Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Yarasalar gibi dolaşıyorum etrafta sessizce. Kimseye zarar vermeden, kaldırım taşlarına bakarak yürüyorum yosun tutmuş boş sokaklarda. Elimdeki ucuz biranın tek mezesi oldu şu yalnızlık. Daha bir efkarlı oluyormuş meğer sensiz içmek.. Beni ağlatan her şarkıda, sigaranın dumanını ciğerlerimde hissediyorum artık. Beni bu yaşımda salya sümük ağlatan tek şey meğer neymiş biliyor musun? Elini tutabilmek için söylediğim o masum yalan. _’’El falına çok iyi bakarım ‘’ demiştim de sen hemen avuçlarını açıp bana teslim etmiştin. O anı hatırlıyor musun bilmiyorum ama sen bu yalana inanınca ellerini bana bırakmıştın. Tuttuğum elin değil sanki tüm bedenindi. Falın bitince de çektin ya ellerini elimden? Annesinin elini bıraktığı için kaybolan bir çocuk gibi olmuştum..Sen anlamadın ama ben çok heyecanlanmıştım. SEN ANLAMADIN AMA Sen giderken tüm kelimelerde arkandan sürüklenerek geldi. Bir şey diyemedim sana. İçimden attığım o çığlıkları duymadın. ‘’ Ne olur gitme kal ‘’ diye bağırdım sana sessizce. Kulak zarlarını patlatacak o çığlıklarımı sana duyuramadım.. O parkta saatlerce oturdum senden sonra. Babasının gözleri önünde boğulan bir adamın yaşadığı şokları yaşattın bana. Sen giderken ben sadece sana bakıp tüm beceriksizliğimle ağladım. SEN GİDERKEN Ben sadece gidişini izlemedim. İçimden Tanrı’ya yalvardım;’’ Ne olur Tanrım geri gelip bana sarılsın, bir annenin çocuğunu sevdiği gibi sevsin, saçlarımı okşayıp bana tekrar sarılsın’’ dedim ama beni ne Tanrı dinledi nede sen geri geldin. Peki, sen şimdi bir daha geri gelmeyecek misin? Peki, ben kime ‘’ seni seviyorum ‘’ derim? Peki, kim kaldı şimdi geriye beni avutacak? Peki, kim ben hasta olduğumda üzülecek? Kim bana ‘’ Seni çok özledim ‘’ diye bir mesaj çekecek gece yarıları? Kim merak edecek beni? Peki, kim benimle kavga edecek masumca? Biliyorum artık kimse bunları bana yaşatamayacak. Sen artık yoksun ya şimdi , ben her gece ağlarken sensin diyerek bakarım boş duvarlara.. SEN ARTIK YOKSUN YA ŞİMDİ Ben bu sahil banklarında elimde ki ucuz birayla arkadaş olurum. Hatta benim dualarımı kabul etmeyen Tanrımla oturur konuşurum saatlerce. Her sevgiliye küfür eder sararım etrafa. Sataşırım tüm mutlu insanlara. Aklıma senin bir beraberliğin olduğunu getirir lanet ederim banktaki yalnızlığıma ve salaklığıma. Kurşunlar sıkarım her gece firar eden aklıma.Batırırım kaptanı olmayan tüm gemileri..Yıkarım tüm kurduğum hayallerimi. Tüm beyaz gelinliklerimi atarım şu fırtınası bitmeyen denize. Orucunu bozmuş biri gibi her dakika sarılırım bir dal sigaraya. Artık sen yoksun ya hayatımda? Ben her gece firar eder, çocuk gibi ağlarım başka kollarda.. Sen bilmiyorsun ama annemde artık sıkıldı bu gözyaşlarımdan. ‘’Sen nasıl erkeksin ‘’ diyor bana.. Sahi ben nasıl bir erkektim? SEN BİLMİYORSUN AMA Ben hala bir çocuk gibi ağlıyorum odamdaki boş yatağımda. Her dökülen gözyaşımda bir dua sıkıyorum gökyüzüne. Kabul olmaz biliyorum ama olmama ihtimaline rağmen ben yinede titreyen bir bedenle ediyorum. Her seferinde kucağıma sen diyerek aldığım yastığım sırılsıklam oluyor. Üzerinde dalga dalga iz bırakıyor tuzu bitmiş gözyaşım. Sen bilmiyorsun ama galiba dün gecede dayak yemişim sokak serserilerinden. Elimdeki şarap şişesi kızdırmıştır yine. Ne yapayım adam gibi içemiyorum şu lanet acı şeyi. Ne zaman sarhoş olsam hıçkırıklarımla boğuluyor bu sahil şeridi. Sen beni unuttun ama ben unutmanın formülünü kaybettim.. SEN BENİ UNUTTUN AMA Ben unutmak isterken bile hatırlıyorum o kahrolasıca yüzünü. Beni mezar taşı gibi kas katı yapan o gözlerini. Birde neyi hiç unutmuyorum biliyor musun? Hani cep telefonlarımızla devamlı birbirimize çağrılar atardık ya? İşte onu.. Sen her çağrı attığında beni düşündüğün gelirdi aklıma ve bayramı karşılayan bir çocuk mutluluğuyla seni arardım.. Şu sıralar her telefonum çaldığında sensin sanıyorum. Sen olmadığını anlayınca da açmadan fırlatıyorum yanımdaki koltuğa. Ne olurdu sanki az önce arayan kişi sen olsaydın? SEN OLSAYDIN Benim gibi güçsüz bir şekilde yaşayabilir miydin bu ayrılıktan sonra? Geri dönmeyeceğimi bildiğin halde akla gelmeyecek çılgınlıklar yapar mıydın dönmem için? Her sabah aynı otobüs durağına çok sevdiğin papatyaları getirip bırakırmıydın? Peki, her gece evimin önünde nöbet tutarmıydın? Ağlamak için son insanında yanından gitmesini bekler miydin? Yapmazdın demi? Peki... O zaman son kez iyi dinle beni.. Hani hep derdim ya sana SON SEVDİĞİMSİN diye? SON SEVDİĞİM DEĞİL, SON SEVİYORUM DEDİĞİM OLDUN ..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © uğur babat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |