..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Dil > Ahmet Çaylar




6 Aralık 2007
Türkçe ve Türkçe Dersi  
Türkçe Dersinin Önemi

Ahmet Çaylar


“Kim konuşabiliyorsa insandır. Çünkü konuşma bilgelik, bilgelik konuşmadır.” Luther


:DFBJ:

“Kim konuşabiliyorsa insandır. Çünkü konuşma bilgelik, bilgelik konuşmadır.” Luther

MÖ 551-479 yılları arasında yaşamış olan Çin düşünürü Konfüçyüs;
“Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?” sorusuna şöyle cevap vererek dilin önemini çok güzel ifade eder:
“ Hiç kuşkusuz, dili gözden geçirmekle işe başlardım. Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

Ayrıca, Konfüçyüs; “Dildeki anarşi sokaktaki anarşiden daha tehlikelidir.” diyerek bekli de günümüz toplumunda, günlük konuşma ve yazmadaki bozulmaları, istilâları belirtmek istemiştir. Görüyoruz ki dil, çağlar boyunca her zaman önemini korumuştur.

Türkçe, ana dili edinimi ve gelişimi dersi olduğu için öğrencilerin sağlıklı bir kişisel gelişim gösterip topluma uyum sağlayabilmesinde en önemli derstir. Türkçe, aynı zamanda öğrencinin Türkçe ve Türkiye Cumhuriyeti’ne olan bağlılığının sağlamlaştırıldığı, bu iki Cumhuriyetin ayrılmaz unsurları olan milli kültür, milli kimlik ve milli bilinç duygularının sağlam temeller üzerinde inşasının yapıldığı bir mihver derstir.

Türkçe, sadece bilgi ya da beceri dersi değil, hem bilgi hem de beceri dersidir. Sadece Türkçe ve edebiyat derslerinde değil, diğer tüm derslerde de Türkçenin üzerinde önemle durulması gerekir. Çünkü Türkçe, bir kimlik dersidir. Bu nedenle üzerinde düşünmemiz gereken nokta, bizler bu kimliği çocuklarımıza nasıl ve hangi bilinç düzeyinde verebiliyoruz, aşılayabiliyoruz sorusudur.

Bir dili “biliyorum” diyebilmek ve “öğretebilmek” için öncelikle o dilin dört temel beceri alanına hâkim olmak gerekir. Bunlar; okuma, yazma, dinleme ve konuşmadır.

Okuma ve dinleme sayesinde anlar; yazma ve konuşma sayesinde de anlatırız. Anlatabilme becerimiz anlayabilme becerimizle doğru orantılıdır. Bu dört unsurun yanına beşinci olarak da dil bilgisi kurallarına hâkimiyeti ve kullanabilmeyi koyarız.

Anlayabilirsek anlatabiliriz. Anlatabildiğimiz şeyleri de anlamışız demektir. Okuma ve yazma olmadan da bu karşılıklı etkileşime girmemiz mümkün değildir. Toplum olarak tamama yakın okur ve yazarız. Ancak hangi anlamda okuruz ve yazarız? Dolayısıyla da okumayan ve yazmayan bir toplum ne kadar anlayabilir veya yazabilir? Cevabının araştırılması gereken bir diğer nokta da budur.

Öğrencilerin “yarış atı” olarak görüldüğü, “eleştirel düşünme”den uzak, ezberci bir anlayışla dilin dört temel becerisine hâkim olması beklenebilir mi? Dil kullanımı bozuk radyo ve televizyon programlarını seyreden çocuklar ne kadar diline hâkim olur, onu sever ve saygı duyar? Kitap, gazete, dergi okumayan anne babaların çocukları, dilin toplum hayatındaki yeri ve önemi ile bağımsızlık arasındaki ilişkiyi ne kadar anlayabilir? Bu anne ve babalar, çocuklarını, geleceğin bekçisi, geçmişin öğreticisi ve geleceğin kurucusu nasıl yapar?

Burada bizlere düşen en önemli görev, bilinçli olma mecburiyetidir. Bilinçli toplum bilinçli bireylerden oluşur. Toplumu oluşturan bireyler önce ailede daha sonra okulda sistemli olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerine tâbi tutulurlar. Bu bağlamda geçen süre kültür temellerin atıldığı dönem olarak çok önemlidir. Ancak unutmamak gerekir ki en önemli dönem aile ile birlikte geçen süredir.

Bu dönemde çocuğun karşılaştığı her türlü ürün, faaliyet, davranış çocukta geleceğe yönelik olarak izler bırakır. Bu izler zamanla onun kişiliğini oluşturarak toplum içindeki yerini ve davranışlarını belirler.

Televizyon programlarının içeriğine baktığımız zaman “eğiticilik” niteliğinin hemen hemen hiç düşünülmediği, niceliksel değerlerin ön planda tutulduğu görülür. Bunun neticesinde de toplumda başkalarını özenen, kişisel gelişimini tamamlayamamış, kaba kuvveti kullanabilmeyi güçlü olmak olarak tanımlayan gençler yetişmektedir. Tüm bu görünenler ışığında Türkçe dersinin yeri nedir?

Türkçe dersi başta “seçici” olmayı öğretmelidir. Türk ve dünya edebiyatının seçkin örnekleriyle öğrencinin tanışmasını sağlayarak klasik eserlerden zevk almayı öğretmelidir. Okumayı alışkanlık haline getirmelidir. Dilde kaliteyi yaşatarak bu kaliteyi hayatımızın her alanına katabilmeyi öğretmelidir. Peki, bu nasıl olur? Başka bir önemli soru da budur. İlk önce nitelikli eğitimle nitelikli öğretmenler yetiştirilmelidir. Şöyle bir benzetme yapılabilir: Öğretmen, yönetmen; öğrenci ise oyuncudur. Kaliteli yönetmen olmadan kaliteli oyun ve oyuncu olmaz.

Bir diğer sorun da hangi kimlik sorusudur. Türklük mü Türkiyelilik mi? Alt kimlik mi üst kimlik mi? Türkiye’de gerçek anlamda kimlik sorunu olduğunu düşünmüyorum. Atatürk, “Türk Milleti” derken “ırk” olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranları belirtmemiştir. İşte burada Türkçe dersi öğrenciye birey olarak Türk milletinin bölünmez bir parçası olduğunu, tek bir kimliğinin olduğunu aşılayan derstir.

Türkçe, bizi biz yapan değerlerin dersidir. Türkçe, Atatürkçülüğün dersidir. Türkçe, varlığımızın adı, geleceğimizin teminatıdır. Unutmamak gerekir ki Türkçe olmadan ne Türk yurdu olur ne de Türk adı kalır.

“ Biz insanları kelimelerle yönetiriz.” Disraeli


Ahmet Çaylar, 24.06.2007

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Türkçe
Gönderen: Songül / birecik/Türk ve Caicos Adaları
28 Aralık 2007
merhaba hocam iyisiniz inşallah böyle bir yazı yazdığınız için çok teşekkür ederim çünkü bu yazı öğrencilerin türkçe dersinin önemini daha iyi kavrayabilmelerini sağlayacaktır.tüm yazılarınızı beğeniyle okuyorum iyiki böyle bir site yapmışsınız bana çok faydası oluyor.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dil kümesinde bulunan diğer yazıları...
1981 ve 2005 Türkçe Öğretim Programlarında Kullanılan Gözlem Tekniği Üzerine Kısa Bir Bakış
Başarı Üzerine Özlü Sözler 3
"Dil" Hakkında Birkaç Söz
Başarı Üzerine Özlü Sözler 2
Düşündüren Birkaç Söz... Düşünmek Eleştirmektir; Eleştirmek Düşünmektir... (1)

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sol Ayağım
Düşündüren Birkaç Söz... Düşünmek Eleştirmektir; Eleştirmek Düşünmektir... (3)
Türklerde Hâkimiyet Anlayışına Kısa Bir Bakış
Düşündüren Birkaç Söz... Düşünmek Eleştirmektir; Eleştirmek Düşünmektir... (2)
Düşündüren Birkaç Söz... Düşünmek Eleştirmektir; Eleştirmek Düşünmektir... (4)
Pollyanna
Başarı Üzerine Özlü Sözler 1
Kültür ve Eğitim Tarihimizde Yabancı Okullar
Kızıma Irkçılığı Anlatıyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gecenin Islak Rüzgarları [Şiir]
Aşk'ın Kısa Tanımı [Şiir]
Gitmek Geliyor İçimden [Şiir]
Tütsü Kokan Büyülü Sevdalar Yaşamak [Şiir]
Ölümün Ardından [Şiir]
Hasret Coşkun'nun Anısına [Şiir]
Kanadı Kırık Martının Gözyaşı [Şiir]
Ceset [Şiir]
Tutsak Hayatlar Yaşamak [Şiir]
Zamana Asılı Ölüm [Şiir]


Ahmet Çaylar kimdir?

Amacım yazar olmak değil. Gerçek anlamda "okur-yazar"olabilmektir. Bu anlamda SADEce deniyorum. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Farkına varsak da varmasak da sürekli etkileşim içindeyiz. Önemli olan, etkilendiklerimizi özümüze uygun hale getirip bütünleşmektir.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Çaylar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.