"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Aşka adanmamış cümleler,saçların kokan cümlelere yaklaştıran yalnızca bir araçtır. Bu gece ayrılığı duydum; Siyah kokan, Dudaklarına yakışmayan, Aşka dem vuran maraz cümlelerde. Ve bu gece şakaklarıma ıska geçti ölüm Bir başka kortum bu kez yalnızlıktan. Bu gece ayaklarıma inme indi ölüm… Yaşatmaya çalışırken bu aşkı sığdıramadığım kalbimde Korurken kaderime inen her acı darbede dokunamadığım tek uzvum yüreğimde Neyim ben yada neyinim senin bu kadar yalvarmışlığın zifir gölgesinde. Bedenim,ruhum ve ufkum dar gelirken saklamaya bu aşkı, Neyinim ben senin ayrılığa gebe dilindeki son tekerlemede… Seninle yaşadıklarım aslında şimdiye dek hiç tadamadıklarım Aşkım,baharım,ruhumu titreten dokunmalarım İlk kez ellerinde inandığım ebedi vuslatım ‘’Kaldı mı şimdilerde eski aşklar’’ kulağıma zorla tıkılan eski yaşanmışlıklar Bütün bunlara inat eskiden kalma bir aşk Ömrümden ömrüne adadığım… Sen bitersen biter bu aşk Sen gidersen dönerim ölüme yüzümü Sen istersen yaratılmışlığın sonuna inat sonsuza kadar yaşar bu aşk. Ne olur gitme… Alma ayrılığın adını ağzına Gitme… Sus sadece , sus içinde hazan tüten cümlelerde. Hazır değil bu adam dayanamaz bu kadar sevdiği anda hayatı ve seni kaybetmeye. Tamda ısınmışken elleri bu baharı kışa teslim etmeye… Ayrılık dilimde buruk bir melodi şimdi Genzimi yakan birkaç şarkı isyan edercesine avaz avaz bağırdığım Ayrılık davetsiz misafir güçsüz bedenimde Ve ben nefret ediyorum davetsiz misafirlerden, Hiçbir şey sunamayacağımı bile bile dünyama gelenlerden, Ayrılığı getirme dünyama Saadet-i vuslata bu kadar yaklaşmışken. Hayat karşılığını almadığı hiç bir şey vermez bilirim, Ben ödedim sevgilim bu aşkın bedelini son kuruşuna kadar Ödedim çünkü duyduğum her hüzünlü şarkıda gözlerimin dalmasından bilirim. Bu bir ihtimal değil , olası mutluluklar değil istediğim, Artık hiç bir şey istemiyorum Allah’tan hak etmediğim Bende ki yalnızca hayatta kalma çabası ümidim,emelim,dileğim Karanlıkta neş’e mi kovalayan yalnızlıktan kaçarken Kollarımı parçalayan satılık sevdalara çarparken sonsuz boşlukta Sensin beni o düşüşten kanatlarıyla tutup çıkaran,hayat veren meleğim. Kızmış gibisin, üzülmüş gibi , kendini bulmuş gibisin adın geçmese de cümlelerde, Kaldır başını bak içinde sakladığın özünle yüzüme Kendi gözlerini görene dek göz bebeklerimde Ve sus şimdi, Sus sakın cevap verme. Sen yalnızca gör yalvarıyorum damla damla akan aşkı gözlerimde, Benim ol sen sadece Yalnızca kal benimle ayaklarına serdiğim bu aşkta Ve aşkınla dolup taşırdığım ölümden öte hayat dolu muhtaç yüreğimde… Kasım CAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kasım can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |