Yalnýzca sevgiyi öðret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
Temelinde boþa harcanan bir ömür,gençlikte esen kavak yellerinin serinliðinde asýl ‘’mana’’yý bulamamanýn sonradan verdiði bir piþmanlýk,vicdani bir sorumluluk olan "Erenlerin Baðýndan" adlý nesrin cümlelerinin ardýnda Yakup Kadri’nin hayatýndan izler bulmak mümkündür. Eser boyunca onlarca duyguyu bir anda yaþatan kuþkusuz yalnýzca anlatým tekniðinden deðil, yazarýn titiz bir üslupçu olmasýndan da ileri gelir.Yer yer okuyucuya ‘‘Aziz dost, heyhat!’’gibi ünlemlerde bulunmasý, okuyucusuyla bir olmasý, onu daha da akýcý hale getirmiþtir. Dile getirilen piþmanlýk yalnýzca onun deðildir, yalnýzca o pýnar perilerine aldanmamýþtýr. Hepimiz içinde bulunduðumuz zamaný geçip gitsin diye beklemiþizdir… Bunu öyle bizden anlatýr ki Yakup Kadri, nesrin sonunda kendi içinde hesaplaþtýðý tüm duygularý okura yüklemiþtir artýk. ‘‘Yýllar yarlardan,yarlar yýllardan vefasýz…Kara baht bir kasýrga gibi…Bu ne baþ döndürücü iþ?Geceler günleri, günler geceleri, cefalar cefalarý kolluyor. Saçlarýmýzda aklar aklarý, alnýmýzda çizgiler çizgileri doðuruyor…’’ Böyle akýcý, böyle sanatkarane ve böyle nesirle bütünleþmiþ bir paragraf o dönemde ancak Yahya Kemal ile yeni bir akýmý baþlatma çabasý içerisinde olan birisinde görülebilirdi . ‘’1912’de Türkiye’ye dönen ve Fransa’dayken zihninde uyanan bir ‘’öz þiir’’ arayýþýyla, týpký batý edebiyatlarýndaki örnekleri gibi, kadim Yunan sanatýndan hareket ederek yeni bir þiir tarzýný benimseyen ve deneyen Yahya Kemal, bu konuda nesir yazarý olarak Yakup Kadri’yi yanýnda bulur. Bu düþünce, asri/çaðdaþ Türklerin artýk Osmanlý veya Orta Asya Türkü deðil, Akdeniz havzasýnýn Türkü olacaðý felsefesinden hareket etmektedir. Biz de bir ‘havza medeniyeti’nin çocuklarý olarak edebiyatýmýzý bu kaynakta arayacaktýk. Böylece adýna neo-hellenisme yahut nev-yunanilik dedikleri bir edebi mektep tasavvur eden Yahya Kemal ve Yakup Kadri bu yolda bir takým denemelere giriþtiler’’ Ýþte Erenlerin Baðýndan ve yazarýn birkaç nesir yazýsý daha bu düþüncenin birer ürünüdür. Ýçine girdiði mistik havanýn etkisiyle Yakup Kadri insanýn yaþadýkça daha çok kirlendiðini, evrende þahit olduðu her yeni þeyin ruhuna bir çizik daha attýðýný, böylelikle anlam denen hamurun gittikçe çirkinleþtiðini anlatýr ve en çok da gençliðine yanar insanoðlunun. ’’... yerimize döndüðümüz vakit sen de, ben de solgun ve yorgunduk ve kalbimiz bomboþtu ve vücudumuzdaki ter donmuþtu. Ýþte bütün gençliðimiz böyle geçti. Doðduðumuz gün, yüzümüzde gülen ýþýk söndükçe zalim tayflar bizi taþtan taþa sürüklüyordu’’ Alýnda çizgilerin çizgileri doðurduðu gibi, hayatýmýzda da olumsuzluklar olumsuzluklarý doðurmuþtur. Bunlar öyle beklenmedik bir zamanda öyle þiddetli tesir etmiþtir ki yüreðimize, Yakup Kadri bunu ‘’kara baht bir kasýrga gibi ‘’sözleriyle dile getmektedir. ‘’Dünyayý idam mahkumlarýyle dolu bir zindana benzeten hakim doðru düþünmüþ. Hepimiz için akýbet o meþ’um þafak sökecek’’ sözlerinde bir mistisizme yöneliþ hissedilir ki bunu ilk kez fark eden Halide Edip: ’’Yakup Kadri artýk bir ‘mistik’tir. Güzlliði, kendi ruhunun bir tek pertevi olduðu muazzam ve nihayetsiz ýþýkta arýyor.Ferdi gamlar, þahsi endiþeler ve hasretler ruhunda süzülüyor, ta benliðinin arkasýndaki engin boþluða düþüyor’’ þeklinde açýklar. ‘’ Baþlangýçta Fecr-i Ati savunmasýný üstlenen,çok sert bir tenkitçidir. Edebiyattan ahlak telkinleri ve sosyal fayda bekleyenlere bu tarihlerde çok sert cevaplar verdiði…daha sonra bir kitapta toplayacaðý Milli mücadele dönemi hikayeleri de Ýkdam gazetesinde çýkmakta ve okuyuculara Anadolu’da devam eden savaþý hatýrlatmaktadýr’’ Enginün’ün bu tespiti takdire þayandýr. Zira dönem, þartlara göre deðiþen bir yazým anlayýþýný gerektirmektedir. Ayrýca Akyüz’ün "Fecr-i Ati’de bulunduðu zamanlar bu topluluðun bütün özelliklerini benimseyen ve tamamýyla ferdiyetçi bir sanat anlayýþýna sahip bulunan Yakup Kadri, Balkan Harbi'nin hemen hemen bütün Türk aydýnlarýnda meydana getirdiði uyanýklýlýkla ’sanat için sanat’ görüþünün pek doðru olmadýðýna inanmýþtý. Ancak gerek alýþkanlýklarý ve gerekse kendi iç dünyasýna yönelmekten hoþlanan yaratýlýþý yüzünden, bu inanç deðiþikliðine raðmen, hayata kolay kolay yönelemedi. Birkaç yýl süren bir bocalama ve arama dönemi içinde,Yahya Kemal’le birlikte bir nev-yunanilik çýðýrý açmayý bile düþündü. Fakat Balkan Harbinden sonra Birinci Dünya Savaþýnýn da bütün memlekete yaygýn çok açýk ve acý gerçekleri karþýsýnda, 1916’dan baþlayarak yurdun gerçeklerini ve milli duygularý ele alan hikayeler ele yazmaya baþlar. Böylece Milli Edebiyat hareketine katýlmýþ olan yazar, yenilgi ile biten savaþýn acýlarýný unutabilmek için, bir ara, romantizmle karýþýk bir mistisizm içine gömüldü.’’ görüþleri de yazarýn yazýn hayatýnda yaþadýðý gel-gitleri çok açýk bir þekilde ortaya koyar. Onun hikaye ve romanlarýndaki kahramanlarýnýn çoðunda kendisinden izler bulunduðuna Halide Edip de katýlýr. Her yol ayrýmýnda,düþmanlara pusuda rast gelmeleri ve ilginçtir yazarýn bu düþmanlarý bazen pýnar perileri bazen de onlardan daha tehlikeli deniz kýzlarýna benzetmesi, onun kadýnlara bakýþ açýsýný da ortaya serer. "Aþk kaçýnýlmazdýr’’ diyen ve romanlarýndaki kahramanlarýna ’’aþk kaderdir’’ sözlerini söyletip sonra da yaþananlardan piþmanlýk duymasýný anlamak bir hayli zordur doðrusu. '' Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan fena havasý esiyor’’ sözlerinde bir tedirginlik hissedilir. "Bu tez ve tatsýz seyahatte o kadar çirkin þeyler gördükten sonra…’’ cümlelerinde ise yaþamý tatsýz bir seyahate benzetmesi oldukça iç karartýcýdýr. Lakin onun, herkesin kendisiyle yapmasý gereken bir hesaplaþmayý yapmýþ olmasý, kendisinin Cumhuriyet dönemindeki eserleriyle Türk Edebiyatýnýn önemli yazarlarýndan birisi olmasýný saðlamýþtýr. KAYNAKÇA: 1. AKYÜZ, KENAN "Modern Türk Edebiyatýnýn Ana Çizgileri 1860-1923" Ýnkýlap Kitabevi,2005 2. ENGÝNÜN, ÝNCÝ "Yeni Türk Edebiyatý Tanzimat’tan Cumhuriyet’e (1839-1923), Dergah Yayýnlarý, 3.Baský, Ekim 2007 3.Okay, Orhan "Batýlýlaþma Devri Türk Edebiyatý’’, Dergah Yayýnlarý, Ýlk Baský
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © esra tartut, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |