Hayber yakýn deðil mi?







Siyonist Ýsrail rejimi Filistinde, ABD ise Afganistan ve Irakta, her ikisi de mazlum ve müslüman halklarýn kaný ile oluþmuþ bataklýða saplandýklarýnýn potansiyel suçlusu olarak Ýran’ý suçlayadursun.



Özellikle ABD’nin Irak’ýn gerçekte basýna ve dýþ dünyaya yansýmasýný engellediði, Iraklýlarýn islami gücüne karþý baþarýsýzlýðý ve bu gücün arkasýndaki en temel etken Irak halkýnýn islami yönetim tercihlerindeki ýsrarcýlýðýný dünya ’’demokrasi þaklabanlýðý’’ sevdasýnýn uðruna görmezlikten gelsin. Ayný sonuç Afganistan ve Filistin halký için de pekala geçerli iken, onlarda ayný gerkçe ile zulmün çarklarý arasýnda ezilmeye devam ededursun.



Ýsrail ve ABD’nin ortadoðu'da ki siyasi kalelerinden biri kabul edilen Sinyora hükümeti ve ikisininde bir þekilde Hizbullahý etkisizleþtirmeyi baþarýrsa. Ki; BOP planý hedefinin Irak senaryosu ile gerçekleþemeyip baþarýsýzlýða ve büyük bir hezimete uðramasý ile Lübnana yoðunlaþan ayrýlmaz ikilinin ayný hedef’i bölgenin yerli yardýmcýlarýnca gizlenedursun.



Lübnan’ýn geçmiþ siyasi þahsiyetlerinden olan Refik Hariri suikastý ile Suriye itam altýnda býrakýlmak ve böylece pasifize edilmeye çalýþýlsýn.

Dürzi lider Velid Canpolat Ýsrail’in, Lübnan sivil halkýna misket bombalarýný kullanmaktan içtinap dahi etmediði, Temmuz 2006 savaþý sýrasýnda, Barak’a “ Biz Hizbullahý bitiremiyoruz, bombardýmana devam edin, umarýz siz bitirirsiniz.’’ diye yalvarmasý unutuladursun. Biz, Lübnan ve Hizbullah’ýn son eyleminde yoðunlaþalým.



Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ýn; Lübnan halkýna“Size zafer vaad ediyorum“ müjdesi, sözsel olarak Lübnanlýlara söylenmiþ olsa da, gerçekte ortadoðu’daki iþgal altýnda olan halklarýn bütününü kapsýyor olabilir mi?



Temmuz 2006 savaþý;Batýlýlar tarafýndan yok kabul edilmek istenen ve kendileri ile diyalogtan uzak tutularak etkisizleþtireceði sanýlan ve bölyece Ýsrail’in, ABD’nin de doðrudan desteði ile saldýrýlarýn hedefi olan Hizbullah’ý BOP’un baþarýsýzlýðýnýn ardýndan gelen Yeni Ortadoðu Projesi’ni oluþturabilmenin en önemli engel olarak ortadan kaldýrýlma aþamasýydý. Buna göre Hizbullah silinecek, Hamas tasviye edilecek, Suriye batýnýn siyasi tavýrlarýný onaylar bir aþamaya getirilecek veya bir þekilde pasifize edilecek böylece çýbanýn baþý olan Ýran’a sýra gelecekti. Ancak yaratýcý, bize bu senaryoyu faklý izletmeyi diledi.



Hizbullah zaferi ile sonuçlanan savaþta, Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’den Ýsrail’in isteði üzerine çýkartýlan 1701 sayýlý karar aslýnda Ýsrail’in taþýdýðý siyonist ideolojinin farklý bir dýþa yansýmasýný bu kararla bünyesinde taþýmýyor ve hissedilmiyor deðildi. Yansýma yenilgiyi prosedürel olarak gizlenmesinin farklý bir yansýmasý olmakla birlikte, Ýsrail’in sahip olduðu kendisindeki ’’hedef-i mutlak’’ olarak kabul etmesinde yatmýyormu ydu? Oysa BMGK’ne baþ vuran ayný Ýsrail, mart 1949 tarihli Ýsrail-Lübnan genel mutaareke’sinde belirlenen ve uluslararasýnca tanýnmýþ Lübnan sýnýrlarýnýn dýþýna hala tamamý ile çýkmýþ deðildi.





Ýþte bundan ötürüdür ki; BM Ýsrail’e deðilde Ýsrail’in direktif vermesi gerekiyor du! 14 Aðustos 2006 da Ýsrail’in önerip BMGK na kabul ettirdiði karar BM ile Ýsrail arasýndaki iliþkinin de aslýnda efendi- köle iliþkisinin dýþa yansýmasý ydý bir anlamda.



Keza; Siyonist Ýsrail’in taahhüt ettiði 1701 sayýlý BMGK kararýndaki 8. madde gereði Lübnan topraklarýndaki gömülü mayýnlarýn haritasýný bugüne dek vermiþte deðil. Vatanperver Sinyora bu konuda bihaber davranma ýsrarcýlýðýnda, ýsrar ededururken; ayný Sinyora hükümeti, Lübnan halkýnýn ’’özgürlük meþalesi’’ olan Hizbullah’ýn ’’kýrmýzý çizgisi’’ olarak kabul edilen silahýna el atmak istiyor. Oysa, günümüz dünyasýnýn silah kavramý, cok geniþ ve bu kavramýn açýlarak içinin doldurulmasý gerekmez miydi?



Sinyora açýsýndan Lübnan barýþýnýn önünde Hizbullah bir engel oladursun. Þayet Hizbullah ’’ýslah operasyonu’’ diyebileceðimiz bu eylemi ile gücünü Beyrut’ta toplamýþ olsaydý…



Terör yapmakla suçlanan Hizbullah’ýn son baþarýsýnda gözden kaçmayan önemli etktenlerden biri vahdeti oluþturmanýn en canlý örneði olarak Þii -Sünni birlikteliðinin ötesinde Hrýstiyanlarýn da Hizbullah’a destek vermeleri diðer bir etken. ’’Islah operasyonu’’nun hemen ardýndan, elde ettiði zaferin bekasý ve devamý için, kontrolü Lübnan ordusuna kendi isteði ile sunmasý, Nasrallah’ýn Lübnan milletinin bilikteliði ve özgürlüðüne sergilediði ’’siyasi zerafet’’in zirvesi oldu!



Ýsrail ordusunun övünç kaynaðý olan Merkava tanklarýnýn bir bölüðünü 33 gün savaþýnda tamamen imha eden Hizbullah, zafer sarhoþluðuna düþmemeyi hep baþarabilmiþti.

Bu baþarý; ’’önderlikteki karizma ve kalýcý deðerlerinden beslenen bir Liderliðin belirlediði stratejinin ürünü’’ olmalýydý.



Lübnan halký; Ýsrail ve ABD ye baðýmlý olmayan bir özgürlükten yana ve bunun en güzel simgesi, müslümaný ve Hrýstiyan’ý ile Hizbullah’ý Lübnan için özgürlüðün simgesi olarak kabul etmiþ ve bunu yansýymayý baþarabilmiþtir.



Bir kez daha görüyoruz ki; Ortadoðu da “Tarihi kararý Hizbullah verecek“

Miþel avn “Son geliþmeler tüm Lübnanlýlar için bir zaferdir“ cümlesini kullanarak, cümlenin içine iki zaferi sýkýþtýrmayý mükemmel bir nükte ile baþarýyordu.



AB ve ABD’nin ilk açýklamalarý ise; Þeytanýn kendi hatasýndaki ýsrarý türünden, son zaferden önce Ýsrail Hizbullah’tan 33 gün savasýnda dersini aldý ise de; bu zefer ile ABD’den önce ’’Suudi Arabistan’’, ’’Mýsýr’’, ’’Ürdün’’ ve bu türden yönetimler rahatsýz olmuþ, olmalýlar.



ABD“nin “Kanlý sýnýrlar“ dediði ve ’’Büyük Ýsrail Ýmparatorluðu’’ hatýrýna yeniden þekillendirmek istediði ortadoðu da akýttýðý kandan meydana gelen bataklýktan bir türlü çýkamaya dursun. Ortadoðu; tarihin tekerrürü olarak bir kez daha haçlý seferlerine ev sahipliði yaparken, son çeyrek yüzyýlda bir daha cetvellenemeyecek kadar kendi deðerlerine dönüþ yapmayý baþarabildiðini Hizbullah’ta ýspatlamadý mý?



Hizbullahý, ümmet açýsýndan ’’Hayber’in yolu’’ olarak görmemizin zamaný gelmiþ olamaz mý? Ne dersiniz?





Muhammed CAN

Frankfurt

10.05.2008