Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Biraz daha baktı etrafa, hatta biraz dolaşmaya alternatiflere bakmaya karar verdi. Nereye baksa güzel bir yüz, hoş bir ses, cezbedici kokuların cazibesi onu çekiyordu, ama o siyah kalçalar gözünün önünden gitmiyordu, onu tutmak, onunla bir olmak, onu becermek fikri sanki onu esir almıştı, evet artık başka kadın silik görünüyordu. Evet kararını vermişti, o bu gece kendisinin olacaktı. Gözleri onu aradı, ama kafasını her seferinde bir başka yöne çevirdiğinde onunkiler yerine başka gözler vardı, kimi yeşil, kimi mavi, kimi de de kahverengi... Farklı da olsalar tek bir şey aynıyıdı, o davetkar bakışlar. Barın içerisinde onu aramaya karar verdi. Aslında pekte büyük bir yer değildi, ama şimdi ne kadar kalabalık ve büyük görünmüştü ona, insanların arasından geçerken iyice telaşlanmaya başladı, yoksa başka birisini bulmuştu? yoksa bir başka yere mi gitmişti? Telaşı heyecanını iyice artırıyor, onu kaybedeceğini düşünmek onu ürkütüyordu. Ne kadar aramıştı bilmiyordu, ama onu buldu, o şahane siyah vücut bir arkadaşıyla birlikte tam önünde duruyordu. Sanki çok zamandır görmemişti, nasılda özlemişti ona bakmaya, yine alamadı gözlerini ondan, baktıkça bakıyor, sanki kadının tüm kıvrımlarında geziniyor, içine giriyor, çıkıyor onu doyasıya tadıyordu. Gözlerini kaldırdığında yine çekingen gözleri ile buluşturamadı gözlerini. Kız gülümsemelerini önemsemiyor, takılmalarına aldırmıyordu. Adam da çekinmeye başlamıştı artık, kendini ve tavırlarını gözden geçirdi, yakışıklıydı, parlak siyah saçları kadınları cezbediyor, delici mavi bakışları ise ona bakan gözleri esir ediyordu, uzun boyu, kaslı vücudu her kadını baştan çıkaracak kadar bakımlıydı. Daha yeni kullandığı ceketini kolsuz gömleğinin üzerine giymişti, dar pantolunu küçük kalçalarını ortaya çıkarıyor, kızın tahrik ettiği organını belirginleştiriyordu. “Bırak bu kuruntuları” dedi kendi kendine ve ona doğru yürümeye başladı. Adam kadına yaklaştıkca güneşin çekim alanına girmiş bir göktaşı gibi adımlarını hızlandırmaya ve kadının sıcaklığını hissetmeye başladı. Gözlerini gözlerinden ayırmadı, henüz 1 dakika geçmemişti ki konuşmaya başladılar. Başka bir ırktan birinin kendi lisanını konuşması adamı şaşırtmıştı ve bir o kadar da etkilmişti, ama bir türlü kızın ne dediğini tam olarak anlayamıyor ve bazen söylediklerini kaçırıyordu, aslında konuştuklarına ve konuşacaklarına da pek aldırmıyordu, aklı sadece ondaydı ve bir anca önce onunla birlikte olmak istiyordu. Bir kaç içki ve sohbetden sonra vakit daha geç olmadan adamın evine gittiler, kız bütün çekingenliğini üzerinden atmış, alkolün de etkisi ile iyice kendinden geçmişti. Adam kapıyı kapar kapamaz kız arkasını döndü ve daha adam kapıdan uzaklaşamadan vücudunu yavaşca ona yasladı. Adam yol boyunca sevişmelerini hayal ederek geçirmiş, ateş gibi yanan aleti iyice kalkmıştı, onu kızın vücuduna yasladı, kız tutkunun tadını almışcasına ağzını hafifce araladı, adam duraklamaksızın dudaklarını siyahımsı kırmızı dudaklarla birleştirdi. Ne kadardır öpüştüklerinin farkında değildi ama kız ansızın vücudunu ondan ayırdı ve karşısına geçti, zaten vücudun çokca kapatmayan beyaz seksi elbisesini yavaş yavaş çıkarmaya başladı. Omuz kopçalarını o kadar yavaş hareketlerle çıkarıyordu ki adam bir an zamanın durduğunu zanetti, aslında kalbi çok da hızlı atıyordu. Kızın sakinliği ve hareketlerindeki yavaşlığı adamı iyice azdırmıştı, kendisine kendine olamayarak elbisesini üzerinden almak için atıldı. Kızın kontrolü bırakmaya niyeti yoktu, küçük bir adımla geri çekildi ve adamdan beklemesini istedi. Kız ellerinde tuttuğu iki omuz kopçasını da açtıktan sonra yavaşca elbisenin uçlarını elinden bıraktı, saten elbisesi vücudun her kıvrımına eşlik ederek nazikçe yere döküldü. Sadece küçük bir külot ile önünde çıplak kalan kızın vücudu adamı tamamıyla çıldırmıştı, titreyen elleri ile gömleğinin düğmelerini çözmeye çalışıyor, pantonun fermuarını beceriksizce açmaya çabalıyordu. Her çabası kıyafetini çıkarmasını dahada zorlaştırıyor, onu iyice acemileştiriyordu. Kız yavaşca adamın çıplak göğüsüne dokunduğunda, adamın kalp atışları elinde zonkluyor, kızın arzularını arttırıyordu. Kız heyecanını dinginleyerek adamı soydu ve çıplak olan vücudunu adama yaslayarak onu öpmeye başladı. Adam biraz sakinleşmiş ve şuurunu tekrar kazanmıştı, kızı kucakladığı gibi yatağına götürdü. Kızı yatağa yavaşca indirirken biraz sonra sahip olacağı vücudunun yuvarlak hatlarına kısa bir göz attı. Boynundan almaya başladığı küçük öpücüklerin sayısı aşağılara doğru indiğinde iyice artmış ve sıklaşmıştı, onun bacak arasını yalarken kızın iniltileri iyice artmış daha davetkar olmuştu. Vücudu aldığı zevkle bir yay bir gibi gerilip öne atılırken, adam umursamazca keyif aldığı işine devam ediyordu. Kız vücudunun devinimlerine artık hakim olamıyor, adama üzerine gelmesi için yalvarıyordu. Adam yavaş hareketlerle kızın üzerine çıktı, yavaş yavaş içine girerken kızın çığlıkları iyice arttı, adam kızın içinde gidip gelirken bir yandan da vücut renklerinin tezatını izliyor, onların ahengi onu iyiden iyiye cezbediyordu, beyaz vücudunun kadının kara bedeniyle birleşmesi onu iyice tetikledi, hızlandığında kızın çığlıkları gecenin sessizliğini yırtmaya, güdüsel sert hareketleri ritmik bir gürültü ile karyolanın duvara sertce çarpmasına sebep oluyordu. Kızın vücudu son kez gerilidiğinde adam çoktandır boşalmış olmanın utancı içindeydi. Kız gülümseyerek ona baktı, günübirlik bir satılık aşktan öte aşıklar gibiydiler, hiçbir şey konuşmadan öylece uykuya daldılar. Adam gözünün içine giren güneş ışıkları ile uyandı, dün gece bütün canlılığı ile gözünde belirdi, onu öpmek için arkasını döndüğünde karısı gözlerini açtı ve ona sevgiyle selamladı “Günaydın canım” Eralp Elli 7.7.2004 Istanbul
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eralp Elli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |