Bindik Bir Alamete,gideyoz Gıyamete. Hemide Oyanyıverekten!

Birinin koşarak durağa gelip,aniden durup,ellerini cebine koymasını normal karşılamıştı insanlar.

yazı resim

Yetişemeyeceğimi sanarak ve bundan dolayı koşarak otobüs durağına yaklaştım.Gecenin karanlığından olsa gerek uzaktan,otobüsün numarasını yanlış görmüşüm.Ancak iyice yaklaşınca fark ettim durumu ve dursam mı,devam mı etsem,bozuntuya vermeyip otobüse binsem ve bir sonraki durakta insem diye “birazdan rezil olacağım” korkusu ile çeşitli kurtuluş çareleri üreten ve aslında çaresiz olan beynim birden ayaklarıma amaçsızca durma emrini verdi.Evet durdum.İnsanların garip ve “ne yapıyor lan bu mal” edalarıyla beni süzdüklerini hissediyordum.Göz ucuyla bir sağımdakilere bir solumdakilere baktım.Ortada öyle bir şey yoktu.Birinin koşarak durağa gelip,aniden durup,ellerini cebine koymasını normal karşılamıştı insanlar.Kendimi rahatlatmak adına etrafımı tekrar tekrar yokluyordum.Birden biri -sanrım beni rahatlatmak adına- “Ya seçimlerde yaklaşıyor.Ne olur?”,diye bir soru attı ortaya.”Sen nasıl istersen öyle olsun abim benim.”,diye lafa atılasım vardı.Çünkü bu hamleyle beni paranoyak bir zihin harbinden kurtardı.Hemen önümdekini seçim malzemesi yapmıştı beynim.Bu sefer çaresi vardı.
Önümde duran bir çöp kamyonuydu.Ne alakası var demeyin.Bu aralar sayıları nasılda arttı.Arı gibi çalışıyorlar.Kesin bir dümeni vardır.İşin ters yanı kamyon otobüs durağında durmuştu.Sanki duraktakilere “bakın!belediye çalışıyor.”,havası veriyordu.Ama çöp kamyonunun yaptıkları bu kadarla sınırlı değildi.Birazdan yol açacağı şeyi kendi de bilmiyordu.Derken otobüs geldi ve çöp kamyonu durakta olduğu için durağın biraz ilerisinde durdu.Bende o tarafa yakın olduğumdan hemen fırlayıp bindim otobüse.Boş yer bulup hemen yayıldım.Gerçek durakta duran insanlar biraz yorularak bindiler otobüse tabi.
Belediye otobüslerinin aslında politik yanı olduğunu düşünüyordum.Hatta pazarcılardan ve kahvelerden de.Çünkü toplumsal denetim mekanizmasının,toplumda yarattığı etkilerin canlı gözlem yerlerinden biri.Ama bu konuya girip meseleyi uzatmaya niyetim yok.Konuya döneceğim.
Arkadan binen yaşlı bir amca nefes nefese şöföre:”Neden durağında durmuyorsun.Biraz da benim gibi yaşlıları düşün”,diye söylendi.
Şöför:-Durakta çöp kamyonu vardı.Ben ne yapayım?” diye biraz tehditkar,biraz doğu şivesiyle,biraz da “ulan her gün milyon tane insanla uğraşıyorum” havasındaydı.
-Ben mi koydum kamyonu?,dedi amca.
-e ben mi yokdum?
-durağında duracaktın.
-her yer benim durağım kardeşim.sana mı soracağım?
-baban mı yaptı?
-He babam yaptı?
Amca ayağı kalktı.Birden ortalık karıştı.Ama bu kadarla sınırlı değildi.Amca şöförü şikayet edecekti. Çıkışı yoktu. Ve bir numaraya bakıyordu.
-05yüz… dur sen.Şikayet edeceğim seni.
-Kime edersen et.Senden mi korkacağım? ,sanırım bu bir soru değildi.
-Arıyorum.Hakaret etti diye.
-Amcacığım hakaret etmedim.İkaz ettim. Burada şöför geri adım atar gibi oldu. Ardından da bir sessizlik.Tam olay yatışıtı derken.
-Tuu.Hem numarayı yazıyorsunuz hem de yoksunuz.Aradığım kişiye ulaşılamıyormuş, bağırarak söyledi ki herkes duysun ve artık bir taraf seçmek zorunda kalsın.”Haklıyım ben”,diye bağırıyordu içten içe.Birde olayın buraya kadar uzaması otobüsün diğer eşrefini buram buram çekiyordu.ve sonunda olan oldu.Arkadan Karadeniz şiveli bir adam “Amca haksızsın kamyon durakta duruyordu.” Dedi.
Başka biri
-“Hayır daha önünde duruyordu durağın.Arkasına sığabilirdi”
-“Durakta duruyordi deyim saa” diye biraz da bastırınca Karadenizli,”Başkabirine” susmak kalıyordu.
Karadenizli ile yaşlı amca üzerine yoğunlaştı kavga.Ve gittikçe de çirkinleşmeye başladı.Önceleri insanların ilgisini çekerken şimdi gürültü kirliliği vasfına doğru ilerliyordu.Tartışmacı iki adam da durumu fark etmiş gibi insanları tekrar bir saflaşmaya çağırırcasına iddialar attılar ortaya.
-Ben 70 yıldır bu şehirde yaşıyorum
-Bende 40 yıldır ne var.
Bir ara yaşlı amca”Otobüse binerken şikayet edenler şimdi susuyorlar” diyerek kavgayı nasreddin hoca’nın “fil hikayesi”ne bile çevirmeye çalıştı.Tabi tutmadı.Ve birazdan gelecek olan hamle ile tartışmanın seyri tamamen değişiyordu.
-Ben burada insanların haklarını savunuyorum.
-Sen içmişsun kardeşum.Sarhoş bir insan benum hakkimi savunamaz.
Evet yaşlı amca sarhoştu.çünkü tam arkamda oturuyordu ve bu cümleden sonra burnunda yaptığı solumalarla sıcak ve bira kokulu nefesimi ensemde hissediyordum.Ama bu bir belaltı vuruş sayılmalıydı.Bir fauldu.Artık ahlakı yoktu tartışmanın.Etiği tükenmek üzereydi.Belki de –bence- bu yüzden tartışmanın son seyri şöyleydi:
-Artık içmektemi suç ulan!
Devamını anlatmayacağım.Sonrasında merak edilecek bir şey yok.Yalnızca bu kadarı yerel seçimler öncesi “güzel ülkemin sanço panza kılıklı insanları”nı anlatır sanırım.Ayrıca otobüslerin de aslında nasıl bir “politik fantezi” gözlem alanı olduğunu gerçekliyor.Ve tartışmalar devamlı kopyala-yapıştır halini almaya başladı kendi çevremde.Otobüste bile.
Ayrıca devamını anlatmayacağım dedediğimde yalan söyledim çünkü tam o noktada otobüsten iniyordum.Valla ne yalan söyliyeyim devamını çok merak ediyorum.

Başa Dön