..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > uğur babat




6 Eylül 2007
Sen Gittin Ya  
uğur babat

:FFHE:
Şimdi her yer karanlık. Varlığında olan tüm renkler, terk ettiğin gün siyahları giydirdi üzerime. Gökkuşağı dahi sadece tek rengi gösteriyor oda gece karanlığında. Artık ihtiyaç duymuyor yağan bir yağmur sırasında doğan güneşe...

Yarasalar gibi dolaşıyorum etrafta sessizce. Kimseye zarar vermeden, kaldırım taşlarına bakarak yürüyorum yosun tutmuş boş sokaklarda. Elimdeki ucuz biranın tek mezesi oldu şu yalnızlık. Daha bir efkarlı oluyormuş meğer sensiz içmek..

Beni ağlatan her şarkıda, sigaranın dumanını ciğerlerimde hissediyorum artık.


Beni bu yaşımda salya sümük ağlatan tek şey meğer neymiş biliyor musun? Elini tutabilmek için söylediğim o masum yalan. _’’El falına çok iyi bakarım ‘’ demiştim de sen hemen avuçlarını açıp bana teslim etmiştin. O anı hatırlıyor musun bilmiyorum ama sen bu yalana inanınca ellerini bana bırakmıştın. Tuttuğum elin değil sanki tüm bedenindi. Falın bitince de çektin ya ellerini elimden? Annesinin elini bıraktığı için kaybolan bir çocuk gibi olmuştum..Sen anlamadın ama ben çok heyecanlanmıştım.

SEN ANLAMADIN AMA


Sen giderken tüm kelimelerde arkandan sürüklenerek geldi. Bir şey diyemedim sana. İçimden attığım o çığlıkları duymadın. ‘’ Ne olur gitme kal ‘’ diye bağırdım sana sessizce. Kulak zarlarını patlatacak o çığlıklarımı sana duyuramadım..

O parkta saatlerce oturdum senden sonra. Babasının gözleri önünde boğulan bir adamın yaşadığı şokları yaşattın bana. Sen giderken ben sadece sana bakıp tüm beceriksizliğimle ağladım.


SEN GİDERKEN




Ben sadece gidişini izlemedim. İçimden Tanrı’ya yalvardım;’’ Ne olur Tanrım geri gelip bana sarılsın, bir annenin çocuğunu sevdiği gibi sevsin, saçlarımı okşayıp bana tekrar sarılsın’’ dedim ama beni ne Tanrı dinledi nede sen geri geldin.

Peki, sen şimdi bir daha geri gelmeyecek misin? Peki, ben kime ‘’ seni seviyorum ‘’ derim? Peki, kim kaldı şimdi geriye beni avutacak? Peki, kim ben hasta olduğumda üzülecek? Kim bana ‘’ Seni çok özledim ‘’ diye bir mesaj çekecek gece yarıları? Kim merak edecek beni? Peki, kim benimle kavga edecek masumca?

Biliyorum artık kimse bunları bana yaşatamayacak. Sen artık yoksun ya şimdi , ben her gece ağlarken sensin diyerek bakarım boş duvarlara..



SEN ARTIK YOKSUN YA ŞİMDİ



Ben bu sahil banklarında elimde ki ucuz birayla arkadaş olurum. Hatta benim dualarımı kabul etmeyen Tanrımla oturur konuşurum saatlerce. Her sevgiliye küfür eder sararım etrafa. Sataşırım tüm mutlu insanlara. Aklıma senin bir beraberliğin olduğunu getirir lanet ederim banktaki yalnızlığıma ve salaklığıma. Kurşunlar sıkarım her gece firar eden aklıma.Batırırım kaptanı olmayan tüm gemileri..Yıkarım tüm kurduğum hayallerimi. Tüm beyaz gelinliklerimi atarım şu fırtınası bitmeyen denize. Orucunu bozmuş biri gibi her dakika sarılırım bir dal sigaraya.
Artık sen yoksun ya hayatımda? Ben her gece firar eder, çocuk gibi ağlarım başka kollarda..
Sen bilmiyorsun ama annemde artık sıkıldı bu gözyaşlarımdan. ‘’Sen nasıl erkeksin ‘’ diyor bana..
Sahi ben nasıl bir erkektim?


SEN BİLMİYORSUN AMA

Ben hala bir çocuk gibi ağlıyorum odamdaki boş yatağımda. Her dökülen gözyaşımda bir dua sıkıyorum gökyüzüne. Kabul olmaz biliyorum ama olmama ihtimaline rağmen ben yinede titreyen bir bedenle ediyorum. Her seferinde kucağıma sen diyerek aldığım yastığım sırılsıklam oluyor. Üzerinde dalga dalga iz bırakıyor tuzu bitmiş gözyaşım. Sen bilmiyorsun ama galiba dün gecede dayak yemişim sokak serserilerinden. Elimdeki şarap şişesi kızdırmıştır yine. Ne yapayım adam gibi içemiyorum şu lanet acı şeyi. Ne zaman sarhoş olsam hıçkırıklarımla boğuluyor bu sahil şeridi. Sen beni unuttun ama ben unutmanın formülünü kaybettim..



SEN BENİ UNUTTUN AMA


Ben unutmak isterken bile hatırlıyorum o kahrolasıca yüzünü. Beni mezar taşı gibi kas katı yapan o gözlerini. Birde neyi hiç unutmuyorum biliyor musun? Hani cep telefonlarımızla devamlı birbirimize çağrılar atardık ya? İşte onu.. Sen her çağrı attığında beni düşündüğün gelirdi aklıma ve bayramı karşılayan bir çocuk mutluluğuyla seni arardım.. Şu sıralar her telefonum çaldığında sensin sanıyorum. Sen olmadığını anlayınca da açmadan fırlatıyorum yanımdaki koltuğa.

Ne olurdu sanki az önce arayan kişi sen olsaydın?



SEN OLSAYDIN


Benim gibi güçsüz bir şekilde yaşayabilir miydin bu ayrılıktan sonra? Geri dönmeyeceğimi bildiğin halde akla gelmeyecek çılgınlıklar yapar mıydın dönmem için? Her sabah aynı otobüs durağına çok sevdiğin papatyaları getirip bırakırmıydın? Peki, her gece evimin önünde nöbet tutarmıydın?
Ağlamak için son insanında yanından gitmesini bekler miydin?

Yapmazdın demi?

Peki...

O zaman son kez iyi dinle beni..

Hani hep derdim ya sana SON SEVDİĞİMSİN diye?

SON SEVDİĞİM DEĞİL, SON SEVİYORUM DEDİĞİM OLDUN ..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: SÜPERSİN
Gönderen: sevgikolik / İzmir/Türkiye
13 Temmuz 2008
Uğur babat o kadar güzel ki şu yazınn...bunu iz edebiyatta da görmek beni çok mutlu etti.yazılarını ömer köroğlu sayesinde dinleyebiliyorumm.çok içten çok duygulu yazıyorsun gerçekten.diyecek çok fazla şey yok aslında sadece; HARİKASINNN...Başarılarının devamını diliyorumm.herşey gönlünce olsun...mürekkebin hiç bitmesin.

:: harika bir yazı
Gönderen: ayşe ışık / İstanbul/Türkiye
13 Temmuz 2008
bu harika yazıyı anlatmaya kelimeler yetmez....gerçekten çok güzel...

:: süperrrrrrr
Gönderen: ayşe hasret / Aydın/Türk ve Caicos Adaları
13 Temmuz 2008
bu yazının son kısmını çok sevdim neden mi senin yazılarının kime ait oldugu belli olmadıgı gibi benim neden sevdigimde beli olmasın:)

:: Bu siir mi?
Gönderen: Ayşe Tuğba Karslı / New Jersey/ABD
13 Temmuz 2008
Sadece bu siir mi diye sormak istedim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beni Kaç Harf Sevdin
Seni Sevmeyi Durduramadım
Ben Sadece


uğur babat kimdir?

78 Yılında izmir karşıyakada dünyaya geldim. Aşkla tanıştığım güne kadarda bu bu dünyada bu şehirde yaşadım.

Etkilendiği Yazarlar:
Can dündar


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © uğur babat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.