..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > İsmail Sarıgene




24 Şubat 2008
Yokluğunun Yoksuluyum / Düşmesin Mavi Bilyelerim  
İsmail Sarıgene
Uzaklardasın. Elif/imle bana susmaktasın..Mavi bilyelerim ellerimde üşüyorum babacığım/ üşüyorum. Seni son kez uğurken bir merdiven boşluğuna sızan yüreğim şimdi sessiz. Sen yoksun ya öyküm kendime rehin..Şimdi susma(yın) / cevap verin bana. Hangi sevap senin yokluğuna zanlı bu yüreğin kirini temizler ? Hangi söz, hangi cümle içimde verilmiş hükme galip gelir ? Hangi ganimet içimdeki mağlubiyetlere tekâbül gelebir ? Unutsam bendeki “ beni “ diyorum, unutamam çünki ölüm kağıtını ben imzaladım. Şimdi seninle beraber çevirdiğimiz bahçenin demir tellerinde cesetimi tuza basmaktayım. Diz çöküp yokluğunun yoksulluğuna, musallamın önünde kendi öyküsüzlüğümün safına durmaktayım..Düşürülmekteyim derin bir uykuya..Belki de sana, Elif/ime kavuşmaktayım..Durun ey cemiyet safıma / en suçsuz zamanımda ölmekteyim..


:DJAD:
" Yokluğunun yoksuluyum, varlığının uzağında..
Sana yolcuyum, hasretinin alazında..
Tut ellerimi / düşmesin mavi bilyelerim avuçlarımdan…

Bu kaçıncı rüyaydı gelişlerini müjdeleyen ? Kaçıncı kan ter içinde uyanışım ? Bilmiyorum inan. Ne zaman “ seni çok özledim “ demek geçerken dilimin ucundan, yine kaçıyorsun benden. Ellerini tutacak oluyorum lakin her defasında ellerin ellerimin uzağında kalıyor en büyük yürek sancım.. Sorgulara alıyorum kendimi. Vuruyorum kendimi acımasızca. Neden bu kadar uzak bana diye düşünüyorum. Bıçağı göğsüme doğrultup yine hasretine vuruyorum kendimi baba. Gözlüğünün ardından banabakıp bakıp susma . Bir kez olsun dön yüzünü bana. Suçsuzluğuma inat , gözlerimin içine bakıp suçlusun ey oğul de bana..Yokluğunun yoksuluyum, varlığının uzağında. Sana uzanan yolların yolcusuyum, hasretinin azdığında. Tut ellerimi, düşmesin emanetin / mavi bilyelerim…

Sensiz içim yangın yeri. Kusmak istiyorum " senli " yalnızlığımı. Kuşandım isyanı, kendimi kendimle vurmaya hazırlanmaktayım. Tetiği dayadım namluya. Kuru bir toprağa dayayıp kirpiklerimi, doya doya sana ağlamayı öyle çok isterdim ki baba. Suyu kalmamalı gözbebeklerimdeki iç denizlerin. Yaralarımda ise kan..Tuza basmalıyım hücrelerimi. Sonra da yıkanmalıyım dua yağmurlarına kendimi asarak. Sonra da yeniden bir rahme düşüp bir mavi bilyenin peşinde yuvarlanmalıyım.

Diz çöküp kelimelerin ayak ucuna, kusuyorum sessizliğimi, sızıyorum yokluğunun kanadığı yere... Beni yaşarken öldürenlere özenip kendime bir darağacı kuruyorum. Suçlayan ben, yine suçlanan ben. Susana kadar, kanaya kadar ağlamalıyım. Ağlamalıyım ki, üzerime sirayet etmiş senli yalnızlığım eksilsin içimden. Bitsin yokluğuna olan direnişlerim, bitsin kendimle olan ihtilafım..Oysa bir rüzgar olsaydım, dört yana kollarımı açıp sana koşmak isterdim. Doya doya ağlamak istiyorum bir deniz kenarında. Öyle bir dökmeliyim ki içimi sana, deniz toprak olup kirpiklerimdeki suyu içmeye özenmeli. Sonra kanamalıyım olduğum yerde. Sızmalıyım dualarımın kabulünde. Sonra saf tutmalıyım kendi yüreğimin cenazesinde.

Sana yazdıklarıma bakıyorum da meğer boşunaymış çabalarım. Ciğerlerimin en kansız yerine iğneyi batırıp batırıp sana konuşurken / duymuyorsun. Kıyısızlığımı rehin verip olduğum yere sürüyorum başımı. İmlâmı düşürüyorum yürek rahmimden / susuyorsun. Bir kez olsun konuş benimle baba. Tek bir kelime uzat kuruyan dudaklarıma. Bir kapı arala suçsuzluğuma. İnan kendime düşman aramaktan, kendime el aramaktan yoruldum. Düşsüzlüğüme, cesetimi sürdürtme. Farkındayım ; yokluğunun en büyük zanlısı benim..Neden bir cellat arıyorum ki içimde çocuğa..İçimin en büyük katili, benim..Vurun beni en azdığım yerden. Perdelerimden sızsın öyküsüzlüğüm..

Uzaklardasın. Elif/imle bana susmaktasın..Mavi bilyelerim ellerimde üşüyorum babacığım/ üşüyorum. Seni son kez uğurken bir merdiven boşluğuna sızan yüreğim şimdi sessiz. Sen yoksun ya öyküm kendime rehin..Şimdi susma(yın) / cevap verin bana. Hangi sevap senin yokluğuna zanlı bu yüreğin kirini temizler ? Hangi söz, hangi cümle içimde verilmiş hükme galip gelir ? Hangi ganimet içimdeki mağlubiyetlere tekâbül gelebir ? Unutsam bendeki “ beni “ diyorum, unutamam çünki ölüm kağıtını ben imzaladım. Şimdi seninle beraber çevirdiğimiz bahçenin demir tellerinde cesetimi tuza basmaktayım. Diz çöküp yokluğunun yoksulluğuna, musallamın önünde kendi öyküsüzlüğümün safına durmaktayım..Düşürülmekteyim derin bir uykuya..Belki de sana, Elif/ime kavuşmaktayım..Durun ey cemiyet safıma / en suçsuz zamanımda ölmekteyim..

Biliyorum uzun zamandır sana yazmıyordum baba. Gecen gece rüyama geldin. Birkaç cümle olsa da gözlerimn icine bakıp konuştun benle..Sabahında bu mektubu yazmaya karar verdim..Sensizken hep mi bir yerde eksik kalır sözler ? Hep mi bitiril(e)meyen uzaklıklara bakar gözlerim. Mavi bilyeler gibi yuvarlandığın her yerde bırakılır kazandıklarım.. Ellerim mor, yüreğim kirli ve sensizliğim en derin hiçliğim. Biliyorum, kaç zamandır / kaç arife günü seni çınar gölgesinde yalnız bıraktım. Suçluyum.Öksüzlüğüm, düşük yaptı artık. Senden yoksun bu gözlerin baktığı her göz, yıkımım. Sana gidemedim ya.Şimdi sana gelemedim ya; bastığım her adım, yenilişimin zafer çığlıkları. Sana gelecektim / yüzüm yoktu sana varmaya..Suçluluğum nüksetti. Bu zan perdesi aralanmadan kıyısı olmayan deniz gibi yetim, bulutu olmayan gökyüzü gibi anlamsızım. Biliyorum ve farkındayım, artık aleyhimedir tüm sözler. Kirime bir kir daha sürülmekte. Lehte söylenen her söz/ her cümle, bir adım sonraki yıkımın ayak sesleri..Duyuyor musun beni / sana geliyorum..Kazın bir cümlelik yerimi. Yüzümü kaybettim / cesetim annemin gözbebeklerinde…

Yapabileceğim çok fazla birşey yok aslında. Sadece sabrı giyinip yürümek bu yollarda. Bazen kırılır sesim, bazen yitirilir icimdeki düşlerim. Biliyorum ölmekten öte yaşamayı öğreniyorum sensizlikte. Tüm suçları üstlendim / artık büyüyor muyum neyim ? Tutunduğum birkaç duanın kırık yanlarıyla yazıyorum. Uzun zamandır sana yaz(a)mıyordum. Şimdi yazıyorum çünki Elif/imin gözlerine bir gül açtı.. Sensiz hep eksik bir şeyler vardı bende..Şimdi yeniden doğuyorum bir yürekte. Sana karşı suçluyum biliyorum. Lakin bana bir şans daha ver baba. Düşsüzlüğüme inat bir öykünün başkahramanlığına soyundum. Ellerini umut kokan, yüreğinde Elif var olan bir hayatın öznesine koşmakta kirli yüzüm. Biliyorum sana ait tüm suçlarım sabit. Sensizliğinden boş kalan yerde artalan bir kaldırım yüzünde “ kendime “ gül yeşerteyim filizini ellerine veremesem de..

Eridim.Sana ait kirlerimi temize çekmek için..
Sildim kendimi. Yokluğunun yoksulluğunu bilmemek için..
Ama unutmadım seni baba…
Suçlu olmasam da,
Suçsuzluğumu değil suçluğumu izan ettim.
Tüm sorguları kabul ettim..
Eğildim gırtlağından eksilmiş nefeslere..
Eksildim birer birer…

Ben ki çoktan ölmeyi hak ettim baba..
Lakin gülleri Elif/in duvağında yeşertmeden
Cesetime gülümsemek yok..
Tut ellerinden Elif/imin..
Tut mavi bilyelerimden..

Bir ses ver bu düş’üme..
Yoksa yokluğun yoksulunda
Azacak cesedim..

“ Seni çok özledim babacığım “

24 Şubat 2008

İsmail Sarıgene

.Eleştiriler & Yorumlar

:: " Elif & Babacığın"
Gönderen: fatmanur özpınar / Konya/Türk ve Caicos Adaları
24 Mart 2008
Babanıza olan Hasretinizi, Özleminizi o kadar güzel anlatmişsın ki;"Hani benim gençliğim ANNE"dercesine...ama biraz Elif ve mavi bilyelerin formatı dışına çıksanız daha güzel olucak yazınız.Çünki hemen hemene her yazınızda yer veriyorsunuz.Tek bir şeye sabit kalmayın bu okuyucu için önemlidir.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hasretinle Öptüm Yokluğunu
Küçüğüm
İmkansızlığınıza Şerh Düşüyorum
Gidiyorum
Canım Elifime Kavuştum

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bedelini "" Yüreğimle "" Ödediğim En Masum Günahındım
Gözümü Kapadım / Yakala Beni Ey Aşk!
Özlediğim Kadar Sensin / Sevdiğim Kadar Bensin
Ayyuka Çıkmışken Kekemeliğim / Bir Bıçak Yürür Sol Yanıma
Gözlerinin Kıyılarında Büyümek Öylece
Her Gülüşün Dua Olur Yalnızlığıma
Bir Dua Asılı Kaldı Dudaklarımın İki Yakasında
Sen Geldin / Bildiğim Herşeyi Unuttum
Ben Sana Mecburum Sen İmkansızlığa!
Demlenmiş Yalnızlığını Yudumluyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yokluğunu Öptüm [Şiir]
Hasretinle Yaşıyorum [Şiir]
Kıyamam Sana [Şiir]
Severken Unutmayı Öğrenemedim [Şiir]
İmkansızlığını Sevdim [Şiir]
Nerden Bileceksin ki [Şiir]
Güllerim Yansın Avuçlarında [Şiir]
Gözlerine Sakladım Cenneti [Şiir]
Hiç Yağmur Üşür Mü Anne? [Şiir]
Unutmak Ölmekti [Şiir]


İsmail Sarıgene kimdir?

Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin. Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında. . Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim. . Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin. . Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin. . Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.

Etkilendiği Yazarlar:
Acılarımın arasında kalmış yetim düşlerim beni anlatmaya yetiyor


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.