..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Abdullah Mehmed Özçam




6 Kasım 2009
Ebru (Mey'in Yolculuğu)  
Abdullah Mehmed Özçam
"Çok güzelsin." diyorum. "Evet, çok güzelim, hem de çok tatlıyım." diyor. "Eminim ki çok tatlısındır." diyorum "İçsene beni." diyor. Sarhoş oluyorum, ne yaptığımı bilmiyorum, kadehi dudaklarıma götürüyorum, içiyorum.


:BAEJ:
Beyaz bir masa ve sandalye var, sandalyeyi çekip oturuyorum, masaya kırmızıya çalan pembe renkli şarapla dolu şeffaf bir şişe ile boş bir kadeh bırakılıyor.
Şişenin içinde ebru var, yüzüyor, camı tıklayıp bana el sallıyor, sonra yüzmeye devam ediyor, tekrar cama tıklıyor, bu sefer el sallamadan önce bir de öpücük gönderiyor, yüzmeye devam ediyor, gözlerimi ayırmadan onu seyrediyorum, bu seferki gelişinde, ona baktığımı görünce şişeyi tıklamıyor, gülüyor, gözden kaybolup, biraz sonra tekrar ortaya çıkıyor, gülüyor, bir yukarı bir aşağı yüzüyor, taklalar atıyor, gülüyor, tekrar kayboluyor, bir daha ortaya çıkıyor, şişenin tepesini gösteriyor, ne demek istediğini anlamıyorum, şişenin ağzını açmamı işaret ediyor, tamam diyorum, mantarı çıkarıyorum, kadehe dökmemi işaret ediyor, döküyorum, şişeden dökülen şarapla birlikte kadehe düşüyor, kayboluyor, merak ediyorum, bir müddet sonra kadehteki şarabın yüzeyinde yüzü beliriyor, gözleri kapalı, endişeleniyorum, birden gözlerini açıyor ve gülümsüyor.
"Merhaba." diyor, "Ben Ebru."
"Merhaba." diyorum, "Ben de Mehmet."
Gözlerimin içine bakarak, "Tanıştığımıza memnun oldum Mehmet." diyor.
Ben de onun gözlerinden içeri bakarak "Ben de seninle tanıştığıma çok memnun oldum kahverengi." diyorum.
"Nerden çıktı şimdi bu kahverengi?" diyor, "Şarap kırmızı, ben kırmızı, tenim kırmızı, dudaklarım kırmızı, yanaklarım kırmızı, adım kırmızı, Ebru, osmanlıca da dalga dalga kırmızı yanak anlamına gelir, nerden çıktı kahverengi?"
"Özür dilerim" diyorum mahçup bir tavırla, "Bir an gözlerinden başka bir şeyi göremez oldum da..."
"Hımm." diyor, memnuniyetini belli eden geniş bir gülümseme ile.
"Çok güzelsin." diyorum.
"Evet, çok güzelim, hem de çok tatlıyım." diyor.
"Eminim ki çok tatlısındır." diyorum
"İçsene beni." diyor.
Sarhoş oluyorum, ne yaptığımı bilmiyorum, kadehi dudaklarıma götürüyorum, içiyorum.

* * *

Dilimin üstünde ayakta karşılıyorum onu, "Hoşgeldin." diyorum, elini tutuyorum, yürümeye başlıyoruz, yol ayrımına varıyoruz, yollardan birisi zaten kapalı, yemek borusu yoluna dalıyoruz, yokuş aşağı kolay bir şekilde mideye iniyoruz, oradan ince bağırsağa, sonra da kalın bağırsağa, oradan da emilip damarlara karışıyoruz, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra kalbe varıyoruz.
"Hoşgeldin sultanım hoşgeldin, gönül sarayıma hoşgeldin, böyle güzel bir saraya böyle güzel bir sultan yaraşır, hoşgeldin sultanım hoşgeldin." diyorum,"
"Hoşbulduk efendim hoşbulduk." diyor tatlı tatlı.
İkimiz de çok yorgunuz, kuş tüyü yatağımıza uzanıyoruz, sarayın açık pencerelerinden içeri tatlı bir rüzgar doluyor, bunalmıyoruz, sanki bedenlerimiz boşlukta asılı kalmış gibi, rahat bir uykunun kollarına bırakıyoruz kendimizi.
Sabah uyandığımızda gitmek istediğini söylüyor, "Gitme." diyorum, "Gideceğim." diyor, "Daha yeni geldin." diyorum, "Çok sıkıldım." diyor, "O zaman niye geldin?" diyorum, "Bilmiyorum." diyor, "Ama gelmeyi sen de istedin." diyorum, "Tamam, şimdi de gitmek istiyorum." diyor, ne yapsam, ne etsem beni dinlemiyor, tutturmuş, illaki, "Gideceğim." diyor.
Ellerini kaşlarına götürüyor, bir ok, bir de yay çıkarıyor kaşlarından, bir ok atıyor, neyseki sıyırıp geçiyor, ama bir ok daha çıkarıyor kaşından, sonra bir ok daha, bir ok daha, üzerime ok yağdırıyor, yaralanıyorum, ama pes etmiyorum, ayaktayım hala, bu sefer ellerini kaşlarına götürerek iki hançer çıkarıyor kaşlarından, iki elinde iki hançer saldırıyor üzerime, yaralıyor beni, yaraladıkça hoşuna gidiyor, kan revan içinde yıkılıyorum, "Gitme." demek istiyorum, diyemiyorum, gidiyor.
Kalbimden çıkıyor, damarlarımdan koşa koşa geçerek böbreklerime, mesaneme, idrar yollarıma, en nihayetinde de benden ayrılarak, tuvaletin deliğine ulaşıyor.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ebru 2 - Hazineler Hep Viranelerde Saklıdır
Kan Rengi Gül ile Ten Rengi Gül
Sultan ile Dilenci

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gözyaşının Gücü
Cunda Adası'nda Bir Kuşluk Vakti
Esaretten Özgürlüğe
Sahte Sevgili
Sen Kim Oluyorsun da Beni Terkediyorsun Lan

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bekliyorum [Şiir]
İşte Seni Bunun İçin Çok Seviyorum [Şiir]
Beni Başkalarıyla Bir Tutma [Şiir]
Sevmek, Sevilmek [Şiir]
İçimdeki Seni Ararken [Şiir]
Sarıl Bana [Şiir]
Ben Seni Sultan Zannettim [Şiir]
Sarhoş Eden Kadeh [Şiir]
Gidiyorum [Şiir]
Anlarsın ki Herşey Rüya İmiş [Şiir]


Abdullah Mehmed Özçam kimdir?

Doğum ile ölüm arasına sıkışmış kısacık bir hayat.

Etkilendiği Yazarlar:
klasikler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.