Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
Tövbesi çoktan zulalanmış bir acıya soğuk bir hançer değdi. Kan sızdı gözlerimin beyazına. Ve bir sonbahar ölümü yüreğime mübah kılındı. İçimdeki kız çocuğu kürtaja zorlandı ama ben pes etmedim Çünkü benim adım aşk’tı . Soyadım sen… Ölüm bana gelen yolları yakınlaştırırken, Ben bir masal bir peydahladım düşlerimin en beyaz kenarından.. Sırf bu yüzden kirletildi yüzüm.. Katli vacib oldu cesedimin.. Cümlelerim bir sabah ezanı sonrası defnedildi.. Harf harf düştüm sayfalardan.. Ama yine bitmedim.. Bitirmedim sevgimi.. Çünkü benim adım sevdaydı.. Soyadı sen… Zulm ile usanmadı ki hasret ile yontulsun gönlümün yaraları.. Aşkın en kör halinde yakalandı çocukluğum.. Kaç kez vakitsiz sobeledik siyah’a.. Kaç kez gebe kaldık sonbahara.. Ama hiç kaçmadık yüzümüzün günaha çalan yanından.. Ve hiç pişman olmadık bedenimize biçilen cezadan.. Eğilmedik.. Ve eğmedik başımızı.. Eğirmedik boynumuzu.. Çünkü biz tek yürektik.. Zordu ever ama ellerimiz ellerimize değmese de.. Aşk’a yeltendi yüreklerimiz.. Aynı gökyüzüne bakmasa da gözlerimiz, Aynı bulutların eteklerine bağladık rengarenk balonlarımızı.. Musalla soğuğunu gözlerimize Ölmeyi yüreğimize dikip uzattık çocukluğumuzu falakaya.. Düştük, yaralandık..kanadık Ama bitmedik.. Erimedik.. Vazgeçmedik.. Dimdik..Ne bir eksik ne bir fazla.. Biz bir’dik.. İki nefesli tek yürektik.. Gözlerin aşk’tı, Yüreğin özlem.. İşte bu yüzdendir nehirlerin tersine akışı.. Hatırla ey çocukluğum, Senin hiç rengarenk balonların oldu mu gökyüzüne saldığın ? İtiraf et ilkokul çağım, Ceplerin hiç mavi bilyelerle dolup yüreği taştı mı ? Sus tüketme nefesini.. İşte bu yüzdendir yüzündeki tek fiskenin örtülü kalışı.. Adın aşk’tı senin.. Soyadı acı… Evet zordu seni ölümden caydırmak.. Ve siyahtan ayırmak.. Kaç tabut taşıdı bu omuzlar ? Kaç defne şahit oldu bu gözler ? Ve kaç kez suçüstü yakalandı suçsuzluğum.. Ve mutsuzluğum kaç kez rehin alındı…. Şimdi sesimi kısıp senin ölüme koşusunu izlemememi istiyorsun.. İzin vermeyeceğim.. Diri diri yüreğini, Eze eze gözlerini gitmene yol vermeyeceğim.. Ya ez geç beni.. Ya da bir Elif miktarı yaşa.. Şimdi kapat yaralarının gözeneklerini kadınım.. Yetmedi mi daha acılarını tuzda basıp basıp kanatmaların ? Bitmedi mi kendine kiralık katil aramaların ? Sevdayı çıkarıp kendi cellatlığına soyunmaların.. Hadi yedi harfe sığdırdığım Cennetim.. Lehçesini kaybetmiş bir millet gibi diz çökme acıya.. Kırıp belini, iki bölme umudunu.. Kısıp sesini kurda kuşa azık ettirme bir lokma mutluluğunu.. Karanlığına inat gözlerinin ışığında yürüme devam et.. Bir Elif miktarı gülümse sen.. Acı bize ilişse de, Er geç bu iki yürek, Yıldızlar gözlerimize aşkı hediye edecek.. Elbet bir gün.. Bir gün bu iki yürek mutluluğa erişecek.. 04 Ekim 2009 İsmail Sarıgene
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |