Açýsal bir yaklaþým ve köþesiz olmasa da köþelerin içerisine köþesizlik inþa ederek ele alma olaylarý veya irdeleme içinde sýnýrlarý belirleme.
Sýfýrýn gücünü, birin eþleniksizliðini ve sonsuzluðun yapýsýný sorunsallýk edinimleri içerisinde benzetme.
En geliþmiþ akýldan yoksun kalýp, ilkelliðin erdemiyle bütünü parçalama.
En feverane tavýrlarý sezinleyip gidiþin ve deneyimlerin çizgisine sýðdýrabilme.
Nesnenin aslýnda nesnel olmadýðýna, algýlamalarýmýzýn ya da duyularýmýzýn en büyük yalaný olduðuna olan sorgu.
Tümleþik veya birleþik elementsel geçerliliðin kuramsal yanýný kabul edemeyiþimizin sebeplerine vurguda bulunma.
Beþinci duygunun saçmalýðýna olan yargýlama amaçsýz infazý onaylama.
Ve beklentilerin asli unsurunun sonuncu aklýn en ideal gerçekleþmesi olabileceðini özümseme.
Ýçtenliðin körlüðünde ve kendimizi var saymadan iþe baþlamak.
Çözüm önce kendimizi kabullenmemekte yatýyor.
Sonuca varabilmenin veya bu büyük olguyu kabul edebilmenin veya olgularý yok saymanýn baþlýca adýmý.
Varsak yokuz, yoksak her þey var.

Ayaðýmýzý bastýðýmýz yer bir noktadýr. Destek noktasý bedenimizi taþýyan ruhumuzun. Bedenin ruhu taþýyamayacaðý vakýadýr. Bunu farklý bir an diliminde yargýlayacaðýz. Bedenimizin durduðu nokta ruhumuzun destek noktasýdýr. Ýnsan vücudunun simetrik olmasý nedeniyle ruhumuzun bedenin tam merkezinden geçtiði ve aðýrlýk noktasý olarak da aslýnda bedenin toplamýnda eþit daðýlým sergilemediði ve beynin aðýrlýk merkezinin yere paralel izdüþümüne tekabül ettiði elimizdeki gereçtir. Ruhun insan vücudunun yer ile temasý noktasýnda her farkýnda olduðu veya olmadýðý oluþuma, canlýya yada cansýza veya algýlayabildiðimiz yada algýlayamadýðýmýzla, baþlangýç noktasý destek noktasý olan bir geometrik doðru ile baðlýyýzdýr. Yukarýda anlattýðýmýz baðlý olduklarýmýza “Akis” adýný verelim.
Her Akis bir diðeriyle tek bir doðru üzerinden baðýntýlý ve Akis’in durumuna göre belli bir açý oluþturur.
Hiçbir iki Akis arsýndaki baðýntý yani doðru 180 derece olamaz bir diðer ifadeyle iki Akis arasýndaki doðrunun düz olacaðý düþünülemez.
Hiçbir Akis doðrusuz olamaz.
Hiçbir Akis anlýk dahi olsa bütün Akis’lerle arasýndaki açýyý sabit kýlamaz.
Akis’ler arasýnda deðiþime baðlý bir zaman deðeri vardýr ve bu durum þuan kullanmakta olduðumuz zamaný gereksiz kýlmaktadýr. Akis’ler arasýndaki açýsal deðiþim ortak zaman dilimini oluþturur ve bu dilim hesaplanamayacak kadar uzundur.
Duygular, korkular, heyecanlar, vs.. ruh aðýrlýk merkezini deðiþtireceðinden Akis destek noktasý ya da baþlangýç noktasý deðiþmese bile, ruh aðýrlýk merkezleri ve yer deðiþimlerine etki yapar. Bu durum örneðin bir insanýn karþýsýndaki bir insana yardým etmesi veya kast etmesi durumunda ruh aðýrlýk merkezini etkiler. Her insanýn mesela doðumundaki ruh aðýrlýk merkezi onun olabilecek ideal aðýrlýk merkezidir. Sapmalar kendi ruh aðýrlýk merkezini olduðu kadar Akis’ler arasý ortak ruh aðýrlýk merkezini de etkiler.
…….

Hiçbir nesne, hiçbir özne, hiçbir duygu yoktur ki vardan yok olmamýþtýr, yoktan da var ola gelmesin. Bir akis doðrusu halihazýrda mesafelendirilmeye çalýþýlsa, birim pozitif mi negatif mi olacak deneyseldir. Sýfýr olageldiði üzere tam anlamýyla burada o iþe yabancý deðildir. Sýfýrýn varlýðý belirli þüphelerle karþýlanýrken, sýfýr bir milat deðildir. Sýfýr yaratýlýþýn ta kendidir. Her bir nesnenin, öznenin ya da duygunun sýfýrsal bakýþ açýsýndan yaratýldýðý an olan sýfýr aslýnda negatifle pozitifin geçiþi deðildir. Sanýldýðýnýn aslýna sýfýrdan öncesi de negatif deðil pozitiftir. Þöyle düþünün. Bir doðru var bu doðruyu bir düzlem doksan derecelik açýlarla kesiyor. Þimdi doðrunun düzlemle kesiþtiði nokta olan sýfýr aslýnda onun yaratýlýþý mý oluyor. Böyle desek dahi bu yaratýlýþ varolanýn yeni bir düzlem olan mesela düzlemin sað tarafý için geçerlidir. Halbuki düzlemin sol yaný farklý bir alandýr ve bu o düzlemde bu doðrunun var olmadýðýnýn sonucunu çýkaramaz. Bu varoluþun da negatifsel bir oluþum ihtiva etmesi mümkün deðildir. O sol yan düzlemi için bu doðru aslýnda vardýr ve pozitif ihtiyaçlar da bu doðruda hayat bulur. Sýfýrýn yaratýlýþtaki döngüsel açýlýmý bundan baþka ne olabilir ki. Akis olarak ele aldýðýmýz doðrusal birleþiklerin oluþumunun ilk anýný çoðu kimse tasarlayamamýþtýr. Halbuki tesadüfi dedikleri ilk baþlangýcý bulma çabalarýný tekbir koordinat sistemi içerisinde tahayyül etme yanlýþlýðýna düþmüþlerdir. Akissel oluþumda da ele aldýðýmýz bu bakýþý oturtmadan en baþtan baþlama gayretleri sonuçsuzluða götürecektir nitekim de sonuçsuz kalmýþlardýr. Akissel baðýntýlardan yoksun ele alýnýþ çözümü getireceðine rastlantýsal sonuçlardýr diye bunu deðerlendirerek bir çýkmaza sürüklenmiþlerdir. Sýfýrýn yukarýda anlattýðýmýz çift taraflý pozitif etkisi açýklamanýn ta kendisidir. Ýlk oluþumun rastlantýsal birleþmeler sonucu olduðu kurgusu ne kadar da dardýr. Bir odaya kendini kapatýp kapýyý da ardýndan kapattýrýp, odanýn dýþýný anlatmaya, hatta tecrübe etmeye çalýþýyorlar. Rastlantý aslýnda bu odadaki kiþinin dýþarýsý hakkýnda binlerce tasvirinden birinin orayý tutmasýdýr ki bu ancak yaþadýklarý aklý çerçevesinde sallamalarýndan ibarettir.
Sýfýrýn varlýðý bu açýdan önemlidir. Yoksa sýfýr var oluþ anýdýr ve bir geçiþtir de.

En geliþmiþ akýldan yoksun kalýp, ilkelliðin erdemiyle bütünü parçalama.

Bütüne hükmetmek için aklý kullanmak þarttýr. Akýl ise anlýk deðiþimler içinde olamaz. Anlýk deðiþimler içindeki aklýn yüzeysel yönü fezayý ayaðýnýza getirse de bu mutlak bir akýl olarak ele alýnamaz. Kaldý ki tarih boyu insanlar bütüne hükmetmek için aklýn akýl ettiklerini akýldan üstün tutmuþtur. Bu boyutuyla tarihin her bir diliminde süregelen geliþmiþliklerin üst üste konamamasý bu yüzdendir. Oysa mutlak bir akýl vardýr. Deðiþemeyecek, kalýplarý belli, tartýþmasýz bir akýl. Bu bakýþýn olmazsa olmazý da aklýn süregelen olaylara ve zamana baðlý olarak asla ve asla doðuþ devri, geliþim devri ve olgunlaþma devri yoktur. Mutlak akýl tektir ve bu sebebiyle de ilkeldir. Olgunlaþma süreci olmadýðýndan, varlýðýn baþlangýcýndan buyana vardýr. Ýsabet ettiði her kavram, yorumladýðý her olay farklý olsa dahi deðiþmeyen aklýn tepkisidir. Her olayýn mutlak akýl çerçevesinde deðerlendirilemeyeceði de bir gerçektir. Bu durumda yüzeysel akýl devreye girmektedir ki suyun var olduðuna dahi þüpheyle bakmak zorundadýr. Hiçbir teorem, hiçbir gerçek yoktur ki yüzeysel aklýn konusu dahilinde olsun ve deðiþmesin.
Bu akla bir baþka ifadeyle de güvenilmez akýl diyebiliriz. Bu akýl bahsindeki tarifi yapmak zorunluluðum tarihi bir kargaþaya dur demektir. Aklý tek alýp yorumlarsak içinden çýkýlmaz yanlýþlara düþeriz ki hala bu konuda yanlýþ bir taban üstüne inþa edilen binalar insanlarýn çýkmazlarý olmaya devam ediyor. Mutlak akýl ile yüzeysel aklýn bir tutulmasý neticesinde içinden çýkýlmaz ve açýklanamaz görüþler orta yerde duruyor ve bu insanlýðýn bunalýma girmesine sebep oluyor. Ýnsanlýk bu söylediðim teoremle bir müddet nefes alacak olsa da mutlak akýl ile yüzeysel aklýn konularý hakkýnda tartýþmalar çýkacaktýr. Bu tartýþmalar dahi çoðu kimse için aslýnda bir ýþýktýr. Mutlak akýl ve yüzeysel akýl olduðu bilgisini artý ve eksileriyle çok düþünmeme raðmen fayda olarak gördüðüm hususiyetler beni çok daha mutlu edecektir. Mutlak akýl ve yüzeysel aklýn ayrýmý ve konularýný bir baþka zamanda ipucu vererek açýklayacaðým. Fakat bunlar herkesin kendisine göre yorumlayacaðý konular olacak. Bunun sebebi herkesin bilgiye ulaþabilmesidir.