..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yazar yazý yazmayý baþka insanlara göre daha zor yapan insandýr. -Thomas Mann
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Muhammed CAN




21 Þubat 2009
Velayet-i Fakihi Nasýl Anlamalý?  
Muhammed CAN
Çok eski, bir o kadar da yeni kavram....


:BACJ:
Sözlükteki anlamý; ‘’Velayet“ Vekil (veli) olarak geçer. ‘’Fakih’’ de Arapça’da, fýkýh ilmiyle uðraþan kiþi anlamýný taþýr. Geniþletilmiþ anlamda ise Ýslami ilimlerin bütün dallarýnda uzmanlaþmýþ kiþi manasýnda kullanýlýr.

Þu halde; Velayet-i Fakih, bütün Ýslami ilimlere hakim olmuþ fakihlere, velayet edecek fakih demektir.

Siyasal Ýslami boyutu ile velayet-i fakih’in kullaným manasý; ilimlerin bütünsel sahibi olan Resulü Ekrem ve onun Ehl-i Beyti’nin makamýna bakan kiþi demektir. Bir baþka ifade ile Gaybet’teki Ýmam Mehdi(a.f)nin yerine naib’lik yapan kiþiye verilen unvandýr.

Velayet-i fakihin þartlarý vardýr. Nitekim bu þartlarý Seyyid Hasan Nasrullah kýsaca þöyle özetlemiþtir.

"Onlar bizlere,velayet-i fakih hizbi dedikleri zaman bizi aþaðýladýklarýný düþünüyorlar. Asla..! Ben bugün buradan Velayet-i fakih hizbinin bir ferdi olmaktan gurur duyduðumu ilan ediyorum. Fakih adil, fakih alim, fakih hakim, fakih cesaretli, fakih doðru sözlü ve fakih samimidir’’

Bu þartlara uygun alimlerin meydana getirdiði bir meclis, yine bu meclis içinden birini velayet-i fakih olarak seçer. Velayet-i fakih makamýndaki kiþi, kendi zamanýnda bu makama en uygun alimdir.

Velayet-i fakih'in hüküm ve fetvasý ne derece mükellef mümini baðlar?

Alim baþka bir mercii taklidin fetvasý ile velayet-i fakihin fetvalarý arasýnda farklýlýk olursa hangi fetva öncelik kazanýr?

Bu sorulara bulunacak cevap, velayet-i fakihin önemini ve önceliðini belirlemek için kaçýnýlmazdýr. Sözkonusu sorulara verilecek cevap; velayet-i fakih (Veliyyi Emr-i Müslimin)’in verdiði hükümlere itaat etmek müminlere farzdýr. Baþka alim bir mercii’nin fetvasý, Velayet-i fakih’in fetvasý ile farklý olursa, alim’in fetvasýnýn geçerliliði düþer.

Ýþte bundan ötürüdür ki, Hizbullah’ýn zaferinin sýrrý velayet-i fakih ile iniltilidir. Nitekim Hizbullah genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, velayet-i fakih konusunda, "Onlar bizlere velayet-i fakih hizbi dedikleri zaman bizi aþaðýladýklarýný düþünüyorlar. Asla..! Ben bugün buradan Velayeti fakih hizbinin bir ferdi olmaktan gurur duyduðumu ilan ediyorum. Fakih adil, fakih alim, fakih hakim, fakih cesaretli, fakih doðru sözlü ve Fakih samimidir’’ derken, gerçekte velayet-i fakih’i anlamak için ciltler dolusu kitaplarý okuyarak elde edilecek özü bir paragrafta izah edebilmenin zerafetini de yansýtýyordu!

Yani Velayet-i fakih’te aranan en önemli özellikler:

1- Adil olmasý.
2- Alim olmasý.
3- Hakim olmasý.
4- Cesaretli olmasý.
5- Fakih olmasý.
6- Emin olmasý.
7- Ýhlas sahibi olmasý.

Ýlginçtir, Ýslam mezheplerinin hemen hepsinin de ittifak ettiði, Ýslami nihai öncüde aranan vasýflarýn hepsini kendisinde toplayan, velayet-i fakih müessesini temsil eden, bir diðer tabir ile veliy-i emr-i müslimin olan Ayetullahuzma-il Seyyid Ali Hameney’de toplanmýþtýr.

Yüce Allah, kendi kullarýnýn dünya ve ahiret saadetini dilediðinden ötürü, insanlarýn kulluk görevlerini eksiksiz yerine getirebilmeleri için, Ýslamý irade buyurmuþ. Bu görevlerin öncülüðünü üstenmesi için, yine kullarýnýn en seçkinleri olan masumlardan Velayet-i Nebi ve velayet-i imam tayin etmiþtir.

Resul’ü ekrem(s.a.a)’in hatem’ün nebi olmasý hasleti ile o hazretin rýhletinden sonra, ümmetin sevk ve idaresi için, ümmete onun soyundan gelen masum velayet imamlarýný, aziz islam ümmetine büyük nimet olarak ikramda bulunmuþ ki, ümmet asla ve asla delalete sapmadan Rabbine karþý kulluk görevinde bulunabilsin.

Nitekim Ýmamet konusunda, Kutlu Kitab-ý Mecid þöyle buyurmakta: “Ve biz onlarý, insanlarý emirlerimize doðru yönelten imamlar kýldýk ve biz onlara hayýrlý amelleri gösterdik.’’ (Enbiya suresi 73. ayet)

Keza Maide suresinde de Velayet sahiplerinin kimler olduðu beyan edilmektedir.

“Sizin dostunuz, sahibiniz, ancak Allah'týr ve Peygamberidir ve inananlar, namaz kýlanlar ve rükû ederken zekât verenlerdir.” (Ayetin siyak ve sibak gibi konularý için ayrýca tefsir kitaplarýna müraccat edilsin) Maide/55
Ýmam Humeyni de Velayet-i fakih konusunda þöyle buyuruyor; “Bir Fakih için Resulullah(s.a.a) ve masum bir Ýmam(a.s) için geçerli olan ‘’mutlak velayet’’in aynýsý fakih için de geçerlidir. Þu farkla ki, onlarýn velayeti ’’asaleten’’dir, fakihlerinki ise ’’vekaleten’’. Eðer böyle olmazsa, gaybet zamanýnda islam hükümeti kurmak ve yönetmek imkansýz olur.”

Bugün dünya küfrüne karþý ve hassaten siyonistler ile emperyalistlerin ve onlarýn Ýslam dünyasýndaki uþaklarýna onlarýn gizli güçlerince uygulamak istedikleri komplo ve hilelere karþý, basiret ve feraseti ile tüm planlarýný alt üst eden, müslümanlarýn vahdeti ve izzeti için çalýþan inananlarýn izzet abidesi, küfrün korkusu, velayet-i fakihi temsil eden veliyi emri müslimin’dir. Veliyy-i emri müslimin, zamanýn imamý olan mehdi (a.f)’nin naibi olmasý hasebi ile temsil ettiði makam kutsal bir makamdýr.

Mutlak tekvinî velayet þüphesiz Allah(c.c)’a aittir. Ancak Allah’ýn iradesi ve dileði imamlarýmýza veya imamlarýmýzýn tayin ettiði, tanýttýðý (evlad-ý silsilesi) kimselere verilir. Þu da unutulmamalýdýr ki, Mehdi (a.f)’in Gaybet-i Kübra döneminde yaþayan biz müslümanlara da, Ýslâm toplumunun geçmiþ ve gelecek kesimleri için de, insanoðlunun bireysel ve toplumsal vazifelerini, islam ümmetine karþý iç ve dýþ tehlikelerden korumak, toplumun sorunlarý çözmek, ümmete ve insanlara adil þekilde hükmetmek, mazlumlarýn hakklarýný korumak, onlarý savunmak, hukuki, askeri, siyasî, kültürel, ekonomik, sosyal sair konularda, onlarýn ilerlemelerini saðlamalarý için bir veliyy-i emrin olmasý dinen zaruridir.

Bu konuda Mehdi(a.f)'den nakledilen bir hadisi þerifte, ümmete buyurduðu:

"(Gaybet zamanýnda) meydana gelecek hadiselerde ve sorunlarda, bizim hadislerimizi rivayet eden (onlarda uzman olan) kimselere müracaat edin. Zira onlar benim size olan hüccetim, ben de Allah'ýn hüccetiyim onlara’’

Keza; imamlarýmýzdan nakledilen "Fakih’lerden, nefsine hakim olan, dinini koruyan, heva ve hevesine muhalefet eden ve Mevla’sýnýn emrine itaat eden kimseye avam olanlar taklit etmeli, uymalýdýrlar." Bu Hadisi þerif’te konunun ne denli hassas olduðunu ve muðlak kalamayacaðýný, net bir þekilde açýklar vaziyette.

Bunun içindir ki, Ýmam Humeyni’nin “Bir fakih için Resulullah ve masum bir Ýmam için geçerli olan mutlak velayetin aynýsý fakih için de geçerlidir. Þu farkla ki onlarýn velayeti asaletendir, fakihlerinki ise vekaleten. Eðer böyle olmazsa, gaybet zamanýnda Ýslam hükümeti kurmak ve yönetmek imkansýz olur.” Þeklindeki beyaný kutsal nakillere dayanmaktadýr.
Yine günümüz dünyasýnda, inançsal, sosyal ve sair yönleri ile aklýmýza gelebilecek ve bizzatihi, fiili olarak içine düþtüðümüz her türlü sorunlarý, müslümanlarýn gerçek þekilde anlamasý ve hak ettiði konuma ulaþmasýnýn yegane çözümü,Velayet-i fakih’e kayýtsýz, þartsýz baðlý olmalarýndan geçer. Velayet-i fakih’in samimiyetinden þüphe edemeyiz. Hiç þüphesiz, bir fakih þer’i delilsiz ve ilahi öðretilere dayanmadan, sadece kendi düþüncesine göre karar veremez. Hiç þüphesiz Velayet-i fakih makamýný temsil eden fakih, din konusunda her kesten daha hassastýr.

Günümüzdeki müslümanlarýn velayet-i fakih etrafýnda toplanmasý, en önemli islami görevlerin baþýnda gelmektedir. islam dünyasýnýn ve haseten bilinçli hareket etmek isteyen sorumluluk üstlenmiþ aydýnlarýn, buna her kesten daha fazla ihtiyacý var. Ýnanýyoruz ki, Velayet-i fakih’in bizlerin üzerindeki hakký tartýþýlmazdýr. Nitekim bu hak ilahi bir hak olarak bizden edasýný beklemektedir!

Bugün özellikle islamýn amansýz düþmanlarý olan Ýsrail ve ABD, binbir entrikalarla kirli planlar ve tuzaklarýndan kurtulmanýn, Ýslam ümmetinin birlik ve beraberliðinin yegane kurtuluþ reçetesinin Velayet-i fakihe baðlýlýktan geçtiðini bilmektedirler. Vicdan sahibi her araþtýrmacý, insafla karar verdiðinde, islam dünyasýnýn sorunlarýnýn kuþkusuz çözülebileceðini, ancak bu yolun vahdet’ten geçtiðini, vahdet’in ise ulu’l emr’e tabi olmak ve ona itaat etmekten geçtiðini bilir. Bu konunun önemine binaen fasýk ta olsa, itaatin farz kýlýnmasýný kabul eden ekollerin, neden bugün þartlarý haiz olan veliye itaatin zorunluluðunu ümmete açýklamaktan çekindiðini anlamak doðrusu çok zor?!

Kendilerince çeþitli sebepler üreten ve Velayet-i fakihi kabul emteyen islami düþünürler, bu kutlu çizgiden ayrý kalmak isteyenler, geçmiþ dönemlerde nebi’lerden ayrý kalanlarý kýnama hakkýna nasýl sahip olabilrler ki?

Nitekim bu konuda, rahmetli imam Humeyni tarihi ve ilahi vasiyetinde mütevatir derecede olan, sekaleyn "Ben sizin aranýzda iki büyük, deðerli ve muteber þey býrakýyorum ki, siz ümmet olarak o iki þeye sarýlacak olursanýz, benden sonra dalalete düþmezsiniz, onlardan birisi Allah Tebarek ve Tea-la'nýn kullarýna gönderdiði saðlam bir ip olan yüce Kur'ân ve diðeri de benim Ehlibeytim, itretimdir. Bu ikisi (Kur'ân ve Resulullah'ýn Ehlibeyt'i) havuzda bana ulaþýncaya kadar birbirlerinden ayrýlmazlar. Aranýzda býraktýðým iki deðerli ve aziz þeyi nasýl gözettiðinize bakacaðým’’ hadisini naklettikten sonra, bu konuda halk için bir özür kabul edilse dahi, alimler için bu özrün geçerli olmayacaðýný beyan eder.

Yüce Allah, varlýklarý yarattý, onlarýn arasýnda insanda var. Ýnsanlarý yaratýp onlarýn hertürlü ihtiyaçlarýný eksiksiz olarak veren, bela ve çeþitli musibetlerden koruyan, onlarý büyütüp yaþlandýran, rýzýk ve hayat veren, kýsaca hayat için gerekli olan her türlü ihtiyacýný var eden Allah (c.c). Dünya hayatýmzýn her safhasýnda, insan hayatýnda, insandan daha öncelikli onun adýna karar verme yetkisine sahiptir. El malik’i mülk olan yüce Allah, mülkünde dilediði gibi tasarruf hakkýna da sahiptir. Buna göre, mutlak yaratýcýnýn kulu olan insana, kanun koyma yetkisi, yine o mutlak yaratýcýnýn hakkýdýr.

Þöyle ki; Velayet-i Tekvinde, nedensellik kanununa baðladýðý yaratýlýþ silsilesini, tüm varlýklarýn kainat aleminde Allah’ýn yaratmýþ olduðu kanunlara göre, yaratýlýþ ve kemalet seyri sýrasýnda, yaratýlýþ, þekil,hal, durum ve yer deðiþtirmesi ve sair, bu seyir, yaratýlýþ kanunun gereði, sebep ve sonuç iliþki zinciri içerisindedir.

Teþrii velayet ise, kanun koyuculuk, yani yapýlmasý ya da yapýlmamasý gereken iþlere Allah’ýn hukukunun belirleyiciliði esastýr. Bir de hangi konularda kulun kendi ihtiyarýna býrakacaðýný da o bilir.

Bilinmelidir ki, velayet-i mutlak asaleten Allah’a aittir. Ancak iradesi ile Peygamberlere ve Ýmamlara verir. Ýmamlarýn özel tayin ettiði kimselere verilen velayette yine bu türdendir. Zira kendisinden sonraki vasisini belirler...

Bu Velayet masumiyet sýfatýnýn gerekliliði, niteliði açýsýndan, geçerli olan bir olgudur. Masumiyetin yüklendiði velayet veya velayetin yüklediði masumiyet, yüklenenin çocukluðundan ölüm anýna kadar bilerek veya hataen küçük veya büyük hiçbir günah iþlemekten(ismet) beri olmalarýdýr.

Þayet bu þekilde bir masumiyet akidesi olmasaydý, yani aksi takdirde, bilerek veya bilmeyerek yanlýþ þekilde hüküm verip, (mazallah) asi olmalarý mümkündür. Bu durumda kendilerine uyulanlar da yanlýþlýða düþmüþ olurlar. Yok eðer uyulmayacaksa, Ýmamet’ten bir fayda sudur etmeyeceði gibi hakikat’ten sapma anlamýna da gelirki, bu durumda, Allah'a izafe edilmiþ olur. Bunu düþünmekten dahi Rahman’a sýðýnýrýz!

mcan@hotmail.de



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gündem Özel - 3 Mýsýr ve Ýslam
Ýslam Dünyasýnýn Arayýþý
Ali Þeriati ile Kürt Sorununa Bakýþ ve Yeni Ýslamcýlarýn Senaryolarý
Roman'ýn Sonu Amerika'nýn Akibeti! - 1 -

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Velayet-i Fakih ve Siyasla Ýslam
Kürt Ýslam Tarihine Farklý Bir Bakýþ (I)
Gündem Özel - 2 Ýslam ve Medeniyet
Afrika’da Nal Toplamak!
Ýslamda Kadýnýn Rolü - 1
Bugün Tek Baðýmsýz Devlet Ýran’dýr
Afrika’da Nal Toplamak!
3. Dünya Savaþýnda Ýraný'ý Anlamak!
O Karede Ne Vardý?
Arap Dünyasýnda Ortaçaðýn Sonu Mu?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dost Ýçin [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Þiir]
Ne Ýnsanlar Gördüm [Þiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Þiir]
Ayrýlýk Senfonisi [Þiir]
Hatýram! [Þiir]
Namus'un Adýna! [Þiir]
Hum Kýyýsýnda Bir Gece [Deneme]
Muhammed Can S. Demirtaþ'a Soruyor [Eleþtiri]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.