Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Hayatımı tamamen değiştireceğim dedim, işim de dahil buna. Hiç bilmediğim bir işe bulaştığımı falan düşünmeyin. Aksine bildiğim bir işi yapacağım. Meslek lisesi mezunu olduğum için aslında her işe ister istemez yatkınlığım var, mütevazi olamayacağım ne yazık ki, asıl meslek muhasebe… Bir aile dostumuz ısrarla bir iş yeriyle görüşmemi istiyor. Kıramıyorum, kabul ediyorum. Şık bir şekilde yanına gidiyorum “Hadi ağabey neredeydi bu yer gidelim görüşmeye…” Sevgili ağabeyim ne yazık ki üzerimdeki kıyafeti değiştirmemi rica ediyor, gideceğimiz yer çok mutaassıp bir yer imiş. Zaten şu haliyle işe başlayacaksam da başlamayacağım yani, ben notunu verdim (-) eksiiii…!!! Üzerimde ne mi vardı? Boyu dizimin üstünü aşmayan bir etek, üzerine de uygun bir renk bluz öyle askılı falan da değil. Her neyse kırmıyorum sevgili ağabeyimi gidip üzerimi değiştiriyorum. Görüşmeye gidiyoruz, gittiğim yer bir Yeminli Mali Müşavirlik bürosu…diyalogları lütfen iyi takip edin. YMM --- ismin ne kızım bakiiimm senin? Ben ---- Dilek efendim. YMM --- hııı!!! nerelisin bakim sen? Anlat bakiiimm ne iş yaparsın? Anlar mısın muhasebeden? Ben ---- AAA’lıyım. Ticaret lisesi mezunuyum, iktisat’ı bitirdim. YMM --- hııı??? Nerelerde çalıştın bakiiim sen? Neden ayrıldın çalıştığın yerden?? Ben ---- iki yıl X bankasında çalıştım muhasebe servisindeydim, Personel azaltımına gitti ayrılmak zorunda kaldım. Y şirketinin muhasebesini tuttum fakat işyeri kapandı, yine ayrılmak zorunda kaldım. Z sigorta şirketinde çalıştım 5 yıl hasar uzmanı idim, Fakat sanayi de bir bayan olarak çalışmakta çok zorlandım. YMM --- nasıl yani?? Herkes çalışıyor sanayide ne alakası varmış çıkmanla??? Ben ---- efendim benim işim hep erkeklerle, siz de taktir edersiniz ki bir aracın yapımı bittikten sonra işim gereği kontrolünü yapmaktaydım. Herkesi aynı kefeye koymuyorum elbette bu işi terbiyesiyle yapanlar da var, lakin arada bu işi terbiye sınırlarını zorlayarak yapanlar da var. Bu yüzden işime devam etmekte çok zorlandım, ayrıldım. YMM --- nasıl yani anlamadım.??? Yaa sahiden sayın YMM bunu anlamadı mı yoksa benim sinirlerimi mi denedi bilemiyorum ama istemeden de olsa artık kızmaya başlıyordum yani. Sonunda daha açık bir cevap verdim. Ben --- özür dilerim belki amiyane bir tabir olacak ama daha açık şöyle söyleyebilirim küfürler havada uçuşurken şahsıma ya da işime karşı, ben daha fazla devam edemezdim. ayrıldım… YMM --- senin dilin çok uzun haa… keserim senin o dilini. Şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Ne alaka bu cümle dedim içimden. Hatta sen kim oluyorsun da benim dilimi falan kesmeye kalkıyorsun. Sordun cevap veriyoruz işte. En açık ve kibarca ancak böyle anlatılırdı. Lütfen şayet bu yazıyı okuyanlar “yani okuyorsanız tabii :))” yaa lütfen cevap verin, üç kere anlattım anlamadı daha sakin ve düzgün bir şekilde nasıl anlatılırdı bu işyerinden ayrılma sebebim??? Bu arada görüşmeye birlikte gittiğim ağabeyim de yanımda. O da şaşırdı ama, anlayamadı önce ne olduğunu. Ben dayanamayıp cevap verdim. Ben ---- pardon ama ne diye keseceksiniz dilimi. Ben orayı pek anlayamadım. YMM --- sen her şeye böyle cevap mı veriyorsun. Keserler adamın dilini. Ben keserim haberin olsun. Saygıyı elden bırakmamak adına ve sevgili ağabeyimin hatırına susuyorum ama delirmek üzereyim sinirden. Adam haddini öyle bir aşıyor ki…! Diyalogların devamında ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bu arada şu dil kesme meselesi, sayın YMM nin yüzünün aldığı ifade hiç de öyle şaka yapar cinsten değildi. İlkin şaka diye düşündüm, yakın buldu herhalde kendine dedim. Ama sayın YMM nin yüz ifadesi sanki çocuğu bir kabahat işlemiş de onu azarlıyormuş cinsindendi. Neyse bu arada sayın YMM de bir yerleri arıyor. Beni bir işe yerleştirecek ya beyefendi. Farkındaysanız kızıyor olmama rağmen üslûbumu hala bozmuyorum. Sonunda biriyle mutabakata varıyor, bana yeri tarif ediyor, şimdi tarife bakın. YMM --- bak senin o dilini keserim haa… X müşavir var git ona şimdi konuş geri gel hemen. Oyalanma .Benim kafamı bozma. Bak o diline hakim ol, keserler Ben ---- pardon ama yeri neredeydi bu X müşavirliğin? YMM --- n’apacaksın sen yaa muhasebeyi? Muhasebeci olup da n’olucan? Ben ---- çok özür dilerim ama muhasebeci olanlar ne olduysa ben de onu olacağım. Yani bu zaten benim asıl işim. Ha müşavir olmuşum ha muhasebecide çalışmışım ha muhasebesini tutmuşum bir iş yerinin fark etmez. Ben bu işi severek yaptım uzun zaman. Bankada çalışırken de muhasebe servisindeydim. Çalıştığım diğer şirket batmasaydı orada da bu işe devam ederdim. Sigortaya mecburiyetten geçtim. Zaten iş ayırt etmem, ama ben bu işi yapmak istiyorum, çünkü seviyorum. Ve yine eklemeden geçemeyeceğim şu an için zaten acil iş aramıyorum. YMM --- uzun senin dilin uzun. Keserim o dilini. Otur evinde kızım, muhasebecilik kız mesleği değil. Otur bul bi koca evlen baksın sana. Ben ---- neden oturayım ki evde? Onca yıl boşuna mı okudum ben. Hem hangi devirde yaşıyoruz ki ben oturacağım da kocam bana bakacak. Kaldı ki bütün hayatını bir erkek egemenliği altında geçirecek bir kız hiç değilim. (bu arada feminist falan değilim yanlış anlaşılmasın) Günümüz şartlarında da zaten tek bir kişinin maaşıyla bir ev geçindirmek son derece zor, hatta imkansız. Yirmi yıl önce söyleseydiniz bunu kabul ederdim belki, ki yinede sanmıyorum. Bu arada X müşavirlik neredeyse ben oraya gideyim. YMM --- Ne çok iş değiştirmişsin sen öyle. Senden bir şey olmaz böyle. Kim bilir ne sebebi vardır, bu kadar çok iş mi değiştirilir.?? Sizin taktirinize bırakıyorum. Delirmemek içten değil. 15 yaşımdan beri çalışıyorum yani 11 yıldır. Ve iş değiştirme sebeplerimi anlattım. Biri hariç diğerleri mecburiyetten idi. Fakat sayın YMM nedense beni dinlemiyor. Ya da edecek bir hakaret bulamadı şimdi de başka şeyler arıyor… Nitekim aradığı şey aklına geliyor galiba, konu nasılsa anlamsız bir şekilde benim maneviyatıma geliyor. İş görüşmesi değil mübarek soruşturma ve incitme, onur kırma, hakaret etme yarışması. YMM --- maneviyatın tam mı senin? Şimdi bu nasıl bir soru? Sorarım size? İşim gücüm bitti maneviyatım mı kaldı? Tabii bu sorulardan fırsat bulup bir türlü o X müşavirliğe de gidemedim. Kibarca cevap verdim ama arkasından gelen soru beni resmen kibarlıktan çıkardı. Ben ---- elbette tam. Allaha şükür! YMM --- tam yani??? (hadi canım sende dercesine) Ben ---- en az sizin kadar inançlı, sizin kadar müslümanım. Elhamdülillah..!!! YMM --- uzun senin dilin uzun. Git hadi şu X müşavirliğe yürü hadi. Bizim kız tarif etsin sana. (bu arada ağabeyime söyleniyor) ne biçim kız bu beee dili uzun. Terbiyesiz…! Resmen hakarete uğruyorum. Şayet ağabeyim olmasa yanımda ya da onun vasıtasıyla gelmemiş olsam sanırım o büroyu bu sözlerden sonra onun başına geçirirdim. Öyle çaçaron biri değilimdir ama şahsıma ve işime yapılacak hakaretlere de tahammülüm yok. Hem bir iş görüşmesi bu kadar mı seviyesiz olur canım. İş konuşmaya mı geldik, gururumuzu onurumuzu ayaklar altına sermeye mi? ....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Dilek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |