ettirdiğini?Cevabın olmayacak.Evi en son sen terk edeceksin. Onun tek istediği şey ne diye soracaksın sonralarda kendine.Hani o istediği şeyi bir bulsan çözülecek bütün hadise.Eriyecek bütün buzlar.Kaybettiğinizi sandığın tüm anların telafisi yapılmış olacak.Ama ne mümkün ki neyi istediğini bilmek!Belki de benim diyeceksin bütün sorun.Ben artık onun için sadece bir alışkanlığım.Sadece yanından ayrılmayan,onu daima sıkan ve kısıtlayan insan.Peki ya niye söyleyemiyor benden bıktığını?Niçin bir başka tene sarılmak istediğini haykırmıyor?O an için bu sorulardan başkası geçmeyecek zihninden.Belki de diyeceksin keyfi yoktur bu aralar.Mevsim bahara dönüyor ya,belki ondandır siniri,kırıcılığı.Ama kaç mevsim kendini baharlara bıraktı,bunu hiç mi hesabına katmayacaksın? Ayrılık... Nedir sence sebepler?Yukarıda,adeta nefes almadan sırladıkların sebep sayılır mı?Ne yani bunca ufak tefek şey için mi bitireceksin güzelim aşkını.Yoksa korkuyor musun onsuzluktan?Belli ki korkuyorsun.Onun başka kollarda salındığını düşünmek,şimdiden mezarlıktan yer ısmarlamaya benziyor.Kesin fazla yaşamam,ölürüm diyorsun.Koskoca dünyayı cebine sığdırıveriyorsun.Elinden geleni ardına koymayacağına yeminler ediyorsun;bir yandan hiçbirisini tutamayacağını bile bile. Onsuz olmak yaşamamak demek senin için.Nefes bile alamıyorsun bunları düşündükçe.Başlıyor işte panik atağın ilk işaretleri.Gözüne uykular haram geliyor.Her ne olursa olsun düzelmeli,kopmamalıyız diyorsun yüreğinde bağıra bağıra.Yaşanmış onca anı varken,yaşanmamalı ayrılık.Peki ya bu sefer ne yapmalısın aranızı tekrar düzeltmek için.Oysa sevgini göstermek gayretiyle aklına gelen her şeyi yaptın.Söyleyeceğin “Unutalım yaşananları.Biz birbirimize aidiz!” cümleleri kurtaracak mı aşkını?Nice yaşananlar sende hiç yaşanmamış kabul edilirken, o yine de dönüp “Olmayacak,yürümeyecek.” demeyeceğine emin misin? Anlamıyor seni değil mi?Ne istediğini bilemiyor.Ufacık bir gülüşü için dünyalara sığamayacağını,elinden yapılacak bir fincan kahve için tüm sofraları reddeceğini bilemiyor.Unutmak zor geliyor ona.Aslında çoğu zaman senin aklından bunlar geçerken,o yeni kıyafetler düşünüyor,almak isteyip de alamadığı allıkla rimelin ne kadar güzel olduklarını hayal ediyor.Koçum o senin dünyanda yaşamıyor!O başka bir yerden.Adını henüz bilmiyorsun ama inan bana o buralardan değil.Başka diyarlardan gelmiş yanı başına.Uyuduğuna aldanma sen.Emin ol yarın sabah seni nasıl sıkabilirim diye aklından geçiriyor.Fıtratı bu,böyle yaratılmış.Anlayamazsın,çözemezsin.Tek yapabileceğin kabullenebilmek.Onu da başarabilirsen. Umut... Kaldı mı bir parça olsun?Yarında kullanabileceğin bir kısım, yüreğinde ya da nerde saklıyorsan oralarda var mı?Zannetme.Adam gibi cevap ver.Eminim vardır.Seviyorsun yahu!Kabul et artık.Hem de delicesine bir sevgi bu değil mi?Ne yaparsa yapsın affetmelere doyamıyorsun.Yine gülümseyip, içini gül bahçelerine çevireceği zamanları hayal ediyorsun.Aklında bunlardan başka ne var ki?Tamamen bir sarhoşluk hali bu sendeki.Ayılman için bir ömür gerekiyor ya da onun sensizliği seçmesi.Sen bunlardan biri muhakkak olması gerekse birinciyi seçmekten taraftarsın;hepimiz adımız gibi biliyoruz bunu. Sen,aşk,sevgi,bağlılık,mutluluk,huzur hep onun içinde saklı kalmışsınız.Bizim bunları çıkarmaya ne yetkimiz var,ne de gücümüz.Sadece aklından geçenleri okumakla yükümlüyüz.Elimizden gelen bu.Düşündüklerine,yaşadıklarına ya da toptan söylersek acılarına tek çözüm bulabilecek bir tek içinde ondan önce yaşattığın sen.Çıkar içinden geçmiş günleri.O,olmadan önce kimdin sen?Bul,düşün!Neyin eksikti ki şimdi bu kadar yalnız ve huzursuzsun.Senden çok şeyler alıp gitmesine izin verme.Sonuçta bir gün gelirde onsuz yaşamak zorunda kalırsan,çok acırız haline.Bitersin,mahvolursun.İnan bize,biliyoruz böyle olacağını.Kızma bize.Ümit yok,çıkış yolu yok demiyoruz.Çok seviyorsan,biraz da sevilmeyi bekle.İlla ki dünyayı onun etrafında döndürmene gerek yok.Sende emaneten bir can taşıyorsun.Bu dünyada neler yaptın dendiğinde,sadece onda saklı kaldım deme.Onda saklı kalma.Elbette sevgin emek isteyecek,kavgalar muhakkak olacak.Ama ne olursun biraz da bırak o seni düşündün;sizi düşünsün. Biz vazifemizi yaptık.Sırada bunları anlatacağımız milyonlarca aşık var.Şimdi gidiyoruz.Anlattıklarımızı iyice düşün.Sakın kinlenip,öfke haline bürünme.Sadece biraz daha fazla bak kendine aynada.Onu kendine saklarken,sen onda kaybolma.Sev,koru,hatta onsuz yattığında uykuların kaçsın ama ne olursun bırak ta biraz o seni arzulasın,senin geldiğin yollara bakakalsın. Ve son cümle,son ipucu aşkına... Usulca sarılıp uyumanın keyfini yaşamak için, geçilmesi gereken çok yol,verilmesi gereken çok söz vardır... Hoşça kal... Baha Oktav 12/10/2005_İzmir
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Baha Oktav, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |