Şiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Bu evlerden birinde Dede, Nine ve küçük torunları mutluca yaşarlarmış. Her sabah uyandıklarında Nine kahvaltıyı hazırlar, sofraya konan peynir, zeytin ve ekmekten yeyip, tatlıca çaylarından höpür, höpür içerlermiş. Yine bir sabah Nine kahvaltıyı hazırlamak için işe koyulmuş. Çayı bir güzel demleyip sofraya peynir, zeytin ve ekmekten koymuş. Sonra dolabı açıp çay şekerini almak istemiş. Ama Nine ne görse iyi: tabakta tek bir şeker dahi kalmamış. Bunun üzerine Nine hemen Dedeye seslenmiş: "Dede, Dede! Çay yaptım ama şekerim yok." Dede hemen yerinden davranmış. Evin ambarına varıp oradan küçük bir pancar fidesi almış. Bunu evin önündeki bahçeye dikip bir güzel de sulamış. İşi bittikten sonra da, "Büyü pancarım, büyü", diye konuşmuş. "Büyü pancarım büyü, kocaman ol. Büyü pancarım büyü, irice ol. Büyü pancarım büyü ki, senden tatlı tatlı şeker yapalım." Bunun üzerinden günler gelmiş, günler geçmiş. Evin önünde ki pancar büyümüş de ha büyümüş, koskocaman olmuş. Tabi bunu gören Dede artık pancarı topraktan sökmenin zamanı geldiğini anlamış. Şöyle kazağın kollarını sıvayıp pancarın irice yapraklarından tutmuş. Sonra çekmiş te ha çekmiş ama pancarı topraktan sökememiş. Dede, bakmış ki olacak gibi değil, ben en iyisi birini yardıma çağırayım demiş. Hemen Nineye seslenmiş: "Nine, Nine! Gel pancarı sökmeye yardım et!" Nine gelmiş Dedeyi tutmuş. Dede, pancarı tutmuş. Beraberce çekmişler de ha çekmişler ama pancarı yerinden sökememişler. Bunun üzerine Nine torununa seslenmiş: "Torunum, Torunum! Gel pancarı sökmeye yardım et!" Torun gelmiş Nineyi tutmuş. Nine, Dedeyi tutmuş. Dede de pancarı tutup çekmişler de ha çekmişler ama bir türlü pancarı yerinden sökememişler. Bunun üzerine ne yapalım, nasıl edelim diye kara, kara düşünürken torunun aklına yardım edebilecek biri daha gelmiş. Hemen çok sevdiği köpeğine seslenmiş: "Karabaş, Karabaş! Gel pancarı sökmeye yardım et! Karabaş gelmiş Torunu tutmuş, Torun Nineyi tutmuş, Nine Dedeyi tutmuş. Hep beraber çekmişler de ha çekmişler ama pancarı bir türlü yerinden sökememişler. Bunun üzerine köpeğin aklına biri daha gelmiş. Hemen hav, hav, hav diyerek evin kedisi Tekir'e seslenmiş: "Hav, hav, hav! Tekir, Tekir! Gel pancarı sökmeye yardım et!" Tekir hemen koşarak gelip Karabaşı tutmuş. Karabaş Torunu, Torun Nineyi, Nine de Dedeyi tutmuş. Hep beraber çekmişler de ha çekmişler ama bir türlü pancarı topraktan sökememişler. Artık ev hali iyice çaresiz kalmışken kurnaz kedinin aklına yardım edebilecek biri daha gelmiş. Hemen miyau, miyau diyerek evin ambarında yaşayan küçük fareye seslenmiş: "Miyau, miyau! Farecik, Farecik! Gel şu pancarı sökmeye yardım et!" Fare koşarak gelip kediyi tutmuş. Kedi Köpeği, Köpek Torunu, Torun Nineyi, Nine de Dedeyi tutmuş. Hep birlikte pancarı bir çekmişler, iki çekmişler derken o kocaman pancar yerinden sökülüvermiş. Ama ev hali bu pancara öyle bir asılmış ki, kendilerini tutamayıp hep birlikte paldür küldür yere serilmişler. Bunun üzerine yerden ilk kalkan Dede diğerlerine şöyle bir bakıp: "Yaa, gördünüz mü işte!” demiş. "Kuvvet erlik te değil, birliktedir."
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Ali Özler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |