Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Ey gözlerime bahşedilmiş mucize, Ey yüreğime hediye edilmiş Cennet kokusu, Ey nefesime serpiştirilmiş bir yudum taze hayat, Kan ter içinde susuz dudaklarıyla ve semâya dönen dualarıyla “ bir avuç deryâ’yı “ dileyen bir Haziran Cumartesi vaktinden düşüyorum sen kokan bu satırları..Vaveylâ eden bir öğle saatinde bulunduğun yerin deli rüzgarlarında düşlüyorum seni..Deli esen rüzgara inat başını eğmeyen gözlerine baka baka seni sevdiğimi haykırıyorum dua dua....Kulağımda yankılan Cennet şarkılarıyla yeniden huzuru doldururken seni çekiyorum içime.. Toprak kokan benliğimle deniz kokan türkülerin söylendiği yüreğine akıyorum..Sen mavi bir deryâ, ben sana kavuşmayı arzulayan - ruhi haliyle- Leylâ.. Sana gelen yollarıma sunulmuş tüm engelleri teker teker aşarak sana koşuyorum. Yüreğimde toprak kokusu, gözlerimde sana bir an evvel kavuşma çoşkusu..Hadi sevgili kapılarını, perdelerini sonuna kadar arala..Mevcudiyetinin ve geleceğinin tek idamesi / gayesi koca yürekli “ umut “ sayfalarına bir “ Elif “ miktarı “gül”ümse olmaya geliyorum..Heybemde yetiştirirken her nefesine bir “ Elif “ miktarı huzuru kattığım birkaç sevda gülü ve nefesimde Cennet tahayyülü ile sana koşmaktayım..Yıllarca sana sakladığım yüreğimi benden emin olana “ sana “ katmaya geliyorum..Yollarım sana, menzilim sana..Kan ter içinde kalan Haziran ayının aksine ben “ senin gözlerinde “ yaşlanmayı diliyorum.Senin mevcudiyetine idrakim tamamdır artık.. Gayri benliğim senin varlığında sonlansın sevgilim…Çünkü biz bir mucizenin gerçeğe en yakın halinde sevdik birbirimizi..Biz ki; dallarında bir “ Elif “ miktarı huzur, köklerindeki taze umutları taşıyan gül-i râna’nın sevdaya sunulan bir avuç mutluluğuyuz.. Tedavülü çoktan kalkmış bir ömrün peyderpey yeniden yaşatılması değil bizim sevdamız. Bitkisel hayatta yaşayan bir bedene yeniden ömür biçmek degil yaşadıklarımız..Ayrı gökyüzüne aynı gözle bakan bir sevdanın en yalın haliyiz.. Tümceleri sevda ile nakşedilmiş cümlenin içinde yüreği Cennet kokan bir özneyle ile bir yüklemiz..Biz ki toprağın suya hasret kaldığı zaman diliminde gökten düşen - bir “ Elif “ miktarı “gül”ümse’yiz..Şimdi sevme zamanı..Şimdi kavuşma zamanı..Gökten inen nurun toprakla kavuşmasında temaşa edilen mucizenin kelimelere dökülen haliyiz biz..Sen ve ben bir’iz..Sen ve ben hep biziz..Biz ki ;bir “ Elif “ miktarı huzuruz yetim ceylanlara hediye edilen..Biz ki; iki gonca gülüz nadasa bırakılmış topraklarda yeniden yeşeren..Ve biz ki, birbirimizin kaderine yazılmış bir ömürlük sevdayız yıllarca kıyıda köşede delice beklenilen… Nefesindeki hayatla soluklandığım saklı sevdam, Sevda mucizesinin yeniden tezahür ettiği gözlerinde yaşat beni..Sonra da yeşil Cennetindeki gonca güllerine sar beni…Hadi sevgili durma öyle..Mavi bilyelerin cam soğukluğunda üşüyen yüreğimi sıcak şefkatinle kundakla. Üzerinde ütüsüz gömleği bir de yamalı pantolonu ile sana koşan bu adamı ilkokul cağındaki örgülü saçlarıyla siyah- beyaz fotoğraflara bile renk katan yaşı küçük ama yüreği büyük o kahve gözlü kızın yüreğine al..Gözlerinde her gün tekrarlanan bayram sabahlarının güzelliğine kat beni..Baktığın her gökyüzünde benim gülen yüzümü görebilecek kadar benimse beni..Bir an tıkanan hayatın içinde anlamını idrak edemediğimiz ama onsuz mevcudiyetimizi idame ettiremediğimiz nefesinde yaşat beni..İçine çek beni.. Taaa ciğerlerine doldur beni. Uzaklığımı unut, nefesime sokul usulca.. Şah damarlarımdan bir an bile ayrılma sevgili..Mesai bitimi yoğunluktan bitap düşen yüreğimi nefesinle tazelendir..Hadi sevgili " el gibi " durma yanımda . Ne olursa olsun yaşat beni yaşadığın sevdanın en yalın zamanında..Kapı ziline basan kişinin aşikâr olmasına inat sen hep benden başka her şeyi unutacak kadar sev beni.. Hadi sevgili..Bu Cumartesi benim için memleketinden güneşler topla heybene..Biraz da delice esen rüzgarlardan doldur eteklerine..Bana gelirken toz toprak koksun yüreğin…Ellerin ise huzur…Şimdi seni bekliyorum aynı gökyüzünün altında. Sana kanatlanmak üzereyim..Hicretim sana..Yollarım sana…Menzilim sanadır.. Unutmadan sevgili..Gözlerimi kapattım..Hani her zaman sana dediğim gibi” bir gün gözlerine bir şey olur da bir göz gerekirse karanlıklarına..İşte bak yine gözlerimi sana verdim..Kapattım ışıklarımı..Annemin tülbentiyle perdeledim güneşi..Sağım- solum karanlık mı sanıyorsun şimdi..Tut ellerimi ..Gözlerin ışığım, adımların adımlarım olsun…Hadi gözlerimi kapattım ve kulağımda Cennet şarkılarıyla çoşarken kulağına fısıldıyorum sevgili… “ Senden başka her şeyi unutacak kadar seviyorum seni ..." ………... Hep bir “ Elif “ miktarı “gül”ümse ne olur… Çünkü; gülmek sana yakışıyor..... Gülümse ne olur… Gülümsediğin, Bende yaşadığın, Beni “ sende “ yaşattığın için “ Eyvallah sevgili eyvallah….” İsmail Sarıgene 23 Haziran 2007 17 : 30
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |