Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
emin olduğumuz sadece salt kendi duygu ve isteklerimiz...ilk bakışmalar...ilk merhabalar...şaşkınlıklar, heyecansa insanın ömründe yalnızca ''bir kez ''yaşayacağı cinsten...bilmem kaç rihter ölçeğinde yürek çarpıntıları...! tesadüfen tanışmış iki insan..ve yine o tesadüfler içinde yolların hep aranılan, aynı adrese çıktığı farkındalık...! çoğu zaman inkarlarda .. kimi zaman , çoğu zamanı aşacak kadar ,farkında olmadan yaşanılan teşviklerde... biraz komik..çoğu zaman duygusal..acısı yabana atılmayacak kadar belirgin..garip bir aşk hikayesi... hani!.. siyah beyaz filimlerde seyrettiğimiz..ayrı dünyaların insanlarının, gerçek hayata yansımasının, en güzel örneği.. çok ayrı dünyalardan gelmiş iki insan... kız; beton duvarlar arasında büyümüş, maddeyi mutluluk sanmış, paylaşımın sadece sinema biletinden öteye gitmediğinin yanılgısıyla yetişmiş..zamanla.. tezatını kendi içinde çözmüş..bedellerini en ağır şekilde ödemiş...şaşkın bir çocuk gibi..hayatın ortasında, savunmasız bırakılmış, yolunu bulmaya çalışan bir 'ama' gibi sonunda, bulmuştur gerçeğini.. (yüreğini tutan adamı)... erkek; toplumun en katı kurallarına inat..en güzel, en samimi şekilde.. bütünlüğün, anlamını bilmenin farkına varan..! insanın, insan olma özelliğini, ezbere öğrenerek...en zor şartlarda dahi kendi şeklini korumayı beceren..acılarla, aşkla yoğrulmuş terbiye olmuş, çağdaş bir münzevi olacak kadar, değerli bir insan... ne yaşayacağının hesabını yapmaya fırsatı olmadan.. veresiye yaşanılan hayatın doğal bir müşterisi olarak.. kendini sevdiği kadının kollarında ...herşeye ve herkese rağmen bulan...erkek... ve, bu iki ayrı dünyanın insan ının.. kendi bünyelerinde yaşadıkları aşkın hesabını ödeme lüksleri yoktur..kimbilir! belkide yaşadıklarının farkında bile değillerdir..kimi zaman kopuşlar yaşar..kimi zaman..kendi duygularından habersiz birbirlerine..hayatın damar imzalarını atarlar..! vakitsiz, mekansız, hatta imkansız zamanlarda..iki ömrün dudaklarında..kendileri olmaya çalışırlar.. titreyerek sokulurlar kendi canlarına... her nefes alışlarında, be(n)leri... bi(z) olmuştur artık... aslında ikiside şaşkındır.! rahimden çıkıp, dünyaya tutunmaya çalışan ana memesinde iki sabi misali.. birbirlerinin gözlerine bakarlar... yok olurlar... biterler... bitişlerin farkında olarak... çoğu zaman kelimeleri karıştırıp..göz göze geldiklerinde, tükenirler... bitişmidir bu tükenişler..kadın farkında olmasada..duyar sevdiğinden nihayetini... ''beni böyle gönderme''acıtmaksa niyetin başardın...! aslında acıyanda, kanayanda, ikisidir...! ikiside birbirlerini yok etmek adına bu acının bitmesi adına doğal bir acemi sürece çoktan girmişlerdir...ikiside bu aşkın farkındadır artık bilerek saklarlar...bilmediklerini...tadı damaklarında dokunuşların esaretinde... eyvellah derken kadere...iki ölüm vedasına susarlar... işte... garip bir aşk hikayesi..)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NURCAN DURDU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |