Bazen evrende yalnýz olduðumuzu düþünürüm, bazen de olmadýðmýzý. Her iki durumda da bu düþünce beni afallatýr. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Bugün yaþadýðýmýz 21. yüzyýl denen rezilliðin baþ mimarý televizyondur. Üzüm üzüme baka baka kararýr misali, insanlar yoðun biçimde temas içinde bulunduðu kiþilerden, ortamlardan etkilenir. Kendinize bir bakýn, en yakýn arkadaþlarýnýz ve aile üyelerinizle aranýzda çok büyük benzerlikler vardýr, kelimeleriniz, düþünceleriniz ve hatta yürüyüþünüz bile birbirinize çok benzer. Ýki yakýn arkadaþ konuþma tarzlarýndan kelimelerine ve düþüncelerine, hareketlerine kadar birbirini etkiler. Yeni tanýþýp da kendinizi yakýn bulduðunuz birisi, yeni bir kýz-erkek arkadaþ, belki yeni bir öðretmeniniz sizi çok etkilerse “onun gibi”olmaya baþlarsýnýz. Karþýmýzdaki iyi bir örnek olduðu sürece ve olumsuz-kötü davranýþlarý kapmadýðýmýz sürece bu etkileþimin kötü bir yaný yoktur ve hatta çok doðal ve faydalýdýr. Ýnsan sosyal bir canlýdýr ve çevremizden yeni þeyler alarak kendimizi ve çevremize bizdekini vererek de çevremizi zenginleþtiririz. Ýþin-ipin koptuðu nokta tam olarak “iyi örnek” noktasý. Bu klasik bir “televizyon öcüdür” yazýsý deðil. Bazý gerçeklere dönüp bir hatýrlayalým, bazý þeyleri sýraya soktuðumuzda bir yap-bozun parçalarýnýn birleþmesi gibi karþýmýza bir gerçek çýkar. Bu bir komplo teorisi yazýsý da deðil. Þampanya dünya çapýnda bir buluþ ve tesadüfen doðdu. Bazý þeyler tüm dünyayý etkilese de kimse bunlarý planlamadan kendiliðinden-tesadüfen-plansýzca ortaya dökülüverir.. Televizyoculuk dene bu meret ucuz bir iþ deðil. Günümüzde dünya, teknoloji sayesinde küçülürken bir yandan da ortadaki pasta o ölçüde büyüdü.. Sanayi devriminden sonra doðan-yükselen Þirketler ve KAR ETME kavramlarý bugün yaþadýðýmýz dünyanýn temelini oluþturdu. Daha açýkçasý dünya PARA ile-KAPÝTAL ile dönüyor. Para yoksa hiçbir þey yok. Para yoksa televizyon da yok. Televizyoncularýn ilk önceliði doðal olarak ayakta kalmak olabilir ama bunu geleceðin içine etmek pahasýna yaptýklarýnda bu büyük bir suçtur. Ben bugün bu suça ortak olmamýþ tek bir televizyon kuruluþu olduðunu sanmýyorum. Hepsi buna az-çok bulaþmýþ durumda. Sadece televizyon deðil, internetinden gazete ve dergilerine ve radyosuna kadar her þey batmýþ durumda. Televizyonlarda kaç belgesel görüyorsunuz? Silah ve kavga olmaya kaç dizi var? Kaç tane doðru dürüst eðlence programý var? Ýçinde baldýr bacak göstermeyen kaç video klip izlediniz þu son günlerde? SEX satar, ama bu kadar da iþi kasaplýða dökmek mide bulandýrýcý. Et satmanýnda bir edebi adabý var, burada sýnýrlar yok olmuþ. Yamyamlaþmýþýz vesselam. Kaza ile akþam televizyonu açsam bütün kanallarda kan-silah-gözyaþý-çýplaklýk(yobaz deðilim ama estetiði olamayan çýplaklýk da çok iðrenç) dolu görüntüler.. Kavga, kargaþa.. Sabah ve öðleyin zaten televizyon tam bir kayýp bölge.. Sabah programý-izdivaçlar- efendim yemek programlarý.. Yahu rezillik, kavga gürültü, çirkinlik, haysiyetsizlik.. Hepsi var neyi sayacan? Hala bunlar seyrediliyor, Televizyoncular bunlarý yayýnlýyor.. Bu millet önüne ne koyuluyorsa yiyor. Kendinden geçmiþ zehir içiyor. Televizyoncular da reklam aldýðý sürece rezillik olmuþ hiç dert etmiyor.. Kapital.. Para konuþuyor.. Köpeðin önüne atsan parayý yemez ama insan kölesi olmuþ. Halk hala neden izliyor? Ýnsan doðasý bir gariptir.. Güleriz aðlanacak halimize.. Kötü durumda olan birisini teselli ederken aslýnda içimizde þükrederiz “bak benden daha kötüleri var. bu halime þükür” diye kendi eksikliklerimizin acýsýný azaltýrýz belki de.. Belki de bu milletin bütün bu rezil programlara katlanmasýnýn tek nedeni budur.. Kendi aðlanacak haline gülmek ve bunlarý izleyip “benden daha kötüleri de var” diyerek kendini teselli etmek... Televizyonlar para olmadan hayatta kalamaz.. Hiçbirimiz parasýz yaþayamayýz. Bu dünyanýn düzeni böyle olmuþ. Deðiþtirmek için çok büyük ve çok köklü hareket gerekir ki buna siz 3.Dünya savaþý deyin ben kýyamet diyeyim.. Öyle büyük biþey yani.. Bu pazarda ekmek yiyen, bu düzenden memnun olan çok güçlü çok fazla insan çok fazla köþe baþýný tutmuþ. Televizyonlarýn bu rezil yayýnlarý yapmasýnýn nedeni bunlarýn izlenmesi. Bunlarýn izlendiðini söyleyenler ise bu RATÝNG-reyting araþtýrma þirketleri.. Þimdi parantez açýyorum: Michael Moore denen Arýza Adam'ý duyan duymuþtur. Bizim Uður Dündar'ýn Amerikalý ve biraz daha Cem Yýlmazlaþmýþ hali ve de Uður abi daha yakýþýklý. Bu Michael reyting þirketleri ile ilgili bir araþtýrma yapmýþtý ve belgeselinde bunu açýklýyordu. Sonra bildiðim kadarý ile bunu bu yayýnlardan ötürü susturmak için bir sürü tehdit ve mahkemeler filan oldu.. Kýsacasý Michael þunu gösteriyordu; Televizyonlarýn yaptýklarý programlarýn þeklini belirleyen izlenme oranlarý hiç ama hiç güvenilir deðil. Hatta yanlýþ. Bunu Televizyonlar da biliyor. Ama Reklam þirketleri ve Rating þirketleri, televizyon yöneticileri bunu saklýyor çünkü reklam veren firmalara karþý ellerinde bir koz bu ratingler. Bunun yalan olmasý demek para musluklarýnýn tehlikeye girmesi demek. Para aktýðý sürece bu yalan sürüyor. Seyredilmeyen programlar yanlýþlýkla ya da KASITLA yüksek rating almýþ gibi gösteriliyor ya da ratingler abartýlýyor ve daha çok para týrtýklanýyor reklam veren þirketlerden.. Reyting Allah'ýn emri deðil; reytingleri sorgulayýn. Altýndan hiç de hoþ olmayan þeyler çýkacak. Benim gibi sýradan vatandaþ da televizyondaki canavar ve hilkat garibesi bu programlar karþýsýnda televizyonu çöpe atma noktasýna geliyor sonuçta-çünkü ait olduðu yer orasý. ÇÖP. Televizyon dene bu zýmbýrtý çocuklarýn anne-babasýndan daha çok gördüðü bir meret. Okulda öðretmeninden, ailesinden bile daha çok Televizyondan etkileniyor çocuklar. Çocuðunuzu yaramazlýk yapmasýn diye televizyonun karþýsýna koyarken lütfen biraz da dikkat edin televizyonda hangi programý izliyor. Bundan beþ yýl sonra bir bakacaksýnýz karþýnýzdaki sizin çocuðunuz aslýnda sizin çocuðunuz deðil. Türkiye okullarý baþlý baþýna ayrý bir yara-yazý konusu olsa da bugün þunu söylemekle yetineceðim; geleceðimizi ne okullar, ne de aileler þekillendiriyor. Televizyon yayýnlarýnýn gücünü küçümsemeyim. Ne seyrettiðinize dikkat edin.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Levent, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |