..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevmek bir baþkasýnýn yaþamýný yaþamaktýr. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Modern Þiir > Zafer Yalçýnpýnar




10 Ekim 2008
Ýlhanberkiðne  
Zafer Yalçýnpýnar
Ýlhan Berk’in ölümünün ardýndan yazdýðým bu yazýda onun yaþamýyla, þiiriyle ve poetikasýyla olan baðlarýmýn özel ve küçük bir haritasýný çizmeye ya da anlatmaya çalýþacaðým. Baþlarken, bu kiþisel haritayý ortaya koymaktan baþka hiçbir amacýmýn olmadýðýný, yani bu yazýnýn bir inceleme veya deðerlendirme yazýsý gibi ele alýnmamasýnýn, söz konusu kiþisel kapsamýn dýþýndaki hiçbir genellemeyle, araþtýrmayla veya söylemle iliþkilendirilerek okunmamasýnýn gerektiðini belirtmek zorundayým.


:BDHF:
ÝLHANBERKÝÐNE



“çýt der
ölüm”

Ýlhan Berk



Ýlhan Berk’in ölümünün ardýndan yazdýðým bu yazýda onun yaþamýyla, þiiriyle ve poetikasýyla olan baðlarýmýn özel ve küçük bir haritasýný çizmeye ya da anlatmaya çalýþacaðým. Baþlarken, bu kiþisel haritayý ortaya koymaktan baþka hiçbir amacýmýn olmadýðýný, yani bu yazýnýn bir inceleme veya deðerlendirme yazýsý gibi ele alýnmamasýnýn, söz konusu kiþisel kapsamýn dýþýndaki hiçbir genellemeyle, araþtýrmayla veya söylemle iliþkilendirilerek okunmamasýnýn gerektiðini belirtmek zorundayým.

Ýlhan Berk’in ismiyle tanýþmam 2001 yýlýnda gerçekleþmiþtir. E Dergisi’nin Kasým-2001’de yayýmlanan 32. sayýsýnda Ýlhan Berk’le yapýlan bir söyleþiyi okumuþtum. Bu söyleþide Dün Daðlarda Dolaþtým Evde Yoktum[1] adlý kitabý çerçevesinde kendisine sorulan çok yönlü sorulara karþý Ýlhan Berk’in getirdiði açýklamalar, önermeler ve örnekler, sonra da þair, þiir ve okuyucu arasýndaki semantik uzaklýðý açýk açýk ortaya koyabilmesi beni çok etkilemiþti. Üstelik Ýlhan Berk, söz konusu gerilimden hiç çekinmediðini de rahatlýkla ifade ediyor ve iç dünyasýnýn karanlýðýný, karmaþasýný sahicilikle dile getiriyordu. Bu söyleþinin ardýndan gidip Dün Daðlarda Dolaþtým Evde Yoktum adlý kitabý satýn aldým. Bu kitap okuduðum ilk Ýlhan Berk kitabýdýr.

Ýlhan Berk okumaya çok ters ve anlaþýlmasý(!) zor bir yerden baþlamýþ olduðum aþikârdý. Dün Daðlarda Dolaþtým Evde Yoktum’u okuduktan sonra belli belirsiz bazý þeyleri, bazý dizeleri -üç aþaðý beþ yukarý- sezmekle(!) kalacaktým sadece... Kitabýn genelindeki sýra dýþý, anlaþýlmaz(!) söylemler beni rahatsýz etmiþti. Fakat çok geçmeden dilbilim felsefesine iliþkin bazý özel metinleri ve Wittgenstein’ýn, ardýndan da Husserl’in öncül önermelerini araþtýrdýðýmda, “Dün daðlarda dolaþtým, evde yoktum” diyerek Ýlhan Berk’in neyi iþaret etmek (ya da terk etmek) istediðini kavrayacaktým:




“Ad evdir!”

“Kim söyledi bunu?”

“Dün daðlarda dolaþtým, evde yoktum”




Böylece her þey önce yerine oturacak, bu bütünleniþten sonra da birden bire ayaklanacaktý. ‘Anlam’ýn yerine ‘sezgi’yi getirmenin gerekliliðini, kaçýnýlmazlýðýný ve özgürlüðünü fark edecektim. Çünkü anlam -neresinden bakarsanýz bakýn- coþkusuzdu; bir ‘görüngü’nün anlamla veya tümceyle dolaþýma katýlmasý, vücut bulmasý, bu vücut üzerinden savunulmasý bazen de mantýkla bütünlenmesi onun ‘imgesel’ niteliðini, canlýlýðýný ve deðerini öldürüyordu. Dizede anlam, olsa olsa aksak bir unsur, buðulu bir þey ya da bir yan salýným/çeþitleme olarak yer almalýydý. Özgür olmak için “çok anlamlýlýðýn boþluðu”na ulaþmaya ya da “anlam arayýþ” mertebesinde kalmaya mecburduk; “Sessizliðin Dilbilgisi”ne... Ayrýca, tüm bu felsefi ve poetik yaklaþýmlarý bir kenara býrakýp Dün Daðlarda Dolaþtým Evde Yoktum adlý kitapta yer alan “Aðaçlardan arkadaþlarým oldu. Hâlâ da var” dizesini hatýrladýðýmda çok deðerli ve özel bir þeyle yüzleþiyorum: Gerçekten, bir aðaçla arkadaþlýk edebileceðimi bana Ýlhan Berk öðretmiþti. Bu arkadaþlýðýmý sürdürebileceðimi de. Belki inanýlacak gibi deðildir ama çalýþtýðým kurumun geniþ arazisinde “aðaçlardan arkadaþlarým oldu. Hâlâ da var.”

2003 senesinin baþýnda Yapý Kredi Yayýnlarý, ‘Delta’ serisinin ilk kitabý olarak Ýlhan Berk’in tüm þiir kitaplarýný 1920 sayfalýk bir ciltte bütünledi. Bu cildin tümünü okumam dört ayýmý almýþtý. Ýlhan Berk’in toplu þiirleriyle aþanlý olarak iki kitabýný daha okuyordum: Kült Kitap[2] ve El Yazýlarýna Vuruyor Güneþ[3]… Ýlhan Berk’in yaþantýsýndaki ve poetikasýndaki “mihenk taþlarý”yla onun þiirlerinden çok bu iki kitabýnda karþýlaþtýðýmý söyleyebilirim. Kült Kitap’taki fragmante yapý –anlatý parçacýklarý, dizeler, çizgiler, çizimler, resimler, ayraçlar, yaþantýlar, sunular, çýkmalar, benzetmeler, açýklamalar, pusulalar, belirsizlikler, baþý sonu belli olmayan (spot) fikir kývrýmlarý ve bunlarýn tümünün birleþiminden oluþan o “kült imgelem”, Ýlhan Berk’in cehennemvari dünyasýný ve bireysel tuþelerini ortaya sermesidir. Ýlhan Berk, Kült Kitap için “Benim cehennem provam...” demiþtir. Elyazýlarýna Vuruyor Güneþ’te ise zamanýn ve uzamýn içinde bir andan, bir günden, bir dönemden, bir insandan, bir yolculuktan, bir ülkeden, bir etkiden diðerine geçerken Ýlhan Berk’in kendi yaþamýna dair (m)imlediklerini onun kendine özgü “aksak bakýþ”ý eþliðinde izlersiniz. Þu noktada ‘bakmak’ eylemine özellikle deðinmem gerekiyor: Ýlhan Berk, ‘sezgi’ ile ‘anlam’ arasýndaki ayrýmý ‘bakmak’ ile ‘görmek’ arasýndakine benzer bir þekilde kurmuþtur. “Bakmak, sezmek ve bu öncül mertebeden daha ileriye gitmeyerek ‘oradan’ yazmak... Üstelik söz konusu algý mertebesinden ‘yazmak’ eylemi Ýlhan Berk için “yaþam”ýn yerine geçen geri dönülmez bir tercihtir. Kült Kitap’ta þöyle der:




“Dünyaya yazmak, dünyaya bir onun için bakmak. Yani dünyada olmayý, bu dünyada yaþamayý bir kenara atýp salt onu yazmak için yaþamak! Yazmakla yaþamayý birleþtirmek, birbirine karýþtýrmak... (…) Cehennem bu. Kiþi yeryüzünde böylesine somut, acýmasýz bir durumu yüklenmeye görsün, mutsuzluðun dikâlâsýný taþýyor demektir. Bu yerküreyi, bu yerküredeki anakaralarý, denizleri, insanlarý, bitkileri, hayvanlarý görmemek; nehirlere nehir, gökyüzüne gökyüzü, ormanlara orman, kuþlara kuþ, bir sokaða sokak, bir eve ev, bir aðaca aðaç, çocuklara çocuk, sevilere sevi olarak bakmamak; salt yazmak için bakmak! (...)”[4]





Kitapta yer alan diðer öðelerle -ve özellikle de yukarýdaki alýntýyla- birlikte düþünüldüðünde Kült Kitap’ýn temel önermesi açýktýr:




“Þiir her yerdedir!”[5]




Ýlhan Berk, Mýsýrkalyoniðne[6] sonrasý döneminde þiirin her yerde olduðunu her açýdan, her sanatsal araçla, her duygudurum tuþesiyle (kýsacasý her “þey”le) sýnamaya ve ispatlamaya koyulmuþtur. Þiir her yerdedir, fakat ortaya çýkarýlmasý için bir çeþit “kuyuculuk” gerekmektedir ve sanýyorum ki Ýlhan Berk, hayatý boyunca “kuyuculuk” mesleðiyle özel olarak ilgilenmiþtir.[7] Ayrýca, “Þiir her yerdedir!” önermesiyle birlikte tüm edebiyatçýlarýn ortak meraký olan “Þiir nedir?” sorusunun zihnimdeki yerini ve önemini “Þiir nerdedir?” sorusuna býraktýðýný da özellikle belirtmeliyim. Bence Ýlhan Berk’in “Ýnferno, Þifalý Otlar Kitabý, Logos, Poetika, Þeyler Kitabý, Uzun Bir Adam, Requiem, Tümceler Geliyorum, Adlandýrýlmayan Yoktur, Pera, Galata ve Ben Ýlhan Berk’in Defteriyim” adlý kitaplarýnýn tümü, þiirin her yerde olduðunun, her þeyle birlikte bulunabileceðinin, her zamanda ve mekânda ortaya çýkarýlabileceðinin sýnanmasý ile bu baðlam üzerindeki titiz bir çalýþmadan (kuyuculuktan) doðan “sýkýntý”nýn ya da inadýn sonucudur. Bu kitaplarda yer alan her þeyi ayný zamanda bir “önerme” olarak da ele alabilirsiniz. Ýlhan Berk dünyayý “þiirsel bir ontoloji”den indirgenmiþ þeylerin bütünü olarak düþünür ve iþaret etmeye çalýþtýklarýný “þiirsel önerme”ler diyebileceðim bazý unsurlarla dengeleyerek okuyucuya sunar.

Tüm bu cehennemvari poetikanýn ve imgesel (bazen de felsefi) cesaretin birtakým ana hatlarýndan bahsettikten sonra Ýlhan Berk’in þiir kitaplarý içerisinde beni en çok ilgilendirenin Mýsýrkalyoniðne olduðunu söylemeliyim. Ýlhan Berk, poetik açýdan ‘anlam’a olan uzaklýðýný, ‘anlam’ý aksak, dozajý minimize edilmiþ, düþürülmüþ sýradan bir öðe ya da alaþým gibi kullanmak istediðini Mýsýrkalyoniðne’nin kapak düzeninden ve adýndan baþlayarak kitapta yer alan her þeye -hem biçem, hem de dizge olarak- yansýtmýþtýr. Mýsýrkalyoniðne Ýlhan Berk’in poetik dönüm noktasýdýr. Mýsýrkalyoniðne’yi Oktay Rifat’ýn Perçemli Sokak adlý þiir kitabýyla birlikte düþünürseniz, iþbu iki þiir kitabýndaki alaþýmýn, geleceðin þiirine uzanan çizgide yer alan birer ateþleme mekanizmasý olduðunu, Türk Þiiri’ne yeni bir açýlým ile gelecek saðladýðýný ve bugünkü deneysel çabalarýn kökeniyle de büyük benzerlikler taþýdýðýný fark edersiniz. Bununla birlikte, Ýlhan Berk’in poetikasýndaki çoðu özelliðin Modern Batý Þiiri kuramlarýndan ya da þairlerinden çok “Oktay Rifat Þiiri” ile birlikte incelenmesi gerektiðini özellikle vurgulamak isterim.

Mýsýrkalyoniðne’nin benim için önemi biraz önce ifade ettiklerimle sýnýrlý deðildir. Çünkü bu kitabýn 1962 yýlýnda Dost Yayýnevi tarafýndan yapýlan ilk baskýsý kitap koleksiyonumun (hastalýðýmýn) da ilk kitabýdýr. Mýsýrkalyoniðne’nin birinci baskýsýnýn “eþsiz” kapak çizimini ve özel boyutunu gördüðüm ilk anda bu kitabý “soluk alýp veren bir nesne” olarak da vazgeçilmez buldum. Kýsacasý, kitap koleksiyonculuðum Ýlhan Berk kitaplarýný toplamakla baþladý. Þu an Ýlhan Berk’in tüm kitaplarýnýn tüm baskýlarýný koleksiyonuma katabilmiþ durumdayým. Koleksiyonumdaki Ýlhan Berk kitaplarýnýn tümünü düþündüðümde, Ýlhan Berk’in 1935-1953 yýllarý arasýnda “N. Ýlhan Berk” adýyla yayýmladýðý ilk dört kitabý olan Güneþi Yakanlarýn Selamý, Ýstanbul, Günaydýn Yeryüzü ve Türkiye Þarkýsý adlý þiir kitaplarýný çok gizemli bulurum. Ýlhan Berk’in kendi adýnýn baþýna koyduðu bu “N” harfinin anlamýný ve özelliðini her zaman merak etmiþimdir.[8] Ýlhan Berk’in adýma imzaladýðý ilk kitap olan Dün Daðlarda Dolaþtým Evde Yoktum, Ýlhan Berk tarafýndan kapaðýna bir kadýn deseni çizilmiþ olan Âþýkane ve ilk sayfasýna dünyayý sýrtýnda taþýyan adam deseni çizilmiþ 0lan Atlas koleksiyonumda yer alan ve -kendimce- çok önemsediðim kitaplardýr. Papirüs Dergisi’nin 1967 yýlýnda yayýmlanan ve “Ýlhan Berk Özel Bölümü”nü içeren 18. sayýsýnýn kapaðý, Ýlhan Berk’i anlatan en önemli görsel çalýþmadýr. Koleksiyonumda bu derginin de özel bir yeri bulunmaktadýr.





Ýlhan Berk’in ismiyle, þiirleriyle, poetikasýyla ve kitaplarýyla olan tanýþýklýðýmdan (ya da çeþitli baðlarýmdan) söz ettikten sonra Ýlhan Berk’in kendisiyle olan tanýþýklýðýmdan da kýsaca bahsederek bu yazýyý sonlandýrmak istiyorum:

2006 yýlýnýn Aðustos ayýnda, Bodrum-Halikarnas’taki evinin ünlü “avlu”sunda Ýlhan Berk’le “yüz yüze” görüþme fýrsatý buldum. Ýlhan berk’le görüþmeye giderken ona vermek üzere Kuzey Yýldýzý Edebiyat Dergisi’nin birkaç sayýsýný da yanýma almýþtým. Görüþmenin baþýnda kendimi tanýttým ve Kuzey Yýldýzý için döktüðümüz terlerden, çabalarýmýzdan kýsaca bahsettim. Dergilere göz attý ve “Dergicilik filan büyük iþlerdir, tek baþýnýza bu iþlerle uðraþamazsýnýz…” dedi. “Biliyorum…” dedim. Sonra, bu dergilerin içerisinde þiirim olup olmadýðý sordu. Dergilerin birinden ‘Ýki Kiþilik Ada Çarpýntýsý’[9] adlý þiirimi buldum ve Ýlhan Berk’e okudum. “Ýlginç!” dedi “Düzyazý yazýyor musun?” diye ekledi. Bunun üzerine, hýzlý bir þekilde ‘Metroloji’[10] adlý öykümü buldum ve okumaya baþladým. Öyküden beþ-altý satýr okumayý tamamlamamýþtým ki beni durdurup “O çizgi nerden geliyor, ne o çizgi?” diye sordu. “Bilmiyorum…” dedim. “Güzel!” dedi. Sonra “Þiir boktur. Þiiri býrak, düzyazý yaz, roman yaz… Dünyanýn her yerinde bu böyledir.” diye ekledi…

Görüþmenin ardýndan Aralýk-2006’da Ýlhan Berk’e bir mektup yazdým ve bu mektupla birlikte ‘Ki Ben O Ki Ben Deniz Þarkýsý’ adlý þiirimi gönderdim. Ýlhan Berk’ten cevap 27 Ocak 2007’de geldi:







“Zafer Yalçýnpýnar arkadaþ,


‘Ki Ben O ki Ben’ þiirinizi okudum.

Kýsa sürede þiirinizde büyük geliþme

gördüm.

Kutlarým.

Bu çileli yolun hayýrlý olsun.

Selam, sevgiler.



Ýlhan Berk”



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýlhan Berk, Dün Daðlarda Dolaþtým Evde Yoktum, 1993, Adam Yayýnlarý

[2] Ýlhan Berk, Kült Kitap, 1998, Yapý Kredi Yayýnlarý

[3] Ýlhan Berk, Elyazýlarýna Vuruyor Güneþ, 1983, Tan Yayýnlarý

[4] A.g.e, ss.10-11

[5] A.g.e, s.67

[6] Ýlhan Berk, Mýsýrkalyoniðne, 1962, Dost Yayýnevi

[7] Bkz: Ýlhan Berk, Logos, ‘Kuyucu Arýyordum’, 1996, YKY, s.54

[8] Bazý kaynaklarda Ýlhan Berk’in ön adýnýn “Nurullah” olduðu iddia ediliyor. Hâlbuki Ýlhan Berk’in nüfus kayýtlarýnda yer alan gerçek adý “Emrullah Ýlhan Birsen”dir.

[9] Kuzey Yýldýzý Edebiyat Dergisi, 2005, Sayý: 12, s.10

[10] “Metroloji” adlý öykümün Ýlhan Berk’e okuduðum parçasý þöyledir: “Tuvalin sol üst köþesinden sayfanýn ortalarýna doðru, yumuþak kývrýmlý ve incelikli siyah bir çizgi uzuyor. Kes. Þimdi, sað üst köþeye doðru, bu sefer aþaðýdan yukarý, daha temkinli, ancak kývrýmlarý daha sert, uzuyor, köþeye ulaþmadan. Kes. Fýrçayý deðiþtiriyor. Daha kalýn uçlu bir fýrça alýyor eline…”, Kuzey Yýldýzý Edebiyat Dergisi, 2006, Sayý: 13, s.5






Zafer Yalçýnpýnar - 4 Eylül 2008




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yaþamý Yansýtan Aynalar; Günlükler

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýki Kiþilik Ada Çarpýntýsý [Þiir]
Siyah Yýldýz [Þiir]
Editörcülük Oynamak [Deneme]
Damperli Ödül Furyasý ve Saygýnlýk Cukkalamak [Deneme]


Zafer Yalçýnpýnar kimdir?

Cehennem. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Bkz: Puþt Ahali Edebiyat Platformu


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Zafer Yalçýnpýnar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.