Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
Devrimci İslam ve Kuzey Güney Hattı! Daha önce 1. Dünya savaşıyla beraber Dünya siyaset sahnesinde adeta satranç duelinin sona erip, küresel denge stratejisinin 1990 lı yıllara kadar getirdiği taraflılıkla denge stratejisinin yeni oyununda puzle (boz-yap) kuralı geçerli izlenimini uyandırdığını. Daha sonra sorunun karşı cephede olduğunun aksine savunma pozisyonunda kalmak zorunda olanın, karşının tek taraflı geliştirmek istediği Fak'a basma tehlikesini beraberinde taşıma sorununa dönüştünü ve Sempati besleyenlerin ise; oyunun kuralları eskinin kuralları (yenme-yenilme) ile pek farklı olmamakla birlikte geliştirilen( bir araya getirme/getirememe) yeni oyunu yeterli anlayamamadan kaynaklanan strese dönüştüğünü. Avrupanın doğu yakasından başlayıp asyanın içine kadar uzanan Türkiye-İran-Pakistan şeridini oluşturan CENTO (Merkezi Anlaşma Örgütü) diye bilinen kurumun "buna başkaları bir başkasının güvenliği sağlama şeridi"de diyebileceğimizi! Kendi üstüne düşen görevi yapmamasının düşünülemezliğini! CENTO anlaşmasın 1979 İslam Devrimi ile işlevselliğini yitirirken, ardından 1990 daki soğuk savaş stratejisini etkisizleştirmeyi beraberinde getirdiğini. Öte yandan soğuk savaş stratejisinin kaçınılmaz sonunu getiren asıl etken ve zorunlulugun, islam devriminin bünyesinde barındırdığı ''Dikey değerler'' olduğunu vurgulamıştık. Bu analizin bir diğer eksendeki yeni oluşumun ufuktaki belirtlilerini görmeye ve tanımaya alışmamızın sürecinde olduğumuzu sanarak. BOP planının oluşamamasındaki asıl etken olarak algılanmasında bir sakınca düşünülmemeli. Amerika savaş kovboylarının büyük bir çığırıtkanlıkla karşı çıkıyormuş izlenimini estirerek Şii Hilali diye kabul ettirmeğe çalıştığı ve bu Hilalin oluşmasında asıl etkenin İran'ın rolünün etkili olduğu hezeyanları görüldüki kendilerine ait paçavra planın bir senaryosi idi. Masabaşı harita mühendislerinin çok önceden şekillendirdiği Fars körfezini çevreleyen yapay Arap-Şii Hilalden İran'ın ne tür faydasının ve Amerika'nın ne tür kaybının olduğunu aklı selim kişioğlunun anlayabileceği bir şey çıkartılmış değil Ancak bu tezin antiteiz olabilecek mahiyette bir an var olan yörüngeden çıkarak Tacikistan, Pakistan bir ölçüde Afganistan ve İran eksenli Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin'ide ekleyebileceğimiz ''Devrimci İslam'' şeridini gererek Globalleştirilmek istenen Dünya'yı bu şeritle Kuzey ve Güney diye iki kutup olarak yeniden adlandırmanın "Devrimci İslam" şeridinde (Adalet ve Hürriyet kılıcının izlerinin olmaması elbette düşünülemez!) Kuzeykutbu kabullenmekte zorlansa dahi ( ki, Rusya'nın hegemonyasından çıkanlar süreç içinde bu Tren'e binmek zorundadırlar.) Güneykutbu'nu bu şemsiyenin altında gölgelendirmenin ne sakıncası olabilir ki? Adını koymak istediğimiz bu şerit aynı zamanda Doğu'dan Batı'ya yükselen Güneşi de beraberinde getirecektir. Kaldı ki Güney'in kabullenmek istemediği ve dayatmayla olmayacağı kesinleşmiş olan globalizm yada tek Dünya safsatasına alternatif olarak kendi bünyesinde barındırdığı değerler manzumesinin aslına dönüşüde beraberinde getirebilir. Hem bu değerler ötekinin isteyerek-istemeyerek alıyıca çıkartığı ''Yatay değerler'' den ziyade Güney'in kendi kültür ve değerlerinin mayasını oluşturan ''Dikey değerler'' in kendisi değil mi? Elbette Devimci İslam'ın giteceği olası yeni hattın Güney'i yeni Siyasal bir akımla tanışacak değil, sadece daha önceden kendi aslı değerlerinin orijinalliğine yeniden kavuşmanın getireceği döngü belki zamanla aşılacaktır! Teori olarak sunulan bazı olgular gündemde yeteri kadar incelenmeden kabul yada ret yargılarına takılması zaten düşünülemez. Teorilerin geçerliliğini ıspatlayamadığı müddetce doğruluğu kabul edilemez bir olgu olduğunu, ama aksi ıspatlanmadığı taktirde reddinin de tutarsızlığı bilinendir. Geçmişte Türkiye-İran ve Pakistan'ın oluşturduğu ötekileri için güvenlik şeridi olarak kabul edilen Tarihi CENTO'ya farklı bir alternatifin altyapısını oluşturabilecek tüyoların bir araya getirilmesinin ne sakıncası olabilirki? Gayet tabiidir ki NATO'nun Trans-Atlantik ittifakına da bir çentik düşmenin başlangıcı olabilir! Olabilirin de ötesinde aynı şerit Adriyatik'i de aşabilir! Muhammed CAN Frankfurt
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |