..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Kültür Çatışmaları > Mustafa CİLASUN




4 Eylül 2007
Canı Veren Hakk Emri Verendir Muhakkak!  
Oysaki ne umutlarla başlamıştım yazmaya…

Mustafa CİLASUN


Oysaki ne umutlarla başlamıştım yazmaya… Melalimi paylaşmaya pakı lisan ile hemhal olamaya… Yıllarca sinemde sakladığım serencamımın hazanında kalanlardı.


:BCCI:


Oysaki ne umutlarla başlamıştım yazmaya…
Melalimi paylaşmaya pakı lisan ile hemhal olamaya…
Yıllarca sinemde sakladığım serencamımın hazanında kalanlardı.
Hakikatte bir bir sırlarımdı, yıllarca kimselere anlatmadığım, paylaşmadığım.

Bir gülistan diyarında halimi gözleyen bir gül misali, bir şairin aşkı mısrası gibi.
Bir yaprağın damarlarında ki esrarın arı gibi, edebin sessizliğinde nefeslenmek hali…

Biliyordum ki yazmak fiili tefekkür ehli,
Ufki derinliği ummanlar misali seyreden,
İdrakin hakikatlerinde serpilen,
Mazinin sayfalarında ömür tüketen,
Atinin haşyetiyle hukukun ne olduğunu bilen,
Hak ve hakikat için tükenen nefesler olarak zannederdim.

Yıllarca aldığım teşvikler metanetimi bozdurmamıştı, özellerim sinemde saklı kalmışlardı.

Bir sirtonun sesinde, bir kara trenin sireninde…
Bir çınarın akalam melalinde…
Dalı bırakmak zorunda kalan yaprağın halinde…
Bir nisanın gözyaşlarında…
Bir yiğidin ahında hatta bir sigaranın dumanında…
Sazendenin vurduğu mızrabın feryadıyla sabrederdim…

Onlarla dertlenir, halime şükrederdim, bir hederdim…
Kime ne diye bilirdim ki, her gönül zaten bir ayrı âlemin serencamında yaşayandı.
Nasıl olsa bir şekliyle acının, hicranın, elemin, girdabın safhalarında an be an çaresiz soluklanacaktı.

Zira hayatın bir ayrı letafeti, güzelliği ve zenginliği idi…
Sabır hasleti ne kadar güzel ve fevkalade hoş bir mürebbi idi…

İnsan olmamız nedeni ile yetiştiğimiz sosyal ortamlar halin kıvamında bir dem için oldukça yetersizdi.

Bu bakımdan haliyle her bir tarafı hırçınlık ve hiddet kuşatmıştı çünkü hayat asla bir boşluğu affetmezdi.

Sünnetullah bunun için en elzem bir hakikatti lakin kimler bunu bilirdi ki!

Bir yaratan olarak mutlak olan en yüce varlığa saygı ve teslimiyetimizi bir gözden geçirelim ne çıkacak önümüze yaptığımız mukayeselerle…

Güç ve takati varlık olduktan sonra neden gerek duyalım ki değil mi, ancak bu kadar açık ve alenen itiraf ederiz her boşluğumuzda.

Allaha iman eden her insan, hayat desturunu bu öğretilere göre tanzim eder ve etmek zorundadır.

Hangi vakte kadar?
Dini öğretileri sadece kültürel bir değer olarak görene kadar!
Ne kadar hazindir ki!

Bir hayatın felsefi ve sosyal açılımlarının evrensel boyutunu kıyamete kadar geçerli olduğunu bildirmesine rağmen!
Aldatılan sadakatli masum insanlar, farklı tercihlere itibar etmeleri sağlanmıştır.
Bir tahakkümle, bir gecelik faili meçhul cinayetlerle…

Ne yapılsaydı ki, bir çaresizliğin her safhasına mahkûm edilince…

Günümüzde ki işgaller misali…
Talan edilen diyarlar gibi…
Öksüz bırakılan sabilerin hali…
Gözlerin gördüğü her yerde katledilenler gibi…
Namuslarına el uzatılan analar, bacılar misali…
Emaneti kirletilen yiğitlerin acı talihleri nasıl unutulur ki!

İşte tüm açıklığıyla tuğyan edenlerin bıraktıkları izlerin ta kendileri gibi…

Akıl ve zanlarından ihdas ettikleri hükümleri Rabbani olanla mukayese etmek zilletine düşüldüğü gerçeği misali!

Bir sine Hakk derken, bir diğeri bak olarak anlaya biliyor!
Anladığı ölçüde bir yarışa meyletme gerçeği ve bir alay içinde serilmek gibi.

Ne diyelim ki hayrın sahibi sabrı tavsiye ediyor, iyilik içinde nefeslenmemizi emrediyor, şiddet ve avdetin neticesini hikâye ediyor.

Karşısında kölelimi beyan ettiğim Rab, rahmetin sebebi olan efendimi örnek almamı, mutlak uymamı, nefsimden daha öte sevmemi söylüyor.

Boynum Hak karşısında kıldan ince, şer karşısında kılıçtan keskin diyebiliyorum.
Böyle iman ediyorum, mutlak bir cennet için nefeslenmiyorum.

Bir kul olduğumu, Allah celle ve celali hunun rızasıyla konuşlanmamı bu uğurda tüm melalimi vermek gerektiğine tüm kalbimle iman ediyorum.

Nihayetinde bir aciz olduğumu da biliyorum…
Hatalardan beri olmadığımı bütün açıklığıyla itiraf ediyorum…
Nefsimin ne kadar eğitime muhtaç bulunduğunu pekâlâ biliyorum.
Onun için her bir candan bir öğrenci kimliğinde istifade ediyorum.
Nihayetinde maarifi tedrisatın malum hali ortada iken!
Ezbercilik bir zevalde yetersizliğini haykırırken kime ne demeli ki!
Bir hakikati diniye yi öğretmek dahi problem olarak telakki edilirken ne diyelim ki!
Her türlü asim ilenin ve yozlaştırmanın revaçta olduğu gerçeği bilinirken!
Meramı hali anlamak için okurken dahi seviyesizlikten sıkıldığımı itiraf etmeliyim.

Bilen vakarı ölçüsünde kıymeti hak edendir.
Sanki bir insanı keşfetmek gibi…
Onun zatına haiz değerlerden istifade etmek isteği…
Kırıp dökmeden bir nizam vermek gibi…
Nezaket içinde bir ikramı lütfetmek zenginliği…
Bir Osmanlı ki cihana neler bahşetmiş…
İnsan olmayı öğretmiş…
Kulluk bilincini geliştirmiş…
Mazluma himmet etmiş…
Zalime hiddetini göstermiş…

Müstemlekeliğe hiçbir vaki dönüp bakmamış, celali şan ile şahlanmış nam salmış.

Kime ne diyelim ki bir tarih bilinci oluşmadan, akıbet için korkulmadan…

İşte böyle bircan olarak sinemden süzülenler…
Sizler ki yine de hadsizliğimi bağışlayın…
Bilgisizlikle suçlayın…
Asla bir payeye layık görmeyin bir zavallı deyin…
Bir yaratılan olarak sevgimizi hasretmek…
Hak rızasıyla serinliğe ermek…
Fazilet budur diyebilmek…
Lütfen bağışlayın lafazanlığıma sayınız…
Yalnızca kalbinizin sahibinde hazzı dem alınız.











Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kültür çatışmaları kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk Öyle Bir Düşer ki Nasibi Doğrultusunda!

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ne Çare ki Gül Koparılınca Muhakkak Solacaktır!
İftira!
Bu Hazımsızlık Ne Kadar Kötüymüş Meğer!
Allahın Emrinden Edebin Gereğinden Kimler Sorumludur?
İnsanlar Neden Tahakküm Etmeyi Severler!
Hiç Tahkik Edilmeyen Acı Olan Gerçekler!
Anlamaya Çalışıyorum Lakin!
Anlamak İsteyenler Neyi Önceliyorlarsa!
İçselliğimde Yol Alırken Düşündüklerim.
Oysa Bir Kızdı…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Buselerimi, Sessizliğin Pervazlarında Gizlerim! [Şiir]
Her Lahzada Bir Fark Var, Sırrını İçinde Saklar! [Şiir]
Beklemek Kar Etmedi, Nasip Sükût Ettirdi! [Şiir]
Yürekte Düğümlenir Sukut Ettiren An! [Şiir]
Ruhumun Suskun Hicranı ve Ah U Zarı! [Şiir]
Ey Hicran Aldanan Ben Olayım! [Şiir]
Kalp Hata Etmez, Nefs Vuslata Eriştirmez! [Şiir]
Söyleyemedim, Kalbimin Figanıyla Yetindim! [Şiir]
Kırdın Ümidimi, Yıktın Şu Gönül Lânesini! [Şiir]
Gönül Hüzne Ram Olunca Neyleyim! [Şiir]


Mustafa CİLASUN kimdir?

Düşünmeye hassaten zaman ayıran, naifliği önceleyen, estetiği seven, güzelliklerden şevk alan, gönüllerin deşifresiyle uğraşan, halin dilinden haz alan, aşk için meşkin zaruretine inanan, hilkatin ve aidiyetin serinliğinde yazmaya çalışan bir can.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Akif Ersoy,Sezai Karakoç,Necip Fazıl Kısakürek, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.