Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Bilmem hangi mevsimin hangi ayındayım şimdi? Yaşlarım hiç kurumadı ey yar, Sen gittin gideli... NiSAN yağmurlarıyla uğurladı gözlerim seni. HAZİRAN'da mektuplarını gözledi. TEMMUZ ateşiyle yakıp kavurdu sevdan yüreğimi. Yaz akşamlarında, gökyüzünü seyrettiğin pencerenin altında, AĞUSTOS böceklerine serenatlar söyletti. Gelişin gibi yaprak döktü gençliğim. Aylar bir garipleşti, mevsimler değişti. Her aya bir anlam yüklendi yokluğunda Yine gitmelere sevdalanıyorum ey yar. Yoklukla varlık arasında hiçliğimi oynuyorum. Ve sen "Varlığınla" övünüyorsun "Varlığımı" yok ederken... EYLÜL yaprakları gibi sararırken ümitlerim, EKİM'de tek hasat, hasretindi biçebildiğim. KASIM'ın bir anlamı yoktu ey yar. Buz kestiğin yüreğimi ısıtmak için Yaktığım sobanın isli kahrını çeken ARALIK kadar. Mevsimlerden sensizlik. Mevsimlerden acı. Mevsimlerden ayrılık... Mevsimlerden yine sonbahar... Şimdi hüzün mü yüklüyor sırtıma yine bu sonbahar? Üzerime yine hasret sarısını mı salıyor? Oysa ben maviyle gel demiştim sana. Sen sarılara bürünüp gittin. Oysa ben bir kerecik söylemeni beklemiştim. Ama sen mevsimsiz bırakıp gittin... Başlamadan bitirmek zorunda bırakıyorsun diyeceklerimi. Ve yaşamadan bitiriyorsun düşlerimi. Seslenişlerim bitmiyor sana ey yar, Söyleyeceklerim bitmiyor. Mevsimsiz bıraktığından bu yana beni, Hazanım bahara dönmüyor... OCAK yağdırdığı karları, kardelenlerimle süslüyor. Kardan adamlar yapıyorum gönlümde. Ve ansızın eriyerek, sen gibi çekip gidiyorlar. Ellerim buz tutmuş, yüreğim avuçlarımda geziyorum. İstanbul bir başka donduruyor bu sabah. ŞUBAT soğuğu hala içimi üşütüyor. "MART kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" derlerdi Haklılığını yaşıyorum bu sıralar bu söylentilerin. Gelişini bekliyorum ey yar. Adımlarına hasret bu yollarda kapıdan bakıyorum. Ve bir bahar tazeliğiyle, Yokluğunu bir kibrit aleviyle yakıyorum. Kapılar bir bir çalınıyor sarı sonbahar ardından Ve ben pencere kenarında mevsimsizliğime ağlıyorum. Kulağıma uğultular geliyor bulutlar ardından... Mevsimlerden aşk... Mevsimlerden acı... Mevsimlerden umut... Mevsimlerden ilkbahar... dranaz 09.11.2004 mevsimsiz bir yokluk sabahı...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ayşe özyılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |