..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İnternet > Ömer Akşahan




20 Mart 2008
Trende Ne Uygun?  
Ömer Akşahan
İnternet sitelerinde yazı kaleme alanların Türkçe yazım kurallarına ne derece uydukları konusunda araştırma yapılsa hemen her gün sayfalarca yazı çıkardı ortaya.


:BJFI:
Ömer AKŞAHAN

İnternet sitelerinde yazı kaleme alanların Türkçe yazım kurallarına ne derece uydukları konusunda araştırma yapılsa hemen her gün sayfalarca yazı çıkardı ortaya.

Yazma isteği kişisel birikimle yakından ilgilidir. Olaylara karşı duyarlı olan ve bunu yazıyla dile getirmek isteyen herkesin en doğal hakkıdır yazmak. Bunu yaparken kullandığı dili de en azından kendisi denetleyebilir olmalı diye düşünüyorum. Çünkü internet sitelerinde yayımlanan yazılarda dil denetimi yapabilecek editör bulunmuyor. Hatta şu yazı yayımlansın şu yayımlanmasın diyecek bir yayın kurulu birkaç site dışında pek yok.

Bu durumu bilen ve edebiyat sitelerinde yazı, şiir, öykü okumak isteyen ama yazı diline de önem veren benim gibiler ne yapsın? Alın işte size küçük bir örnek:

“Bu mantığa göre; ev olacak bir kere: içi iyi döşenmiş olacak, trende uygun seçimler yapılmış ve mutlaka güncel tutulmuş bir mekan olacak bu ev dediğimiz yer.” (*)

Yukarıdaki tümcede koyulaştırdığım sözcüğü ele alalım önceleyin.

(‘trende uygun’)

İngilizce olan bu sözcük yerine Türkçe ‘eğilim’ kullanılarak ‘eğilime uygun’ dense daha anlaşılır olamaz mı?

Peki, ‘Trende uygun oturur musunuz?’ desem, ne anlarsınız? Görüldüğü gibi tren sözcüğüne –de eki geldiğinde nasıl da anlam değişiveriyor.

Eğilim güzel bir sözcük; hem anlaşılır hem de ses olarak kulağa hoş geliyor. Yazarlığa soyunan herkes yazdığının nereye varacağını kestirebilmeli. Yoksa bu tür yazım yanlışlarına düşer ki, bu da ciddi okurların o yazılardan uzaklaşmasına neden olur.

Yine yukarıdaki tümcede yazar, iki noktadan sonraki sözcüğü küçük harfle başlamış ki bu da bir başka yazım hatası.

Örnek olarak ele aldığımız tümcede diğer bir bozuk ifadeyse: ‘güncel tutulmuş bir mekan’.

Bunun yerine ‘yenilenen bir mekân’ olabilirdi. Yoksa mekânın güncelliği nasıl tutulabilir ki? Piyasada sürekli yenilenen mobilya türleri karşısında ev sahipleri güncel tutmak adına her ay yeni bir ürün mü satın almalıydılar? Oysa bizim evde 32 yıldır kullanılan oturma odası takımı var! Ne yapalım yani, sonuçta Türkiye’de yaşıyoruz. Öyle zırt pırt güncelleyeceğiz diye kazandığımız üç kuruşu sokağa mı ataydık yani?

Ele aldığımız yazıda yazar ‘mutluluk için illaki evde her şey olmalı’ mantığını eleştiriyor. Konusunda haklı. Ancak yanılgısı şu; bir yazının okunması için konu ilginçliği yetmez, yazı dili de iyi olmalıdır.

Yazar, yazdığını mutlaka önce kendisi iyi okuyup, dil denetimini yapacak, ardından sitede yayımlanmasına karar verecek. Yoksa ben siteye koyayım da ister okunsun ister okunmasın mantığı ile hareket ederse ancak internet çöplüğünde bulur kendini o tür yazılar.

Amacımız Türk dilini okunur kılmaksa, yanlış yazmamaya lütfen özen gösterelim.

(*) http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=67602, Simten K. Ataç, “Mutluluk Kaçınılmaz”.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
21 Mart 2008
Sayın Akşahan; Beni çok rahatsız eden bir konuya değinmişsiniz. Böyle yazım yanlışları yapan arkadaşları uyardığımda, bazıları bana şunları söylüyorlar:" Ben öylesine yazdım, klavyemden çıktığı gibi gönderdim.Kontrol bile etmedim. Amacım paylaşmaktı...Ben asi bir duruş sergiliyorum noktalama işaretleri ve büyük - küçük harf konusunda. Çünkü, bunlar benim anlatımımı, anlatım özgürlüğümü kısıtlıyor....Önemli olan duygular, kurallar değil."...Genelde bu tip savunma mekanizmaları geliştiriyorlar... Bir edebiyat sitesinde okuduğum bir yazıya zaman ayırıyorum.Öylesine değil, tüm dikkatimi vererek okuyorum.Ben nasıl ki okuduğum yazıyı ve yazarı dikkate alıyorsam; yazar da beni(okuyucuyu) dikkate almalı diye düşünüyorum. Teşekkürler paylaşımınız için. Sevgiyle.

:: DÜZELTME
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
21 Mart 2008
Az önceki yorumum, Sevgili Simten K.Ataç'ın yazısıyla ilgili değildir.Ben, edebiyat sitelerindeki yazılarda yapılan genel hatalara yönelik görüşümü belirttim....Sevgiyle.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İnternet kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sokrat Chat Yaparsa...
Her Şey Yaşanmış Olmak Zorunda Mıydı!
İnternet, Şiirde Bir Alternatif Olabilir mi?
Kaç Ölçek Alacaksınız Bu Şiirden?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Aynı Dili Konuşmak
İsimsizler
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Okumaz Yazarlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


Ömer Akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.