Koyup gitmişse zaman,
Yırtık defterden birkaç anla beraber,
Gelmeli giden,
Gitmeli gelen,
Yokluğu boşluksa eğer!
Yürek çırpıntısı için tek kelime,
Çınarın gölgesindeki hafif fısıltı,
Teninde gezen rüzgar ve kalan buruk koku için,
‘Gitme!’ Ruhsuzluğum.
Varlık, seninle var, yokluk, yine var yeter ki,
Tut tutabildiğin kadar,
Kokuşmuş ruhumu.
Bir elimde kasılmış yumruğumun sancısı,
Bir elimde kalbimi dezenfekte etmek için,
Kullandığım çamaşır suyunun kokusu.
Gel mendilin yanındaysa eğer,
Rimelim gözümden akmışken.
Silmelisin karaya boyanmışı,
Ciğer parçalayan gözyaşı misali.
Avcının vuramadığı prenses işte.
Elim dolu silemezsem ve
Boşları toplayacaksam,
Bu akşam evde olmalısın!
Her geceki gibi, o hurdanın sesini duymalıyım,
Girerken kapıdan yine!
Ve her geceki gibi yine,
Seni kovmalıyım!
Ruhsuzluğum…
Ruhsuzluğum
Çınarın gölgesindeki hafif fısıltı, / Teninde gezen rüzgar ve kalan buruk koku için, / ‘Gitme!’ Ruhsuzluğum.